20 ajan 8 ay boyunca takip etti… Fahrizade suikastı, İsrail tarafından bir tonluk otomatik silahla gerçekleştirildi

İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade (Reuters)
İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade (Reuters)
TT

20 ajan 8 ay boyunca takip etti… Fahrizade suikastı, İsrail tarafından bir tonluk otomatik silahla gerçekleştirildi

İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade (Reuters)
İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade (Reuters)

Kasım ayında Tahran yakınlarında suikasta kurban giden İranlı nükleer bilim adamı Muhsin Fahrizade’nin İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad tarafından parçalara ayrılarak İran’a sokulan bir ton ağırlığındaki silahla öldürüldüğü bildirildi.
İngiltere merkezli ve dünyanın en eski Yahudi gazetesi The Jewish Chronicle’a konuşan kaynaklar, aralarında İsrail ve İran vatandaşlarının da bulunduğu en az 20 ajanın Fahrizade’yi sekiz ay boyunca gözlemlediği, ardından ise tuzağa düşürdüğünü söyledi.
Mossad'ın söz konusu otomatik silahı bir pikapa yerleştirdiğini öne süren gazete, “Hedefi izlendiği sırada sahadaki ajanlar tarafından uzaktan kontrol edilen silah, suikast sonrasında delilleri yok eden bir bomba içermesi dolayısıyla ağırdı” ifadelerine yer verdi.
Saldırının ABD müdahalesi olmadan yalnızca İsrail tarafından yapıldığına dikkat çekilen haberde, ABD’li yetkililerin konuyla ilgili önceden bilgilendirildiği de eklendi.
İran medyası, 59 yaşındaki Fahrizade’nin arabasının içerisindeyken silahlı kişiler tarafından vurulduğunu, ardından ise hastanede hayatını kaybettiğini bildirmişti. İran, Fahrizade’nin ölümünden kısa bir süre sonra İsrail’i suçlamış; Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada “saldırıda İsrail'in rolünün ciddi göstergeleri” olduğunu bildirmişti.
İsrail ise Kasım ayında konuya dair yorumda bulunmaktan çekinmişti. Bir İsrail hükümet sözcüsü ise dün söz konusu habere dair yaptığı açıklamada, “Bu tür konularda asla yorumda bulunmuyoruz. Tutumumuzda bir değişiklik olmadı” ifadelerine yer verdi.
Söz konusu habere göre, ‘tam olarak onun kapasitesiyle’ çalışacak bir alternatife sahip olmanın altı yıl alacağı tahmininde bulunan İran, “Fahrizade’nin ölümünün, İran'ın bomba yapması için gereken süreyi yaklaşık üç buçuk aydan iki yıla çıkardığı” düşüncesinde.
Nitekim Batı, Fahrizade’nin gizli bir nükleer bomba programının beyni olduğundan uzun süredir şüpheleniyordu. Batı ve İsrail istihbarat teşkilatları, Fahrizade’yi 2003 yılında durdurulan gizli bir atom bombası programının sorumlusu olarak değerlendiriyordu.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.