ABD’den SDG’ye kötü haber: Suriye’deki petrol kuyularını korumak ABD askerlerinin görevi değil

Bu ayın başlarında Suriye'nin kuzeydoğusundaki bir petrol tesisinin yakınından geçen Amerikan askeri aracı (AFP)
Bu ayın başlarında Suriye'nin kuzeydoğusundaki bir petrol tesisinin yakınından geçen Amerikan askeri aracı (AFP)
TT

ABD’den SDG’ye kötü haber: Suriye’deki petrol kuyularını korumak ABD askerlerinin görevi değil

Bu ayın başlarında Suriye'nin kuzeydoğusundaki bir petrol tesisinin yakınından geçen Amerikan askeri aracı (AFP)
Bu ayın başlarında Suriye'nin kuzeydoğusundaki bir petrol tesisinin yakınından geçen Amerikan askeri aracı (AFP)

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby, ABD kuvvetlerinin Suriye'nin kuzeydoğusunda petrol kaynaklarına yönelik faaliyet gösteren şirketlere ve çalışanlarına koruma sağlama yetkisinin olmadığını, buradaki misyonunun DEAŞ ile mücadele olduğunu açıkladı.
Kirby pazartesi günü yaptığı günlük basın toplantısında, “Suriye’de bulunan ABD kuvvetleri artık bu ülkedeki petrol kuyularının korunmasından sorumlu değil. Tek görevleri DEAŞ ile mücadele etmek ve onu ortadan kaldırmak” şeklinde konuştu.
Kirby’nin açıklamaları ayrıca, Trump'ın daha önce açıkladığı bölgedeki ABD askerlerinin misyonuyla ilgili hedeflerin büyük ölçüde tersine döndüğüne işaret ediyordu. Trump, bölgedeki ABD askerlerinin DEAŞ’ı ortadan kaldırma görevini yerine getirildiklerini, Esed ve müttefiklerinin petrol kaynaklarını ele geçirmesinin önlenmesi için petrol kuyularını koruduklarını açıklamıştı.
Ancak Kirby, Pentagon çalışanları ve personelinin, Suriye'deki petrol kaynaklarıyla ilgili faaliyet göstermek isteyen firmalara veya çalışanlarına ve temsilcilerine koruma sağlama yetkisi olmadığını duyurdu.

SDG-Amerikan şirketi ile anlaşma imzaladı
Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, geçtiğimiz yıl Temmuz ayında ABD Kongresi’nde yapılan bir oturumda, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi’nin, petrol yataklarının modernizasyonu için ABD merkezli Delta Crescent Energy şirketi ile anlaşma imzaladığını açıklamıştı. Bu anlaşma, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kürtlerin, ABD’nin Haziran 2020'de uygulamaya koyduğu Caesar (Sezar) Yasası kapsamında Suriye rejimine uyguladığı kapsamlı yaptırımları atlatmasına izin verdi.
Kirby açıklamasında, Suriye'nin kuzeydoğusuna konuşlandırılan ve şu anda sayıları 900 olan Amerikan güçlerinin, DEAŞ örgütünün ortadan kaldırılması misyonunu desteklemek için orada olduklarının altını çizdi.
Trump, 2019 yılında Suriye’deki tüm ABD askerlerini geri çekme kararı aldığında, petrol kaynaklarının olduğu Suriye'nin doğusunda birkaç yüz Amerikan askerinin kalacağını açıkladı. Petrol zengini olan bu bölge, ana finansman kaynağı petrol gelirleri olan SDG ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin kontrolünde bulunuyor.
 



Sınır Tanımayan Doktorlar: Acilen Gazze'ye hayat kurtaran yardım pompalanmalı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Kemal Advan Hastanesi yakınındaki sağlık görevlileri (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Kemal Advan Hastanesi yakınındaki sağlık görevlileri (AFP)
TT

Sınır Tanımayan Doktorlar: Acilen Gazze'ye hayat kurtaran yardım pompalanmalı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Kemal Advan Hastanesi yakınındaki sağlık görevlileri (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Kemal Advan Hastanesi yakınındaki sağlık görevlileri (AFP)

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) dün yaptığı açıklamada, Gazze'de geçici ateşkes anlaşmasının rahatlatıcı olduğunu ancak 465 gün ve 46 binden fazla can kaybının ardından çok geç kalındığını belirtti. Açıklamada, “Çatışmaların ve bombardımanın geçici olarak durdurulmasına uzun vadede saygı gösterilmesi gerekirken, Gazze'deki nüfusun muazzam insani, psikolojik ve tıbbi ihtiyaçlarının karşılanması için bu sadece bir başlangıçtır” ifadeleri yer aldı.

İsrail'e Gazze'ye uyguladığı ablukayı derhal sona erdirmesi ve çaresiz durumdaki yüz binlerce insanın iyileşmeye giden uzun yola başlayabilmesi için Gazze Şeridi genelinde insani yardımların büyük ölçüde arttırılmasını sağlaması çağrısında bulundu.

Bu iğrenç savaşın yol açtığı kayıplar arasında evlerin, hastanelerin ve altyapının yok edilmesi ve soğuk kış mevsiminde umutsuzca su, yiyecek ve barınağa ihtiyaç duyan milyonlarca insanın yerinden edilmesi yer almaktadır. Büyük yıkım milyonlarca Gazzeli için acı ve ıstıraba neden olurken, İsrail'deki birçok aile 7 Ekim 2023'te rehin alınan yakınlarının dönüşünü sabırsızlıkla bekledi.

Gazze'deki hastane odaları 15 aydan fazla bir süredir uzuvları kesilmiş ve hayatlarını değiştiren ağır yaralanmalara sahip hastalarla ve aile üyelerinin cesetlerini arayan kederli insanlarla doluydu. Sağlık tesisleri ve sağlık personeli saldırıya uğradı ve savaş sırasında sekiz MSF çalışanı öldürüldü.

Aynı zamanda, Gazze ve Batı Şeria'dan keyfi olarak gözaltına alınanların sayısı endişe verici bir seviyeye ulaştı.

MSF, Gazze halkına sağlık hizmeti sunmak için gece gündüz çalışmaya devam ediyor.

MSF, açıklamasına şöyle devam etti: “İnsani ihtiyaçlar felaket boyutlarına ulaştı; yalnızca dünyanın dört bir yanından insani yardımın hızlı ve yaygın bir şekilde artırılması ve Gazze'nin tamamına erişim sağlanması bu ihtiyaçların bir kısmını bile karşılayabilir. İsrail makamlarını insani yardımların Gazze'ye acil girişini ve hastaların tıbbi tahliyesini, özellikle de Ekim 2024'ten bu yana kuşatma altında tutulan kuzeye erişimi sağlamaya çağırıyoruz. Ayrıca İsrail, Hamas ve Gazze'yi yöneten diğer grup ve örgütleri, anlaşmaya saygı göstermeye ve insani yardımların halka güvenli bir şekilde ulaştırılmasını sağlamaya çağırıyoruz.”