Mısır ve Ürdün’den ticari ve ekonomik işbirliğini geliştirme vurgusu

Mısır Cumhurbaşkanı ve Ürdün Başbakanı dün Amman'da bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı ve Ürdün Başbakanı dün Amman'da bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır ve Ürdün’den ticari ve ekonomik işbirliğini geliştirme vurgusu

Mısır Cumhurbaşkanı ve Ürdün Başbakanı dün Amman'da bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı ve Ürdün Başbakanı dün Amman'da bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Ürdün ve Mısır’ın liderleri işbirliği mekanizması çerçevesinde ticari ve ekonomik işbirliğini geliştirme çabalarını vurgu yaptılar. Liderler bu ikili işbirliği mekanizmasna Irak’ı da dahil etmenin önemine dikkat çektiler. Amman’da önceki gün düzenlenen ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile Ürdün Kralı 2. Abdullah'ı bir araya getiren ikili zirvenin ardından Cumhurbaşkanı Sisi dün Ürdün Başbakanı Bişr el-Hasavne ile görüştü.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi Bessam Radi yaptığı açıklamada, Ürdün Başbakanı'nın Ürdün'ün Mısır'a karşı resmi ve halk düzeyinde iki kardeş ülkeyi birbirine bağlayan köklü bağlardan gurur duyduğunu belirttiğini kaydetti. Ayrıca Başbakan Hasavne’nin Mısır’da uygulanan kapsamlı kalkınma adımları ve ulusal projeleri övdüğünü ve ülkesinin Mısır'ın kalkınma çabalarından deneyim alışverişi ve ortak yatırım yoluyla yararlanma arzusunu vurguladığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Sisi ise, Mısır ile Ürdün arasındaki güçlü kardeşlik ilişkilerinin son dönemde ulaştığı ileri seviyeye övgüde bulunarak, Ürdün’ün sıcak karşılamasını takdir ettiğini dile getirdi. Sisi, ikili düzeyde veya Irak'ı da kapsayan üçlü işbirliği mekanizması çerçevesinde, Mısır'ın özellikle ekonomik ve ticari düzeyde olmak üzere iki kardeş ülke ve halklarının ortak çıkarlarını gerçekleştirmesine katkıda bulunacak şekilde ikili ilişkileri derinleştirme ve sağlamlaştırma isteğini yineledi. İki ülke arasındaki ikili ilişkilerin ele alındığı toplantıda, iki kardeş halk arasındaki siyasi ilişkiler ve tarihi bağlar çerçevesinde ekonomik yönlerin güçlendirilmesi ve karşılıklı ticaretin artırılmasının yanı sıra, iki ülkedeki yetkili sağlık ve tıp otoriteleri arasında Kovid-19 salgınının etkilerine karşı işbirliği yapılması vurgulandı.
Görüşmelerde, Suriye, Libya ve Yemen başta olmak üzere bölgedeki son gelişmelere değinildi. Ayrıca, terör ve aşırılık yanlısı ideolojiyle mücadele çabalarına ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu. Bu çerçevede, bu fenomenin bir bütün olarak bölgesel güvenliğe getirdiği zorluklar nedeniyle her iki taraftaki yetkili kurumlar arasında koordinasyonun ve uzmanlık ve bilgi alışverişinin yoğunlaştırılmasının önemi konusunda fikir birliğine varıldı.



Azerbaycan'da doğrudan Suriye-İsrail görüşmesi

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Bakü'de bir araya geldi. (AP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Bakü'de bir araya geldi. (AP)
TT

Azerbaycan'da doğrudan Suriye-İsrail görüşmesi

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Bakü'de bir araya geldi. (AP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Bakü'de bir araya geldi. (AP)

Suriyeli bir yetkili, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye yaptığı ziyaret çerçevesinde İsrailli bir yetkiliyle görüştü. Şam'dan bilgi sahibi bir kaynağa göre, Esed rejiminin devrilmesinin ardından İsrail güçlerinin Suriye'nin güneyine girmesi konusunun ele alındığı görüşmeye eş-Şera katılmadı.

Şam'daki diplomatik bir kaynak dün, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın Azerbaycan ziyareti çerçevesinde Bakü'de Suriyeli bir yetkili ile İsrailli bir yetkili arasında doğrudan bir görüşme gerçekleştiğini bildirdi.

Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre eş-Şera, Bakü'ye resmi bir ziyarette bulunarak Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüştü. Azerbaycan, Suriye'ye Türkiye üzerinden gaz ihraç etmeye başlayacağını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bilgi sahibi bir kaynak yaptığı açıklamada, Suriyeli bir yetkili ile ismi açıklanmayan İsrailli bir yetkili arasındaki görüşmeyi doğruladı, ancak Suriye Cumhurbaşkanı'nın bu görüşmeye katılmadığını söyledi.

Diplomatik kaynağa göre, görüşmelerde Suriye'deki yeni İsrail varlığı ele alındı. Bu, İsrail güçlerinin yedi aydan uzun bir süre önce Beşşar Esad rejiminin devrilmesinden bu yana Suriye'nin güneyine sızdığı bölgeleri kapsıyor.

Şam resmi olarak doğrudan görüşmeler yapıldığını duyurmasa da, Tel Aviv'in geçen yılın sonunda Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından Suriye'nin askeri cephaneliğine yüzlerce saldırı düzenlemesi ve ülkenin güneyine girmesinin ardından artan gerilimi kontrol altına almayı amaçladığını söylediği İsrail ile dolaylı görüşmeler yapıldığını kabul etti.

Şam, İsrail ile dolaylı müzakerelerin hedefini, çatışmaların durdurulması ve iki taraf arasındaki askerden arındırılmış bölgenin bir Birleşmiş Milletler (BM) gücü tarafından denetlenmesi açısından 1974 tarihli Ayrılma Anlaşması'na geri dönülmesine bağlıyor.

Bu ayın başlarında Suriye, anlaşmaya geri dönülmesi için Washington ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu açıkladı.

Suriye devlet televizyonunun resmi bir kaynaktan aktardığına göre İsrail, Dışişleri Bakanı Gideon Saar tarafından yapılan açıklamalarda hem Suriye hem de Lübnan ile ilişkileri normalleştirmeye ilgi duyduğunu ifade etti. Ancak Şam, İsrail ile bir barış anlaşması imzalanması yönündeki açıklamaları ‘erken’ olarak nitelendirdi.

Geçtiğimiz pazartesi günü Lübnan'ı ziyaret eden ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, ‘Suriye ile İsrail arasında diyaloğun başladığını’ ifade etti.

Eş-Şera mayıs ayında Riyad'a yaptığı ziyaret sırasında ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmüştü. Trump o dönemde eş-Şera'nın normalleşmeye açık olduğunu söylemiş ve gazetecilere eş-Şera'nın istikrar sağlandığında İbrahim Anlaşması'na katılmaya açık olduğunu belirtmişti.

Eş-Şera iktidara geldiğinden bu yana Suriye'nin komşularıyla bir gerginlik ya da çatışma istemediğini vurgulamış ve daha sonra uluslararası topluma İsrail'e saldırılarını durdurması için baskı yapması çağrısında bulunmuştu, zira iki taraf 1948'den bu yana resmi olarak savaş halinde.