Filistin eğitim müfredatı revize ediliyor: İsrail'in değiştirmek istediği şey bu

Filistin Eğitim Bakanlığı birkaç hafta önce bazı ders kitaplarını topladı ve bunların yerine mini eğitim paketleri koydu

Filistin Yönetimi, Avrupa'nın baskısı altında eğitim müfredatını revize ediyor. (AFP)
Filistin Yönetimi, Avrupa'nın baskısı altında eğitim müfredatını revize ediyor. (AFP)
TT

Filistin eğitim müfredatı revize ediliyor: İsrail'in değiştirmek istediği şey bu

Filistin Yönetimi, Avrupa'nın baskısı altında eğitim müfredatını revize ediyor. (AFP)
Filistin Yönetimi, Avrupa'nın baskısı altında eğitim müfredatını revize ediyor. (AFP)

Halil Musa

Filistin Yönetimi, yıllarca Filistin anlatısını kışkırtma olmadan koruduğuna inandığı belirli eğitim müfredatlarını uyguladıktan sonra, ABD ve Avrupa ülkelerinin baskısı sonucunda bu müfredatları Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ilkelerine uygun olarak revize etme kampanyası başlattı.

Filistin Eğitim Bakanlığı, bazı ders kitaplarını toplayarak, mahkûmlara atıfta bulunmayan geçici ders kitaplarıyla değiştirdi. Bu adım, ‘revizyonun başlangıcı’ olarak görünüyor.

Mevcut eğitim-öğretim yılı başlamadan önce, Devlet Başkanı Mahmud Abbas geçtiğimiz eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Filistin hükümetine UNESCO standartlarına uymak için eğitim müfredatını geliştirmeye ve güncellemeye devam etmesi talimatını verdiğini duyurdu.

Şiddeti ve kışkırtmayı reddetmek

Abbas, Filistin hükümetine, uluslararası taahhütlere uygun olarak bu süreci tamamlamak için iki yıl süre verdi.

Abbas, ‘Filistin ulusal kimliğine ve sabitelerine’ bağlılığı vurgulasa da ‘medya, eğitim müfredatı ve kültür alanı dahil olmak üzere çeşitli alanlarda şiddeti ve kışkırtmayı reddettiğini’ bildirdi.

dfg
Alman Georg Eckert Enstitüsü (GEI) birkaç yıl önce yaptığı araştırmada, “Filistin eğitim müfredatı İsrail'e karşı nefreti körüklüyor” sonucuna vardı. (AFP)

Filistin Eğitim Bakanlığı birkaç hafta önce bazı ders kitaplarını topladı ve bunların yerine mini eğitim paketleri koydu.

İsmini vermek istemeyen bir Filistinli yetkili, hükümetin ‘aylardır okul müfredatını gözden geçirmek için ciddi bir şekilde çalıştığını ve bu konuda önemli ilerleme kaydettiğini’ söyledi.

Bu çalışmanın ‘yeni bir mekanizma uyarınca’ yürütüldüğünü belirten yetkili, bunun ‘Avrupa'nın baskısı altında yapıldığını ve önceki Filistin hükümetinin müfredatı değiştirmek için Avrupa'nın baskısına yanıt vermeyi reddettiğini’ bildirdi.

Bu paketlerin bazılarını inceleyip orijinal ders kitaplarıyla karşılaştırdığımızda, Arapça ders kitabında mahkûmlara değinen bazı bölümlerin ve matematik ders kitabında Kudüs ile ilgili sözlü soruların silindiğini gördük.

xcdf
İsrail, Filistin Yönetimi'ni ‘eğitim müfredatında şiddeti teşvik etmekle’ suçluyor. (Independent Arabia)

Ancak Filistin Eğitim Bakanlığı, ders kitaplarının okullardan toplandığını yalanladı.

Filistin Eğitim Bakanı Emced Berhem, Independent Arabia'ya eğitim müfredatının gözden geçirilmesi konusunda talimatlar alındığını doğrulasa da ‘konunun hassasiyeti nedeniyle’ bu konuyu müzakere etmeyi reddetti ve bu konuda konuşma yetkisi olmadığını söyledi.

Filistin'in çatışma anlatısı

İsrail, Filistin Yönetimi'ni sık sık ‘eğitim müfredatında şiddeti teşvik etmekle’ suçlarken, Filistinliler bu suçlamayı reddederek müfredatın Arap-İsrail çatışması, Filistin tarihi ve halkının mücadelesine ilişkin Filistin'in anlatısını ele aldığını savunuyor.

Filistin Eğitim Bakanlığı Müfredat Merkezi eski Başkanı Servet el-Kilani, Filistin öğretim materyallerinin ‘UNESCO ilkeleri, uluslararası hukuk ve insan hakları ile uyumlu’ olduğunu değerlendiriyor.

Kilani, “Anlaşmazlık bu ilkeler üzerinde değil, bunların yorumlanması üzerinde. Çünkü Tel Aviv ve Washington, Filistinlilerin hoşgörü yoluyla teslim olmasını istiyor” dedi.

Kilani'ye göre İsrail, Siyonizmden, Filistinlilerin çatışmaya ilişkin anlatımından ve Filistin halkının ve tarihi liderlerinin mücadelesinden herhangi bir şekilde bahsedilmesini şiddet ve nefreti kışkırtma olarak görüyor.

ghy
Filistin Eğitim Bakanlığı bazı ders kitaplarını toplayarak, mahkûmlardan hiç bahsetmeyen geçici ders kitaplarıyla değiştirdi. (Independent Arabia)

Kilani, ABD ve Avrupa Birliği'nin (AB) desteğini alan İsrail'in ‘eğitimi siyasallaştırmak’ ve Filistin eğitim müfredatına İsrail'in kavramlarını, isimlerini ve anlatımlarını sokmak istediğini belirtti.

Alman Georg Eckert Enstitüsü (GEI) birkaç yıl önce AB tarafından finanse edilen bir çalışma yürüttü. Bu çalışmanın sonucunda ‘Filistin eğitim müfredatının İsrail'e karşı kışkırtma amacıyla kullanıldığı’ sonucuna varıldı.

İsrail haritası

Ancak Kilani, GEI’nın ön raporlarının ‘Filistin eğitim müfredatının hoşgörüsünü ve uluslararası hukuka bağlılığını övdüğünü’ belirterek, ‘nihai raporun İsrail'in kışkırtmasıyla hazırlandığını’ ifade etti.

Kilani, eğitim müfredatlarında Kudüs’ün Filistin’in başkenti olarak belirtilmesinin bir tür kışkırtma olarak değerlendirildiğini ifade etti. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İsrail, Yafa ve Akka gibi şehirlerin İsrail’in kuruluşundan önce Filistin toprağı olduğuna dair tarihi atıfların yapılmasını da istemedi.

Tel Aviv'in, İsrailliler henüz sınırlarını çizmemiş olmasına rağmen ders kitaplarına İsrail haritasının eklenmesini istediğini belirtti.

Kilani, Filistin müfredatının ‘işgal altındaki toplumun ruhunun bir yansıması olduğunu ve hafızayı silmeye çalışan Siyonist anlatının karşısında ulusal anlatıyı yeniden ürettiğini’ söyledi.

7ı8
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, hükümete UNESCO standartlarına uygun olarak eğitim müfredatını geliştirmeye ve güncellemeye devam etme talimatı verdi. (Independent Arabia)

Filistin Devlet Başkanı’nın müfredatla ilgili kararına değinen Kilani, “Bu karar, müfredatın gözden geçirilmesini öngörüyor, ancak mutlaka değiştirilmesi gerektiği anlamına gelmiyor” dedi. Ayrıca, ‘yenileme ve geliştirme çabalarını desteklediğini, ancak bunun Filistin iradesi ve yönetimiyle yapılması gerektiğini’ vurguladı.

Kilani’ye göre kışkırtıcılık, İsrail veya Amerikan iradesiyle uyuşmayan şeylerde değil, uluslararası hukukun ve insan haklarının çiğnenmesinde yatıyor.

Kilani, “Sorun, kavramların farklılığında yatıyor; ulusal kurtuluş kavramlarının, işgalci güçlerin anlayışından farklı olması son derece doğal” değerlendirmesinde bulundu.

Siyaset araştırmacısı Cihad Harb, Filistin eğitim müfredatının öldürmeye teşvik etmediğini, ancak İsrail’in kuruluşundan önceki Filistin yurduna ve Nekbe’nin tanımına yer veren Filistin anlatısını içerdiğini belirtti.

Harb’a göre İsrail, Filistinlilerin tarih ve geleceklerine bakışını değiştirmek, zihinlerini dönüştürmek ve onları siyaseten yönlendirmek amacıyla Filistin müfredatının değiştirilmesini istiyor.

Harb ayrıca, Filistin Yönetimi’nin son dönemde eğitimden güvenliğe, hatta mahkûm maaşlarına kadar her alanda Amerikan baskılarına maruz kaldığını ifade etti.



Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili bugün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan görüşmelerin henüz somut sonuç vermediğini belirterek, ülkenin kuzeydoğusundaki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesi konusundaki söylemlerin, icraat adımları atılmadan teorik ifadelerden ibaret kaldığını kaydetti.

Suriye Haber Ajansı'na (SANA) konuşan kaynak, Suriye'nin birliğine yapılan tekrarlanan vurgunun, ülkenin kuzeydoğusundaki gerçeklikle çeliştiğini, burada devlet çerçevesinin dışında ayrı ayrı yönetilen idari, güvenlik ve askeri kurumların bulunduğunu ve bunun da sorunu çözmek yerine "bölünmeyi sürdürdüğünü" söyledi.

 SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)

Sözlerine şöyle devam etti: "SDG liderliğinin Suriye devletiyle diyaloğun devam edeceğine dair sürekli işaretlerine rağmen, bu görüşmeler somut sonuçlar vermedi. Bu söylemin, gerçek bir durgunluk ve uygulamaya geçme konusunda gerçek bir irade eksikliği ışığında, medya amaçlı ve siyasi baskıları absorbe etmek için kullanıldığı görülüyor."

Sözlerine şöyle sürdürdü: “Kuzeydoğu Suriye'deki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesiyle ilgili konuşmalar, somut adımlar veya net zaman çizelgelerinden yoksun, teorik ifadeler alanında kalmıştır. Bu durum, SDG ile imzalanan 10 Mart anlaşmasına olan bağlılığın ciddiyeti konusunda şüpheler uyandırıyor.”

Petrol dosyasına gelince, Dışişleri Bakanlığı'ndaki resmi kaynak, SDG liderliğinin petrolün tüm Suriyelilere ait olduğu yönündeki tekrarlanan iddialarının, “devlet kurumları içinde yönetilmediği ve gelirleri genel bütçeye dahil edilmediği sürece” güvenilirliğini kaybettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre kaynak, görüşlerin yakınlaşmasından bahsetmenin, “zaman sınırlı uygulama mekanizmalarına sahip net, resmi anlaşmalara dönüştürülmedikçe anlamsız kaldığını” vurguladı.

Ayrıca, askeri dosyadaki anlaşmalardan bahsetmenin, "Suriye ordusu çerçevesinin dışında, bağımsız liderliğe ve yabancı bağlara sahip silahlı grupların varlığının devam etmesiyle bağdaşmadığını, bunun egemenliği zayıflattığını ve istikrarı engellediğini" ifade etti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı kaynağı, aynı durumun "sınır geçişlerinin tek taraflı kontrolü ve bunların pazarlık kozu olarak kullanılması için de geçerli olduğunu, bunun da ulusal egemenlik ilkelerine aykırı olduğunu" belirtti.


Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)
TT

Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)

Reuters'ın haberine göre, yerel bir yetkili, Suriye'nin Humus vilayetindeki Alevi mahallesinde bulunan bir camide bugün meydana gelen patlamada altı kişinin öldüğünü ve 20 kişinin yaralandığını açıkladı.

Devlet medyası, güvenlik güçlerinin bölgeyi kordon altına aldığını ve soruşturma başlattığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yerel yetkililer, patlamanın intihar saldırısı veya bölgeye yerleştirilen patlayıcılar nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini söyledi.


Mısır ve Türkiye'deki toplantılar... Gazze anlaşmasının önündeki engelleri kaldırma çabaları

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
TT

Mısır ve Türkiye'deki toplantılar... Gazze anlaşmasının önündeki engelleri kaldırma çabaları

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)

Gazze Şeridi’nde halen tıkanmış durumda olan ateşkes anlaşmasını ilerletmek amacıyla arabulucuların temasları sürüyor. Kahire ve Ankara, anlaşma maddelerinin uygulanmasına ilişkin iki ayrı toplantıya ev sahipliği yaptı. Bu görüşmeler, yaklaşık bir hafta önce ABD’nin Miami kentinde yeni bir ilerleme sağlanması amacıyla yapılan kapsamlı toplantının ardından gerçekleştirildi.

Mısır ve Türkiye’de yapılan bu yeni toplantıların, Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlara göre, tıkanan anlaşmanın önündeki engelleri aşmaya yönelik girişimler niteliği taşıdığı belirtildi. Uzmanlar, İsrail’in ABD baskısı altında anlaşmanın ikinci aşamasına geçmeye itiraz etmeyebileceğini, ancak çekilmeler ve benzeri konulara ilişkin müzakereleri uzatarak uygulama sürecini aksatabileceğini vurguladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, “Başbakanın talimatıyla, Esirler ve Kayıplar Koordinatörü Gal Hirsch, ordu, iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet ve Mossad yetkililerinden oluşan bir heyetin başında Kahire’ye gitti” denildi.

İsrail heyeti, üst düzey yetkililer ve arabulucu ülkelerin temsilcileriyle bir araya geldi. Görüşmelerde, Ran Gvili’nin cesedinin geri alınmasına yönelik çabalar ve bu sürecin ayrıntıları ele alındı.

Filistinli gruplar, 10 Ekim’de başlayan ateşkesin ilk aşamasından bu yana 20 İsrailli esiri sağ olarak, 27’sinin de cesedini teslim etti. Ran Gvili’nin cesedi ise henüz bulunamadı. Hamas, Gazze’deki büyük yıkım nedeniyle aramaların zaman alacağını belirtirken, İsrail anlaşmanın ikinci aşamasını başlatmaya yönelik müzakereleri, söz konusu cesedin teslim edilmesine bağlamış durumda.

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak Hamas, yaptığı açıklamada, Halil el-Hayye başkanlığındaki bir heyetin Ankara’da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştüğünü duyurdu. Açıklamada, söz konusu görüşmede ‘Gazze Şeridi’nde savaşı sona erdiren anlaşmanın uygulanma süreci ile sahadaki gelişmelerin’ ele alındığı ifade edildi.

Heyet, Gazze Şeridi’nde ‘İsrail’in süregelen hedef alma eylemleri ve tekrarlanan ihlallerine’ karşı uyarıda bulunarak, bunların ‘anlaşmanın ikinci aşamasına geçişi engellemeyi ve mevcut mutabakatları boşa çıkarmayı amaçladığını’ ifade etti.

Söz konusu iki temas, yaklaşık bir hafta önce ABD’nin Miami kentinde ateşkes anlaşmasının arabulucularını bir araya getiren toplantının ardından gerçekleşti. Toplantı sonrası yayımlanan ortak açıklamada, anlaşmanın uygulanmasına yönelik yolların ele alındığı bildirilmişti.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail uzmanı olan Dr. Said Ukkaşe, Kahire ve Ankara’daki görüşmelerin, anlaşmanın uygulanmasını hızlandırmak, engelleri somut biçimde aşmak ve Washington’u İsrail üzerinde baskıyı artırarak tıkanan ikinci aşamaya geçmeye zorlamak açısından kritik bir zamanda yapıldığını söyledi. Ukkaşe, son kalan ceset meselesinin ise Hamas ve İsrail’in karşılıklı kazanım elde etmeye çalıştığı bir oyuna benzediğini dile getirdi.

Ukkaşe’ye göre, kulislerde dile getirildiği üzere Hamas cesedin yerini biliyor, ancak arabulucuların ve zaman baskısının etkisiyle ikinci aşamaya girerken elinde bir pazarlık unsuru tutmak istediği için teslim etmiyor. İsrail ise bundan yararlanarak, çekilmelerle bağlantılı yeni taahhütler üstlenmeden ilk aşamayı sürdürmeye devam ediyor.

Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mutava ise bu toplantılarda, özellikle cesedin ciddi bir engel oluşturması nedeniyle mevcut boşlukların nasıl kapatılacağının ele alındığını belirtti. Mutava, Hamas’ın Türkiye’deki temaslarının silahsızlanma düzenlemeleri ve uluslararası güçlerin sahaya girişi gibi konulara odaklandığını, Ankara’nın bu süreçte rol üstlenmeyi ve Washington ile ilişkilerini güçlendirmeyi hedeflediğini ifade etti.

r
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki yıkılmış evlerin genel görünümü (AFP)

İsrail, anlaşmayı zorlaştıran tutumlarını sürdürmeye devam ediyor. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, ülkesinin ‘Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğini’ söyledi. Şarku’l Avsat’ın Ynet internet sitesinden aktardığına göre Katz, yerleşimleri korumak amacıyla Gazze Şeridi içinde bir güvenlik kuşağı oluşturulacağını belirterek, Hamas’ın silah bırakması gerektiğini, aksi takdirde ‘İsrail’in bu görevi bizzat üstleneceğini’ ifade etti.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, salı akşamı Refah’ta patlayıcı infilakı sonucu bir İsrail subayının yaralanmasından Hamas’ı sorumlu tutmaya çalıştı ve ekim ayında yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının ihlal edildiğini öne sürdü. Hamas ise patlamanın İsrail’in tamamen kontrolü altındaki bir bölgede meydana geldiğini, olayın ‘savaş kalıntılarından’ kaynaklanmış olabileceğini belirtti.

Netanyahu’nun Hamas’a yönelik suçlamaları, ABD’de Başkan Donald Trump ile yapması beklenen görüşmeden birkaç gün önce geldi. İsrail basınında yer alan haberlere göre Netanyahu, Trump’ı İsrail ile Hamas’ın kontrol alanları arasında kalıcı sınır olarak sarı hattın kabul edilmesine ikna etmeyi hedefliyor. Bu durumun, Gazze Şeridi’nin yüzde 58’inin İsrail tarafından işgal edilmesi anlamına geleceği ifade ediliyor.

Ukkaşe, İsrail’in Trump ile yapılacak görüşmenin ardından ikinci aşamaya geçilmesine karşı çıkmadığını açıklayabileceğini, ancak bunun teorik düzeyde kalacağını belirterek, uygulamada müzakere takvimini ve maddelerin hayata geçirilmesini uzatacağını, bu süreçte belirleyici unsurun ABD baskısı olacağını söyledi.

Mutava ise İsrail’in engelleyici tutumunu sürdüreceğini, Trump’ın da tüm sorunların tek seferde çözülemeyeceğinin farkında olduğunu dile getirdi. Mutava’ya göre, devam eden toplantılar engelleri aşamalı olarak çözmeyi amaçlıyor ve Trump, anlaşmanın çökmediğini göstermek için ikinci aşamanın gelecek ocak ayında başlatılmasını istiyor.