Azerbaycan'da Zafer Bayramı 8 Kasım olarak değiştirildi

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)
TT

Azerbaycan'da Zafer Bayramı 8 Kasım olarak değiştirildi

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (İHA)

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 10 Kasım gününün Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümü olması sebebiyle imzaladığı kararname ile Zafer Günü olarak belirlenen 10 Kasım tarihini 8 Kasım olarak değiştirdi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan ordusunun topraklarını kurtarmak için yürüttüğü operasyonun başladığı gün olan 27 Eylül’ü Anma Günü, Ermenistan'ın da yenilgiyi kabul ettiği 10 Kasım’ı Azerbaycan'da Zafer Bayramı ilan eden kararnameyi dün imzalamıştı. Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, 10 Kasım'ın Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümü olması sebebiyle Zafer Günü olarak belirlenen 10 Kasım tarihini 8 Kasım olarak değiştiren kararnameyi imzaladı. Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“10 Kasım, aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve Türk dünyası tarihinde adı altın harflerle kazınan büyük bir şahsiyet olan Mustafa Kemal Atatürk'ü anma günüdür. Azerbaycan halkının milli lideri Haydar Aliyev, 'Mustafa Kemal Atatürk, size ne kadar değerli ise, Azerbaycanlılar tarafından da sizin kadar sevilir ve saygı duyulur' dedi. Azerbaycan'ı kalbinin derinliklerinden seven ve 'Azerbaycan'ın neşesi neşemiz, kederi kederimizdir' diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün her Azerbaycanlının gönlünde özel bir yeri var ve onun hatırası Azerbaycan’da büyük bir saygıyla anılıyor. 10 Kasım tarihinin Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümü olması sebebiyle, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Zafer Günü olarak belirlenen 10 Kasım tarihi, 8 Kasım olarak değiştirme kararı almıştır. Karabağ’ın incisi Şuşa’nın 8 Kasım’da 28 yıllık kölelikten kurtarılması, savaşın kaderinde belirleyici bir rol oynadı. Düşmanın yenilgiyi kabul etmesine ve askeri operasyonları askıya almasına neden oldu. Şuşa şehrinin tarihsel önemi ve işgalden kurtuluşu dikkate alındığında, halkımızın kararlılığının ve gücünün bir zaferi haline gelen bu eşi benzeri görülmemiş bu, Zafer Bayramı her yıl 8 Kasım'da kutlanacak.”



İsrail'in saldırıları İran'ın nükleer kapasitesini ne kadar zayıflatabildi?

İsrail 6 günde İran'da en az 585 kişiyi öldürdü, 1300 kişiyi de yaraladı (Reuters)
İsrail 6 günde İran'da en az 585 kişiyi öldürdü, 1300 kişiyi de yaraladı (Reuters)
TT

İsrail'in saldırıları İran'ın nükleer kapasitesini ne kadar zayıflatabildi?

İsrail 6 günde İran'da en az 585 kişiyi öldürdü, 1300 kişiyi de yaraladı (Reuters)
İsrail 6 günde İran'da en az 585 kişiyi öldürdü, 1300 kişiyi de yaraladı (Reuters)

İsrail, 13 Haziran’dan beri başta nükleer tesisler ve askeri hedefler olmak üzere İran’daki birçok noktayı bombalamayı sürdürüyor. 

İsrail ordusu, savaş jetleriyle düzenlenen bombardımanlarda İran’ın İsfahan ve Natanz nükleer tesislerinde hasar meydana geldiğini bildirmişti. 

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun bugün duyurduğuna göre İsrail, Karaj ve Tahran’daki santrifüj geliştirme tesislerini de vurdu.

Ancak Guardian’ın analizinde, cuma gününden bu yana meydana gelen hasarın birkaç ay içinde onarılabileceği belirtiliyor. Ayrıca İsrail ordusunun saldırılarının, İran’da hem hükümetin hem de halkın nükleer caydırıcılıkta daha ısrarcı davranmasına yol açabileceğine dikkat çekiliyor. 

Dolayısıyla Tel Aviv yönetiminin hamlelerinin ters teperek Tahran’ın nükleer bomba geliştirme sürecini hızlandırabileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan İsrailli bir yetkili, saldırılar sonucunda İran’ın nükleer bomba geliştirmesinin sadece birkaç ay geciktirilebileceğini söylüyor. 

Ancak CNN’in salı günkü haberinde yer verdiği ABD istihbarat bilgilerine göre Washington, Tahran’ın en az üç yıl daha nükleer bomba üretemeyeceğini öngörüyordu. Analizde, birkaç aylık bir gecikmenin böyle bir durumda önemsiz kaldığı yazılıyor. 

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “Yükselen Aslan” operasyonunun ardından yaptığı açıklamalarda İran’ın nükleer silah geliştirmenin eşiğine geldiğini iddia etmişti.

Analizde, İsrail’in nükleer silah geliştirme programına dikkat çekilerek, Tahran yönetiminde birçok grubun buna karşı önlem olarak nükleer silaha sahip olmayı amaçladığı aktarılıyor. 

Adının açıklanmaması şartıyla konuşan, Ortadoğu’da deneyimli bir Batılı yetkili de İsrail’in saldırılarının Tahran’ın nükleer bomba çalışmalarını hızlandırma ihtimalini vurguluyor:

Bu olayların ardından İran’ın herhangi bir nükleer kapasitesi kalırsa, en hızlı şekilde silah geliştireceklerini düşünüyorum.

Analizde, İran’ın nükleer programının askeri yöntemlerle sonlandırılmasının tek yolunun Fordo tesisini imha etmek olduğu belirtiliyor. Kum şehrine yakın bir dağın 80 ila 90 metre altında inşa edilen bu nükleer tesis, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin merkezi. ABD ordusunun savaşa girmesi halinde burayı 13,6 tonluk bombalarla vurması gerekiyor. 

Netanyahu sadece İran’ın nükleer programını bitirmeyi değil, Tahran’da rejimi değiştirmeyi de amaçlıyor. Ancak İranlı sivilleri vurarak bunu elde etmesi zor görünüyor. Johns Hopkins Üniversitesi’nden Vali Nasr, “Gazze savaşının psikolojik etkisinin” de İsrail-İran çatışmalarında önemli rol oynadığını belirtiyor. 

Nasr, Gazze’deki yıkımla “uluslararası liberal düzenin İsrail’i kontrol altında tutabileceğine dair inancın boşa çıktığını” ifade ediyor. 

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, CNN