Yemen’de 15 bin okul Husiler tarafından ulusal kimliklerinin yok edilmesi tehdidiyle karşı karşıya

Husiler, okul müfredatını kendi fikirlerine uyacak şekilde değiştirmeye çalışıyor. (EPA)
Husiler, okul müfredatını kendi fikirlerine uyacak şekilde değiştirmeye çalışıyor. (EPA)
TT

Yemen’de 15 bin okul Husiler tarafından ulusal kimliklerinin yok edilmesi tehdidiyle karşı karşıya

Husiler, okul müfredatını kendi fikirlerine uyacak şekilde değiştirmeye çalışıyor. (EPA)
Husiler, okul müfredatını kendi fikirlerine uyacak şekilde değiştirmeye çalışıyor. (EPA)

Sana'daki Yemenli kaynaklar, Husi milislerinin devlet kurumlarının ulusal kimliğini ortadan kaldırmaya çalışmaları, okulların ve kurumların isimlerinin değiştirilmesi ve çeşitli hükümet pozisyonlarında bulunanların grubun liderlerinin ailelerine mensup olanlarla değiştirilmesi de dahil olmak üzere grubun mezhepsel faaliyetlerde bulunmaya devam etmeleri konusunda uyarıda bulundu. 
Husi grubu kısa bir süre önce Sana kırsalında, İmam rejimine karşı başlatılan 26 Eylül 1962 devriminin üst düzey liderlerinden birinin adını taşıyan bir okulun adını kendilerine ait başka bir adla değiştirmişti. Yerel kaynaklar aynı zamanda, Husilerin eğitim alanında 40'tan fazla çalışanın pozisyonunu Husi mensubu kişilerle değiştirmeyi amaçladıklarını ve bunun Husilerin eğitim kurumlarına ilişkin planları bağlamında geldiğini belirtti.
Yemenli aktivistler tarafından birkaç gün önce dağıtılan bir belgede, Husi grubunun liderlerinin, başkentin güneyindeki  Bilad-ı Rus'taki 26 Eylül 1962 devriminin Hür Subaylar Örgütü’nün liderlerinden Ali Abdulmuğni’nin adını taşıyan okulun adının İmam Hasan bin Ali Okulu adıyla değiştirilmesini içeren talimatlar yayınladığını belirtti. 
Bazı aktivistler bu kararı, grubun cumhuriyetin geri kalan simge yapılarını ve ulusal sembollerini yok etme ve Yemen devriminin bayraklarını özellikle öğrencilerin, öğretmenlerin ve Yemenlilerin zihninden kaldırma çabalarının bir parçası olarak tanımladı.
Daha önce milisler, Sana'daki bir dizi devlet okulunun ve kontrolleri altındaki diğer valiliklerin, özellikle de devrimci, militan ve tarihi isimler taşıyanların adını değiştirdiler.
Başkent Sana ve kırsal kesimi ile Ibb vilayetinden öğretmenler ve eğitim personeli, Şarku’l Avsat’a milislerin kontrolü altındaki alanlarda eğitim sistemini bozmalarına ilişkin derin endişelerini dile getirerek şu ifadeleri kullandılar:
"Husiler iktidara karşı gerçekleştirdikleri darbeden bu yana, tüm enerjisini ve çabasını hala cumhuriyetçi Yemen’in tüm isimlerini, simge yapılarını ve sembollerini, özellikle de eğitim kurumlarıyla ilişkili olanları değiştirmek için harcıyor.”
Yemenli eğitimciler, grubun kontrolündeki bölgelerde bulunan yaklaşık 15 bin devlet okulunun yıkım, tahrifat ve mezhepsel  değişiklikler beklediği konusunda uyardılar.
Yemen İnsan Hakları Bakanı Muhammed Asker, konuyla ilgili yaptığı açıklamada bu kararların Yemen kimliğinin açık bir şekilde ortadan kaldırılmaya çalışıldığı çok tehlikeli bir konu olduğunu belirtti. Asker, milislerin bu aşırılıklarla cumhuriyetçi simge ve sembolleri ortadan kaldırmaya ve bunları mezhepsel ideolojileriyle değiştirmeye çalıştığını ifade etti. Asker, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Maalesef, bu eğilim kaçınılmaz olarak Yemen'deki çatışmayı siyasi bir çatışmadan daha derin ve daha ciddi bir kültürel kimlik çatışmasına dönüştürecek" ifadelerini kullandı.
Sana’daki eğitim kaynakları, Husilerin eğitim kurumları da dahil olmak üzere geri kalan devlet kurumlarındaki çabalarına ilişkin yaptıkları açıklamada, darbeci grubun liderliğinin şu anda bir dizi eğitim medyası çalışanını ve resmi eğitim kanalını kontrol altına almaya ve kendilerine bağlı personeller ile değiştirmeye çalıştığını bildirdi.
Kaynaklar, birkaç gün önce Sana’daki milisler tarafından Eğitim Medyası ve Eğitim Kanalı Müdürü olarak atanan Yahya Hacib (Saada’dan) adlı Husi liderinin, darbecilerin hükümetine bağlı Hizmet Bakanlığı’na "acil" olarak nitelendirdiği bir mektup gönderdiğini bildirdi. Kaynaklara göre mektup, Husi liderinin kardeşi Yahya Bedreddin el-Husi tarafından yönetilen Eğitim Bakanlığı'na ait iki eğitim sektöründe çalışan 40 çalışanın görevlerinden alınması talebini içeriyor.
Kaynaklar ayrıca, Husi liderleri Hacib’in talimatlarında, tek niteliği gruba ideolojik bağlılıkları olan ve çoğu Saada'dan gelen 40 kişinin, çeşitli kurumlardaki yaklaşık 20 yıldır çalışan resmi çalışanların yerini almasını içeren bir liste yer aldı.
Kaynaklar, son zamanlarda Hacib’in anlaşma yaptığı taraflara eğitim kanalının işlerini yönetme görevlerini verdiğini, grup lideri tarafından her Çarşamba günü kanalın genel merkezinde düzenlenen derslere katılmayı reddetmesi nedeniyle eski çalışanların işlerini yapmasını engellediğini ve mektubunda bunların cezalandırılmasını istediğini belirtti.
Grubun kontrolündeki çeşitli eğitim kurumlarında binlerce memur, çalışan ve işçiyi etkileyen Husi girişimleri çerçevesinde kısa süre önce Ibb vilayetinde görevlerinden uzaklaştırılan yetkililer ve eğitim çalışanları yaptıkları açıklamalarda, milislerin bu çalışmalara devam ettiğini ve Ibb bölgesini işgalinden bu yana birçok üyesini, valilik içinde (Sana'nın 170 km güneyinde) bulunan 22'den fazla ilçe ve bir dizi köyde çeşitli eğitim pozisyonlarına atadığını belirtti.
Kaynaklar ayrıca, İran destekli grubun eğitim kurumlarına ve kadrolarına karşı işlediği çok sayıda suç bağlamında grubun geçtiğimiz hafta, çoğu ana kalesi Saada'dan gelen takipçilerini, valiliğin farklı bölgelerindeki eğitim liderliği ve idari görevlerde atamak için yaklaşık 16 karar çıkardığını belirttiler. Bununla eşzamanlı olarak, Husi grubunun bölgede geniş çaplı askere alma girişimleri başlattığı kaydedildi.
Ibb'deki bazı yetkililer ve çalışanlar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda, bu yılın son 6 ayında Ibb eyaletini kontrolleri altında tutan milislerin 80'den fazla keyfi karar aldıklarını ve merkezlerin, okulların, eğitim departmanlarının ve çalışanların müdürlerinin yerine kendilerine bağlı olanları atamaya karar verdiğini açıkladı. Ayrıca husilerin bahane olarak ildeki bazı şehir ve köylerdeki eğitim çalışanlarının onlarla işbirliği yapmadıkları ve eğitim süreciyle ilgili direktiflerini reddettiklerini öne sürdüklerini belirttiler.



Harvard, Trump yönetiminin uluslararası öğrenci kabulüne ilişkin yasağını uzatması için mahkemeye başvurdu

Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)
Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)
TT

Harvard, Trump yönetiminin uluslararası öğrenci kabulüne ilişkin yasağını uzatması için mahkemeye başvurdu

Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)
Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)

ABD'li bir federal yargıç bugün Başkan Donald Trump yönetiminin Harvard Üniversitesi'nin yabancı öğrenci kabul etme yetkisini iptal eden yasağını uzatıp uzatmayacağını değerlendirecek. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, Ivy League üniversiteleri bu kararın öğrencilerinin yaklaşık dörtte birini etkileyeceğini ve kendilerini yıkıma uğratacağını belirtti.

Boston Bölge Mahkemesi Yargıcı Allison Burroughs, İç Güvenlik Bakanlığı'nın bir önceki gün yayınladığı iptali uygulamasını engelleyen geçici ihtiyati tedbiri uzatıp uzatmamayı değerlendirecek.

Bakanlığın bu hamlesi, Trump yönetiminin Harvard Üniversitesi'ne yönelik girişiminin bir adımıydı. Bakanlık üniversiteyi muhafazakârlara karşı önyargılı olmakla ve kampüste antisemitizmi teşvik etmekle suçladı.

Üniversitenin avukatları, bakanlığın eyleminin ‘Harvard'da akademik özgürlüğe yönelik benzeri görülmemiş misilleme saldırısının’ bir parçası olduğunu söyledi. Harvard, yönetimin Ivy League üyesi üniversiteye yaklaşık 3 milyar dolarlık federal araştırma hibesini sonlandırma kararına itiraz eden ayrı bir dava açtı.

Harvard, Trump yönetiminin, üniversitenin yönetimini, müfredatını ve öğretim üyeleri ile öğrencilerinin ‘ideolojisini’ kontrol etme taleplerini kabul etmediği için kendisine misilleme yaptığını iddia ediyor.

Dava, İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem'in geçen hafta okulun ABD dışındaki öğrencileri kabul etmesine izin veren Öğrenci ve Değişim Ziyaretçi Programı akreditasyonunu iptal etmesinin ardından eski Demokrat Başkan Barack Obama'nın atadığı Allison Burroughs'un önüne getirildi.

Kararı açıklayan Noem, kanıt sunmadan üniversiteyi ‘şiddeti, antisemitizmi teşvik etmek ve Çin Komünist Partisi ile koordinasyon içinde olmakla’ suçladı.

Noem ayrıca üniversiteyi, burada eğitim görmek üzere vize almış öğrenciler hakkında ve bu öğrencilerin disipline tabi tutulmalarını gerektirecek herhangi bir yasadışı ya da şiddet içeren faaliyette bulunup bulunmadıklarına ilişkin çok sayıda bilgi talebine yanıt vermemekle de suçladı.

Harvard, kararın üniversite ve öğrencileri için ‘yıkıcı’ olduğunu söyledi. ABD'nin en eski ve en zengin üniversitesi olan Harvard, içinde bulunduğumuz akademik yılda yaklaşık 6 bin 800 yabancı öğrenci kabul etti ve bu sayı toplam kayıtlarının yaklaşık yüzde 27'sini oluşturuyor.

Bakanlığın bu hamlesi Harvard'ın yeni yabancı öğrenci kabul etmesini engelleyecek ve mevcut yabancı öğrencileri başka üniversitelere geçmeye ya da yasal statülerini kaybetmeye zorlayacak.

Trump dün Oval Ofis'te gazetecilere yaptığı açıklamada, Harvard'ın kabul ettiği Amerikalı olmayan öğrenci sayısının yüzde 15 ile sınırlandırılması gerektiğini söyledi.

Trump, “Onlar (Harvard) uygun şekilde davranmak zorundalar” dedi.

Üniversite, yabancı öğrenci kabul etme yetkisinin iptal edilmesinin, ABD Anayasası ve işleyişini düzenleyen İdari Usul Yasası uyarınca ifade ve dava özgürlüğü hakkını ihlal ettiğini belirtiyor.

Üniversitenin avukatları, bakanlığın eylemleri için meşru bir neden sunması, üniversiteye önceden bildirimde bulunması ve herhangi bir sorunu ele alma fırsatı vermesi gereken federal düzenlemelere uyulmadan akreditasyonunun aniden iptal edildiğini söylüyor.

Avukatlar, yönetmelikler uyarınca bakanlığın üniversiteye suçlamalara karşı kanıt sunması için en az 30 gün süre tanıması ve idari itirazda bulunma fırsatı vermesi gerektiğini ifade etti.