Sudan Başbakanı Hamduk, ordunun sınırları ve anayasayı korumaya hazır olduğunu belirtti

Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk (Getty Images)
Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk (Getty Images)
TT

Sudan Başbakanı Hamduk, ordunun sınırları ve anayasayı korumaya hazır olduğunu belirtti

Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk (Getty Images)
Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk (Getty Images)

Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk, Sudan Silahlı Kuvvetleri’nin güvenliği korumaya, anayasayı, demokrasiyi ve ülke sınırlarını korumada etkin rol oynamaya hazır olduğunu vurguladı. Etiyopya güçleriyle doğu sınırlarında yaşanan çatışmaya ilişkin ilk açıklamasında, ülkenin şehitlerine rahmet dileyerek onları "kutsal görev şehitleri" olarak nitelendiren Hamduk, önceliğin barış ve geçiş yönetiminin yapılarının oluşumu olduğunu belirtti.
Sudan'ın bağımsızlığının 65. yıldönümü münasebetiyle dün vatandaşlara seslenen Hamduk, "Tarih boyunca şehit edilen tüm silahlı kuvvetlerden şehitlere rahmet diliyoruz. Ülkenin sınırlarını korumak için kutsal görevlerini yerine getiren doğu sınırlarımızdaki cesur askerlerimizi selamlıyoruz" dedi. Hamduk açıklamasında, diktatör rejimlerin silahlı kuvvetler üzerindeki rolünü eleştirerek, bunun Sudan'ın çevreden izole edilmesine, egemenliğini yitirmesine ve uluslararası güçlerin (Birleşmiş Milletler-Afrika Birliği Darfur Misyonu UNAMID) ülkeye girişine yol açtığını belirtti.
Silahlı kuvvetlerin Darfur bölgesinden çekilmeye başlayan uluslararası barış güçlerinin yerini almak için hayatları ve sivilleri korumak amacıyla ileri bir hazırlık aşamasına ulaştığını açıklayan Hamduk, “Güvenliği ve barışı korumak için ulusal bir mekanizma oluşturuldu. UNAMİD’in ülkemizden çekilmesiyle Darfur'da, BM Şartı'nın askeri güç kullanımına izin veren 7. bölümü kapsamında uluslararası güçlerin ülkemizde bulunması durumunu aştık” diye konuştu. Kanun dışı infazları, zorla kaçırma ve işkenceyi durdurmak, ırkçılığı, bölgeciliği ve olumsuz ayrımcılığı reddetmek için çalışma sözü veren Hamduk, bu hedefleri hükümetine rehberlik eden pusula olarak nitelendirerek, "Dünyaya ulaşacak mesaj, Sudanlıların ulusal davayla meşgul olduklarıdır" dedi.
Başbakan Hamduk, zihinler açık kaldığı ve barış amacına inandığı sürece barışa ulaşma fırsatının arttığını, mülteci ve yerinden edilmişlere uygun yaşam koşullarının mevcut olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Geçiş döneminin öncelikleri arasında en önemli önceliğin barışı sağlamak olduğuna dair tutumumuz değişmedi. Süreci tamamlamak için yalnızca ulusal çıkarları hedefleyerek Abdulaziz el-Hılu liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) örgütü ve Abdulvahid Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/AM) ile görüşmelere devam etmek için taahhütte bulunduk.”
İşkenceye ve zalimane veya aşağılayıcı cezalara karşı ve zorla kaçırmanın önlenmesine ilişkin Uluslararası Sözleşme'nin Sudanlılar tarafından onaylandığını açıklayan Hamduk, bunun Bakanlar Kurulu ile Egemenlik Konseyi arasındaki ortak toplantıda onay beklediğini söyledi.
Hamduk ayrıca, barışı ve güvenliği sağlamak, sivillerin savunması ve barışı koruma görevini üstlenmek için ulusal mekanizmanın oluşumunu ve demokratik geçişi, barışı desteklemek, kalkınma ve yeniden yapılanmaya katkıda bulunmak için görevlendirilen BM misyonu UNAMID'in yerini aldıklarını duyurdu.

En büyük ekonomik zorluk
Ülkenin karşı karşıya olduğu ekonomik zorluğu "en büyük zorluk" olarak değerlendiren Hamduk, "Ekonomik durumu ele almak için ısrarlı girişimler oldu ve şimdi krizlere sürdürülebilir çözümler sunarak yeni yılda atılımlar başlatmaya dair yenilenen umutlar var" dedi. Hamduk, 2021 bütçesinin barış, sağlık ve koronavirüs salgını ile mücadeleye odaklandığını ve genç istihdamı ve öz kaynaklarla gelirleri en üst düzeye çıkarmayı hedeflediğini vurguladı.
Sudan'ın terörizme sponsor olan ülkeler listesinden çıkarılmasını Sudan'daki yatırımların kapısını açan bir teşvik olarak değerlendiren Hamduk, “Bu yılın başlarında Sudan bir dizi büyük uluslararası şirketin ülkeye girişine şahit olacak. Ayrıca dış borçlardan muaf tutulma işlemleri başlatıldı. Bu, Sudan'ın kalkınma ve uygulama için gerekli finansmanı elde etmesini ve Sudan’ın 5 yıllık kalkınma planını uygulamasını sağlayacak” dedi.
Son olarak Hamduk, geçiş sürecinin önümüzdeki günlerde sürdürülebilir demokrasiye ulaşma, devrimin özgürlük, barış ve adalet sloganlarını gerçekleştirme, Bakanlar Kurulu ve Egemen Konsey dahil olmak üzere geçiş yönetiminin yapılarını tamamlama, komisyonlar oluşturma ve Geçiş Yasama Konseyi'ni oluşturma konusunda ilerleyip hedeflerine ulaşacağına dair taahhütte bulundu.



Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.


Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.