İran, BM’nin yeni raporunu protesto etti

İran Devrim Muhafızları balistik füzelerini Şubat 2019'da Tahran'ın merkezindeki bir sokakta sergiledi. (AFP)(Fotoğraf Yazısı)
İran Devrim Muhafızları balistik füzelerini Şubat 2019'da Tahran'ın merkezindeki bir sokakta sergiledi. (AFP)(Fotoğraf Yazısı)
TT

İran, BM’nin yeni raporunu protesto etti

İran Devrim Muhafızları balistik füzelerini Şubat 2019'da Tahran'ın merkezindeki bir sokakta sergiledi. (AFP)(Fotoğraf Yazısı)
İran Devrim Muhafızları balistik füzelerini Şubat 2019'da Tahran'ın merkezindeki bir sokakta sergiledi. (AFP)(Fotoğraf Yazısı)

İran'ın BM Daimî Temsilcisi Mecit Takht Ravançi, BM Genel Sekreteri António Guterres ve Güvenlik Konseyi'ne, İran'ı Temmuz 2015'teki nükleer anlaşmanın 2231 sayılı kararına yönelik ihlallerinden geri dönmeye çağıran son BM raporuna ilişkin bir protesto mektubu gönderdi.
AP tarafından 9 Aralık'ta yayınlanan söz konusu taslağa göre Guterres, İran'ı nükleer ve balistik füze programlarıyla ilgili endişeleri gidermeye ve nükleer anlaşmadaki taahhütlerini "tam olarak uygulamaya"  geri dönmeye çağırdı.
Ajans Guterres'in 2231 sayılı kararın uygulanmasına ilişkin yaptığı son açıklamasında ''ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesi ve Tahran'a yeniden yaptırım uygulamasından duyduğu üzüntüyü dile getirdiğini bildirdi. İran'ın Mayıs 2019'dan beri Santrifüjlerin geliştirilmesi ve uranyum zenginleştirmesi gibi nükleer anlaşmadaki temel kısıtlamaları ihlal ettiğini söylediğini” aktardı.
İran'ın güncel zenginleştirilmiş uranyum stokları şu an 2,4 tonu geçti. Bu, anlaşmada izin verilen sınırın yaklaşık 12 kat üzerinde. Ancak anlaşmadan önce var olan 8 ton stokuna göre oldukça az.
İran, Nükleer anlaşmasının verdiği yüzde 3,67 oranında uranyum zenginleştirme faaliyetini sürdürme hakkını aşan ancak aynı zamanda anlaşma imzalanmadan önce ulaştığı yüzde 20'nin çok altında olan yüzde 4,5'lik saflık seviyesine kadar uranyumu zenginleştirmeye başladı.
İran, anlaşmadan önce ulaşmış olduğu yüzde 20’nin çok altından olmasına rağmen anlaşmada belirtilen yüzde 3,67 oranını aşan,  yüzde 4,5 oranında saflık seviyesinde uranyumu zenginleştirmeye başladı.
İran, zenginleştirme faaliyetlerini ''Fordo'' bölgesindeki bir dağın içinde yer alan tesisler gibi anlaşma kapsamında izin verilmeyen yerlerde yürütüyor. Ayrıca son dönemde “Natanz” yeraltı reaktöründe gelişmiş santrifüjlerle zenginleştirme başlattı. Anlaşma ise burada yalnızca birinci nesil santrifüjlerin kullanılmasına izin veriyor.
İran'ın BM Daimî Temsilcisi Mecit Takht Ravançi yaptığı açıklamada ''İran, nükleer anlaşmanın ekonomik faydalarından yararlanmalıdır'' dedi. Anlaşmaya taraf olan Avrupalı devletlerden ABD yaptırımlarını ve İran’ın dolarla ticaret yasağını atlatmak için geçen yılın başlarında başlattıkları "Instex" mekanizmasının etkinliğini kanıtlaması gerektiğini belirtti.
Ravançi, ülkesinin ihlallerini ''anlaşmanın diğer taraflarca ihlal edilmesinin zorlayıcı bir sonucu olarak'' değerlendirdi ve ABD’yi nükleer anlaşmayı "açık bir şekilde ihlal etmekle"  suçladı. Ayrıca Muhsin Fahrizade'nin öldürülmesine ilişkin düzenlenen BM raporunun hazırlanma yöntemini de protesto etti.
Ravançi, Güvenlik Konseyi’ni ve Guterres'i,  Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'ye ve Fahrizade’ye düzenlenen suikastları açık bir şekilde kınamaya davet etti.



Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
TT

Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümüyle birlikte ülkenin yönetimine dair sorular ortaya atılırken en çok zikredilen isimlerden biri de Yüce Lider'in oğlu Mücteba Hamaney oldu. 

Hiçbir resmi rolü bulunmasa da ülkenin en etkili figürlerinden biri gibi görülen Hamaney, pek çok İranlı için gizemini koruyor. Zira kendisi ne kamuoyunda sıklıkla görülüyor ne de konuşma yapıyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, 85 yaşındaki Ayetullah Ali Hamaney'in 54 yaşındaki oğlunu mercek altına aldı.

Mücteba Hamaney'in, kendi kişisel gücü olmadığı ve itaatkar bir tavır gösterdiği söylenen Reisi'nin döneminde istihbarat ve güvenlik yapılarındaki nüfuzunu artırdığını bildirdi. 

İran Yüce Liderliği için Reisi'nin hazırlandığının düşünüldüğü ancak helikopterin düşmesiyle birlikte bu konudaki soru işaretlerinin arttığı aktarıldı. 

WSJ'nin konuştuğu uzmanlara göre Mücteba Hamaney'in, babasının yerine geçme ihtimali düşük ve spot ışıklarının altından kaçınarak daha da güç kazanması bekleniyor.

Alman Uluslararası Politika ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nde çalışan İran uzmanı Hamidreza Azizi şöyle düşünüyor:

Son 20 yıldır işler, Mücteba ve etrafındaki şebekenin kontrolünde. Şimdi Hamaney için asıl mesele, Reisi'yle aynı özelliklere sahip birini bulmak. Böylece Mücteba toplumun gözünün önünde olmadan gücünü koruyup artırabilir.

Mücteba Hamaney'in haziran sonunda düzenlenmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de önemli bir rol oynaması bekleniyor. 

İran'ın geçici cumhurbaşkanı Muhammed Muhbir'in de Mücteba Hamaney'e sadık bir isim olduğuna işaret ediliyor. 68 yaşındaki Muhbir seçimlere kadar tüm meselelerde belirleyici olacak üç kişilik bir konseyin parçası.

Yüce Lider'e bağlı, milyar dolarlık yatırım fonu Setad'ın başkanlığını neredeyse 15 yıl boyunca yürüttü. 

Haberde 1969'da Meşhad'da doğan Mücteba Hamaney'in geçmişine de değinildi. Yüce Lider'in sitesine göre, Şah Rıza Pehlevi döneminde evlerine düzenlenen baskınlardan birinde babasının dövüldüğünü gördü. 

1979'de devrimden sonra Tahran'a taşınan ailenin babası hızla yükselirken oğlu da 1980-1988'de Irak'la yürütülen savaşta cepheye gitti. 

Daha sonra Devrim Muhafızları'nda önemli görevlere gelecek kişilerle burada tanışan Mücteba'nın nüfuzu özellikle 2000'lerin ortalarında geniş çaplı olarak konuşulmaya başladı. 

Değişimciler, 2005 ve 2009'da Mahmud Ahmedinecad'ın kendilerine karşı kazandığı zaferlerin Mücteba Hamaney tarafından ayarlandığını öne sürdü.

ABD, 2019'da Devrim Muhafızları ve Besic milisleriyle "babasının istikrarı bozan bölgesel hırslarını ve ülke içindeki baskıya dair hedeflerini ilerletmeye" çalıştığı gerekçesiyle onu yaptırım listesine aldı. 

2022'de Mehsa Emini'nin gözaltında ölmesinin ardından ülke çapında patlak veren gösterilerde nefret objesi oldu. Ev hapsinde tutulan eski cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi, Yüce Lider'e seslenerek o pozisyona oğlunu hazırladığı haberlerini yalanlamasını istedi. Ancak yanıt gelmedi. 

Ali Hamaney hakkında kitap yazan ABD ve İran yurttaşı Mehdi Khalaji bütün bunlara rağmen söylentilere karşı çıkıyor:

Mücteba'nın yeni Yüce Lider olma arzusuna dair fikirler tamamıyla bir mit. Tarihsel deneyime dayanarak Hamaney'in ne kendi oğlunu ne de başkasını işaret edeceğini sanmıyorum.

İslam Cumhuriyeti'ni kuran Ruhullah Humeyni ve yerine geçen Ali Hamaney'in Yüce Liderlik pozisyonunun babadan oğula geçmesine karşı çıkmasını İslam'a aykırı görmesi de Khalaji'nin tahminlerini güçlendiriyor. 

Mücteba Hamaney'in yönetim deneyimi ve dini yeterliliği de bu göreve uygun görülmüyor.

Tennessee Üniversitesi'nden Saeid Golkar şöyle diyor:

Önemli kararların alındığı yerlerde onlarca yıldır tecrübe edinen Mücteba Hamaney'in rejimdeki bağlantıları eşsiz. Ancak onun atanması monarşiyi geri getirerek Hamaney'in mirasını lekeler.

Bazı uzmanlar da Ahmed Humeyni'nin Mücteba Hamaney'den de güçlü görüldüğünü ancak babasının 1989'da ölmesiyle birlikte işlerin değiştiğini bildiriyor. Hamaney ve dönemin cumhurbaşkanı Ekber Haşimi Rafsancani'yle sorunlar yaşayan Ahmed Humeyni, 1995'te henüz 45 yaşındayken hayatını yitirmişti. Kalp krizinin ölüme neden olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, WSJ, BBC Türkçe