Kalibaf, Hamaney'in özel mesajını Putin'e götürdü

Rusya Devlet Başkanı’nın İranlı yetkiliyi kabul etmek istememesi ziyaret öncesinde tartışmaya neden oldu.

İran Parlamentosu Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf (sağda) ve Parlamento İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı. (Icana News Agency)
İran Parlamentosu Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf (sağda) ve Parlamento İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı. (Icana News Agency)
TT

Kalibaf, Hamaney'in özel mesajını Putin'e götürdü

İran Parlamentosu Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf (sağda) ve Parlamento İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı. (Icana News Agency)
İran Parlamentosu Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf (sağda) ve Parlamento İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı. (Icana News Agency)

İran Parlamentosu Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf’ın Mosokova ziyareti, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in İranlı yetkiliyi kabul etmeyi reddettiğine dair haberlerin ardından Tahran’da tartışma yarattı.
ISNA haber ajansının aktardığına göre Rusya Federasyonu Devlet Duması ve Senatosu’ndaki meslektaşlarının yanı sıra siyasi, güvenlik, ekonomi ve ticaret yetkilileriyle görüşmeler gerçekleştirecek olan Kalibaf, İran Dini Lideri Ali Hamaney’in Rusya Devlet Başkanı’na gönderdiği ve ‘tarihi’ olarak nitelendirilen bir mesaj götürdü.
Resmi İran devlet televizyonu dün, Kalibaf’ın Rusya Federasyonu Devlet Duması Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Leonid Slutskiy ve İran'ın Moskova Büyükelçisi Kazım Celali tarafından ağırlandığı anları yayınladı.
Bu, geçtiğimiz mayıs ayında parlamento başkanlığı görevine gelen Kalibaf’ın Moskova’yı ilk ziyareti oldu.
Mehrabad Uluslararası Havalimanı’nda dün düzenlediği basın toplantısında konuşan Kalibaf, ilk yurt dışı seyahatinin Moskova'ya oluşunun Hamaney'in Rusya ile stratejik ilişkiler kurma arzusundan kaynaklandığını bildirdi. Ancak söz konusu mesajın içeriğini açıklamadı.
Kalibaf’a yakın Twitter kullanıcılarının son günlerde kendisinin Moskova ziyaretine dair bilgileri yayınlamak için “rejimin vekili”  hashtagini açmasını Parlamento Başkanı'nın ‘propaganda’ girişimi olduğunu öne süren muhalifler eleştirilerde bulundular. Nitekim Kalibaf’ın adı, önümüzdeki haziran ayında düzenlenecek başkanlık seçimlerine aday olmaları beklenen Devrim Muhafızları generallerinin isim listesiyle ilişkilendiriliyor.
İran televizyonuna bağlı Genç Muhabirler Kulübü, Kalibaf Moskova'ya varmadan önce sosyal ağlarda, siyaset sahnesindeki “fırtınalara’ dikkat çektiler.
Kalibaf'ın stratejik danışmanı Mehdi Mahmudi ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada Parlamento Başkanı’nın Hamaney’in elçisi konumunda olduğunu bildirdi. Bir diğer Twitter mesajında da marjinal sorunları gündeme getirmenin bu tarihi görevi etkilemeyeceğini” vurgulayan Mahmudi, “Bu ziyareti ertelemek zor değildi. Ancak mesajın şu zamanda iletilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Parlamento Ekonomi Komitesi üyesi milletvekili Mücteba Tevanker, Twitter hesabında yaptığı açıklamada Kalibaf ile Putin arasında doğrudan bir görüşme yapılmasına ilişkin önceki açıklamalarından geri adım atarak “Kalibaf’ın Putin'in sağlık protokolünü reddettiğini” bildirdi. Devrim Muhafızları’na ait Tasnim haber ajansı ise milletvekilinin bir Twitter mesajını haber başlığı yaptı. Söz konusu mesajda Putin'in Kalibaf’ın ziyaretini reddetmesiyle ilgili teyit edilmiş bilgiler yer aldı.
ISNA’nın haberine göre, Rusya Devlet Başkanı, Hamaney'in mesajını Kalibaf'tan almak için özel bir temsilci atadı.
Reformist Al Sharq gazetesi dünkü “Kalibaf diplomat oluyor” başlıklı yazısında Parlamento Başkanı ile dalga geçmek için ‘kinayeye’ başvurdu.
Gazete, Kalibaf’ın Putin'in özel temsilci ile nükleer anlaşma ve petrol konusunda görüşme niyetinde olduğunu bildirdi.
Raja News haber sitesi ise radikallere ait bir medya platformunu mesajı sızdırmakla suçladı. Kalibaf’ın danışman ekibini de ziyaret sırasında ‘siyasi konum’ elde etmek için ‘hile yapmakla’ itham etti.



İran'da iki halef seçimi krizi: Ilımlılık ve aşırılık oyunu

Devrim Muhafızları, Reisi'nin halefinin seçiminde önemli, Hamaney'in halefinin seçiminde ise daha büyük bir rol oynuyor (Reuters)
Devrim Muhafızları, Reisi'nin halefinin seçiminde önemli, Hamaney'in halefinin seçiminde ise daha büyük bir rol oynuyor (Reuters)
TT

İran'da iki halef seçimi krizi: Ilımlılık ve aşırılık oyunu

Devrim Muhafızları, Reisi'nin halefinin seçiminde önemli, Hamaney'in halefinin seçiminde ise daha büyük bir rol oynuyor (Reuters)
Devrim Muhafızları, Reisi'nin halefinin seçiminde önemli, Hamaney'in halefinin seçiminde ise daha büyük bir rol oynuyor (Reuters)

Refik Huri

Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin helikopter kazasında ölmesi, İran'ı kritik bir dönemde iki halef kriziyle karşı karşıya bıraktı; birincisi zamanından önce gelen cumhurbaşkanının halefi krizi. İkincisi,1979'da İslam Devrimi'nin fitilini ateşleyen İmam Humeyni’den çok daha uzun süre hüküm süren Dini Lider Ali Hamaney'in sağlık durumu sebebiyle zamanı yaklaşan halefini seçme krizi. Hamaney'in halefinin radikal bir din adamı olacağı kesin ve Reisi öne çıkan bir adaydı. Hem Dini Lider hem de Dini Lider’in istediği seçeneğe oy veren Uzmanlar Konseyi çevresinde önemli bir seçenekti. Reisi'nin halefi konusu ise görünürde Reisi, Ahmedinejad ve Hatemi gibi aşırı muhafazakâr veya Rafsancani ve Ruhani gibi reformcu ve ılımlı bir figür olacak din adamı ya da eski Devrim Muhafızları subayı seçeneklerine açık görünüyor.

Sistemin gerçek hesapları arasında hiçbir fark yok. Zira gerçek güç, “ilahi meşruiyete” sahip olan, kayıp ve beklenen “zamanın sahibinin” vekili olan Dini Liderin elinde. Herhangi bir dini rejim gibi, gittikçe daha da aşırılaşma yönünde ilerlemeye mahkûm bir rejimde, Dini Liderin aşırı muhafazakâr olması doğal. Teorik olarak “halk meşruiyetini” temsil eden cumhurbaşkanlığı makamı için muhafazakâr ya da ılımlı adayları seçen de odur. Seçimler, ister iç koşullar isterse dış ilişkilerin görünen yönü olsun, rejimin her aşamadaki ihtiyaçlarına bağlıdır. Dünyada İran’daki “reformcu akımın” başarısı üzerine oynanan bahisler bağlamında yapılan eski ve yeni tartışmalar ise bir nevi kendini kandırmadır. Dini Liderin iradesi olmadan hiçbir reformcu iktidara ulaşamaz. Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, Hasan Ruhani ve onlardan önce İmam Humeyni'nin ölümünden sonra arkadaşı Ali Hamaney'in Dini Lider konumuna gelmesinde önemli rol oynayan Haşimi Rafsancani'de olduğu gibi, iktidara gelip çizilen kırmızı çizgileri aşmaya çalışan herhangi bir reformcu figür izolasyona mahkumdur.

Hamaney, "bugün ülkenin asıl meselesinin ekonomi ve temel zayıf noktasının da ekonomik mesele" olduğunu düşünüyorsa, Reisi'nin halefi ekonomiye odaklanacak, insanları ekonomik durumdan ve uygulanan sosyal kısıtlamaların sertliğinden kaynaklanan toplumsal memnuniyetsizliklerini azaltmaya ikna edecek ılımlı bir şahsiyet olabilir. Ama bunun aksini düşünenler de var. Bunlara göre Reisi'nin Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan, BAE, Katar ve diğerlerine açılma konusunda yaptıkları, ancak ılımlı bir cumhurbaşkanının aksine sorgulanmadan esneklik gösterebilecek katı görüşlü bir cumhurbaşkanı tarafından yapılabilirdi. Pratik olarak Hamaney'in elinde olan anahtar, adayları eleyen ve Reisi'nin aday gösterilmesi sırasında kazanacağı korkusuyla Ali Laricani’nin yarış dışı bırakılmasında olduğu gibi, seçilen adaya tehdit oluşturanların adaylığını önleyen Anayasa Koruma Konseyi'ne ödünç olarak veriliyor. Konsey, eski cumhurbaşkanı Ruhani’nin bile, uzun süredir üyesi olmasına rağmen Uzmanlar Konseyi'ne aday olmaya uygun olmadığına karar vermişti. Bunun nedeni, İmam Humeyni'nin en başından beri İslam Cumhuriyeti'nin en yüksek önceliklerini belirlemiş olmasıdır ve bunlardan en öne çıkanları iki tanedir. Birincisi, "İslam hükümeti velayet ile imanın ikizidir ve düzeni sağlamak bir görev borcudur." İkincisi ise "devrimi ihraç etmek, çünkü rejim kapalı bir ortamda kalırsa kesinlikle yenilgi ile yüzleşecektir." Arap ülkelerindeki Şii milis gruplara “yatırım” yapılması ve Filistin kartına sahip olunmaya çalışılması da bundandır. Bunun hiçbir bölgesel güçte daha önce görülmemiş pratik uygulaması ise Lübnan'da Hizbullah, Irak’ta Haşdi Şabi, özellikle de Hizbullah Tugayları, Seyyid el-Şuhada Tugayı, Kays el-Hazali hareketi, Suriye'de Afganlardan oluşan Fatimiyyun Tugayı ile Pakistanlılardan oluşan Zeynebiyyun Tugayı gibi silahlı mezhepçi ideolojik grupların kurulması, Yemen’de Ensarullah (Husiler), Gazze’de Hamas ve İslami Cihat’ın desteklenmesidir. İran'ın hiçbir şey yapmadan kazanmasını sağlayan da budur. Vekalet ile kazanıyor, vekalet ile savaşıyor ve vekalet ile anlaşıyor. Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve Dış Politika Programı Direktörü Susan Maloney'nin söylediği gibi, Tahran'ın bölgede bahse girdiği şey bir kaos sistemidir. Maloney İran'ın stratejisini "güçlü düşmanlarına, özellikle de ABD'ye karşı avantaj elde etmenin ekonomik açıdan ucuz bir yolu olarak, asimetrik savaşa yatırım yapmak" olarak tanımlıyor. Sahne çok çelişkili ve Sovyetler Birliği'nde yaşanan ve onun çöküşüne yol açan duruma benziyor; içeride ekonomik zayıflık, dışarıda güçlü nüfuz ve büyük harcamaların yapıldığı askeri güç. Hamaney'in 2003'te İran penceresinden gördüğü kadarıyla bölgedeki sahne şöyleydi; “Washington yeni bir Ortadoğu yaratma konusunda tamamen başarısız oldu. Bölgenin jeopolitik haritasının köklü bir değişim içinde olduğu doğru ama bu ABD'nin değil, direniş cephesinin yararına bir değişim. Evet, Batı Asya'nın jeopolitik haritası değişti ama direnişin lehine olacak şekilde değişti.” Dahili sahneye gelince, zorlu ekonomik durumdan duyulan memnuniyetsizlik nedeniyle halk seçimlere katılma konusunda isteksiz. Kadınlara başörtüsünün dayatılmasına, sosyal davranışlar ve giyim üzerindeki kısıtlamaların sıkılaştırılmasına karşı gösteriler düzenleniyor. Son parlamento seçimlerine seçmenlerin ancak yüzde 41'i katıldı. Başkent Tahran'da bu oran yüzde 19'du.Türk analist Murat Yetkin, "İran rejimi uzun menzilli füzeler üretebiliyor ama Cumhurbaşkanı Reisi'nin uçağının yerini tam olarak belirleyemiyor" derken abartmıyordu. Aslında İran'ın uçağın düşüşüne ilişkin hikayesi hâlâ eksik. Dahası kazanın gerçek nedenleri, teknik neden veya sisten mi kaynaklandığı, yoksa sabotaj sonucu mu olduğu gibi sorular cevapsız kalacak kadar boşluklarla dolu. Resim net değil; cumhurbaşkanının uçağı düşerken kendisine eşlik eden iki uçak Tebriz'e dönüş yolculuğuna nasıl devam edebildi? Reisi'nin dini lider konumuna gelmesini engellemek için biri bir komplo mu kurdu? Cenaze törenlerinde Şiiliğin abartılı tezahürleri, soruları gülünç hale getirmeye yönelik bir çaba mıydı?

Totaliter rejimlerde gerçeği bilmek zordur. Ancak içeride baskı ve disipline, bölgede ise kaosa bel bağlayan İslami rejim, din adamları ve Devrim Muhafızları arasında karma bir rejim haline geldi. Devrim Muhafızları, Reisi'nin halefinin seçiminde önemli, Hamaney'in halefinin seçiminde ise daha büyük bir rol oynuyor.