UMH içinde tartışmalar sürüyor

Hafter kuvvetlerinin seferberliğine tanık olunan Sirte’deki bir dükkan. (Reuters)
Hafter kuvvetlerinin seferberliğine tanık olunan Sirte’deki bir dükkan. (Reuters)
TT

UMH içinde tartışmalar sürüyor

Hafter kuvvetlerinin seferberliğine tanık olunan Sirte’deki bir dükkan. (Reuters)
Hafter kuvvetlerinin seferberliğine tanık olunan Sirte’deki bir dükkan. (Reuters)

Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) bağlı Savunma Bakanlığı, Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Ulusal Ordu’yu (LUO) kuvvetlerini Sirte ve Cufra’da, her iki taraftan güçlerin temas alanlarına konuşlandırmakla suçladı. UMH Savunma Bakanı Salah en-Nimruş da başkent Trablus’a ‘silahlıların sızdığı’ uyarısı yaptı.
Savunma Bakanı, “Diğer ülkelerden getirilen işgalci milisler ve paralı askerler tarafından desteklenen ordu kuvvetleri, Sirte ve Cufra bölgelerindeki seferberlik faaliyetlerini halen takip ediyor” dedi. Bakan, başkent Trablus’u çevreleyen bölgelere Hafter liderliğindeki LUO’ya bağlı silahlı adamların sivil örtüsü alında sızdıklarını belirterek söz konusu bilginin kaynağının belirlenemediğini ancak doğru olduklarını ifade etti. Bakanlığın 5+5 komite toplantılarından kararlaştırılanlara bağlı olduğunu kaydeden Salah en-Nimruş, ‘olası bir askeri harekata yönelik herhangi bir ihlal veya eylemin gerçekleşmesi halinde bunun geri püskürtüleceği’ uyarısında bulundu.
UMH heyeti, 5+5 olarak da bilinen Ortak Askeri Komite toplantılarında, geçen perşembe akşamı Serrac’ın yardımcısı Abdusselam Kacman ve Başkanlık Konseyi üyesi Muhammed Amari ile Berlin konferansının sonuçlarına yönelik güvenlik düzenlemelerini tartışmak üzere bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede, komite tarafından Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde imzalanan anlaşmanın şartları ve anlaşma ışığında tamamlanacak düzenlemeler de ele alındı.
Hükümetten yapılan açıklamada, toplantıda ‘çalışmaları takip etmek üzere önceki anlaşmaların ayrıntılı prosedürlerinin’ de gündeme geldiği belirtilirken komite ve Başkanlık Konseyi arasında haftalık toplantı yapma hususunda uzlaşı sağlandığı kaydedildi.
Müslüman Kardeşler’e bağlı olan görevinden ihraç edilen Libya Müftüsü Sadık el-Garyani, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şu an Libya’daki duruma dai çekinceleri olduğuna dikkat çekti. Garyani, UMH’nin İçişleri Bakanı Fethi Başağa’nın yankın zamanda Fransa’ya yaptığı tartışmalı ziyaret nedeniyle UMH’ye ‘Erdoğan’dan özür dileme sürecini hızlandırma’ çağrısında bulundu.
Söz konusu gelişmelerle eş zamanlı olarak Serrac ve üst düzey yardımcılarının ve hükümetine bağlı güçlerin bazı liderinin de dahil olduğu bir heyet Türkiye’ye sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ile görüşmesinde “Bir kez daha, Libyalı kardeşlerimizin yanındayız” dedi. Mişri de ‘iki tarafın, krizi çözmenin tek yolunun barışçıl siyasi yollardan ve tüm tarafların diyalog masasına oturmasından geçtiğini düşündüğü” yönündeki haberlere dikkat çekti.
75. Libya Siyasi Diyalog Forumu üyeleri, geçen perşembe günü video konferans aracılığıyla düzenlenen, 65 kişinin katıldığı, 10 üyenin ise bulunmadığı bir oturumda aralarındaki anlaşmazlıkları çözmekte başarısız oldu. Üyeler, yeni bir yürütme otoritesi seçmek üzere yeni bir mekanizma üzerinde de anlaşmaya varamadı. BM misyonunun, seçim mekanizmalarının ikinci ve üçüncü seçenekleri arasındaki tartışmayı çözmek için üyeleri bir oylama oturumuna davet etmesi bekleniyor.
BM Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Genel Sekreter Vekili Stephanie Williams yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Misyon, BM forumunun tüm üyelerine eşit fırsatlar sağlama taahhüdüne bağlı olarak bu toplantıya katılamayan tüm üyelerle iletişim kuracak. Yürütme otoritesini belirlemek için bir mekanizma seçmenin en uygun yolu hakkında görüşlerini dinleyecek ve böylece yol haritasını uygulamada bir sonraki adıma geçeceğiz.”
Williams, 11 Aralık’ta yaptığı açıklamada, ‘görüş ayrılıklarına rağmen, ciddiyet ve yüksek derece farkındalık ile karakterize edilen yapıcı tartışmalar’ dolayısıyla memnuniyetini dile getirdi. Stephanie Williams açıklamasını şöyle sürdürdü:
“İleriye doğru adımları hızlandırma gereğine dikkat çeken birçoğunuzu dinledim. Bu olumlu bir durum. Süreç, Libyalıların kendi ellerinde. Mevcut siyasi süreçte Libya halkının umudunu geri getirecek somut bir ilerleme sağlamak için bu fırsattan yararlanmaları gerekiyor.”
BM Cenevre Ofisi Sözcüsü Alessandra Vellucci de “Williams, siyasi reformları görüşmek üzere gelecek pazartesi ve salı günleri Cenevre’de Ekonomik Çalışma Grubu’nun bir toplantısına başkanlık edecek” dedi. Vellucci, toplantıya eş başkan sıfatıyla Mısır, ABD ve Avrupa Birliği’nin (BM) de katılacağı görüşmelerde Libya’nın önde gelen kurumlarının temsilcilerinin de yer alacağı bilgisini verdi.
Aynı şekilde Adalet Bakanlığı ve Trablus’taki paralel Temsilciler Meclisi, bakanlığında finansal varlıklarının yolsuzluk nedeniyle doldurulması sonrasında, Başağa’nın seyahat yasağı getirmesi karşısında Libya Merkez Bankası Başkanı Sıddık el-Kebir’e destek oldu. Trablus Temsilciler Meclisi Başkanı Hammude Seyyale yaptığı açıklamada “Başağa tarafından yayınlananlar yasa dışıdır ve herhangi bir yasal karşılığı yoktur.  Başsavcı Vekili de ‘bu olayla ilgili gerekli yasal önlemlerin alınması ve tekrarının önlenmesi’ çağrısında bulundu” dedi.
UMH’ye bağlı Adalet Bakanı Muhammed Lamlum, Başağa’nın ‘Libyalıların serbest dolaşım özgürlüğünü kısıtlama’ kararını eleştirerek bu önlemlerin yalnızca yargı makamlarının bilgisi dahilinde alındığını vurguladı.
Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Muhammed el-Hafi, Serrac’a yönelik mesajında “Hiçbir güvenlik makamı arananlar, şüpheli isimler ya da takip listesine girenler dışında kimsenin seyahat etmesini veya Libya’ya girişini yasaklayamaz” dedi.
Libya Merkez Bankası’nın, Başağa’nın aldığı seyahat yasağını kınadı. Banka, söz konusu tedbirlerin keyfi ve yasa dışı olduğunu, yetkilerini ve Yüksek Yargı Konseyi’nin kararlarını ihlal ettiğini kaydetti.
Diğer yandan LUO’nun serbest bıraktığını duyurmasından birkaç saat sonra Jamaika bandıralı Türk ticaret gemisi, Libya’nın batısındaki Misrata şehrine doğu yolculuğuna devam etti. Gemi, geçen cumartesi gününden bu yana ‘talimatlara uymadığı’ iddiasıyla alıkoyulmuştu. Anadolu Ajansı, yerel Libyalı yetkililerden aktardığı haberinde, geminin sahibinin Türk vatandaşı olduğunu, ilaç ve tıbbi malzeme taşıdığını belirtti.



Irak'ta DEAŞ alarm: Güvenlik güçleri Kerkük vilayetindeki bir köy kuşattı

Kerkük'te bir köye DEAŞ bayrağı asıldı
Kerkük'te bir köye DEAŞ bayrağı asıldı
TT

Irak'ta DEAŞ alarm: Güvenlik güçleri Kerkük vilayetindeki bir köy kuşattı

Kerkük'te bir köye DEAŞ bayrağı asıldı
Kerkük'te bir köye DEAŞ bayrağı asıldı

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin'in Suriye'de rejimin devrilmesinin ardından DEAŞ'ın yeniden toparlandığına dair yaptığı açıklamalarla eş zamanlı olarak Irak güvenlik güçleri bugün, Kerkük vilayetinde DEAŞ bayrağının asıldığı bir köyü kuşattı.

İngiltere'nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan sorumlu Devlet Bakanı Hamish Falconer ile bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Hüseyin, ‘Suriye ordusunun çökmesi ve silah depolarını terk etmesi sonucunda çok sayıda silah ele geçiren ve bu sayede kontrolünü daha fazla alana yayma imkânı bulan DEAŞ’ın saflarını yeniden düzenlediğini’ bildirdi.

Hüseyin, ‘Suriye siyasi sürecinin, tüm bileşenlerin temsilcilerinin katılımına dayalı olarak inşa edilmesi gerektiğini ve Suriye halkına sürdürülebilir uluslararası yardım sağlanmasının önemini’ vurguladı.

Falconer, ‘İngiltere'nin de katıldığı Akabe toplantılarının sonuçlarından’ duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Suriye'deki durumu takip etmek ve gelişmeleri izlemek için bu toplantıların aynı çerçevede devam etmesinin önemini belirtti.

Falconer, ülkesinin ‘bazı silahlı örgütler ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında silahlı çatışma yaşanması ihtimalinden duyduğu endişeyi’ dile getirerek, ‘Suriye'deki durumun daha fazla iç çatışmayı kaldıramayacağını’ vurguladı.

Siyah DEAŞ bayrağı

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Suriye’de yaşanan ani değişimin ardından Bağdat'ın Suriye konusunda bir belge sunduğunu ve her türlü olasılığa karşı hazırlıklı olduğunu doğruladı.

Diğer yandan Irak güvenlik güçleri, bazı bölgeleri örgütün kuluçka merkezi olarak kabul edilen Kerkük vilayetindeki bir köyde DEAŞ bayrağının göndere çekilmesi karşısında şaşkınlık yaşadı. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bir güvenlik kaynağına göre, Kerkük vilayetindeki bir okulun kapısına DEAŞ bayrağı çekilmesinin ardından güvenlik güçleri köyü kordon altına aldı.

Irak-Ürdün koordinasyonu

Sudani, Irak'ın Suriye'nin toprak bütünlüğü konusundaki istekliliğini ve Suriye'nin iç işlerine karışmadan kapsamlı bir siyasi süreci desteklemeye hazır olduğunu vurguladı.

“Silahlı örgütlerin ve DEAŞ unsurlarının varlığı nedeniyle Suriye'deki gelişmelerden endişe duyuyoruz. Bu sebeple Ürdün ve uluslararası koalisyonla ortak operasyonlar başlattık” diyen Sudani, ‘Suriye'deki yeni yönetime bileşenlerin çeşitliliğine saygı gösterme ve kimseyi dışlamama garantisi verme’ çağrısında bulundu.

Sudani sözlerini şöyle sürdürdü: “Irak, DEAŞ terör örgütüne karşı mücadele eden uluslararası koalisyonun ayrılmaz bir üyesidir. Irak'a yönelik herhangi bir tehdit ya da herhangi bir konuda dikta söz konusu değildir. Karşılıklı saygı ve ortak çıkarlara dayalı sorumlu bir diyalog vardır. Sınırlarımızın güvenliği en iyi düzeydedir ve ilk kez tüm sınır noktalarında tahkimat ve kontrol vardır.”

Suriye'de Esed rejiminin devrilmesi, ülkenin kuzeyindeki kamplarda tutulan 50 bin kadar eski DEAŞ savaşçısının akıbetiyle ilgili endişeleri arttırdı; özellikle de bölgede kaosun yayılması ve bu gözaltı merkezlerinin açılmasıyla ilgili endişelerin artması, DEAŞ’ın bölgeye geri dönmesi tehdidini doğurdu.