Libya’da UMH ile LUO arasındaki tutukluların takası askeri gerilimi düşürdü

UNSMIL, ateşkes anlaşmasının şartlarının uygulanmasında daha hızlı olunmasını istedi

Mareşal Hafter, Bingazi'de Bağımsızlık Günü kutlamaları vesilesiyle LUO üyelerini selamladı (Reuters)
Mareşal Hafter, Bingazi'de Bağımsızlık Günü kutlamaları vesilesiyle LUO üyelerini selamladı (Reuters)
TT

Libya’da UMH ile LUO arasındaki tutukluların takası askeri gerilimi düşürdü

Mareşal Hafter, Bingazi'de Bağımsızlık Günü kutlamaları vesilesiyle LUO üyelerini selamladı (Reuters)
Mareşal Hafter, Bingazi'de Bağımsızlık Günü kutlamaları vesilesiyle LUO üyelerini selamladı (Reuters)

Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO) güçleri ile Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) bağlı güçler arasında karşılıklı olarak yapılan suçlamalara, Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) himayesindeki ateşkesin kırılganlığına ve iki tarafın da temas alanlarında askeri takviyeleri artırmasına rağmen dün akşam taraflar arasında 5 + 5 Ortak Askeri Komite çerçevesinde tutuklu takası gerçekleşti.
UMH’ye bağlı 18 tutuklunun LUO’ya bağlı 33 tutuklu karşılığında serbest bırakılmasını öngören takas, Ortak Askeri Komite üyelerinin yanı sıra Zintan ve Sabratha şehirlerinin ileri gelenlerinin huzurunda gerçekleşti. Ülkenin güneybatısındaki Eş-Şuveyrif bölgesinde (başkent Trablus'un 417 kilometre güneyinde) gerçekleşen takas ile ilgili olarak açıklamada bulunan LUO'ya bağlı Ahlaki Rehberlik İdaresi Başkanı Tuğgeneral Halid el-Mahcub, “Ateşkes anlaşmasının sonucuna uygun olarak tüm tutuklular serbest bırakılana kadar çabalarımız devam edecek” şeklinde konuştu.
Yerel basında yer alan haberlere göre LUO tarafından salıverilen Sabrathalıların dönüşleri havai fişeklerle ve havaya ateş edilerek kutlandı.
Bununla birlikte Ortak Askeri Komite, iki parti arasındaki tutuklu değişimini memnuniyetle karşıladı Komite tarafından dün yapılan açıklamada, ‘tüm ülkenin ve halkının barış ve güvenliğinin sağlanması için ilerleme kaydetme konusunda kararlılık’ vurgusu yapıldı.
UNSMIL, taraflar arasındaki takasın bölgenin ileri gelenlerinin gayretleri ve iyi niyetleriyle gerçekleşen ‘büyük bir başarı’ olarak niteledi.
Cuma akşamı bir açıklama yapan UNSMIL, tarafları, geçtiğimiz Ekim ayında Cenevre'de imzalanan ateşkes anlaşması kapsamında tüm tutukluların takasının tamamlanması da dahil olmak üzere tüm şartlarının uygulanması konusunda daha hızlı davranılması çağrısında bulundu.
5+5 Ortak Askeri Komite, geçtiğimiz Kasım ayında, tarafların kendi mevzilerine geri dönmeleri, yabancı güçlerin temas hatlarından çekilmesi, tüm tutukluların takas edilmesi, BM ekiplerinin, Genel İstihbarat Servisi ile iş birliği içinde mayınları temizlemesi ve nefret söylemiyle mücadele edilmesi dahil olmak üzere ateşkesin uygulanmasıyla ilgili bir takım koşullar üzerinde anlaştı.
Öte yandan LUO Askeri Bilgi Bürosu tarafından yayınlanan verilere göre Libya Bağımsızlık Günü kutlamaları sırasında düzenlenen geçit töreninde Hafter’in önünde LUO’ya bağlı 25 binden fazla asker geçiş yaptı. Askerler, ‘ülkenin bağımsızlığını elinden almak ve çıkarlarını açgözlülük yapanlara rehin vermek isteyen ajanlarla ittifak halinde olan dönemin işgalcilerine karşı anavatanı savunmaya hazır olduklarını’ ilan ettiler.
Düzenlenen büyük askeri geçit töreni, ülkenin güveliğini sağlamak ve Libya’nın denizde, karada ve havada egemenliğini korumak için sınırlarda konuşlu LUO birliklerinin yanı sıra geri kalanının üslerde ve kamplarda çeşitli günlük işlerini de yürütebildiğine dair bir mesajı barındırıyordu.
Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un ateşkesi güçlendirme ve siyasi süreci ilerletme çabalarını görüşmek üzere önümüzdeki Çarşamba günü UMH Dışişleri Bakanı Muhammed Tahir es-Siyale ile Moskova'da bir araya geleceğini açıkladı.
Ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Rusya'nın Libya konusundaki tutumu hakkındaki açıklamalarını eleştiren Zaharova, ABD'nin 2011 yılında NATO’daki müttefikleri ile birlikte bu ülkeye açıkça silahlı saldırı başlattığını ve ülkenin sosyal ve ekonomik altyapısını tahrip ettiğini belirtti. Zaharova, ‘ABD’nin fitilini ateşlediği krizi çözmekten uzun süre uzak durduğunu’ söyledi.
Bununla birlikte Zaharova Rus güvenlik şirketi Wagner'e bağlı paralı askerler ile ilgili bir soru üzerine, “Libya'da Rus hizmet birimlerinden personel bulunmamaktadır. Rusya Federasyonu kanunları paralı askerlerin faaliyetlerini kapsamamaktadır” ifadelerini kullandı. Öte yandan Rusya’nın 2011’den bu yana UNSMIL’ın görev süresinin uzatılmasına itiraz ettiğini biliniyor. Ancak Zaharova, açıklamasında ‘Amerikalıların, BM’nin Libya’da barış yolunda kaydettiği ilerlemeleri baltalamaya çalıştığını’ söyledi.
Zaharova ayrıca Washington'ı, Mart 2020'de istifa eden BM’nin Libya Özel Temsilcisi Lübnanlı diplomat Gassan Selame'nin yerine yeni bir temsilci atanmasını önlemek amacıyla BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) daimi üyesi statüsünü kötüye kullanmakla suçladı. Zaharova, BM Genel Sekreteri tarafından önerilen, Rusya dahil BMGK üyelerinin ezici çoğunluğunun desteğini alan ve oldukça değerli isimler olduklarını belirttiği en az iki Afrikalı yetkilinin adaylığının Amerikalılar tarafından herhangi bir neden göstermeksizin reddedildiğini söyledi.
Zaharova ABD vatandaşı ve eski bir üst düzey ABD Dışişleri Bakanlığı çalışanı olan Stephanie Williams'ın Mart ayından Aralık ortasına kadar UNMIL’e başkanlık yapmasını küçümseyen bir üslupla ‘inanılmaz bir tesadüf’ olarak niteledi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, ülkesinin ‘gerçekle hiçbir ilgisi olmayan sahte bir Libya dinarı bastığı’ iddiasıyla ilgili olarak ise banknotların likidite eksikliğini telafi etmek için sözleşmeler kapsamında Libya genelinde kullanılmak üzere bastırıldığını açıkladı.



İsrail tatil döneminde savaş cephelerini güçlendiriyor

İsrail'in Gazze Şeridi sınırındaki Merkava tankları ve M113 zırhlı araçları (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi sınırındaki Merkava tankları ve M113 zırhlı araçları (AP)
TT

İsrail tatil döneminde savaş cephelerini güçlendiriyor

İsrail'in Gazze Şeridi sınırındaki Merkava tankları ve M113 zırhlı araçları (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi sınırındaki Merkava tankları ve M113 zırhlı araçları (AP)

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee bugün yaptığı açıklamada, ordunun tüm muharebe cephelerini hava, kara ve deniz kuvvetleriyle ve tüm askeri sistemlerle takviye ettiğini söyledi.

Adraee X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, bugün başlayan Yahudi Yeni Yılı (Roş Aşana) kutlamaları sırasında çeşitli cephelerde savunma ve saldırı görevlerini yerine getirmek üzere tüm birimlerden onlarca bölüğün seferber edildiğini belirtti.

Adraee, “Birden fazla cephedeki durumun değerlendirilmesi sonucunda, Yahudi Yeni Yılı tatili sırasında çeşitli cephelerde savunma ve saldırı görevlerini yerine getirmek üzere tüm ordu birimlerinden savaş eğitimi kurslarına katılan onlarca askeri birliğin güçlendirilmesi ve seferber edilmesi kararı alındı” dedi.

İsrail medyası bu yılın başlarında, ordunun tatillerde birim düzeyinde izin verme uygulamasını sona erdirdiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre medya raporları, bu kararın, ordunun yaptığı bir soruşturma sonucunda, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te Yahudi bayramı sırasında Gazze sınırındaki asker sayısının azalmasını fırsat bilerek saldırı düzenlediğinin tespit edilmesinin ardından alındığını belirtti.

Yahudi Yeni Yılı kutlamalarının tarihleri yıldan yıla değişir. Bu yıl kutlamalar 22 Eylül'de başladı ve 24 Eylül'de sona erecek.

Genellikle coşkulu bir biçimde kutlanan modern yeni yıl kutlamalarının aksine, Yahudi Yeni Yılı kutlamaları sakin ve tefekkür dolu bir bayram olarak bilinir. Yahudi metinleri bayramın süresi konusunda farklılık gösterdiğinden, bazı insanlar Roş Aşana'yı bir gün kutlarken, diğerleri iki gün kutlar. History internet sitesine göre, bayram süresince çalışmak yasaktır ve dindar Yahudiler bayramın çoğunu dua ederek geçirir.


Şara bugün New York'ta Rubio ile görüşecek

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (DPA)
TT

Şara bugün New York'ta Rubio ile görüşecek

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (DPA)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantılarına katılmak üzere dün akşam New York'a geldi. Şara, 1967'den bu yana BM Genel Kurulu'nda kürsüye çıkacak ilk Suriye lideri olacak.

Şara, ABD’deki ilk gününe saat 12:45'te ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile yapacağı görüşmeyle başlayacak.

Suriye Cumhurbaşkanı dün CBS News ile yaptığı röportajda, ABD Başkanı Donald Trump ile tekrar görüşme arzusunu dile getirerek, iki ülke arasında ‘doğrudan ve iyi’ ilişkilerin yeniden kurulması çağrısında bulundu.

Şara, Trump'ın ‘hızlı ve cesur kararlarla yaptırımları kaldırarak, Suriye'ye doğru çok büyük bir adım attığını’ söyledi. Trump'ın ‘Suriye'nin güvenli, istikrarlı ve birleşik olması gerektiğini fark ettiğini, bunun sadece Suriye için değil, tüm dünya ülkeleri için büyük önem taşıdığını’ belirtti. Şara, “Kimyasal silahlarla bombalanan halkımızın yanında durduk, DEAŞ ile mücadele ettik ve İran milislerini ve Hizbullah'ı bölgeden kovduk” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı, yeni yetkililerin mültecilere ve yerinden edilmiş kişilere umutlarını geri kazandırarak vatanlarına dönmelerini sağladığını vurguladı. Şara, “Dünya, yaptırımların kaldırılmasını geciktirerek halkımıza karşı tekrar komplo kurmamalıdır” dedi.


Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınması, Filistinliler ve İsrailliler için ne anlama geliyor?

BM’nin New York'taki genel merkez binası (EPA)
BM’nin New York'taki genel merkez binası (EPA)
TT

Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınması, Filistinliler ve İsrailliler için ne anlama geliyor?

BM’nin New York'taki genel merkez binası (EPA)
BM’nin New York'taki genel merkez binası (EPA)

İngiltere, Kanada ve Avustralya dün Filistin devletini tanıdı. Şarku'l Avsat'ın Reuters'tan aktardığı habere göre diğer ülkelerin de bu hafta New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul oturumlarında aynı yolu izlemesi bekleniyor.

Peki bu, Filistin devletinin kurulması açısından ne anlama geliyor?

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) 1988 yılında Filistin devletinin bağımsızlığını ilan etti. Bu bağımsızlık, Küresel Güney'deki çoğu ülke tarafından hızla tanındı. Bugün, BM’nin 193 üye devletinden yaklaşık 150'si Filistin devletini tanıyor.

İsrail'in baş müttefiki olan ABD, Filistin devletini nihayetinde tanıyacağını defalarca kez dile getirmiş, ancak bunu Filistinliler ile İsrailler arasında ‘iki devletli çözüm’ konusunda anlaşmaya varıldıktan sonra yapacağını belirtmişti. Avrupa'nın büyük güçleri de birkaç hafta öncesine kadar aynı tutumu sergiliyordu.

Ancak İsrailliler ile Filistinliler arasında 2014 yılından bu yana bu konuda herhangi bir müzakere yapılmadı. Bunun yanında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Filistin devletinin asla kurulmayacağını söylemeye devam ediyor.

Filistin devletini temsil eden bir heyet, BM’de resmi olarak daimî gözlemci statüsüne sahip olsa da oy hakkı bulunmuyor. Filistin devletini tanıyan ülke sayısına bakılmaksızın BM’ye tam üye olmak için Washington'ın veto hakkına sahip olduğu BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) onayı gerekiyor.

Dünya geneline yayılan Filistin diplomatik misyonları, Filistin halkını temsil eden ve uluslararası alanda tanınan Filistin Yönetimi'ne bağlı olarak faaliyet gösteriyor.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi, İsrail ile yapılan anlaşmalar kapsamında işgal altındaki Batı Şeria'nın bazı bölgelerinde sınırlı özerklik hakkını kullanıyor. Filistin pasaportlarını düzenliyor ve Filistin sağlık ve eğitim sistemlerini yönetiyor.

Hamas, Gazze Şeridi’nde 2007 yılında iki taraf arasında kısa süreli bir çatışmanın ardından Abbas liderliğindeki Fetih Hareketi’ni sınır dışı ederek bölgenin kontrolünü ele geçirdi.

Dünya güçlerinin çoğunun diplomatik misyonları Tel Aviv'de bulunuyor. Çünkü Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımıyor. ABD’nin Donald Trump'ın ilk başkanlığı döneminde büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması ise bu konuda bir istisna oluşturuyor.

Ancak, yaklaşık 40 ülke Batı Şeria’nın Ramallah kentinde veya İsrail'in ilhak edeceğini açıkladığı ve Filistinlilerin başkent olarak istedikleri Doğu Kudüs'te konsolosluk ofisleri bulunuyor.

Bu ülkeler arasında Çin, Rusya, Japonya, Almanya, Kanada, Danimarka, Mısır, Ürdün, Tunus ve Güney Afrika yer alıyor.

Filistin devletini tanımayı planlayan ülkeler, bunun diplomatik temsilcilikleri üzerinde yaratacağı etkiyi açıklamadı.

Filistin devletini tanımaktaki amaç ne?

İngiltere, Kanada ve Avustralya, bu ay yapılacak BM Genel Kurulu toplantısı öncesinde Filistin devletini tanıdı. Fransa ve Belçika dahil diğer ülkeler de aynı yolu izleyeceklerini açıkladı.

İngiltere gibi ülkeler, bu adımın İsrail’e Gazze'deki savaşı sona erdirmesi, işgal altındaki Batı Şeria'da yeni Yahudi yerleşimlerinin inşasını durdurması ve Filistinlilerle barış sürecine yeniden bağlılık göstermesi için baskı yapmak amacıyla atıldığını söylüyor.

Filistin devletinin tanınmasını destekleyen ilk Batılı büyük bir ülkenin lideri olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bu adımın Filistin Yönetimi'nin, yönetişim ve idari kapasitesini iyileştirecek ve savaş sonrası Gazze'yi yönetmek için daha güvenilir bir ortak haline getirecek reformları hayata geçirme taahhüdüyle birleştirileceğini söyledi.

Tanınma pratikte ne anlama geliyor?

Tanınmayı büyük ölçüde sembolik olarak görenler, Çin, Hindistan, Rusya ve birçok Arap devleti gibi, onlarca yıl önce Filistin devletini tanıyan ülkelerin sınırlı nüfuzuna dikkati çektiler.

BM’de tam üye statüsü veya sınırları üzerinde kontrolü olmayan Filistin Yönetimi, ikili ilişkileri yönetme konusunda sınırlı bir kapasiteye sahip.

İsrail ticaret, yatırım ve eğitim veya kültür alışverişlerini kısıtlamıyor. Filistin'de havaalanı bulunmuyor ve karayla çevrili bir bölge olan Batı Şeria'ya yalnızca İsrail üzerinden veya İsrail'in kontrolündeki Ürdün sınırından ulaşılabiliyor. İsrail şu anda Gazze Şeridi'ne tüm erişim noktalarını kontrol ediyor.

Ancak, Filistin devletini tanımayı planlayan ülkeler ve Filistin Yönetimi, bunun boş bir jestten daha fazlası olacağını söylüyorlar.

Filistin'in İngiltere'deki Misyonunun Başkanı Büyükelçi Hüsam Zomlot, tanınmanın eşit şartlarda kurumlar arası ortaklıklara yol açabileceği değerlendirmesinde bulundu.

İngiltere’nin eski Kudüs Başkonsolosu Vincent Finn, Filistin devletini tanıyan ülkelerin İsrail ile ilişkilerinin bazı yönlerini gözden geçirmeleri gerekebileceğini söyledi.

İngiltere'nin durumunda bunun, işgal altındaki Filistin topraklarındaki İsrail yerleşimlerinden gelen ürünlerin yasaklanması gibi tedbirlerin alınmasına yol açabileceğini belirten Finn, ancak bunun İsrail ekonomisi üzerindeki pratik etkisinin minimum düzeyde olacağını da sözlerine ekledi.

İsrail ve ABD nasıl tepkisi verdi?

İsrail, Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaştaki davranışları nedeniyle yaygın şekilde kınamalarla karşı karşıya kalırken bu tanımanın, Gazze Şeridi’ndeki savaşı tetikleyen 7 Ekim 2023 saldırıları için Hamas'ı ödüllendireceğini öne sürüyor.

İsrail Başbakanı Netanyahu, yaptığı bir açıklamada “Ürdün Nehri'nin batısında Filistin devleti kurulmayacak” ifadelerini kullandı.

Öte yandan ABD, Avrupalı müttefiklerinin bağımsız bir Filistin devletini tanıma yönündeki her türlü girişimine şiddetle karşı çıkıyor. ABD’nin Filistinli yetkililere yaptırımlar uygulayarak, ABD’ye giriş vizelerini reddetme ve iptal etme gibi adımlar atması, Filistin Devlet Başkanı Abbas ve diğer Filistin Yönetimi yetkililerinin New York'ta düzenlenen BM Genel Kurulu'na katılmalarını engel oldu.