Kokuları ayırt edebilen elektronik cihaz icat edildi

Kokuları ayırt edebilen elektronik cihaz icat edildi
TT

Kokuları ayırt edebilen elektronik cihaz icat edildi

Kokuları ayırt edebilen elektronik cihaz icat edildi

Koku duyusunun çevreyi tanımada önemli bir yeri oldduğunu biliniyor. Bununla beraber canlı organizmaların koku alma duyusunu taklit eden bir elektronik sistemin geliştirilmesi, modern bilimin karşılaştığı zorluklardan biri olmaya devam ediyor.
Japonya'daki bir bilimsel araştırma ekibi, hastalıkların teşhisinde ve tehlikeli maddelerin izlenmesinde kullanmak amacıyla, gaz halindeki kokuları tespit edebilen, doğal ve elektronik bileşenlerden oluşan hibrit bir sistem geliştirdi.
Japonya Tokyo Üniversitesi Hibrit Biyosistemler Laboratuvarı'ndan araştırmacı Şui Takuşi, “Havadaki kokuların ve parmak izlerinin, çevre ve incelemeye tabi örnekler hakkında son derece yararlı bilgiler taşıdığını, ancak bu kokuları ayırt etmek için yeterli hassasiyete sahip sensörlerin bulunmaması bu bilgilerin toplanmasını zorlaştırdığını” söylüyor.
Şarku’l Avsat’ın "Viz.org" adlı bilim ve teknoloji haberleri web sitesinden aktardığı haberde yer alan açıklamalarında Takuşi, kokuları tanımak için hibrit bir sistem geliştirmek amacıyla doğal ve endüstriyel sensörleri birleştirmeye karar verdiklerini ifade etti.
Araştırma ekibi, bazı böceklerden aldıkları koku reseptörlerini özel olarak üretilen bir cihaza yerleştirerek bunların farklı kokulara karşı tepkisini ölçtüler. Araştırmacılar, bu teknikle farklı kokuları ayırt etmede büyük bir hassasiyet elde ettiklerini söylüyorlar.
Araştırma ekibi, doğal reseptörlerinin koku moleküllerini gazdan sıvı forma dönüştürdükten sonra etkileşime girdiklerini ve ardından da bir kokudan diğerine farklı özellikteki elektrik sinyalleri gönderdiklerini söylüyor. Bu işlemin ardından ise her elektriksel sinyalle ilişkili kokuyu okuyup tanıyacak olan özel birimler tarafından sinyaller algılanabiliyor.
Araştırmacı Takuşi, yeni sistemi geliştirme konusundaki arzusunu, "Bir tür yapay zekâ kullanarak kokuların analitik yönünü genişletmek istiyorum.” sözleriyle ifade ederek, bu yöntemin hibrit alıcıların daha karmaşık koku türlerini tanımasını sağlayacağını söyledi.



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news