İnsan boyutunda doğan megalodonların anne rahminde kardeşlerini yediği keşfedildi

Puebla Evrim Müzesi'nde 16 metrelik bir Megalodon modeli (Wikimedia Commons)
Puebla Evrim Müzesi'nde 16 metrelik bir Megalodon modeli (Wikimedia Commons)
TT

İnsan boyutunda doğan megalodonların anne rahminde kardeşlerini yediği keşfedildi

Puebla Evrim Müzesi'nde 16 metrelik bir Megalodon modeli (Wikimedia Commons)
Puebla Evrim Müzesi'nde 16 metrelik bir Megalodon modeli (Wikimedia Commons)

Bilim insanları, üç milyon yıldan uzun süre önce okyanuslarda devriye gezen megalodon köpekbalıklarının doğurduğu bebeklerin, çoğu yetişkin insandan daha büyük olduğunu söylüyor.
Araştırmacılar, bir megalodonun omur fosilini X-ışınıyla inceledi ve hayvanın yaklaşık iki metrelik boyla doğduğunu hesapladı.
15 ila 3.6 milyon yıl önce yaşayan megalodonların kalıntıları, yetişkinlerin boyunun 15 metreden fazla olabileceğini ortaya çıkarmıştı ama yenidoğan megalodonların boyutları şimdiye kadar belirsizdi.
ABD’deki DePaul Üniversitesi'nden ve araştırmanın liderlerinden paleobiyoloji profesörü Kenshu Shimada, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
Yeni çalışma, (megalodonların) doğduğu esnadaki boyutu, üreme ve büyüme tarzına dair iyi bir fikir veriyor. Türünün ilk örneği.
Bilimsel ismi Otodus megalodon olan devasa balık, Dünya’daki yaşamın tarihinin en büyük etoburları arasında yer alıyor. Bilim insanları daha önce, bu yaratıklardan kalan bol miktarda fosil ortaya çıkarmıştı, ancak yaratıkların biyolojisi tam olarak anlaşılamamıştı. Çünkü bu kıkırdaklı yaratıklardan geriye kalan tek şey, genellikle dişleri olmuştu.
Yeni çalışmada ise New Jersey'deki Stockton ve William Paterson üniversitelerinden meslektaşlarıyla birlikte çalışan Shimada, Brüksel'deki Kraliyet Belçika Doğa Bilimleri Enstitüsü'nde bir koleksiyonda yer alan nadir bir megalodon omurunu inceleme fırsatı buldu.
Röntgenler, 46 yaşında öldüğü belirlenen köpekbalığının yılda yaklaşık 16 cm'lik sabit bir büyüme oranına işaret etti. Hesaplamaları sonucunda türün ömrünün en az 88 yıl olduğu sonucuna varan araştırmacılar, bulgularını Historical Biology isimli akademik dergide yayımladı.
Bunun yanı sıra yenidoğan megalodonların bu denli büyük olması, bu yavruların henüz anne rahmindeyken henüz yumurtadan çıkmamış kardeşlerini yediğini gösteriyor. Uzmanlar, büyük beyaz köpekbalıklarının ve mako cinsi köpekbalıklarının da aynı şekilde rahimdeyken kardeşlerinin yumurtalarını yediğini ifade ediyor.
Wisconsin-La Crosse Üniversitesi’ne göre megalodonların nesli tükendiği için nasıl doğdukları ayrıntılarıyla bilinmiyor. Ancak o dönemdeki köpekbalıklarının iki ana üreme biçimi bulunuyor: ovovivipar.
Vivipar üreyen köpekbalıkları, yavrularını vücutları içinde besliyor ve geliştiriyor. Ovovivipar üreyenlerde de yavrular vücut içinde gelişiyor ama anne tarafından beslenmiyor.
Livescience’a konuşan Shimada’ya göre, iki metrelik bir yavruyu beslemek anne için (enerji açısından) çok maliyetli olacağından, yavruların da kardeşleriyle beslendiği düşünülüyor:
Oophagy, yani yumurta yemek, bir annenin embriyolarını uzun süre besleyebilmesinin bir yoludur. Tek bir annede yalnızca birkaç embriyo hayatta kalıp gelişirken, bu embriyolar doğduğunda epey büyük olabilir.
 
Independent Türkçe, Guardian, Livescience, Wisconsin-La Crosse Üniversitesi



Meta, yapay zekâ ihtiyaçları için nükleer enerjiye yöneliyor

Meta'nın Kaliforniya'daki şirket merkezinin yakınındaki logosu (DPA)
Meta'nın Kaliforniya'daki şirket merkezinin yakınındaki logosu (DPA)
TT

Meta, yapay zekâ ihtiyaçları için nükleer enerjiye yöneliyor

Meta'nın Kaliforniya'daki şirket merkezinin yakınındaki logosu (DPA)
Meta'nın Kaliforniya'daki şirket merkezinin yakınındaki logosu (DPA)

Meta, Constellation Energy'den nükleer enerji satın almak için 20 yıllık bir anlaşma imzalayarak, teknoloji devlerinin veri merkezlerinin artan enerji ihtiyaçlarını karşılamak için sektörle iş birliği yapma eğilimini sürdürdü.

Meta, Haziran 2027'den itibaren Constellation'ın Illinois'deki Clinton Temiz Enerji Merkezi'nden yaklaşık 1,1 gigavat güç satın alacak. Bu, tesisin tek nükleer reaktörünün toplam çıktısını temsil ediyor.

İki şirket, uzun vadeli anlaşmanın santralin devam eden işletimini ve yeniden lisanslanmasını destekleyeceğini doğruladı.

Şarku’l Avsat’ın CNBC'den aktardığına göre Meta'nın taahhüdü olmadan santral, 2017'den bu yana kullandığı emisyonsuz kredinin süresi dolduğunda kapanma riskiyle karşı karşıyaydı.

Constellation Başkanı ve CEO'su Joe Dominguez, “Meta ile ortaklık yapmaktan gurur duyuyoruz... Meta, mevcut santrallerin yeniden lisanslanmasını ve genişletilmesini desteklemenin yeni enerji kaynakları bulmak kadar etkili olduğunu fark etti” ifadelerini kullandı.

Clinton Centre'ın üretimini de 30 megawatt artıracak olan anlaşmanın şartları açıklanmadı. Santral doğrudan Meta'nın veri merkezlerini beslemeyecek; teknoloji devinin yüzde 100 temiz enerji üretme hedefine katkıda bulunurken bölgesel şebekeye güç sağlamaya devam edecek.

Bu duyuru, büyük teknoloji şirketleri ile nükleer endüstri arasında yapılan bir dizi anlaşmanın sonuncusu. Eylül ayında Constellation, Three Mile Island'ı yeniden çalıştıracağını ve 20 yıllık bir anlaşma kapsamında Microsoft'a enerji satacağını duyurmuştu.

Google geçtiğimiz yıl küçük modüler nükleer reaktörler (SMRs) geliştiren Kairos Power ile yaptığı iş birliğinin ardından üç yeni nükleer tesisin geliştirilmesini finanse etme sözü verdi. Amazon ise ekim ayında bu reaktörlerin geliştirilmesi için 500 milyon dolardan fazla yatırım yaptı ve Mart 2024'te Susquehanna Nükleer Santrali’nde faaliyet gösterecek bir veri merkezi kompleksi satın aldı. Amazon, Google ve Meta gibi teknoloji devleri mart ayında Dünya Nükleer Birliği öncülüğünde 2050 yılına kadar nükleer enerjinin küresel olarak üç katına çıkarılması çağrısında bulunan bir taahhüdü imzaladılar.

Ancak Constellation ile yapılan anlaşma, Meta'nın nükleer enerji sektörüne ilk resmi girişi anlamına geliyor. Şirket aralık ayında, ABD'de bir ila dört gigawatt arasında yeni nükleer kapasite ekleme arzusunu belirterek, ortak olacak nükleer enerji geliştiricileri bulmak için bir teklif talebinde bulundu. Gelişmiş nükleer enerjiye odaklanan bu teklif halen değerlendirme aşamasında ve şirketin Clinton tesisine verdiği destekten farklı.

Meta Küresel Enerji Başkanı Urvi Parekh şunları söyledi: “Yapay zekâ hedeflerimizi ilerletmeye devam etmek için temiz ve güvenilir enerjiyi güvence altına almak şart. Clinton tesisinin önümüzdeki yıllarda da faaliyet göstermesine katkıda bulunmaktan ve bu tesisin ABD'nin enerji liderliğini ilerletmenin önemli bir parçası olduğunu göstermekten gurur duyuyoruz.”

Başkan Donald Trump kısa bir süre önce, 2050 yılına kadar ABD'nin nükleer kapasitesini dört katına çıkarma hedefiyle nükleer enerjinin yaygınlaştırılmasını hızlandırmayı amaçlayan dört kararname imzaladı. Bu kararnameler, diğer hususların yanı sıra, Nükleer Düzenleme Komisyonu'nun elden geçirilmesini ve yerli bir nükleer yakıt tedarik zinciri kurulmasını öngörüyor.

Beyaz Saray ayrıca, küçük modüler reaktörler de dahil olmak üzere reaktörlerin düzenleyici onayının hızlandırılması çağrısında bulundu. Geçmişte nükleer projeler yüksek ön maliyetlerden ve uzun inşaat programlarından mustaripti. Sektör, küçük nükleer reaktörlerin nükleer enerjiyi genişletmek için daha uygun maliyetli bir yol olacağını umuyor. Şu anda ABD'de faaliyette olan küçük nükleer reaktör bulunmuyor.

Diğer yandan Constellation dün yaptığı açıklamada, Clinton sahasında küçük bir nükleer reaktör inşa etme olasılığı için Nükleer Düzenleme Komisyonu'ndan yeni bir lisans almayı değerlendirdiğini duyurdu.