Yüzlerce dişi olan tarih öncesi 'deniz ejderhası' sahilde bulundu

Yeni bulunan fosilin bir sanatçı tarafından tasarlanan görüntüsü (Megan Jacobs)
Yeni bulunan fosilin bir sanatçı tarafından tasarlanan görüntüsü (Megan Jacobs)
TT

Yüzlerce dişi olan tarih öncesi 'deniz ejderhası' sahilde bulundu

Yeni bulunan fosilin bir sanatçı tarafından tasarlanan görüntüsü (Megan Jacobs)
Yeni bulunan fosilin bir sanatçı tarafından tasarlanan görüntüsü (Megan Jacobs)

Birleşik Krallık’ta Dorset sahilinde bulunan bir fosilin, 150 milyon yıl önce yaşamış tarih öncesi bir “deniz ejderhası” olduğu ortaya çıktı.
Fosili sahildeki bir kireç taşının içinde bulan fosil koleksiyoncusu Steve Etches, 2 metre uzunluğundaki fosili incelenmesi için Portsmouth Üniversitesi’ne verdi. Üniversitede dinozorlarla aynı dönemde denizlerde yaşayan sürüngen türü olan ihtiyozorlar üzerine çalışan yüksek lisans öğrencisi Megan Jacobs, fosilin yeni ve daha önceki keşfedilenlerden daha küçük bir ihtiyozor türüne ait olduğunu tespit etti.
Keşfi yapan Etches'in adına atıfla “Thalassodraco etchesi” adı verilen Jurassic dönemine ait fosilin iyi korunmuş durumda olduğu, yumuşak dokularının hâlâ korunduğu bildirildi. Thalassodraco etchesi’nin geniş bir gövdesi, yüzlerce ince dişi olduğu belirtildi.
“Deniz ejderhası” olarak da bilinen ihtiyozorlar, keskin dişleri ve büyük gözleriyle son derece çevik ve usta avcılar olarak tanınıyor.
Triyasik dönemde Kuzey Amerika’da yaşamış olan şimdiye dek keşfedilmiş en büyük ihtiyozorların boyu 5 metreyi buluyor.

Independent Türkçe, EurekAlert



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news