ABD'li ünlü tarihçi Amazon efsanesini anlattı: Karadeniz'in savaşçı kadınları gerçekti

MÖ 5. yüzyıldan kalma bir pişmiş toprak üzerinde savaşçı Amazon kadınları resmediliyor (Metropolitan Müzesi, New York)
MÖ 5. yüzyıldan kalma bir pişmiş toprak üzerinde savaşçı Amazon kadınları resmediliyor (Metropolitan Müzesi, New York)
TT

ABD'li ünlü tarihçi Amazon efsanesini anlattı: Karadeniz'in savaşçı kadınları gerçekti

MÖ 5. yüzyıldan kalma bir pişmiş toprak üzerinde savaşçı Amazon kadınları resmediliyor (Metropolitan Müzesi, New York)
MÖ 5. yüzyıldan kalma bir pişmiş toprak üzerinde savaşçı Amazon kadınları resmediliyor (Metropolitan Müzesi, New York)

Antik Yunan mitolojisinde sadece kadınlardan oluşan bir ulus olarak nitelenen, Karadeniz'in kadın savaçıları Amazonların gerçekten yaşayıp yaşamadığı bilim insanlarının kafasını uzun süredir kurcalıyor.
Modern tarihçiler, ilk kez MÖ 8. yüzyılda şair Homeros'un kayda geçirdiği Amazonların, efsaneden ibaret olduğunu varsayıyordu. Ancak 1990'larda arkeologlar, anlatıya konu olan İskit bölgesindeki savaşçı mezarlarında kadın iskeletleri bulmaya başladı.
Amazon kadınlarıyla ilgili çalışmalarıyla tanınan, Stanford Üniversitesi'nden araştırma görevlisi Adrienne Mayor, buldukları iskeletlerden bazılarının, savaş yaraları olduğunu ve eski sanat eserlerinde Amazonlarla resmedilen silahlarla gömüldüğünü belirtti.
The Amazons: Lives and Legends of Warrior Women Across the Ancient World (Amazonlar: Antik Dünyada Savaşçı Kadınların Yaşamları ve Efsaneleri) isimli kitabın da yazarı olan Mayor, Livescience'a verdiği röportajda şu ifadeleri kullandı:
"Arkeoloji sayesinde bir zamanlar kurgu olduğu düşünülen Amazon mitlerinin efsanevi Amazonların muadillerine, yani bozkırın göçebe kadınlarına dair gerçek bilgiler içerdiğini artık biliyoruz."
Mayor'ın 2015'te Foreign Affairs dergisinde aktardığına göre bu göçebe savaşçılar, at binme ve okçulukta ustalaşmış, İskitler diye bilinen halkın parçasıydı. Bu halk, MÖ 700'den M.S. 500'e kadar Karadeniz'den Çin'e uzanan Avrasya bozkırlarında geniş bir bölgede yaşamıştı.
Bilim dünyasında İskitlerin Ön Türk olduğuna dair iddialar olduğu gibi İrani bir halk olduğuna dair görüşler de bulunuyor. Ayrıca Yunan mitolojisinde bahsedilenin aksine İskit toplumları yalnızca kadınlardan oluşmuyordu.
Ancak bu topluluklardaki kadınlar, erkeklerle aynı yaşam tarzına sahipti, bazıları avda ve savaşta erkeklerle birlikte yer alıyordu. Yunan sanatı ve edebiyatında Amazonlar hep cesur ve güzel; fakat silahlı ve tehlikeli olarak tasvir edilmişti.
Zorlu bozkır topraklarında sürekli düşman tehdidi altında yaşayan küçük bir grupta herkesin savunmada ve baskınlarda görev alabileceğini söyleyen Mayor, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bozkırdaki kız çocuklarının ve kadınların erkek kardeşleri gibi ata binmeyi ve ok atmayı öğrendiğini bilmek heyecan verici."
Mayor ayrıca, kazı çalışmalarını yürüttükleri İskit mezarlıklarında bulunan kadın savaşçıların yaşlarının 10 ve 45 arasında değiştiğini aktardı.
Epic Warrior Women isimli bir belgesel dizisine de imza atan Mayor, "Şimdiye dek arkeologlar, atları ve silahlarıyla gömülmüş 300'den fazla kadın savaşçı tespit etti ve her yıl daha fazlası keşfediliyor" ifadelerini kullandı.
Öte yandan uzmanlara göre İskitler, kadınların savaşlara ve avlara katıldığı tek halk değildi. Mayor, "Antik Roma, Mısır, Kuzey Afrika, Arabistan, Mezopotamya, İran, Orta Asya, Hindistan ve Çin'de Amazon benzeri kadınlara dair heyecan verici hikayeler var. Bazıları hayali ama bazıları gerçeğe dayanıyor" dedi ve ekledi:
"Savaşa giden kadınlar, Vietnam'dan Viking topraklarına, Afrika ve Amerika kıtalarına kadar dünyanın dört bir yanındaki kültürlerde var oldular."
 
Independent Türkçe, Livescience, Arkeofili
 



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy