İran’daki radikallerin ‘manevi lideri’ Misbah Yezdi, hayatını kaybetti

İran’daki radikallerin ‘manevi lideri’ Misbah Yezdi, hayatını kaybetti
TT

İran’daki radikallerin ‘manevi lideri’ Misbah Yezdi, hayatını kaybetti

İran’daki radikallerin ‘manevi lideri’ Misbah Yezdi, hayatını kaybetti

İran hükümeti dün muhafazakar kesim içinde “radikallerin manevi lideri”, “Uzmanlar Meclisi” üyesi ve Dini Lider Ali Hamaney’e yakınlığı ile bilinen Muhammed Taki Misbah Yezdi’nin hayatını kaybettiğini duyurdu.
Resmi haber ajansları iktidarı savunma konusunda gösterdiği sert tavırlarıyla bilinen Misbah Yezdi’nin (86) sindirim sistemindeki bir rahatsızlık yüzünden komaya girdikten 24 saat sonra hayatını kaybettiğini bildirdi.
Misbah Yezdi, Kum İlmi Medreseler Müderrisleri Birliği’nde çalıştı ve İmam Humeyni Eğitim ve Araştırma Enstitüsü başkanı olarak görev yaptı. Velayet-i Fakih sistemini eleştirenlerin aleyhine çıkardığı “Şirk” fetvası başta olmak üzere tartışmalara sebep olan hükümleriyle ün kazanmıştı.
Misbah Yezdi, İran’daki aşırı radikallerin en önde gelen teorisyenlerinden biriydi ve eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın müttefiklerinden oluşan radikal “Direniş Cephesi” adlı grubun “manevi lideri” olmuştu. Grup Ahmedinejad’ın başkanlığının son yılında bu tutumlarından vazgeçerek ekibini “Yoldan Çıkanlar Akımı” olarak adlandırdı.
2009 yılında “Yeşil Hareketi”nin başlatılmasının ardından Misbah Yezdi’ye yakınlığı ile bilinen akım, iki reformist lider Mir Hüseyin Musavi ve Mehdi Kerrubi’ye karşı başlatılan bir kampanyaya liderlik etti ve onlar hakkında “İranlılar arasındaki kırılgan mevkilerini kaybettiler” şeklinde yorum yaparak Hamaney’in “İran halkının hak ettiğinden de fazla” olduğunu belirtti. Aynı zamanda Şii anlatılarına göre Hamaney, beklenen Mehdi ile ortaya çıkan “Seyyid Horasani” olarak kabul ediliyor.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin ofisi tarafından ölüm haberi verilen Misbah Yezdi, reformist akıma karşı önde gelen muhaliflerden biri olması ve gelecek hafta ölümünün dördüncü yılı olacak olan eski pragmatik cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’ye karşı çıkması ile ün kazandı.
Misbah Yezdi, İranlıların aleyhinde oy kullanmak için bir kampanya başlatmasının ardından “Uzmanlar Meclisi”nin son oturumunda yapılan seçimlerde en çok kaybedenlerden biri olmuştu.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.