Mısır’da 10 yıl süren sosyal ve siyasi değişim

Kahire'nin merkezindeki Tahrir Meydanı'nda 2011 protestoları sırasında düzenlenen bir gösteri. (AP)
Kahire'nin merkezindeki Tahrir Meydanı'nda 2011 protestoları sırasında düzenlenen bir gösteri. (AP)
TT

Mısır’da 10 yıl süren sosyal ve siyasi değişim

Kahire'nin merkezindeki Tahrir Meydanı'nda 2011 protestoları sırasında düzenlenen bir gösteri. (AP)
Kahire'nin merkezindeki Tahrir Meydanı'nda 2011 protestoları sırasında düzenlenen bir gösteri. (AP)

İktidarı olmayan iki cumhurbaşkanı, binlerce sivil ve askeri kurban ve yaralı, 3 Cumhurbaşkanlık ve Parlamento seçimi, oysuz anayasa beyanları, referanduma göre anayasada derin değişiklikler, kaos sonrası güvenlik dengesi ve sükunet bilmeyen sıkıntılı bir bölge.
Mısır'da Arap Baharı olaylarına eşlik eden 10 yıl süren değişimler boyunca sosyal, siyasi ve dramatik olan mozaik tablo bu şekilde oluştu.
Protestocuların ekmek, özgürlük ve sosyal adalet çağrısında bulunduğu tezahüratlarının başladığı 25 Ocak 2011'den bu yana söz konusu hedeflere ulaşma yönündeki iniş çıkışların göstergeleri bir dönemden diğerine büyük ölçüde değişti. Mısırlıların büyük bir kesimi farklı valiliklerden yola çıkarak bir sembol haline gelen başkent Kahire'nin merkezindeki Tahrir Meydanı'na ulaştıklarında, yaklaşık 30 yıl süren eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek yönetiminin otoritesinden duydukları memnuniyetsizliklerini dile getirdiler. Mısır'daki bu durum, özellikle Tunusluların Zeynel Abidin bin Ali yönetimini devirmeyi başarmasından birkaç gün sonra yaşandı.
Değişim dalgalarına eşlik eden istisnai koşullara dayanarak, Mısır'ın yönetiminde Mübarek'in arkasında yer alan Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi tarafından kararlaştırılan bir dizi anayasa beyannamesi referandum yapılmadan yayınlandı. Ülkedeki bir yıllık iktidarsızlık, söz konusu dönemin önde gelen grubu Müslüman Kardeşler’i cumhurbaşkanlığı için aday olmaya itti.
Mısır, Müslüman Kardeşler'in adayı Muhammed Mursi'nin zaferinin 2012'de açıklanmasına rağmen, bazılarının ülkedeki siyasi hareketliliğin doğal seyrini donduran "İslami kış" olarak nitelendirdiği bir döneme girdi. Bunun yanı sıra grup, çeşitli kurumlar üzerindeki kontrolünü genişletip anayasa için bir kurucu komite oluşturarak etkisini derinleştirmek için çabaladı. Bu durum ulusal güçlerin ve dini kurumların temsilcilerinin anayasa hazırlama komitesinden çekilmelerine neden oldu. Aynı zamanda seçilen cumhurbaşkanı kararlarını benzeri görülmemiş bir şekilde güçlendiren bir anayasa bildirisi yayınladı. Ancak kendisine karşı yapılan kitlesel gösterilerden sonra bazılarını geri çekildi ve Aralık 2012'de ülke için yeni bir anayasa referandumu yapılmasına rağmen oyların yalnızca yüzde 63,8'ini alabildi.
Müslüman Kardeşler’in başarısızlıkları ve artan kutuplaşmayla birlikte, örgütün ve cumhurbaşkanının iktidarının devam etmemesini isteyenlerin oranları arttı. 30 Haziran 2013'te halkın ve partilerin artan öfkesi, ordunun desteğiyle Cumhurbaşkanı Mursi’nin devrilmesine ve Müslüman Kardeşler’in iktidardan uzaklaştırılmasına yol açtı. Ancak Müslüman Kardeşler’in ve destekçilerinin siyasi sahneden çekilmesiyle birlikte ülkede geniş çaplı bir şiddet dalgası patlak verdi. Ülkedeki patlamalar Kahire ve diğer valiliklerdeki önemli güvenlik bölgelerini etkiledi. Ayrıca diğer aralıklı operasyonlar da askerler, subaylar ve sivillerin can kaybıyla sonuçlandı. Mursi'nin görevden alınmasına rağmen Rabia ve Nahda meydanlarında Müslüman Kardeşler'in halk protestoları devam etti. Bu durum, Ağustos 2013'te oturma eylemlerinin dağılması için güvenlik güçlerinin doğrudan ve güçlü müdahalesini gerektirdi. Protestocular ve güvenlik güçleri arasında ölümler ve yaralanmalar meydana geldi. 
Ülkede yeni siyasi sahnede, özellikle Müslüman Kardeşler döneminde onaylanan anayasanın askıya alınması ve dönemin Savunma Bakanı Abdulfettah Sisi tarafından açıklanan "anayasa bildirgesinin" etkinleştirilmesiyle farklı durumları dikkate alan bir anayasa oluşturulması gerekiyordu. Mısırlılar, Ocak 2014'te yüzde 98,1 oyla yeni anayasalarını onayladı. Sisi, İhvan otoritesinin kaldırılmasını desteklemedeki rolü ve halkın aday olması için taleplerde bulunması nedeniyle Haziran 2014'te tek rakibi Hamdin Sabahi'ye karşı "neredeyse kesinleşmiş" cumhurbaşkanlık seçiminde galip geldi.
Ancak Arap Baharı’nın yaşanması nedeniyle ülkedeki "terörist operasyonlar" durmadı ve iç güvenlik sorunu, bölgesel kargaşadan dolayı devam etti. Ülkenin batısında Libya, kaçak yolla kişilerin ve silahların Mısır'a girmesi için tehlikeli bir çıkış noktası haline geldi. Güneyde ise Nahda (Rönesans/Hedasi) Barajı müzakereleri başarısız olurken Doğu Akdeniz’de enerji kaynakları konusunda Türkiye de  devreye girdi.
Sisi'nin iktidarı yıllarında karşılaştığı en büyük zorluk, kendisinin "devleti istikrara kavuşturmak" olarak adlandırdığı durum oldu. Sisi bunu bir şekilde güvenlik seviyesinde başardı ve zamanla büyük şiddet düzeylerine ulaşan terörist saldırıların yoğunluğu azaldı.
Ülkedeki kurumların, özellikle de silahlı kuvvetlerin rollerindeki köklü değişimler düzeyinde ise Sillahlı Kuvvetler anayasa değişiklikleri çerçevesinde ülkeyi koruma temel misyonunun yanı sıra bazı sorumluluklar üstlendi. Yeni anayasaya göre “anayasa ve demokrasiyi ve devletin ve medeniyetinin temel dayanaklarını koruma” yükümlülüğü getirildi.
Mısır'da Arap Baharı’nın son iki yılı boyunca Mısır Cumhurbaşkanı'nın ülke genelinde izlediği çok hızlı bir kentsel genişleme hareketinin izleri açıkça görüldü. Cumhurbaşkanı, ülkedeki işsizlikle mücadele ve kalkınma oranlarını yükseltmek için çalıştı. Hükümet istatistiklerine göre  2019/2020 yılı için en son yoksulluk oranları, Mısırlıların yüzde 29,7'sinin yoksulluk sınırının altında yaşadığını gösterdi.



Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
TT

Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)

Yemenli araştırmacılar ve ekonomistler, Yemen riyalinin toparlanması ve parasal dengenin yeniden sağlanmasının ardından hükümetin son dönemde aldığı tedbirlerin Husi savaş ekonomisi üzerinde somut baskı oluşturmada başarılı olduğunu vurguladı.

Şarku'l Avsat'a konuşan araştırmacılar, hükümetin ithalatı düzenleyen ve döviz spekülasyonunu yasaklayan tedbir ve kararlarının, Aden'deki Merkez Bankası'na inisiyatifi geri kazandırdığını ve hükümet kontrolündeki bölgelerle Husi kontrolündeki bölgeler arasındaki parasal uçurumun kapanmasına katkıda bulunduğunu, dolayısıyla grubun döviz kurlarını kontrol etme kabiliyetini ortadan kaldırdığını değerlendiriyor.

Uzmanlara göre, bu önlemler Husileri karşı önlemler almaya yöneltti; bunların en dikkat çekeni, kendi kontrolleri altındaki bölgelerdeki banka ve şirketlerin, hükümet kontrolünde bulunan bölgelerdeki ticari kuruluşlarla işlem yapmasını engellemek ve ek vergiler ve haraçlar koymak oldu. Grubun, mal akışını engellemek ve işletme faaliyetlerini durdurmak gibi halkın acılarını daha da artıracak popülist politikalara başvurması bekleniyor.


Kordofan'da Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışmalar şiddetleniyor

Mayıs 2025'te bölgenin güneyindeki Kadugli kasabasında bulunan stadyuma sığınan Kordofan'daki yerinden edilmiş Sudanlı aileler (AP)
Mayıs 2025'te bölgenin güneyindeki Kadugli kasabasında bulunan stadyuma sığınan Kordofan'daki yerinden edilmiş Sudanlı aileler (AP)
TT

Kordofan'da Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışmalar şiddetleniyor

Mayıs 2025'te bölgenin güneyindeki Kadugli kasabasında bulunan stadyuma sığınan Kordofan'daki yerinden edilmiş Sudanlı aileler (AP)
Mayıs 2025'te bölgenin güneyindeki Kadugli kasabasında bulunan stadyuma sığınan Kordofan'daki yerinden edilmiş Sudanlı aileler (AP)

Son birkaç gün içinde Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında patlak veren şiddetli çatışmalar, şu anda Hartum, Beyaz Nil ve Darfur eyaletleriyle sınırları olan Kordofan bölgesinin batı kesimlerinde yoğunlaşmış durumda. Yerel kaynaklar, her iki tarafın da bu önemli bölgede zafer elde etmek için çok sayıda savaşçı ve teçhizat seferber ettiğini doğruladı.

Kordofan, doğal kaynaklar açısından zengin olmasının yanı sıra, Sudan'ın batısını ülkenin orta kesimi ve kuzeyi ile bağladığı için stratejik açıdan büyük önem taşıyor. Ülkenin petrol yataklarının çoğuna ev sahipliği yapan Kordofan, dünya çapında en büyük Arap zamkı üreticisi olmasının yanı sıra, geniş hayvancılık ve tarım arazilerine de sahip.

Bölgenin en büyük şehri el-Ubeyd yakınlarındaki Um Samime kasabası çevresinde devam eden çatışmalar, ordunun Darfur bölgesine doğru hareket etmek için yollar açması açısından önemli bir adım. Darfur bölgesi, el-Faşir şehri hariç, HDK tarafından tamamen kontrol edilmekte. El-Faşir, HDK tarafından bir yıldan fazla bir süredir kuşatma altında ve ordu bu kuşatmayı kırmaya çalışıyor.

HDK, Kordofan bölgesini, Darfur bölgesi için savunma hatlarının bir parçası olarak görüyor ve ülkedeki etki alanlarını genişletmeyi hedefliyor.

Bölgenin paylaşımı

İki savaşan taraf, el-Ubeyd şehrinden yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Ebu Kuud ve Um Samime kasabalarının kontrolünü elinde tutmaya devam etti. Her iki taraf da savaşta üstünlüğünü gösteren ve rakibine kayıplar verdirdiğini gösteren videolar yayınladı. Ancak gözlemciler, her iki tarafın da ağır kayıplar verdiğini ve askeri teçhizat kaybına uğradığını bildiriyor.

fvgthy
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (Arşiv – AFP)

HDK, el-Ubeyd şehri de dahil olmak üzere Kordofan bölgesinin kontrolünü ele geçirirse, Darfur ve Kordofan bölgeleri de dahil olmak üzere ülkenin çok geniş bir coğrafi alanını ele geçirmiş olacak. Bu kontrol, HDK’nin başkent Hartum'a doğru ilerlemesine olanak sağlayabilir.

HDK şu anda Kuzey Kordofan eyaletinde beş yerleşim birimini kontrol ederken, ordu üçünü kontrol ediyor. HDK'nin kontrolündeki Batı Kordofan eyaleti sınırında çatışmalar devam ediyor.

Güney Kordofan eyaletinde ise HDK kuzey bölgelerini kontrol ederken, HDK'nin müttefiki olan Halk Hareketi, eyaletteki Kauda dağlık bölgesini kontrol ediyor. Buna karşılık ordu, başkenti Kadugli de dahil olmak üzere eyaletin çoğunu kontrol altında tutuyor.

Emekli Tümgeneral Emin İsmail, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Kordofan'da devam eden çatışmaların, bölgenin ekonomik önemi ve Darfur'a yakınlığı nedeniyle, öncelikle bölgenin kontrolünü ele geçirmeyi amaçladığını söyledi. Bu nedenle ordu, HDK'nin el-Ubeyd ve Omdurman şehirlerini birbirine bağlayan yol (ihracat yolu) veya el-Ubeyd'i Beyaz Nil eyaletindeki Kosti şehri ve diğer merkezlere bağlayan yol üzerinden başkent Hartum'a yaklaşmasını engellemeye çalışıyor.

İsmail, “Kordofan bölgesi, el-Faşir şehri ve Darfur bölgesindeki diğer alanlara ilerlemek için bir üs olarak kabul edilmekte. Yani Kordofan'ın kontrolünü ele geçiren kişi, el-Ubeyd, en-Nahud, Um Kadade ve el-Faşir gibi bir dizi önemli şehri birbirine bağlayan stratejik yola ulaşabilir” dedi. En-Nahud şehrinden Darfur'daki Nyala ve el-Cuneyne şehirlerine ulaşmanın mümkün olduğunu da ifade eden İsmail, bu savaşların askeri, ekonomik ve sosyal hedefleri olduğunu belirtti.

Müzakere pozisyonunun güçlendirilmesi

Omdurman İslam Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Salahaddin ed-Dume, Kordofan'da arka arkaya yaşanan çatışmaları, yaklaşan siyasi kararların öncüsü olarak görüyor. Ed-Dume Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Herhangi bir diplomatik hamle ve müzakere masasına oturmak, müzakerecinin masadaki konumunu güçlendirmek için askeri bir pozisyona dayanmalıdır. Bu nedenle, savaşan taraflar müzakerelerin tavanını yükseltmek için askeri sonuçlar elde etmeye çalışıyor.”

yyj
Sudan çatışmasının iki tarafının temsilcileri, Mayıs 2023'te Cidde Anlaşması’nın imzalanması sırasında (Reuters)

Öte yandan isminin açıklanmamasını isteyen bir askeri kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, savaşı sona erdirmek için şartlarını belirledi ve milisler (HDK) ortadan kaldırılana kadar çatışmaların devam edeceğini doğruladı.”

Yerel kaynaklara göre bazı gözlemciler, son zamanlarda çatışmaların yoğunlaşmasının, ABD ve bölgesel güçlerin desteklediği yaklaşan müzakerelerde her iki tarafın müzakere pozisyonunu iyileştirmek için önleyici operasyonların bir parçası olduğuna inanıyor. Bu kaynaklar, ABD yönetiminin Sudan'daki savaşı durdurmak ve krize siyasi bir çözüm bulmak için çaba gösterdiğini, özellikle de Burhan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Afrika işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos arasında İsviçre'de yapılan son toplantıdan sonra söz konusu çabaların yinelendiğini bildirdi.


Gazze şehrini bombalayan İsrail ordusu, Cibaliye ve ez-Zeytun mahallelerinde operasyonlarını genişletiyor

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
İsrail'in Gazze'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
TT

Gazze şehrini bombalayan İsrail ordusu, Cibaliye ve ez-Zeytun mahallelerinde operasyonlarını genişletiyor

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
İsrail'in Gazze'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (Reuters)

Filistin medyası bugün, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Gazze şehrine yönelik saldırılarını sürdürdüğünü ve evlere bombardıman düzenlediğini bildirdi.

El-Aksa televizyonu, İsrail uçaklarının Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki eş-Şafi Camii çevresini bombaladığını bildirdi. Bu arada İsrail ordusu, Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye'de evlerin ortasında patlayıcı yüklü insansız hava araçlarını (İHA) patlattı ve ez-Zeytun mahallesindeki binalara yıkım operasyonları düzenledi.

cdfgt
Gazze şehrinden yeni bir göç dalgası sırasında eşyalarını arabalarla taşıyan Filistinliler, 23 Ağustos 2025 (AP)

Filistin resmi haber ajansı WAFA, dün akşam Gazze şehrinin batısında bulunan er-Rimal mahallesindeki es-Saraya bölgesinde ve el-Celaa Caddesi'ndeki el-Gafri kavşağının yakınlarında yerinden edilmiş kişilerin kaldığı bir çadırı hedef alan İsrail saldırısında çok sayıda Filistinlinin yaralandığını bildirdi.

İsrail savaş uçakları ayrıca, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Meğazi Mülteci Kampı’nın güneyine ve Gazze Şeridi'nin güneyinde bulunan Han Yunus'taki hedeflere hava saldırıları düzenledi.

İsrail Kumu Yayın Kuruluşu KAN dün, ordunun Gazze şehrinin işgaline yönelik hazırlıkları da içeren Gideon’un Savaş Arabaları 2 planını uygulamaya başladığını duyurdu. Bu plan, şehrin kuzey ve güney uçlarında bulunan ez-Zeytun ve Cibaliye mahallelerinde askeri faaliyetlerin genişletilmesi yoluyla uygulanıyor.

Hamas metrosu

CNN, bugün bir İsrail askeri yetkilisinin “Gazze şehrindeki tünel ağı, İsrail ordusunun beklediğinden çok daha karmaşık” dediğini aktardı. Bu açıklama, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kalbindeki yoğun nüfuslu şehre yönelik saldırısı öncesinde geldi.

CNN'in ismini vermediği İsrail askeri yetkilisi, İsrail'de ‘Hamas metrosu’ olarak bilinen şeyin sadece benzer bir tünel ağı olmadığını, İsrail ordusunun beklediğinden çok daha karmaşık olduğunu açıkladı. Bu ağ, daha büyük stratejik merkezler ve dalların yanı sıra, hızlı hareket ve sürpriz saldırılara imkân tanıyan daha küçük taktik tünelleri de içeriyor.

sdfrt
İsrail ordusunun Gazze Şeridi sınırına yakın konumdaki mevzisi, 21 Ağustos 2025 (AFP)

İsrail askeri yetkilisine göre, Gazze şehri tahliye edildikten sonra İsrail ordusu, yoğun nüfuslu kentsel alanda hedeflerini genişleterek, daha önce yüksek nüfus yoğunluğu nedeniyle hedef alınmayan bölgeleri de operasyona dahil edecek.

İsrail askeri yetkilisi, Gazze şehrinde bulunan Hamas savaşçılarının sayısına ilişkin bir tahmin bulunmadığını, ancak ordunun yaklaşık iki yıldır süren savaşta bu bölgeye ilerlemediğini açıkladı.

Birleşmiş Milletler (BM) cuma günü, Gazze'de resmi olarak kıtlık ilan etti. Uluslararası kuruluş tarafından desteklenen Roma merkezli Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC), Gazze şehri ve çevresini içeren ve Gazze Şeridi’nin alanının yüzde 20'sini oluşturan Gazze vilayetinde kıtlık olduğunu belirten bir rapor yayınladı. Raporda, kıtlığın eylül ayı sonuna kadar Deyr el-Balah ve Han Yunus bölgelerine yayılacağı tahmininde bulunuldu.

sxdfrg
Gazze şehrindeki bir aşevinin önünde boş kaplarla pirinç pilavı almayı bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)

BM uzmanları, Gazze'de yarım milyondan fazla insanın ‘felaket düzeyinde açlık’ ile karşı karşıya olduğunu ve bunun açlık ve ölümle karakterize edilen en yüksek seviye olduğu konusunda uyarıda bulundu.

İsrail ise raporun bulgularını reddetti. Başbakan Binyamin Netanyahu yaptığı açıklamada, bunun ‘bariz bir yalan’ olduğunu belirterek, “İsrail açlık politikası izlemiyor” dedi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Gazze Şeridi'ndeki savaş, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'de bin 219 kişinin ölümüne yol açan eşi görülmemiş saldırısının ardından patlak verdi.

BM tarafından güvenilir kabul edilen Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askerî harekâtı 62 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybetmesine neden oldu.