Bal arılarının katil eşek arılarına karşı kendilerini koruma yöntemleri araştırıldı

Katil eşek arıları.
Katil eşek arıları.
TT

Bal arılarının katil eşek arılarına karşı kendilerini koruma yöntemleri araştırıldı

Katil eşek arıları.
Katil eşek arıları.

Kanada’daki Guelph Üniversitesi’nde yapılan ve çarşamba günü Plos One dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre dışkı kokusu katil eşek arılarına karşı güçlü bir silah konumunda. 
Araştırma ekibi, Vietnam’daki bal arılarının hayvan dışkılarını topladığını ve bunları katil eşek arılarının saldırılarına karşı korunmak için yuvalarının girişlerinin etrafına yerleştirdiklerini gözlemledi.
İşçi arıların bazen sabun artıkları bazen de insan dışkısı kullandıklarını belirten araştırmacılar “İşçi arılar araştırma dönemi boyunca yığınlar halinde hayvan dışkısı topladılar. Arıların yakındaki tavuk kümeslerinde dışkı aradıklarını fark ettik” açıklamasında bulundular.
CNN ekibi katil eşek arısı saldırılarının sıkça görüldüğü ağustos ayında, 72 arıcı ile araştırma gerçekleştirildiğini bildirdi. Bu araştırmaya göre arıcılar yalnızca beş tane batı bal arısı kolonisi gördüler. Herhangi bir dışkı yığınına ise rastlamadılar.
Ancak doğu bal arılarını besleyen 67 arıcıdan 63’ü arı kovanların girişinde dışkı parçaları bulduklarını bildirdiler. Her arıcının ortalama 15 arı kolonisi vardı. Arıcılar kolonilerinin yüzde 74’ünde dışkı parçaları bulduklarını aktardılar. Dışkı parçalarının katil arıların saldırısından sonra kovanlara getirildiği belirtilen araştırmada bal arılarının katil arıların saldırılarına cevap verdikleri sonucuna varıldı.
Bal arılarının taktiği işe yarıyor. Zira araştırmacılar yoğun ve ortalama dışkı parçalarının olduğu kolonilerin katil eşek arısı saldırısına uğrama ihtimalinin daha düşük olduğu sonucuna ulaştılar.
Araştırmayı yürüten ekibin başındaki isim olan Heather Mattila çalışma hakkında yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bu çalışma gerçekten korkutucu. Bal arılarının yırtıcı bir hayvana karşı kendilerini savunmak için başvurması gereken dikkat çekici bir yolu gösteriyor.”
Söz konusu araştırma, doğu işçi arılarının kendilerini savunmak için hayvan dışkısı kullandığını gösteren ilk çalışma oldu. Araştırma ekibi arıların hayvan dışkılarını başka amaçlar için kullandıklarına dair herhangi bir delil bulamadıklarını belirttiler.
Ancak Kuzey Amerika’daki batı bal arılarının doğudakiler gibi katil eşek arılarına karşı daha az hazırlıklı oldukları gözlemlendi. Kuzey Amerika bal arılarının aynı savunma yöntemine başvurmadıkları belirlendi.



Alzheimer'a çare olabilecek iki kanser ilacı tespit edildi

Araştırmacılar 1300'den fazla aday ilaç içeren bir veritabanını taradı (Unsplash)
Araştırmacılar 1300'den fazla aday ilaç içeren bir veritabanını taradı (Unsplash)
TT

Alzheimer'a çare olabilecek iki kanser ilacı tespit edildi

Araştırmacılar 1300'den fazla aday ilaç içeren bir veritabanını taradı (Unsplash)
Araştırmacılar 1300'den fazla aday ilaç içeren bir veritabanını taradı (Unsplash)

Alzheimer'ın yaşlanan nüfus üzerindeki etkisini azaltmanın yolunu arayan bilim insanları, iki kanser ilacının bu hastalığın da riskini azaltabileceğini tespit etti.

Kaliforniya Üniversitesi San Francisco kampüsünden araştırmacılar tıp dergisi Cell'de pazartesi günü yayımlanan çalışmada, bu tedavi edilemez hastalığı hafifletmeye katkı sağlayabilecek herhangi bir şey bulmak için antipsikotiklerden antibiyotiklere kadar 1300'den fazla aday ilacı taradı.

Bu ilaçlardan sadece 90'ı Alzheimer üzerinde etkisi olduğu düşünülen beyin hücresi genlerini hedef alırken bunlardan da yalnızca 5'inin, insan hastalarda Alzheimer riskini gerçekten düşürdüğüne dair kanıt bulundu.

Bilim insanları daha sonra fareler üzerinde test etmek üzere, meme kanserine karşı geliştirilen letrozolün yanı sıra kolon ve akciğer kanserini tedavi etmek için tasarlanan irinotekanı seçti.

Çalışmanın ortak yazarı Marina Sirota, NBC News'a yaptığı açıklamada, "Kanser ilaçlarının çıkmasını beklemiyorduk" diyor.

Fakat bu iki ilaç birlikte kullanıldığında, yaşlanan ve demans belirtileri göstermeye başlayan farelerde hafızayı ve beyin fonksiyonlarını iyileştirdiği anlaşılıyor.

Bu sonucun yine de insanlarda test edilmesi gerekiyor ve ilaçlar, insanlarda daha az etki gösterebilir. Yine de ilaç şirketleri bugüne kadar bu hastalık için amaca yönelik ilaçlar geliştirmekte zorlandığından, bu bulgu önem arz ediyor.

Çalışmanın ortak yazarı Dr. Yadong Huang, "Yeni bir ilaç geliştirmek yüzlerce milyon, hatta milyarlarca dolar tutabilir ve ortalama 10 yıldan uzun sürebilir" diyor.

Farklı bir amaca uygun hale getirilen bir ilaçsa genellikle sadece iki veya üç yılın ardından klinik denemeye sokulabilir ve maliyet de çok ama çok daha düşük olur.

Dr. Huang "Bilişsel gerilemeyi çarpıcı bir şekilde yavaşlatabilecek çok etkili bir ilacı hâlâ geliştiremedik ve üretemedik" diye ekliyor.

Alzheimer Derneği'ne göre 7 milyondan fazla Amerikalı, Alzheimer hastalığıyla yaşıyor ve bu sayıya 65 yaş üstü her 9 kişiden 1'i dahil.

ABD nüfusunun yaş ortalaması yükselmeye devam ettikçe bu sayının artması muhtemel ve demans hastalarının bakım masraflarının 2025'ten 2050'ye kadar 384 milyar dolardan yaklaşık 1 trilyon dolara çıkması bekleniyor.

Independent Türkçe