Yeni Zelanda’da iki ayın ardından ilk vaka

Wellington yakınlarındaki özel bir kliniğin önünde duran güvenlik görevlisi (AFP)
Wellington yakınlarındaki özel bir kliniğin önünde duran güvenlik görevlisi (AFP)
TT

Yeni Zelanda’da iki ayın ardından ilk vaka

Wellington yakınlarındaki özel bir kliniğin önünde duran güvenlik görevlisi (AFP)
Wellington yakınlarındaki özel bir kliniğin önünde duran güvenlik görevlisi (AFP)

Yeni Zelanda’da iki ayın ardından ilk yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakası tespit edildi.
Yetkililer, kısa süre önce Avrupa’dan dönen 56 yaşındaki bir kadında koronavirüs tespit edildiğini bildirdi.
Sağlık Genel Müdürü Ashley Bloomfield’e göre ülkeye geri dönen vatandaş, diğer yolcular gibi karantinada 14 gün geçirdi ve 13 Ocak’ta eve dönmeden önce iki kez test sonucu da negatif çıktı.
Ancak daha sonra semptomlar gelişen kadının yapılan yeni testinde sonuç pozitif çıktı.
Yetkililer, kadın ve kocasının yaklaşık 30 farklı yeri ziyaret ettikleri ortaya çıktıktan sonra temaslarını izlemeye başladı.
Kadın ve eşi Avrupa’da, özellikle Hollanda ve İspanya’da dört ay geçirdikten sonra 30 Aralık’ta ülkeye döndü.
Yeni Zelanda Kovid-19 ile Mücadele Bakanı Chris Hipkins, kadına bulaşan koronavirüsün kaynağını veya hangi versiyon olduğunu henüz bilmediklerini söyleyerek, tam veya kısmi bir karantinayı yeniden uygulamaya gerek olup olmadığını belirlemek için henüz çok erken olduğunu vurguladı.
Yeni Zelanda, salgın ile mücadele konusunda büyük övgüler aldı. 5 milyona yakın nüfus arasında 2 bine yakın vaka ve 25 ölüm meydana geldi.
 



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times