ABD, Lockerbie Faciası’na ilişkin yeni suçlamalarda bulunmaya hazırlanıyor

İskoçya'nın Lockerbie kasabası üzerinde patlayan uçağın kalıntıları. (Arşiv – AFP)
İskoçya'nın Lockerbie kasabası üzerinde patlayan uçağın kalıntıları. (Arşiv – AFP)
TT

ABD, Lockerbie Faciası’na ilişkin yeni suçlamalarda bulunmaya hazırlanıyor

İskoçya'nın Lockerbie kasabası üzerinde patlayan uçağın kalıntıları. (Arşiv – AFP)
İskoçya'nın Lockerbie kasabası üzerinde patlayan uçağın kalıntıları. (Arşiv – AFP)

ABD Adalet Bakanlığı, 1988’de İskoçya’nın Lockerbie kasabası üzerinde infilak eden “Pan-Am” uçağı davası kapsamında, 189’u ABD vatandaşı 270 kişinin yaşamını yitirdiği terör eyleminin 32’inci yıl dönümüyle eşzamanlı olarak önümüzdeki günlerde Libyalı istihbarat yetkilisi ve bomba uzmanı Ebu Acile Muhammed Mesud’a yeni suçlamalar yönelteceğini duyurdu.
Basından sızan bilgilere göre federal savcıların önümüzdeki hafta Mesud’a yöneltilecek suçlamaları açıklaması bekleniyor. Zira söz konusu suçlamalar henüz resmi olarak kamuoyuna ilan edilmiş değil. Fakat Mesud uzun zamandır şüpheli konumunda bulunuyor ve uçağa yerleştirilen bombanın yapımına yardım ettiği tahmin ediliyor.
21 Aralık 1988’de, yeni yıl kutlamalarından birkaç gün öncesinde, Londra’dan New York’a giden Pan-Am’ın 103 sefer sayılılı Boeing tipi uçağı İskoçya’nın Lockerbie kasabası üzerinde infilak etti. Uçakta bulunanların tamamı yaşamını yitirdi. Yolcuların çoğu ABD vatandaşlarından oluşuyordu. ABD için acı verici bir darbe niteliğinde olan bu patlama, Britanya tarihinin en ağır terör saldırısı olarak kayıtlara geçti. Söz konusu dönemde Libya-ABD ilişkilerine ciddi ölçüde zarar verdi.
Saldırının gerçekleşmesinden 2 yıl önce dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan, Libya rejiminin Almanya’da ABD askerlerinin uğrak mekanı olan bir gece kulübünü bombalamasına yanıt olarak Libya’ya hava saldırıları düzenleme emri verdi. ABD’li yetkililer, yürüttükleri soruşturmalarda Pan-Am uçağının patlamasının Libya tarafından yapılan bir misilleme olduğu sonucuna vardı.
Baba Bush döneminin Başsavcısı William Barr, görevinin ilk yılında yani 1991’de Libya istihbarat yetkilisi 2 kişiyi, plastik patlayıcı kullanarak Pan-Am uçağını patlatılmasına karışmakla suçladı.
Barr, suçlu listesini açıkladığı o dönem, “Tüm sorumlular adalete teslim edilene kadar dinlenmeyeceğiz” ifadesini kullanmıştı.
Barr, ABD Başkanı Donald Trump döneminde yeniden Başsavcılık görevine getirildiğinde Lockerbie davası yeniden açıldı. BBC’de çalışan ve kurbanlar arasında kardeşi de bulunan gazeteci Ken Dornstein’in patlama hakkında 2015’te hazırladığı televizyon soruşturma programı dizisinden sonra Mesud, ABD’li yetkililer ve İngiliz mevkidaşları arasında şüpheli konuma gelmişti. Zira Dornstein, ulaştığı yeni bilgilerin Libyalı eski bir ajanın uçağın patlamasında kilit rol oynadığını fakat bu ajanın yıllarca gizli bir kişi olarak kaldığına işaret ettiğini söylemişti.
Wall Street Journal (WSJ) ve New York Times (NYT) gazeteleri önceki gün Adalet Bakanlığı’nın ve bu ayın 23’ünde görevinden ayrılacak olan Başsavcı William Barr’ın Mesud’a karşı davayı hızlandırma yönünde hareketlilik içinde olduklarını yazdı.
Barr, Başsavcılık görevini üstlendiği 1991 yılında davayla ilgili ilk suçlamalarını Libya istihbarat ajanı Abdulbasit el-Makarhi ve ortağı Halife Fehime’ye yöneltmişti. ABD’nin Makarhi ve Fehime’yi suçlu bulmasının ardından Libya söz konusu iki ismi teslim etmemek için yıllarca direndi. Birleşmiş Milletler (BM) bu direncinden dolayı Libya’ya ve dönemin Libya Devlet Başkanı Muammer el-Kaddafi’ye sert yaptırımlar uyguladı. Ancak Libya 1999’da boyun eğdi ve kurbanların ailelerine 2,7 milyar dolar tazminat ödemeyi kabul etti. Aynı zamanda söz konusu iki ismi de teslim etti. Makarhi ve Fehime, Hollanda’da İskoçyalı yargıçlar tarafından yargılandı. Makarhi ömür boyu hapis cezası alırken ortağı Fehime beraat etti.
Makarhi, prostat kanserine yakalanmasının ardından 2009’da İskoçya’da tutulduğu cezaevinden serbest bırakıldı ve Libya’daki evine döndü. Libya’da kahramanlar gibi karşılanan Makarhi serbest kaldığı tarihten 3 yıl sonra yaşamını yitirdi.
İskoçya Özel Mahkemesi, Hollanda’daki tarafsız topraklarda Makarhi’nin davasına baktı. 2001’de ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Makarhi, vefat ettiği 2012 yılına kadar en az 27 yıl boyunca hakkında verilen kararlara itiraz etti ve masum olduğunu savundu. Makarhi’nin ailesi mart ayında ‘ortada bir yargı hatasının bulunduğu’ ve ‘Makarhi’nin olayda sorumluluğunun olduğuna dair kararın zayıf kanıtlara dayandığı’ talebiyle İskoç Ceza Davaları İnceleme Komisyonu’na (SCCRC) kararı temyiz etme başvurusunda bulundu. Komisyon ailenin başvurusunu kabul ederek Makhari hakkında verilen hükmü Yüksek Adalet Mahkemesi’nde temyiz etme kararı aldı.
Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ajanları o dönem kanıtlarını bir çantanın kalıntısına dayandırmıştı. Zira ajanlar, çantanın bir bomba ve yanında Makarhi’nin satın aldığı bir gömlek olduğunu söylemişlerdi.
FBI’ın yürüttüğü Lockerbie soruşturması en karmaşık dosya olarak kabul edildi ve daha sonraki uluslararası terör soruşturmaları için bir örnek haline geldi. ABD’nin Mesud’u yargılamak için hakkında tutuklama kararı çıkarıp çıkarmayacağı ise belirsizliğini koruyor. Mesud’un en son Libya’daki cezaevlerinden birinde olduğu biliniyor. Zira işlediği suçlardan dolayı hapis cezası almıştı.



Roma döneminden kalma eşsiz bir altın kilit keşfedildi: "Neredeyse inanamadım"

Antik Roma döneminden kalma asma kilit, Almanya'nın kuzeybatısında keşfedildi (LWL/S. Brentführer)
Antik Roma döneminden kalma asma kilit, Almanya'nın kuzeybatısında keşfedildi (LWL/S. Brentführer)
TT

Roma döneminden kalma eşsiz bir altın kilit keşfedildi: "Neredeyse inanamadım"

Antik Roma döneminden kalma asma kilit, Almanya'nın kuzeybatısında keşfedildi (LWL/S. Brentführer)
Antik Roma döneminden kalma asma kilit, Almanya'nın kuzeybatısında keşfedildi (LWL/S. Brentführer)

Almanya'da metal dedektörü kullanan bir kişinin bulduğu 1600 yıllık eşsiz ve ufacık Roma asma kilidi, antik uygarlıktaki minyatür işçiliğe ışık tutuyor.

Boyutu bir santimetreden biraz uzun olan asma kilit, kuzeybatıdaki Vestfalya bölgesinde keşfedildi.

Vestfalya-Lippe Bölge Birliği'nden arkeolog Michael Rind, "Altın minyatür kutu kilidinin Avrupa'da eşi benzeri yok" diyor.

Araştırmacıların, eserin üçüncü ve 4. yüzyıllarda Roma'da kullanılan kilitlerin minyatür bir versiyonu olduğunu tespit etmesi, bu dönemde imparatorlukla Almanya'nın kuzeyi arasında ticaret yapıldığa işaret ediyor.

Metal dedektörünü kullanan Constantin Fried, "Bulguyu elime aldığımda neredeyse inanamadım çünkü bu tür Roma kilitleri genellikle çok daha büyük olur ve demir ya da bronz parçalardan yapılır" diyor.

Kilidin kalıntıları sadece silindirik bileşenini içeriyor ancak antik dönemde muhtemelen bir anahtarı ve zinciri de vardı.

Fried, "Belli ki birisi kilidi kırmak ya da bir tıkanıklığı açmak için kilidi kurcalamış" ifadelerini kullanıyor.

İlk restorasyon çalışmaları, merkezdeki silindirin demirden yapıldığını ortaya çıkardı.

Klasik X ışınları yerine nötronların kullanıldığı daha ayrıntılı bilgisayarlı tomografi taramaları, kilidin iç mekanizmasının bir yay, sürgü, taban lehvası, kılavuz rayı ve pim içerdiğini ortaya koydu.

Araştırmacılar asma kilidin, modern muadilleri gibi mücevher kutularını veya sandıkları korumak için kullanılmış olabileceğini söylüyor.

Öte yandan bu kadar karmaşık bir kilidin neden yapıldığından ve Alman sahipleri tarafından neyi muhafaza etmek için kullanıldığından emin değiller.
 

sdwefrgty
Roma kilidinin replikası (LWL)

Araştırmacılar mekanizmasını daha iyi anlamak için pirinç ve çelikten kilidin daha büyük bir kopyasını yaptı. LWL Kültür Direktörü Barbara Rüschoff-Parzinger'e göre eser, Romalı demirci ve metal işçilerinin "yüksek düzeydeki ustalığına" işaret ediyor.

Araştırmacılar ayrıca Vestfalya bölgesinin o dönemde Roma'yla etkileşime girdiği sonucuna vardı. Rind "Bu tek seferlik bir şey miydi yoksa benzer değerli minyatürler olmasına karşın daha önce bulunmadı mı? Bu ve diğer sorular üzerinde çalışmaya devam edeceğiz" diyor.

Independent Türkçe