Faize Rafsancani’nin eleştirileri muhafazakarların tepkisini çekti

Eski İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin kızı Faize Haşimi Rafsancani (Ensaf News)
Eski İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin kızı Faize Haşimi Rafsancani (Ensaf News)
TT

Faize Rafsancani’nin eleştirileri muhafazakarların tepkisini çekti

Eski İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin kızı Faize Haşimi Rafsancani (Ensaf News)
Eski İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin kızı Faize Haşimi Rafsancani (Ensaf News)

Eski İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin ölümünün dördüncü yıldönümünde siyasetçi kızı Faize Haşimi Rafsancani, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a yönelik “azami baskı” politikasının “etkinliğine” ilişkin sürpriz bir açıklamada bulundu. Röportaj muhafazakarların tepkisiyle karşılandı ve Rafsancani özür dilemeye çağrıldı.
İran merkezli Ensaf News sitesinin geçen hafta Instagram hesabı üzerinden yayınladığı röportajda Faize Haşimi, “İran’ın çıkarları için Trump’ın kazanmasını istediğini” söyledi. Haşimi röportajına şu sözlerle devam etti:
“İnsanlar reformlar yapmaya çalışıyor ancak durum eskisi gibi. Hiçbir şey olmayacak aksine insanlar baskı altına alınıyor. Trump baskı yapmaya devam ederse belki en nihayetinde bazı politikalarımızı değiştirmek zorunda kalırız. İran için Trump'ın kazanmasını istiyorum ancak ABD'li olsaydım Trump'a oy vermezdim.”
Bununla birlikte Haşimi, Trump ile eski İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın “benzer” özelliklerinin olduğunu söyledi. Ahmedinejad babası Haşimi Rafsancani’nin 2005 ve 2009 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en önemli rakibiydi.
Haşimi, açıklamalarını babası Ali Ekber Haşimi Rafsancani’nin dördüncü ölüm yıldönümü ve memleketi Kirman’dan Kasım Süleymani’nin ölüm yıldönümünü vesilesiyle yaptı.

Süleymani’ye eleştiri
Faize Haşimi İran’ın Suriye’ye girmesini desteklemediğini söyleyerek Süleymani’nin Ortadoğu’daki faaliyetlerinin “ülkenin sorunlarından hiçbirini çözmediğini ve kalkınmanın da yolunu açmadığını” söyledi.
İran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani'nin siyasetçi ve gazeteci kızı Faize Rafsancani, babasının İran'ın Suriye'deki savaşa katılmasına karşı çıktığını belirterek, 'İran'ın Suriye'ye müdahalesi 500 bin kişinin ölümüne neden oldu' dedi.
Rafsancani’nin İcra Konseyi başkanı olan babasının (başkanlık görev süresinin bitiminden sonra) İran'ın Suriye'deki savaşa katılmasına karşı olduğunu söyledi ve eski Devrim Muhafızları Kudüs Gücü eski komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani'yi bilgilendirdiğini belirtti.
Faize Rafsancani, Ensaf News'e verdiği röportajda “Babam zeki ve ileri görüşlüydü. Süleymani, Suriye'ye gitmeden önce babama danıştı. Babam ona gitmemesini tavsiye etti ve haklıydı da…” dedi.
Eski Tahran milletvekili Faize Rafsancani, “Süleymani'nin eylemleri ve direniş politikamız ne üretti? Ekonomi, özgürlükler ve dış politika alanlarında bizim için ne başardılar?" diyerek tepkisini dile getirdi.
Faize Rafsancani, İran'ın bölgedeki politikasını eleştirerek, "dostlarımızı kaybetmemize yol açtı ve dış politikamız iç politikaya benzer hale geldi. Destekçiler eleştiriye, ardından eleştirmenler rakiplere dönüştü" dedi.
Faize Haşimi açıklamalarının bir kısmında kötü ekonomik durumun “yaptırımlar” adı altında kaydedilmesini kabul etmeyerek İran’ın 2017 yılının Aralık ayında ve 2019 yılının Kasım ayında ekonomik durumun kötüleşmesi sebebiyle tanık olduğu protestolara dikkat çekti. Haşimi “Sokaklarda tanık olunan bu protestolarda kimse ABD’ye ölüm demedi! Çünkü her halükarda ABD ile ilişkilerimizin olmamasının ya da felakete dönüşen uluslararası ve bölgesel hatalı politikalarımızın faturasını diğer tarafa kesmemeliyiz. Musibetleri kendimize çeken biziz” dedi.
Faize’nin açıklamalarının babasının muhalifi olan muhafazakar görüşlü gazetelerde öfkeye yol açmasının ardından iki gün önce Faize ile Haşimi Rafsancani’nin ailesinin geri kalanı arasında anlaşmazlıklar olduğuna dair haberler çıktı.
İran siteleri Tahran Belediye Meclisi Başkanı Muhsin Haşimi’nin kız kardeşi Faize’ye gönderdiği mesajı yayınladı. Muhsin mesajında Faize’nin yaptığı son açıklamalar için özür dilemesini ve babasının itibarının yurtdışındaki rejim muhalifleri ve yurt içindeki radikaller tarafından sabote edilmesinin önüne geçmesini istedi.
Muhsin Haşimi kardeşine hitaben yaptığı açıklamada “Son yıllarda ailen ve oğlun tarafından kötü muameleye maruz kaldığını biliyorum. Bu seni aşırılığa sürüklemiş ve babanın izlediği ılımlı politikadan uzaklaştırmış olabilir. Ancak yine de bu, yabancı bir ülkenin başkanından medet beklemek için bir neden değil” dedi.
Muhsin Haşimi, İran rejimi lideri Ali Hamaney’in “savaş komplosunu engelleme” konusundaki tutumuna övgüde bulunurken Trump’a “tehditler savurma, yaptırımlar dayatma, yükümlülüklerden vazgeçme ve İran’ın kötülüğüne olacak şekilde suikast yapmaktan başka hiçbir şey yapmadığını” söyleyerek eleştirilerde bulundu.
Muhammed Hatemi döneminde Cumhurbaşkanlığı Ofis Müdürü olarak görev yapan Muhammed Ali Ebtahi de Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Keşke Faize Haşimi, Trump’ın İran’a baskı yapmak için kalmasını istemeseydi. İnsanların yaşam koşullarının Haşimi ailesi ile aynı olmadığına, yaptırımlardan ve baskılardan mustarip olduklarına inanmalısınız. Hiçbir millet ya da halk bir yabancıya umut bağlayarak şeref kazanmadı” dedi.
Radikal görüşleri ile ön plana çıkan Vatan Emruz gazetesi ilk sayfasında Faize’nin bir fotoğrafını yayınlayarak altına “Babasının ölüm yıldönümünde Trump’ın yasını tutuyor” başlığını atarak “Trump’ın kazanması reformcuların çıkarınaydı” sözlerini alıntıladı.
Diğer taraftan eski milletvekili Parvaneh Salahşuri, Faize Haşimi’yi savunarak İran sitelerinde yayınlanan yazısında şu ifadeleri kullandı:
“Biden’ın gelişini gözleyenler, Trump’ın nükleer anlaşmadan sonra 2 bin 500 kişiye yeşil kart (Green Card) veya kalıcı oturma izni verildiğini söylerken ne demek istediğini anladılar mı? Sayın Obama tarafından gelen bu özel ayrıcalıklardan kim nasiplendi? Halk bundan ne kazandı? Trump'ın nükleer anlaşmadan sonra İran'a milyonlarca dolar ödendiğine yönelik iddiaları doğruysa, Obama ve Biden'in destekçileri bu paraların akıbetinin ne olduğunu söylemeli. Halkın yararına geri döndü mü?”

Faize Haşimi Rafsancani kimdir?
Faize Haşimi Rafsancani, İranlı siyasetçi, kadın hakları aktivisti ve gazeteci. İran'da 5. dönem meclis seçimlerinde Tahran milletvekili seçilen eski İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani'nin kızı Faize Haşimi.
Rafsancani, 1988 yılında İran İslam Cumhuriyeti'nin kadınlar özelindeki ilk gazetesi Zen'i çıkarmaya başladı.
Rejime yönelik sert eleştirileri sebebiyle "rejim aleyhinde propaganda" yapmak suçlamasıyla birçok kez tutuklandı.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.