2021'de sinema endüstrisini bekleyen muhtemel senaryolar

2020'deki gişe gelirleri bir önceki yıla kıyasla yüzde 72 düşüş yaşadı (AFP)
2020'deki gişe gelirleri bir önceki yıla kıyasla yüzde 72 düşüş yaşadı (AFP)
TT

2021'de sinema endüstrisini bekleyen muhtemel senaryolar

2020'deki gişe gelirleri bir önceki yıla kıyasla yüzde 72 düşüş yaşadı (AFP)
2020'deki gişe gelirleri bir önceki yıla kıyasla yüzde 72 düşüş yaşadı (AFP)

Koronavirüs pandemisinin hüküm sürdüğü 2020, film endüstrisinin ciddi yaralar almasına neden olmuştu ve koşulların dönüşebileceğine dair yeni yılda umutlu olmak anlaşılabilir olsa da bugünden bakıldığında pek mümkün görülmüyor.
Sinemalar ve genel olarak sektör açısından neler olabileceğine dair senaryolar üzerine düşünmeden önce 2020’de sinema salonlarından elde edilen hasılatın muazzam bir düşüş yaşadığını belirtmek önemli. 
Pek çok ülkede tecritlerin uygulandığı ve sinema salonlarının kapalı olduğu düşünüldüğünde izleyicilerin filmleri evlerinde izlediğini tahmin etmek çok da zor değil. Bu açıdan yeni dönem kendi belirsizlikleriyle gelse de esasen değerlendirmesi güç olmayan bir dizi senaryo mevcut. 
IndieWire'ın haberine göre 2020’nin endüstri açısından bir anomali olmadığını ancak ciddi bir dönüşümün başlangıcı olduğunu düşünmek bunlardan ilki. Daha önce teknik açıdan televizyonun ve uydu yayınlarının gelişmesi de benzer etkiler yaratmıştı ve Kovid-19 gerçekten de sinemalar açısından geri dönüşü olmayan bir yolun başlangıcını göstermiş olabilir.
Dijital platformlar artık yüksek bütçeli yapımların da düşük bütçeli yapımların da yayımlandığı ve prömiyerlerinin yapıldığı alanlar sunuyor. Bu herhangi bir filmin VOD, DVD veya Blu-Ray versiyonlarının satışa çıkma zamanına dair de bir dizi değişikliği beraberinde getiriyor. Bu sürenin standardının yaklaşık 30 gün olması beklentiler arasında. 
Bununla birlikte filmlerin, özellikle de izleyicilerin merakla beklediği filmlerin ilk gösterimlerini nasıl yapacağı önemli tartışma başlıklarından birini oluşturuyor. 2020’ye kadar stüdyolar neredeyse aynı kural kitabını çok az değişikliklerle uygulayagelmişti. Platformlarla yapılacak anlaşmalar, lisans sözleşmeleri gibi bir dizi etken artık her bir stüdyonun farklı stratejiler izlemek zorunda olabileceğine de işaret ediyor. Ancak bu zaman ilerledikçe baskın eğilimlerin ortaya çıkmayacağı anlamına da gelmiyor.
Önemli stüdyo şirketlerinden biri olan MGM’in iflas etmesi 2020’nin önemli olaylarından biriydi ancak pandeminin etkisinin devam edeceği düşünülürse başka şirketlerin de benzer biçimde iflas bayrağını çekmesini beklemek hiç de abartı olmaz. Bu da pazardaki aktörlerin daha da azalacağı ve yalnızca büyüklerin söz sahibi olabileceği bir sürecin hızlanmasına neden olabilir.
Pandemi açısından her şey yolunda gitse dahi artık daha fazla yapımın platformlar üzerinden izleyicilerin doğrudan evine girdiği düşünüldüğünde salonlardan elde edilecek gelirlerin hayli düşeceği düşünülebilir. Screen Rant'in haberine göre Avengers: Endgame bu açıdan son derece çarpıcı bir örnek. Gişede tarihin en büyük başarısını elde etmiş Marvel filmi ABD’de bu yıl elde edilen gelirlerden fazlasını kazanmıştı.
Bununla paralel olarak ABD, Avrupa, Kanada gibi pazarların yanı sıra Çin ve diğer ülkelerin de bu süreçte önemli gelir havuzlarını oluşturacağı tahmin edilebilir.
 
Independent Türkçe, IndieWire, Screen Rant



Sicilya köprüsü projesi İtalya’yı karıştırdı: “Messina Boğazı’na dokunamazlar”

Köprünün 2032'de tamamlanması planlanıyor (Stretto di Messina)
Köprünün 2032'de tamamlanması planlanıyor (Stretto di Messina)
TT

Sicilya köprüsü projesi İtalya’yı karıştırdı: “Messina Boğazı’na dokunamazlar”

Köprünün 2032'de tamamlanması planlanıyor (Stretto di Messina)
Köprünün 2032'de tamamlanması planlanıyor (Stretto di Messina)

İtalya'da Sicilya adasının anakaraya köprüyle bağlanmasını sağlayacak proje tartışma yarattı. 

Sicilya'yı Calabria bölgesine bağlayacak Messina Boğazı Köprüsü tamamlanırsa 3,6 kilometreyle dünyanın en uzun asma köprüsü olacak.

Ekonomik Planlama ve Sürdürülebilir Kalkınma Komitesi, projeye 6 Ağustos'ta onay verdi. Bunun ardından basın toplantısı düzenleyen Başbakan Yardımcısı ve Ulaştırma Bakanı Matteo Salvini, "Dünyanın en uzun tek asma açıklıklı köprüsü olacak, rekor şu anda Türkiye'nin elinde" dedi.

Köprü projesi uluslararası ihaleyle Eurolink konsorsiyumuna verildi. Konsorsiyumda İtalya'dan Webuild, İspanya'dan Sacyr ve Japonya'dan IHI şirketleri yer alıyor. Webuild grubundan yapılan açıklamada da “Messina Boğazı Köprüsü, Türkiye'de rekoru elinde tutan Çanakkale Köprüsü'nden 1 kilometre daha uzun olacak” ifadeleri kullanıldı. 

Diğer yandan Giorgia Meloni hükümetinin 13,5 milyar euroya mal olması beklenen köprü projesi ülkede tartışma yarattı. 

Reuters'ın aktardığına göre Sicilya adasında ve anakaradaki Calabria bölgesinde köprünün ve yolların inşası için en az 440 mülkün kamulaştırılması gerekeceği aktarılıyor.

Sicilya'daki Messina şehrinde yaşayan 75 yaşındaki Mariolina De Francesco şunları söylüyor: 

Bana evimin değerinin üç katını teklif etseler bile, bu benim için önemli değil. Önemli olan doğa. Messina Boğazı'na dokunmamalılar.

Evi inşaat projesi alanında bulunan De Francesco, kendisi gibi birçok kişi olduğunu ve projeye karşı dava açacaklarını belirtiyor. 

Salvini ön çalışmaların eylül ya da ekimde başlayacağını, ev sahiplerine “cömert tazminatlar ödeneceğini” söylemişti. Aktivistlere göre inşaat nedeniyle yaklaşık bin kişi evlerinden olabilir. 

Bunlara ek olarak çevreciler de inşaatın uzayabileceğini ve ciddi bir gürültü kirliliğine yol açabileceğine dikkat çekiyor. Çevreciler, bu hafta Avrupa Birliği'ne inşaatla ilgili resmi şikayette bulundu. Uzmanlar ayrıca köprünün bölgedeki depremlerden etkilenebileceğini de belirtiyor. Şirket ise köprünün fay hatları üzerine inşa edilmeyeceğini ve depreme dayanıklı tasarlanacağını savunuyor. 

Independent Türkçe, Reuters, AP