Yemek artıklarından yemek… Yoksullar, Kuzeydoğu Suriye'deki çöp yığınları arasında açlıklarını yatıştırmaya çalışıyor

Malikiyye’deki çöplüğü karıştıran bir kadın ve çocuğu (AFP)
Malikiyye’deki çöplüğü karıştıran bir kadın ve çocuğu (AFP)
TT

Yemek artıklarından yemek… Yoksullar, Kuzeydoğu Suriye'deki çöp yığınları arasında açlıklarını yatıştırmaya çalışıyor

Malikiyye’deki çöplüğü karıştıran bir kadın ve çocuğu (AFP)
Malikiyye’deki çöplüğü karıştıran bir kadın ve çocuğu (AFP)

Kuzeydoğu Suriye’deki el-Malikiyye şehrinde kadınlar, erkek ve çocuklar, çöplüğe bir kamyon geldiği sırada, açlıklarını dindirecek yemek artıkları, satacakları plastik kaplar ve giyecekleri kıyafetler toplamak için çöplüğe koşuyor.
Genç adamlar plastik poşetleri kamyondan atarken kalabalık ise çöplüğü karıştırıyor. Bir yandan da yakılan çöplerden duman yükseliyor.
Karşı tarafta petrol çıkarma makineleri ise sessizliği bozuyor. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi kontrolü altındaki Haseki’de birçok petrol sahasındaki çalışmalar devam ediyor.
Washington liderliğindeki Uluslararası Koalisyon askeri devriyeleri, çöp sahası ile petrol sahasını ayıran yolda arada sırada ABD bayrağı kaldırıyor.

Yemek artıklarından yemek
Yaşlı bir kadın, soğuktan korunmak için sarıldığı yün atkısıyla çöplükte bir şeyler arıyor. Başka bir kadın ise beline astığı yıpranmış bez çantaya ekmek parçalarını topluyor. Birçok insan, makarna paketi içinde kalanları yiyor.
Çöplükte kot pantolon bulan bir çocuk, adeta zafer kazanmış gibi gülümsüyor. Başka biri kutu içerisinde ayakkabı bulurken. Genç bir kız içecek kutuları ararken elindeki demir çubuğu kullanıyor. Ne kadar çok teneke kutu bulursa o kadar çok gelir sağlıyor.
Diğer bir genç kız ise çöplükte bulduğu ruju süreceği için heyecanlanıyor. Bazı aileler de ısınmak için yakabilecekleri bir şeyler bakıyor.
Çöplüğe gitmekten çekindiğini söyleyen 40’lı yaşlarındaki Ümmü Mustafa, “Bazen yenebilecek durumda meyveler buluyoruz. Kıyafetleri bile çöpten çıkarıyoruz. Çocuklarım çöplükten giyiniyor, çöplükten yemek yiyor. Suriye'deki kaos ve kriz dolayısıyla fiyatlar yüksek; yoksulluk bize başka bir çözüm sunmuyor. Atık aramak zorunda kalıyoruz” dedi. Nitekim kendisi ve beş kızı satacak plastik şişe ararken eşi ve 17 yaşındaki oğlu ise ailenin koyunları ile ilgileniyor.
Pek çoğu gibi yiyecek bir şeyler bulmak için çöp kamyonunun gelmesini bekleyen Ümmü Mustafa, “Yiyecek bir şeyler bulmak için her gün çöp kamyonunu bekliyoruz. Mesela bugün soğan, cips ve bisküvi buldum” ifadelerini kullanıyor. Aynı zamanda “ölümün böyle yaşamaktan iyi” olduğunu söyledi.

Suriye krizi
Suriye, çatışmanın başladığı 2011 yılından bu yana en kötü ekonomik ve hayati krizlere tanıklık ediyor. Suriye lirası değer kaybederken çoğu Suriyeli ise yoksulluk sınırı altında yaşamaya çalışıyor.
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nın (WFP) bildirdiğine göre, gıda fiyatları üç katına çıkmış durumda. Yaklaşık 9,3 milyon Suriyeli ise gıda güvensizliğinden mustarip.
WFP, 2019’da fiyatlarda ciddi bir artış kaydedilmeden önce, Kürtlerin kontrolü altındaki bölgelerde nüfusun en az yüzde 60'ının gıda güvensizliğinden mustarip olduğunu bildirmişti.



Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)

Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin anayasal sınırlar içinde, en fazla üç ay içinde yeni hükümeti kurma sürecinde karşılaştığı karmaşıklıklar göz önüne alındığında, "çerçeve" güçlerine yakın üst düzey bir yetkili, yeni hükümete eski bir başbakanın liderlik etmesi olasılığını dışlamıyor.

Yetkili, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Şii güçlerin "özellikle mevcut ve beklenen yerel ve bölgesel zorluklar göz önüne alındığında, ülkenin en üst düzey yürütme pozisyonunu üstlenecek deneyimli bir isim istediklerini" söyledi. Yetkili, "Koordinasyon Çerçevesi içindeki güçlerin, daha önce başbakanlık yapmış olan Nuri el-Maliki, Muhammed es-Sudani, Haydar el-İbadi veya Mustafa el-Kazımi gibi isimlerden birini ve daha az ölçüde, Ekim protestolarının ardından görevinden alınan Adil Abdul-Mehdi'yi seçebileceği" olasılığını da dışlamadı.


Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
TT

Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)

Lübnan Genelkurmay Başkanlığı tarafından dün, Güney Litani bölgesinde ordunun planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler için düzenlenen saha gezisi sırasında, Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, ordunun temel amacının istikrarı sağlamak olduğunu vurguladı.

Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre General Heykel, ‘ordunun birincil hedefinin istikrarı sağlamak olduğunu, ancak İsrail'in Lübnan topraklarını işgalinin devam ettiğini ve saldırıların sürdüğünü’ belirtti.

General Heykel, ‘gezinin amacının, ordunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararı ve ateşkes anlaşmasını uygulamaya ve sınırlı imkanlarına rağmen kendisine verilen görevleri yerine getirmeye kararlı olduğunu teyit etmesi olduğunu’ belirtti.

Katılımcıları bizzat karşılayarak, ‘Lübnan’a gösterdikleri ilgi nedeniyle temsil ettikleri kardeş ve dost ülkelere minnettarlığını’ dile getiren General Heykel, ‘halkın, Lübnan toplumunun tüm bileşenleri gibi orduya güvendiğini’ belirtti.

Gezi sırasında, ordunun Lübnan’ın çeşitli bölgelerindeki görevleri, Güney Litani bölgesindeki genel durum ve BM Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL) ile iş birliği ilişkilerinin yanı sıra Düşmanlıkların Durdurulması Anlaşması İzleme Komitesi (Mekanizma) ile koordineli olarak ordunun bu bölgedeki planının ilk aşamasının uygulanması hakkında da bilgi verildi.


İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun dün Beytüllahim'in güneydoğusundaki Tuqu' kasabasında düzenlediği bir baskın sırasında 16 yaşındaki bir Filistinli çocuğu vurarak öldürdüğünü açıkladı. Bu olay, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da son dönemde yaşanan şiddet dalgasındaki son olaylardan biri oldu.

Resmi Filistin haber ajansı WAFA, Tuqu' kasaba meclisi başkanının, İsrail güçlerinin dün gece kasaba merkezinde toplanıp "ayrım gözetmeksizin" ateş açmasının ardından çocuğun vurulduğunu söylediğini belirtti.

Ajans, ordunun Ammar Yasir Sabah adlı çocuğu göğsünden gerçek mermiyle vurduğunu ve çocuğun hastaneye kaldırıldığını, ancak hayatını kaybettiğini ifade etti.

Batı Şeria'da şiddet bu yıl ve Ekim 2023'te başlayan iki yıllık Gazze Şeridi savaşından bu yana tırmanmıştır. İsrail yerleşimcilerinin Filistinlilere yönelik saldırıları keskin bir şekilde artarken, ordu hareket özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları sıkılaştırdı ve birçok şehirde büyük çaplı baskınlar düzenledi. Birleşmiş Milletler'e göre 7 Ekim 2023 ile 14 Kasım 2025 tarihleri ​​arasında Batı Şeria'da 1000'den fazla Filistinli öldürüldü.

 İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)

Aynı dönemde Batı Şeria'da 59 İsrailli öldürüldü. Şarku’l Avsat’ın Resmi Filistin verilerinden aktardığına  göre bu yıl Batı Şeria'da, İsrail güçleri tarafından öldürülenler arasında 53 Filistinli çocuk da bulunuyor.

Batı Şeria'da yaklaşık 2,7 milyon Filistinli, İsrail askeri işgali altında sınırlı bir özerklik içinde yaşıyor. Yüz binlerce İsrailli de buraya yerleşmiş durumda.

Uluslararası toplumun büyük çoğunluğu, İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği topraklara inşa edilen yerleşimleri yasadışı olarak kabul ediyor ve BM Güvenlik Konseyi'nin çeşitli kararları, İsrail'i tüm yerleşim faaliyetlerini durdurmaya çağırdı. İsrail, yerleşimlerin yasadışı olduğunu reddediyor ve toprakla olan dini ve tarihi bağlarını gerekçe gösteriyor. İsrail güçleri mülteci kamplarını boşaltarak binlerce Filistinliyi evlerinden zorla çıkardı ve Batı Şeria'daki bazı şehirlerde on yıllardır varlığını sürdürüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, geçen kasım ayında İsrail'i Batı Şeria'daki zorla tahliyeler olarak nitelendirdiği eylemler nedeniyle savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemekle suçladı.