ABD Kongresi’nde Irak Bedr Örgütü’nü hedef alan yaptırım tasarısı

Onlarca eylemcinin meydanda Mukteda es-Sadr yandaşlarının kurşunuyla öldürülmesi ve yaralanmasından 1 hafta sonra göstericiler 4 Aralık’ta, Irak’ın güneyindeki Nasiriye’deki el-Habubi Meydan’ına çıktılar.(AFP)
Onlarca eylemcinin meydanda Mukteda es-Sadr yandaşlarının kurşunuyla öldürülmesi ve yaralanmasından 1 hafta sonra göstericiler 4 Aralık’ta, Irak’ın güneyindeki Nasiriye’deki el-Habubi Meydan’ına çıktılar.(AFP)
TT

ABD Kongresi’nde Irak Bedr Örgütü’nü hedef alan yaptırım tasarısı

Onlarca eylemcinin meydanda Mukteda es-Sadr yandaşlarının kurşunuyla öldürülmesi ve yaralanmasından 1 hafta sonra göstericiler 4 Aralık’ta, Irak’ın güneyindeki Nasiriye’deki el-Habubi Meydan’ına çıktılar.(AFP)
Onlarca eylemcinin meydanda Mukteda es-Sadr yandaşlarının kurşunuyla öldürülmesi ve yaralanmasından 1 hafta sonra göstericiler 4 Aralık’ta, Irak’ın güneyindeki Nasiriye’deki el-Habubi Meydan’ına çıktılar.(AFP)

ABD’de Cumhuriyetçi milletvekilleri, Irak Bedr Örgütü’ne karşı yaptırım çağrısında bulunan bir yasa tasarısı sundu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre tasarı, Bedr Örgütü’nü, İran’daki Humeyni’nin devrimini destekleyen ve bunu Irak’a taşımak isteyen bir siyasi parti olarak tanımlıyor. Tasarıya göre İran Devrim Muhafızları ve Kudüs Gücü, ‘terör örgütleri listesinde yer alan Hizbullah Tugayları, Lübnan Hizbullah’ı ve Ashab-ul Ehlul Hak ile yakın bir şekilde çalışan örgüte’, eğitim, finansman ve silah sağlıyor.
Tasarı metninde, Haşdi Şabi liderinin eski yardımcısı Ebu Mehdi el-Muhendis’in, İran desteğiyle Iraklı bir milis grubu Aralık 2019’da Irak’taki ABD Büyükelçiliği’ne götürdüğü, binayı ateşe verdikleri ve Bedr Örgütü lideri Hadi el-Amiri’nin de onlarla birlikte olduğu belirtiliyor. Taslak, örgütün Irak’taki ABD’lileri ve müttefiklerini hedef alma, insan hakları ihlalleri gerçekleştirme ve Sünni mahkumları infaz etme geçmişine sahip olduğunu belirtiyor. Yasa tasarısı Bedr Örgütü’nü, İran’a bağlı milislerin kurduğu el-Fetih Koalisyonu altında siyasi olarak ilerlemeye devam eden entegre bir birlik olarak nitelendiriyor.
Tasarı, Kudüs Gücü eski Komutanı Kasım Süleymani’yi ‘aziz dostu’ ve İran Dini Lideri Ali Hamaney’i de ‘İranlıların ve tüm İslam ümmetinin lideri’ olarak nitelendiren Hadi el-Amiri’yi de sert bir şekilde hedef alıyor. Metinde, örgütün Suriye’ye bağlı unsurlarını ‘Beşşar Esed rejiminin yanında savaşmak ve 2016 yılındaki Halep kuşatmasına katılmak üzere’ konuşlandırmasına da dikkat çekiliyor. Birleşmiş Milletler (BM) raporları, Iraklı milislerin Suriye’de onlarca sivili öldürdüğünü belirtiyor.
Tasarıda ABD Dışişleri Bakanı’na, tasarının yürürlüğe girmesinden 90 gün sonra, Bedr Örgütü’nün ve İran destekli diğer milislerin 2019 yılında Irak’taki ABD Büyükelçiliği’ne saldırılara katılımını ayrıntılı şekilde anlatan bir rapor sunması çağrısı yapılıyor. Tasarıda ayrıca bakanlık bu verilere dayanarak, Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası uyarınca cezalar verilmesinin yanı sıra örgütün terör örgütleri listesine dahil edilip edilmeyeceğine dair karar vermeye çağrılıyor. Aynı şekilde ABD’nin Haşdi Şabi güçlerine yardımlarının doğrudan ya da dolaylı olarak Bedr Örgütü’ne ulaşıp ulaşmadığını gösteren bir değerlendirme yapılması da talep ediliyor.
Projeyi sunanlar Demokrat ve Cumhuriyetçi partilerden destek almaya çalışıyor. Kongre’nin gelecek yılın başlarında yeni çalışmalara başlamadan önce tasarıyı oylamaya sunup sunmayacağı ise henüz belli değil.



Suudi Arabistan ve Mısır, İsrail'in Gazze'yi işgal planını reddetti

Gazze'de yıkılan binaların bugün havadan çekilmiş görüntüsü (AFP)
Gazze'de yıkılan binaların bugün havadan çekilmiş görüntüsü (AFP)
TT

Suudi Arabistan ve Mısır, İsrail'in Gazze'yi işgal planını reddetti

Gazze'de yıkılan binaların bugün havadan çekilmiş görüntüsü (AFP)
Gazze'de yıkılan binaların bugün havadan çekilmiş görüntüsü (AFP)

Suudi Arabistan ve Mısır, İsrail'in Gazze'yi işgal planını reddettiklerini teyit etti. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Mısırlı mevkidaşı Bedr Abdulati ile yaptığı telefon görüşmesinde, Gazze'de ateşkesin derhal sağlanması gerektiği konusunda mutabık kaldı.

Bakanlar ayrıca, “insani yardım, acil yardım ve tıbbi yardımın engellenmeden acil ve derhal ulaştırılmasını, çatışmayı körükleyen ve aşırılığı güçlendiren sistematik açlık ve öldürme politikasının derhal durdurulması" konusunda mutabık kaldı.

Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın bugün yaptığı açıklamaya göre, iki bakan dün akşam “kardeş ülkeler arasındaki düzenli istişare ve koordinasyon çerçevesinde, başta Gazze'deki durum olmak üzere bölgesel meseleleri takip etmek amacıyla” telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Bakanlar görüşmede, ülkeleri arasındaki yakın ikili ilişkileri ele alındı. Bakanlar, ilişkilerin her alanda giderek gelişmesinden memnuniyetlerini dile getirerek, “kardeş halkların kapsamlı ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması için” ortak iş birliğini güçlendirmeye devam etme kararlılıklarını vurguladılar. Ayrıca, bölgedeki siyasi ve güvenlik gelişmeleri ile bir dizi acil bölgesel mesele hakkında da görüş alışverişinde bulundular.

Mısır Dışişleri Bakanlığı'na göre bakanlar “İsrail'in acımasız saldırılarının devam ettiği Gazze'deki felaket durumundaki gelişmeleri” görüştüler ve İsrail Bakanlar Kurulu'nun Gazze'yi işgal ve saldırıları genişletme planını kesin bir şekilde reddettiklerini vurguladılar. Bu kararın, Filistin topraklarının yasadışı işgalini pekiştirmek, savunmasız Filistin halkına karşı soykırım savaşını sürdürmek ve halkın kaderini tayin etme ve bağımsız devlet kurma hakkını açık bir şekilde ihlal ederek uluslararası hukuku ve uluslararası insani hukuku çiğnemek amacıyla alındığını" vurguladılar.

Abdulati, Mısır'ın Katar ve ABD ile rehinelerin ve bir dizi Filistinli tutuklunun serbest bırakılmasını, Filistinlilerin kanının akıtılmasının durdurulmasını ve yardımların tam ve koşulsuz olarak ulaştırılmasını sağlayacak bir anlaşmaya varılması için sürdürdüğü çabaları anlattı.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre iki bakan, sivillerin korunması ve Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve 4 Haziran 1967 sınırları içinde ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız devletini kurma hakkının sağlanmasının önemini vurguladı.

Telefon görüşmesinde ayrıca genel bölgesel durum ele alındı. Dışişleri bakanları, Sudan, Suriye ve Lübnan'da mevcut zorluklar ve krizlerle başa çıkma yolları konusunda görüş alışverişinde bulundular, iki ülke arasında yakın koordinasyonun sürdürülmesi konusunda mutabık kaldılar ve bölgesel güvenlik ve istikrarın temellerini desteklemek için bu konularda Arap koordinasyonunun önemini vurguladılar.