Milli Eğitim Bakanı Selçuk: "Salgının şartlarına göre en güvenli ve faydalı uygulamayı yürürlüğe koyacağız"

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk (İHA)
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk (İHA)
TT

Milli Eğitim Bakanı Selçuk: "Salgının şartlarına göre en güvenli ve faydalı uygulamayı yürürlüğe koyacağız"

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk (İHA)
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk (İHA)

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, salgının seyri nedeniyle, tüm sınıfların aynı anda ve tam zamanlı olarak yüz yüze eğitime geçmesinin kısa vadede mümkün görünmediğini vurgulayarak, "Salgının şartlarına göre en güvenli ve faydalı uygulamayı yürürlüğe koyacağız" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, Öğretmenlerin Mesleki Çalışma Programının açılış konuşmasını yaptı. Bakan Selçuk, içinde bulunulan olağanüstü şartların devam etmesinin; gönüllerinden geçenlerin hayat bulmasına, eğitimin yuvasına, çocukların ve öğretmenlerin ait oldukları yere, okullara dönmesine elvermediğini belirterek, "Bizler yarıyılın büyük bir kısmında çabamızı, emeğimizi, sevgimizi yine uzaktan, ekranları aşarak vermeye çalıştık. Şunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki bu anlamda çok büyük bir yol kat ettik. Uzaktan eğitimin zorluklarını en iyi sizler biliyorsunuz; engelleri aşmanın, uzakları yakın, her evi okul, her ekranı sınıf kılmanın uzmanı da yine sizlersiniz" şeklinde konuştu.
"Olağanüstü şartlar, olağanüstü çabaları ve çözümleri de beraberinde getiriyor" diyen Bakan Selçuk, "Sizler, bu süreçte karşılaştığınız zorlukları aşmakta, eksikliklerinizi tamamlamakta, mesleğinizi en iyi şekilde icra etmekte, her şeyin ötesinde öğretmek için öğrenme konusunda büyük bir çaba sarf ettiniz. Uzaktan eğitim, yüz yüze eğitimden kat be kat zahmetliydi, çok yoruldunuz; bunu biliyorum. Bu süreçte velilerinizle daha aktif ve daha verimli bir iletişim içindeydiniz. Dijital yeterliklerinizi geliştirdiniz, ekranlara alıştınız ve onu her zamankinden daha etkin kullandınız. Süreci birçok ülkeden daha başarılı şekilde yürüttük ve sizler üzerinize düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getirdiniz. Hepinize müteşekkirim" ifadesini kullandı.
15 Şubat itibariyle yeni bir döneme başlayacağına dikkat çeken Bakan Selçuk, "Dileğimiz salgının en kısa sürede bir engel olmaktan çıkması ve okullarımızın yine sizlerle ve çocuklarımızla hayat bulması; alışık olduğu seslere, renklere, yüzlere ve doğal ritmine kavuşması" diye konuştu.
Bakan Selçuk sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hepimizin gönlü hasretimizin bitmesinden, okullarımızın açılmasından yana olsa da bizler salgının seyrine göre en akli kararı vermekle mükellefiz. Çocuklarımızın üstün yararı bunu gerektiriyor. Salgının başından beri olduğu gibi yine ihtimalleri hesaplayarak, tüm tedbirleri alarak sizleri ve çocuklarımızı en güvenli şartlarda sınıflarımızda buluşturmak için çabalıyoruz.
Temel gayretimiz ve ilkemiz, deneyimlerimizin de ışığında, kontrollü şekilde yüz yüze eğitime geçmek. Salgının seyri nedeniyle, tüm sınıfların aynı anda ve tam zamanlı olarak yüz yüze eğitime geçmesi kısa vadede mümkün görünmüyor. Dolayısıyla biz yaş gruplarının taşıdığı riskleri, pedagojik gelişimleri, 7 ve 10. sınıflar gibi hiç açılmamış sınıfları, sınav ve staj durumu gibi çeşitli ve öncelikli etkenleri dikkate alarak planlamalarımızı yaptık. Salgının şartlarına göre en güvenli ve faydalı uygulamayı yürürlüğe koyacağız.
Ayrıca bu dönemde oluşan öğrenme kayıplarını tespit ediyoruz. Bu kayıpları gidermek için öğrencilerimize gerekli desteği vermek üzere planlamalarımızı tamamladık. Yakın bir zamanda bu konudaki yol haritamızı sizlerle paylaşacağız."
EBA'nın, hem canlı sınıf uygulamasıyla hem de sunduğu içerikle bir çeşit okul olarak artık öğretmenlerin hayatında önemli bir yerde durduğunu vurgulayan Bakan Selçuk şunları söyledi:
"Sizlerin bu okulu aktif kullanmanız, oradaki sınıflardan öğrencilerinize düzenli olarak seslenmeniz; günde yaklaşık 3 milyon canlı dersin yapıldığı EBA’yı dünyada eğitim kategorisinde en çok ziyaret edilen web sitesi haline getirdi. Milyonlarca çocuğumuza bu kanaldan ulaştınız. Bu konuda dünyaya hep birlikte örnek olduk. Ancak hedefimiz, canlı dersleri hem nitelik hem de nicelik bakımından artırmak.
Biz bu süreçte alt yapımızı güçlendirdik ve erişim kapasitemizi mümkün olan en üst düzeye yükselttik. Eğitim hizmetlerinden evlatlarımızın adil şekilde yararlanması için şimdiye kadar 500 bin öğrencimize tablet bilgisayar ve internet erişimi sağladık. Türkiye genelinde yaklaşık 15 bin salon ve 162 mobil EBA Destek Noktası oluşturduk. Kırsal bölgelerdeki çocuklarımızın bu noktalara erişimi için ulaşım hizmeti sağladık. Çalışmalarımız, gerekli cihaz ve internete ulaşımı olmayan çocuğumuz kalmayana kadar devam edecek. Ayrıca TRT EBA TV kanallarında 10 ayda, 10 bin ders videosu hazırlayarak çocuklarımıza üç televizyon kanalından ulaştık. EBA TV öğretmenlerime gece gündüz gösterdikleri bu fedakarlıktan ötürü hassaten teşekkür ediyorum."
Bakan Selçuk şöyle devam etti:
"Şu bir gerçek ki zor günler; eğitiyor, geliştiriyor, insanın kapasitesinin sınırlarını yokluyor. Hepimiz eksikliklerimizin, ihtiyaçlarımızın farkına vardık. İçinde bulunduğumuz şartlar hepimizi bir dönüşüme tâbi kıldı. Ancak bu iş burada kalmayacak. Uzaktan eğitim, salgın önümüzden çekilse ve yüz yüze eğitime dönsek de eğitimde önemli bir rol oynamaya, hayatımızda yer almaya devam edecek. Bu çerçevede öğretmenlerimizin bireysel ve mesleki gelişimine yönelik 2020 yılında uzaktan eğitim sistemi üzerinden mesleki gelişim eğitimlerimizi 2 milyon 234 bin kontenjanla öğretmen ve okul yöneticilerimizin başvurusuna açtık.
Öğretmenlerimiz bireysel ve mesleki gelişimleri konusunda azim ve çaba gösterdiler. 1 milyon 373 bin 454 öğretmenimiz bu eğitimlere katıldı. Eğitimlerin uzaktan oluşu, bu süreçte bizlere avantajlar da sağladı. Yüz yüze eğitime kıyasla çok sayıda öğretmenimiz farklı eğitimlere katılma imkânı buldu, kendini geliştirdi, uluslararası geçerliliği olan sertifika sahibi oldu.
Yarı yıl tatili ve 8-12 Şubat Mesleki Çalışma Döneminde 40 mesleki gelişim eğitimini uzaktan eğitim sistemi üzerinden 400 bin öğretmenimizin başvurusuna açtık. Çağın gereklilikleri, şartların doğurduğu ihtiyaçlar, sizlerin beklentileri ve teklifleriniz doğrultusunda eğitimlerimiz artarak devam edecek."
"Yeni bir döneme başlarken biliyorum ki eğitimin şekli ve araçlarından çok; muhteva ve niteliğini dikkate alarak, edindiğiniz tecrübe ve yeni becerilerle her yerde, her şartta mesleğinizin gereklerini layıkıyla yerine getireceksiniz" diyen Bakan Selçuk şunları kaydetti:
"Yeter ki sağlıklı olalım, birlikte olalım. Biz, her zaman sizlerin yanında olacağız. Salgın nedeniyle sınıfların kapısını kapatmak zorunda kaldığımız günden bu yana, evlatlarımız için gece gündüz ter döken, “Ziya Öğretmenim burası bizde!” diyen siz meslektaşlarım; tek tek her biriniz bizim için çok önemlisiniz. Öğrencilerimizin ve ülkemizin güzel geleceği size emanet. Hepinize başarılı bir eğitim öğretim dönemi diliyorum."



Harvard, Trump yönetiminin uluslararası öğrenci kabulüne ilişkin yasağını uzatması için mahkemeye başvurdu

Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)
Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)
TT

Harvard, Trump yönetiminin uluslararası öğrenci kabulüne ilişkin yasağını uzatması için mahkemeye başvurdu

Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)
Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)

ABD'li bir federal yargıç bugün Başkan Donald Trump yönetiminin Harvard Üniversitesi'nin yabancı öğrenci kabul etme yetkisini iptal eden yasağını uzatıp uzatmayacağını değerlendirecek. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, Ivy League üniversiteleri bu kararın öğrencilerinin yaklaşık dörtte birini etkileyeceğini ve kendilerini yıkıma uğratacağını belirtti.

Boston Bölge Mahkemesi Yargıcı Allison Burroughs, İç Güvenlik Bakanlığı'nın bir önceki gün yayınladığı iptali uygulamasını engelleyen geçici ihtiyati tedbiri uzatıp uzatmamayı değerlendirecek.

Bakanlığın bu hamlesi, Trump yönetiminin Harvard Üniversitesi'ne yönelik girişiminin bir adımıydı. Bakanlık üniversiteyi muhafazakârlara karşı önyargılı olmakla ve kampüste antisemitizmi teşvik etmekle suçladı.

Üniversitenin avukatları, bakanlığın eyleminin ‘Harvard'da akademik özgürlüğe yönelik benzeri görülmemiş misilleme saldırısının’ bir parçası olduğunu söyledi. Harvard, yönetimin Ivy League üyesi üniversiteye yaklaşık 3 milyar dolarlık federal araştırma hibesini sonlandırma kararına itiraz eden ayrı bir dava açtı.

Harvard, Trump yönetiminin, üniversitenin yönetimini, müfredatını ve öğretim üyeleri ile öğrencilerinin ‘ideolojisini’ kontrol etme taleplerini kabul etmediği için kendisine misilleme yaptığını iddia ediyor.

Dava, İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem'in geçen hafta okulun ABD dışındaki öğrencileri kabul etmesine izin veren Öğrenci ve Değişim Ziyaretçi Programı akreditasyonunu iptal etmesinin ardından eski Demokrat Başkan Barack Obama'nın atadığı Allison Burroughs'un önüne getirildi.

Kararı açıklayan Noem, kanıt sunmadan üniversiteyi ‘şiddeti, antisemitizmi teşvik etmek ve Çin Komünist Partisi ile koordinasyon içinde olmakla’ suçladı.

Noem ayrıca üniversiteyi, burada eğitim görmek üzere vize almış öğrenciler hakkında ve bu öğrencilerin disipline tabi tutulmalarını gerektirecek herhangi bir yasadışı ya da şiddet içeren faaliyette bulunup bulunmadıklarına ilişkin çok sayıda bilgi talebine yanıt vermemekle de suçladı.

Harvard, kararın üniversite ve öğrencileri için ‘yıkıcı’ olduğunu söyledi. ABD'nin en eski ve en zengin üniversitesi olan Harvard, içinde bulunduğumuz akademik yılda yaklaşık 6 bin 800 yabancı öğrenci kabul etti ve bu sayı toplam kayıtlarının yaklaşık yüzde 27'sini oluşturuyor.

Bakanlığın bu hamlesi Harvard'ın yeni yabancı öğrenci kabul etmesini engelleyecek ve mevcut yabancı öğrencileri başka üniversitelere geçmeye ya da yasal statülerini kaybetmeye zorlayacak.

Trump dün Oval Ofis'te gazetecilere yaptığı açıklamada, Harvard'ın kabul ettiği Amerikalı olmayan öğrenci sayısının yüzde 15 ile sınırlandırılması gerektiğini söyledi.

Trump, “Onlar (Harvard) uygun şekilde davranmak zorundalar” dedi.

Üniversite, yabancı öğrenci kabul etme yetkisinin iptal edilmesinin, ABD Anayasası ve işleyişini düzenleyen İdari Usul Yasası uyarınca ifade ve dava özgürlüğü hakkını ihlal ettiğini belirtiyor.

Üniversitenin avukatları, bakanlığın eylemleri için meşru bir neden sunması, üniversiteye önceden bildirimde bulunması ve herhangi bir sorunu ele alma fırsatı vermesi gereken federal düzenlemelere uyulmadan akreditasyonunun aniden iptal edildiğini söylüyor.

Avukatlar, yönetmelikler uyarınca bakanlığın üniversiteye suçlamalara karşı kanıt sunması için en az 30 gün süre tanıması ve idari itirazda bulunma fırsatı vermesi gerektiğini ifade etti.