Bağdat’ın uzun gecesi Kazımi ile Asaib Ehl’il-Hak arasında varılan uzlaşıyla sona erdi

Başbakan gerekirse yüzleşmeye hazır olduklarını ifade ederken uzlaşıyla ilgili anlaşmazlık yaşanıyor

Başbakan Kazımi, başkent Bağdat'ın Rusafa bölgesi ve Karh yakasında gece turuna çıktı (Başbakanlık Basın Ofisi)
Başbakan Kazımi, başkent Bağdat'ın Rusafa bölgesi ve Karh yakasında gece turuna çıktı (Başbakanlık Basın Ofisi)
TT

Bağdat’ın uzun gecesi Kazımi ile Asaib Ehl’il-Hak arasında varılan uzlaşıyla sona erdi

Başbakan Kazımi, başkent Bağdat'ın Rusafa bölgesi ve Karh yakasında gece turuna çıktı (Başbakanlık Basın Ofisi)
Başbakan Kazımi, başkent Bağdat'ın Rusafa bölgesi ve Karh yakasında gece turuna çıktı (Başbakanlık Basın Ofisi)

Sosyal medya siteleri cuma gecesi Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi ile Kays el-Hazali’nin liderliğindeki Asayib Ehlil Hak arasında yeni bir anlaşmazlık gibi görünen gelişmeler sonrası hareketlendi. Başbakan Kazımi, göreve gelişinin ilk günlerinde Hizbullah Tugayları (Ketaib Hizbullah - KH) ile yüzleşmiş, KH üyelerine yönelik bir operasyon gerçekleştirmişti. Ancak operasyon Şii siyasi evi içinden arabulucular aracılığıyla varılan bir uzlaşıyla sona erdiğinden, Kazımi'nin söz konusu gruplarla ilk yüzleşmesinde bir aksilik yaşandığı izlenimi verdi. Cumartesi akşamı düzenlenen operasyon ise, güvenlik birimlerinin performansının yanı sıra bu kez devletin prestijini yeniden inşa etme açısından krizle başa çıkma konusunda daha güç bir hedef gibi görünen Kazımi’nin performansındaki bir iyileşmeyi temsil ediyordu.
Asaib Ehli’l Hak, liderleri aracılığıyla bir üyesinin Yeşil Bölge’deki ABD’nin Bağdat Büyükelçiliğini hedef alan, ancak bir eve düşerek aynı aileden 7 kişinin ölümüne neden olan füze saldırısı gerçekleştirdiği şüphesiyle gözaltına alınması nedeniyle kendini savundu. Üyesinin gözaltına alınmasını ‘kötü niyetli bir suçlama’ olarak değerlendiren Asaib Ehli’l Hak, söz konusu kişinin füzenin fırlatılması olayıyla bir bağlantısı olmadığını öne sürdü. Bununla birlikte ortaya çıkan bir belge, gözaltına alınan kişinin, Başbakan Kazımi’nin Silahlı Kuvvetler Başkomutanı sıfatıyla Haşdi Şabi (Halk Seferberlik) Güçleri’yle güvenlik anlaşmasının imzalanması sırasında orada bulunanlardan biri olduğuna işaret etti. Şarku’l Avsat’a konuşan Başbakana yakın bir kaynak, ‘gözaltına alınan kişinin henüz hiçbir tarafa teslim edilmediğini, hakkındaki suçlamalardan dolayı yetkili makamlarca soruşturmaya tabi tutulduğunu ve bu nedenle konuya ilişkin kararın yargı tarafından verileceğini’ söyledi.
Öte yandan Başbakan Kazımi, Bağdat’ta gövde gösterisinde bulunan Asaib Ehli’l Hak Hareketi’nin bu adımına karşılık soğuk bir gecede Bağdat sokaklarında dolaştığı görüntüler yayınlandı.  Kazımi'nin Bağdat’ın zengin mahallelerinden biri olan el-Mansur’da gezerken, çevresinde toplanan onlarca vatandaşla fotoğraf çektirdiği görülen görüntülerin yayınlandığı turda Kazımi ayrıca Bağdat'ın kuzeyindeki el-Kazımiye semtindeki İmam el-Kazım Türbesi’ni ziyaret etti.
Kazımi bu kez bir uzlaşıya varmadan önce ‘yüzleşmeye hazır’ gibi görünüyordu. Twitter hesabından yaptığı açıklamada Kazımi, “Irak'ın güvenliği boynumuzun borcudur.  Irak’ın güvenliğine yönelik olumsuz girişimlere boyun eğmeyeceğiz. Halkın güvenlik güçleri ve orduya yasa dışı hareket edenler nedeniyle zedelenen güvenini yeniden kazanmak için sessizce çalıştık. Ülkenin absürt maceraya sürüklenmemesi için sükunet çağrısı yaptık. Ancak gerektiğinde karşı karşıya gelmeye hazırız” ifadelerini kullandı.
Açıklamada, olası gelişmelere karşı terörle mücadele birimleri ve özel kuvvetlerin Bağdat'ın farklı bölgelerine konuşlandırıldığı ve arabulucuların iki taraf arasında istişarelere başladıkları bir dönemde verilen güçlü ve açık bir mesaj gibi görünüyordu.
Konuya ilişkin Şarku’l Avsat’a değerlendirmelerde bulunan Nahrain Üniversitesi Ulusal Güvenlik Profesörü ve Akkad Stratejik İşler ve Gelecek Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Hüseyin Allavi, “Irak yönetiminin ruhunda toplumun devlet çatısı altında yaşama arzusunu aktarmaya yönelik bir değişiklik var. Bunun temel nedenlerinden biri, yasaları uygulamak ve Irak'ı ABD ile İran arasındaki çatışma sahası haline gelmesini engellemektir. Ülkede devletin kontrol dışındaki silahlarla ve özellikle ABD-İran çatışması çerçevesinde ABD karşıtı bölgesel gündeme uyum ile ilgili büyük bir sorun var. Irak hükümeti, topraklarımızın ABD’ye ait yerlere karşı bir füze platformu olarak kullanılmasını önlemek için çalışıyor. İran ise müzakere dosyasını nükleer dosyası üzerinden taşımak için ABD’ye ait yerlerin hedef alınması gerektiğine inanıyor. İran, ABD’de yönetimin geçişi sürecinde silahlı grupları terk etse de bu durum Biden'ın çatışmayla ilgili ABD tutumundan vazgeçmedikten sonra pek uzun sürmeyecektir” şeklinde konuştu.
Bağdat'ın bu kez aldığı tedbirlere değinen Allavi, “Irak hükümetinin attığı adım, bu kez Irak'ı yoğun ve karmaşık bir çatışmadan geri tutma ve yasayı uygulama konusunda etkili oldu. Bu durum ABD’nin Irak’taki çıkarlarına yönelik füze saldırılarını durdurma konusunda Irak hükümetinin yaşadığı eski utançları sona erdirdi” ifadelerini kullandı.
Başbakan Kazımi’nin Bağdat sokaklarındaki turu ile ilgili olarak ise Allavi, “Kazımi, sokağa çıkarak aynı anda birden fazla mesaj göndermeyi hedefledi ve bu mesajlar yerlerine ulaşmış gibi görünüyor” dedi.
Öte yandan (Şii milis gücü) Asaib Ehli'l Hak Hareketi lideri Kays el-Hazali, hareketin devlet, kurumlarına ve hukuka bağlılığını teyit etti. Hazali Twitter hesabından yaptığı açıklamada, ‘Haşdi Şabi üyelerinden birinin kötü niyetli bir suçlamayla gözaltına alınmasından kaynaklanan olayların akıl ve bilgelikle ele alındığını’ söyledi. Hazali tweetinde, “Devlete ve kurumlarına bağlıyız. Diplomatik misyonları hedeflemeyerek ülkenin prestijini korurken Amerikan askerlerinin varlığına son verilmesi talebini teyit ediyoruz” yazdı.
Diğer yandan Irak Ortak Operasyon Komutanlığı, başkent Bağdat'ın güvende olduğunu ve Komutanlığın roketatarları takip ederek istihbarat edinme çalışmalarını yoğunlaştırdığını açıkladı. Ortak Operasyonlar Komutanlığı Sözcüsü General Tahsin Hafeci düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Ortak Operasyon Komutanlığı, Bağdat Harekat Komutanlığı ve beraberindeki diğer birimler aracılığıyla başkent Bağdat’ın güvenliğini sağlama kabiliyetine sahiptir. Bağdat Harekat Komutanlığı ile Savunma ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı birimler, başkent Bağdat’ta konuşlular ve çok çalışıyorlar. Ayrıca, Haşdi Şabi birimleri ve Milli Güvenlik Bakanlığı birimleri ile istihbarat ve diğer güvenlik kurumları, yüksek verimlilik ve yeteneklerle başkentte faaliyet göstermektedir” ifadelerini kullandı.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.