Filistin seçimleri, Dahlan’la kardeş Abbas’ı yakınlaşmaya itiyor

Fetih Hareketi’ne göre, Demokratik Reform Akımı lideri Muhammed Dahlan ile ilgili mesele siyasi bir uzlaşı meselesi değil, tamamen ona karşı açılan adli davalarla ve yargı ile ilgili bir meseledir.

(Solda )Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Sağda) Demokratik Reform Akımı lideri Muhammed Dahlan (Reuters_Arşiv)
(Solda )Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Sağda) Demokratik Reform Akımı lideri Muhammed Dahlan (Reuters_Arşiv)
TT

Filistin seçimleri, Dahlan’la kardeş Abbas’ı yakınlaşmaya itiyor

(Solda )Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Sağda) Demokratik Reform Akımı lideri Muhammed Dahlan (Reuters_Arşiv)
(Solda )Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Sağda) Demokratik Reform Akımı lideri Muhammed Dahlan (Reuters_Arşiv)

İzzeddin Ebu Ayşe
Filistin’de önümüzdeki dönemde yapılması planlanan seçimler, Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Demokratik Reform Akımı lideri (Fetih Hareketi'nden ihraç edilen) Muhammed Dahlan arasında yaşanan anlaşmazlıkların ardından Fetih Hareketi’nin yeniden bir araya gelmesi için zemin hazırlayacak gibi görünüyor. Fetih Hareketi’nin bir kolu olan Demokratik Reform Akımı’nın önde gelen isimleri, Fetih'in Merkez Komitesi’ne hareket içinde uzlaşı sağlanması ve hareketin yeniden birleşmesi çağrısında bulundular.
Muhammed Dahlan liderliğindeki Demokratik Reform Akımı’nın lider kadrosunun çağrısı, seçimlere güçlü bir şekilde girmek ve Filistin davasının karşı karşıya olduğu tehlikelerle birlikte mücadele etmek için Abbas'la ile Dahlan arasındaki anlaşmazlıkların üstesinden gelinmesi şartına ve demokrasiye dayalı şeffaf bir siyasi sistem kurmaya çalışmak ilkesine dayanıyor.

Son çağrı
Demokratik Reform Akımı Halkla İlişkiler Sorumlusu Cevdet Ebu Ramazan, bunun Abbas’a yaptıkları son çağrı olduğunu belirterek, hareketin bileşenlerini bir araya getirilmesi talebiyle eşdeğer bir çağrı olduğunun altını çizdi. Ebu Ramazan, “Biz bu çağrıyı, Fetih Hareketi’ni yeniden birleştirmeye ve örgütlemeye dayalı temel bir strateji çerçevesinde yaptık. Ebu Mazen (Mahmud Abbas) ile siyasi anlaşmazlıkların ortaya çıkışından bu yana bunun üzerinde çalışıyoruz” dedi.
Başta Abbas olmak üzere Fetih Hareketi’nin önde gelen isimleri, özellikle Merkez Komitesi üyelerinin Gazze Şeridi'ndeki Demokratik Reform Akımı liderleriyle bir araya gelmesi ve görüşmede ortak bir eylem üzerinde tartışmaların yapılmasıyla bu teklifi kabul ediyor gibi görünüyorlar.
Ebu Ramazan, Fetih Hareketi içinde uzlaşıya varılması çağrısının Filistin davasının karşı karşıya olduğu siyasi riskleri ele almak için harekete ve Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) yeniden güç kazandıracağına ve Abbas'ın bu çağrıya cevap vermesi gerektiğine inanıyor. Çünkü Ebu Ramazan’a göre Abbas’ın Gazze sakinlerine ve çalışanlarına yaptırımlar uygulaması nedeniyle Fetih Hareketi’nin seçimler başarısız olabileceği endişelerine karşın Demokratik Reform Hareketi’nin Gazze Şeridi'nde geniş bir destekçi kitlesi olması, bu birleşmeyi gerekli kılıyor.
Aslında bu çağrı, Fetih Hareketi’nin bir kolu olan Demokratik Reform Akımı’nın ikinci numarası Semir el-Meşheravi gibi akımın üst düzey liderleri tarafından yapıldı. Gözlemciler, Meşheravi’nin Dahlan’ın talimatıyla Filistin ve FKÖ’nün çıkarına gibi göstermeye çalışarak bu çağrıyı yaptığını vurguladılar.
Çağrı metninde, “Kardeş Ebu Mazen’in başkanlığındaki Merkez Komite üyelerine, hareketi birleştiren bir koalisyonla geçmişte yaşanan anlaşmazlıkların üstesinden gelmek ve uzlaşı sağlamak için harekete geçmeye çağırıyoruz. Çünkü birlikten Filistin, ulusal birlik ve hareket için güç doğar” ifadeleri yer aldı.

Abbas kardeş
Çağrı metninde Dahlan liderliğindeki akımın Mahmud Abbas’a kur yaptığı çok açık. Çünkü akımın önde gelen isimleri Abbas’tan ‘kardeş’ olarak bahsediyor. Bu ifade, Fetih Hareketi tüzüğüne göre hareket üyelerinin birbirine seslendiği örgütsel bir ifadedir.
Öte yandan Fetih Hareketi Sözcüsü Hüseyin Hamayel, “Dahlan'la olan meselenin bir siyasi uzlaşı meselesi değil, tamamen ona karşı açılan adli davalarla ve yargı ile ilgili bir meseledir. Bunun Başkan Abbas'la uzlaşıya yönelik siyasi çabalarla hiçbir ilgisi yoktur. Dahlan taraftarları bunu iyi anlamalıdır” açıklamasında bulundu.
Ebu Ramazan ise bu çağrının, önümüzdeki süreçte yapılması planlanan üç seçimin başkanlık kararnamesiyle belirlenen tarihinin yakınlaşmasıyla yapıldığını ve Demokratik Reform Akımı’nın Fetih Hareketi listelerinde yer almaya çalıştığını gizlemedi. Ebu Ramazan, “Başkanlık kararnamesi yayınlanmasının ardından Abbas’a, önümüzdeki seçimlere birlikte girilmesi amacıyla Fetih Hareketi içinde uzlaşıya varılması çağrısı yapıldı” dedi.

Uzlaşı için arabulucular devrede
Hamayel, yapılması planlanan seçimler için adaylık başvurularının yasalara tabi olduğunu ve adaylık başvurusu yapan kişinin seçimlerde aday olabileceğini, ancak Filistin Anayasası’nın hakkında açılmış bir dava veya suçlama olanların adaylık başvurusu yapmasını engellediğini söyledi.
Edinilen bilgilere göre Dahlan’ın lideri olduğu akım, Arap arabulucuların müdahalesinden sonra, Filistin davasının önünde engel oluşturabilecek yeni siyasi anlaşmazlıkların ortaya çıkmasını önlemek için, halk sandık başına gitmeden önce Fetih Hareketi’ni yeniden birleştirmeye çağrısında bulundu.
Filistin Devlet Başkanlığı Ofisi’ndeki kaynaklar, geçtiğimiz günlerde Ramallah’a gelen Ürdünlü ve Mısırlı istihbarat üyelerinden oluşan heyetleri, Abbas ile görüştüklerini ve görüşmede Dahlan’ın liderliğindeki akım ile Fetih Hareketi arasında uzlaşı sağlanması dosyasının ele alındığını söylediler. Kaynaklar, bunun siyasal İslamcı güçlerin, önümüzdeki seçimlerde herhangi bir kazanım elde etmelerine izin verilmemesi için yapıldığını da eklediler.

Fetih Hareket’nin popülaritesi etkilenmedi
Ebu Ramazan, ‘arabulucuların her zaman çabalarını sürdürdüklerini ve Abbas'ın özellikle Arap bölgesinin siyasal İslamcıların Filistin’in yönetimine hakim olmasını istememesinden dolayı uzlaşı çağrısını kabul etmesi gerektiğini’ söyledi.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Demokratif Reformist Hareket’in Ebu Mazen’e yaklaşmaya çalışmasına rağmen, akım liderlerinin Fetih ile uzlaşı için başarmaları gereken bir takım şartlar söz konusu. Ebu Ramazan, Abbas'ın Fetih Hareketi’nin bir uzantısı olan Demokratik Reform Akımı’nı desteklemesi gerektiğini, böylece seçim sürecinde temsilcilerini seçebileceğini ve gençlerin ve kadınların örgütsel çalışmalarda yer alma fırsatı bulmalarına yardımcı olacağını belirtti.
Hüseyin Hamayel ise Abbas’ın sadece Gazze Şeridi'ndeki Fetih kadrolarıyla çalışmayı dört gözle beklediğini belirterek (Dahlan'ın lideri olduğu akıma atıfla) burada diğer partilerin hoş karşılanmadığını söyledi. Hamayel, herkesin, Fetih Hareketi’nin Filistin’in hiçbir bölgesinde etkilenmediğini anlaması gerektiğinin altını çizdi.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.