İran Devrim Muhafızları komutanı Irak’ta öldürüldü

Müslim Şahdan, el-Kaim geçişinden Suriye’deki Ebu Kemal yönünde ilerlediği sırada hedef alındı

Irak'ın el-Kaim şehrindeki Haşdi Şabi üyeleri (Getty)
Irak'ın el-Kaim şehrindeki Haşdi Şabi üyeleri (Getty)
TT

İran Devrim Muhafızları komutanı Irak’ta öldürüldü

Irak'ın el-Kaim şehrindeki Haşdi Şabi üyeleri (Getty)
Irak'ın el-Kaim şehrindeki Haşdi Şabi üyeleri (Getty)

Ahmed es-Suheyl
İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade suikastı sonrasında İran sahnesindeki gelişmelerin yeniden hız kazanması uzun sürmedi. İran medyası, Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Komutanı Müslim Şahdan’ın el-Kaim Sınır Kapısı’ndan geçerek Suriye tarafındaki Ebu Kemal’e yol aldığı sırada öldürüldüğünü bildirdi.
Iraklı istihbarat kaynakları, Russia Today’e yaptıkları açıklamada, Devrim Muhafızları Komutanı Şahdan ve beraberindeki 3 korumanın Irak-Suriye sınırı yakınlarında öldürüldüğünü aktardı.
Kaynaklar, “saldırının silahlı insansız hava aracı (SİHA) veya başka bir yol ile gerçekleştirildiğine dair verilerin henüz teyit edilmediğini” ifade etti.

Haşdi Şabi’den ret
Haşdi Şabi’nin Anbar eyaleti operasyonları komutanı Kasım Muslih ise suikast haberlerini yalanlayarak “Kaim’de hiçbir şey yaşanmadı. Bir suikastın gerçekleştirildiğine dair haberler doğru değil. Hiçbir İran Devrim Muhafızları komutanı, operasyonlarımızı sona erdirerek ülkeyi terk etmedi. Bu yöndeki haberlere şaşırdık” ifadelerine başvurdu.

Kaim şehrinden onay
Kaim şehrinden bazı kaynaklar, bir patlama sesi duyduklarını söylüyor. Hizbullah Tugayları’nın kontrolü altındaki gayriresmi kontrol noktaları olduğunu, kamyon ve arabaların bu şekilde Irak'tan Suriye'ye geçtiğini dile getiriyor.
Bombalamanın gerçekleştiği bölgenin Devrim Muhafızları için çok önemli olduğuna işaret eden kaynaklar, bu bölgede Irak-Suriye arasında seyahat etmek için silahlı grup liderleri tarafından kullanılan ve ‘güvenli koridorlar’ olarak bilinen geçişlerin yer aldığını söylüyor.
Bu bölge, yıllardır orada konuşlu Hizbullah Tugayları’na bağlı birimleri hedef alan İHA’ların hava saldırılarına maruz kalmış; bunun üzerine Hizbullah Tugayları’nın bazı unsurları geri çekilmiş, bazıları ise dağılmıştı.

İnkar
Gözlemciler, Haşdi Şabi liderlerinin İranlı liderlerin Iraklı yetkililerden resmi bir açıklama yayınlanmadan sınırı geçerek Suriye'ye girmelerinden duydukları utanç dolayısıyla iddiaları reddettiğini söylüyor.
“Diğer kaynakların ifadeleri ile eşleşmediği sürece Haşdi Şabi’nin inkârlarına güvenilemeyeceğini” düşünen yazar ve gazeteci Muhammed Habib, “Haşdi Şabi’den kişilerin ifadelerinde son dönemde sık sık çelişkiler görülüyor. Nitekim pek çok tarafı içerdiği ve merkezi olarak yönetilmediği biliniyor” ifadelerine başvuruyor.

Gevşek nokta
Irak Savunma Bakanlığı'nın eski danışmanlarından Maan el-Cuburi, Irak ile Suriye arasındaki sınır bölgesinin “İran Devrim Muhafızları tarafından iki ülke arası geçiş için kullanılan gevşek noktalardan biri olduğunu” söylüyor.
Suikastla ilgili çeşitli medya kuruluşlarında yer alan haberlerin doğru olduğunu düşünen Cuburi, Haşdi Şabi Komutanı Muslih’in söz konusu reddinin örgütün liderliğinden veya ilgili Irak kurumlarından resmi bir açıklama yapılmasını bekliyor oluşundan kaynaklanabileceğini söylüyor. Aynı zamanda ekliyor:
“İran, sonuncusu Ebu Muhammed el-Mısri’nin kendi topraklarında öldürülmesi olan tüm bu operasyonları reddetmeye oldukça güveniyor. Halbuki Mısri’nin ölümü hakkında net bilgiler vardı. Tahran, İran istihbarat servislerinin bu operasyonları durduramadığını hissettirmek istemiyor. Ancak bu operasyonların son dönemde tırmandığı görülüyor.”



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.