Çok sayıda galaksinin şiddetli çarpışma anları yayımlandı

Birleşimleri görülen galaksiler: Yukarıda soldan sağa NGC 3256, NGC 1614, NGC 4194. Altta soldan sağa NGC 3690, NGC 6052, NGC 34. (Hubble Uzay Teleskobu)
Birleşimleri görülen galaksiler: Yukarıda soldan sağa NGC 3256, NGC 1614, NGC 4194. Altta soldan sağa NGC 3690, NGC 6052, NGC 34. (Hubble Uzay Teleskobu)
TT

Çok sayıda galaksinin şiddetli çarpışma anları yayımlandı

Birleşimleri görülen galaksiler: Yukarıda soldan sağa NGC 3256, NGC 1614, NGC 4194. Altta soldan sağa NGC 3690, NGC 6052, NGC 34. (Hubble Uzay Teleskobu)
Birleşimleri görülen galaksiler: Yukarıda soldan sağa NGC 3256, NGC 1614, NGC 4194. Altta soldan sağa NGC 3690, NGC 6052, NGC 34. (Hubble Uzay Teleskobu)

Avrupa Uzay Ajansı, (ESA) 2021'i, ünlü uzay teleskobu Hubble'ın yakaladığı çarpıcı görüntüleri paylaşarak kutladı. Görüntülerde galaksilerin birleşme anları ve bunun sonucunda doğan 6 farklı galaksi bulunuyor.
ESA perşembe günü yaptığı açıklamada, "Bu sistemler uç koşullar altında yıldız kümelerinin oluşumunu gözlemlemek için mükemmel laboratuvarlardır" ifadeleri yer aldı.
Fotoğraflarda yer alan galaksilerin hepsi, oluştukları şiddetli koşulların işaretlerini sergiliyor. Örneğin, ESA galaksi NGC 3256'yı tuhaf ve bozuk diye niteliyor. NGC 3690 bir "süpernova fabrikası" diye nitelenirken, NGC 6052'nin görüntüsü ise hala çarpışma sürecindeki iki galaksiyi gösteriyor.
Görüntüleri yakalayan Hubble Görüntüleme Sondası (HiPEEC), galaksiler içindeki yıldız kümelerine ve ana sistemler birleştiğinde bu kümelerde yaşananlara odaklandı. Buna göre çarpışmalar, yıldızların doğum oranını artırdı, yani yeni yıldızların oluşumuna katkı sağladı.
ESA'nın açıklamasında konuyla ilgili şu ifadelere yer verildi:
Samanyolu'nda tipik olarak, Güneş kütlesinin 10 bin katına ulaşan yıldız kümeleri oluşur. Ama bu bile çarpışan galaksilerde oluşan yıldız kümelerinin kütleleriyle (Güneşimizin kütlesinin milyonlarca katına ulaşabilirler) karşılaştırılamaz.
HiPEEC araştırmacıları ayrıca, birleşen galaksilerdeki büyük yıldız kümelerinin, çarpışma yatıştıktan sonra bile epey parlak kaldığını keşfetti.
Yani Hubble'ın keskin gözleri sayesinde Dünya'daki izleyiciler, birleşmeden sonraki çarpıcı manzarayı rahatça izleyebilir.

Independent Türkçe, CNET



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space