Avrupa, aşılama kampanyaları ve vaka sayılarındaki düşüşe rağmen hala ‘kırılgan’ bir durumda

Bir Alman dün Berlin’de aşı olduğu esnada. (EPA)
Bir Alman dün Berlin’de aşı olduğu esnada. (EPA)
TT

Avrupa, aşılama kampanyaları ve vaka sayılarındaki düşüşe rağmen hala ‘kırılgan’ bir durumda

Bir Alman dün Berlin’de aşı olduğu esnada. (EPA)
Bir Alman dün Berlin’de aşı olduğu esnada. (EPA)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dün Avrupa ülkelerinin çoğunu “Kovid-19” salgını karşısında hala “kırılgan” bir durumda olduğu konusunda uyardı. Örgüt, bugüne kadar yüze yakın ülkede 151 milyon dozdan fazla uygulanan aşılama kampanyalarının sahip olduğu “yanlış bir güvenlik hissi” konusundaki endişelerini dile getirdi.
Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, Avrupa ülkelerinin büyük bir kısmının hala kırılgan durumda olduğunu söyledi. Kluge, “Şu anda aşı umudu ile yanlış güvenlik hissi arasında ince bir çizgi var” dedi.
Resmi kaynaklara dayanarak AFP tarafından hazırlanan verilere göre salgın Aralık ayından bu yana dünyada 2,35 milyondan fazla kişinin ölümüne neden oldu.
Salı günü sembolik eşik olarak kabul edilen 500 bin ölüm eşiğini aşan rakamlar, birkaç gün içerisinde tersine döndü. Vaka sayılarında, 3 ila 9 Şubat arasında yüzde 16 oranında, ölümlerde ise yüzde 7 oranında azalma kaydedildi.
WHO, vaka sayılarına ilişkin son dört haftada, ölümlere ilişkin ise son iki haftada aynı eğilimi kaydetti.
Örgütün rakamları, 29 Avrupa ülkesinde nüfusun yalnızca 1,5’inin aşılandığını gösteriyor. AFP’nin haberine göre, dünyada 91 ülke veya bölgede Kovid-19’a karşı 155,7 milyon doz aşı yapıldı.
İsrail nüfusunun yüzde 42’si aşılama oranıyla listenin başında yer alıyor. Dünya nüfusunun yalnızca yüzde 16’sına aşı yapıldı. Dünya Sağlık Örgütü dün bir kez daha, aşılara haksız bir şekilde erişimin, geri tepebileceği konusunda uyardı. Kluge, “Virüs ne kadar uzun süre kalırsa, tehlikeli mutasyon riski o kadar artar” açıklamasını yaptı.
Öte yandan 2020 salgın yılı, Kovid-19’a karşı aşı geliştiren başlıca ilaç grupları arasında bulunan İngiliz şirket “AstaZenaca” için karlı bir yıl oldu.
Şirketin CEO’su Pascal Soriot, 2020 yılında 3,2 milyar dolarlık net kar açıklamasının ardından, “Salgının büyük yankılarına rağmen, çift haneli kazançlar elde ettik” dedi.
Soriot, “İlaçlarımızı geliştirme, performansımızı hızlandırma ve Kovid-19 aşısındaki ilerlememiz, neleri başarabileceğimizi gösteriyor” ifadelerini kullandı. Şirket Kovid-19 aşısı satışlarına ilişkin rakamları ayrıca açıklayacağını belirtti.
WHO Çarşamba günü, AstaZenaca aşısını destekleyerek, mutasyonlu virüsün yayıldığı bölgelerde 65 yaş üzeri kişiler için aşılama önerisinde bulundu.
SAGE Başkanı Alejandro Cravioto yaptığı açıklamada, “Virüsün yaşlı insanlarda etki göstermesi daha olası. Yapılan denemeler, aşının bu yaş grubu için güvenli olduğunu gösteriyor” dedi.
Örgüt, aşının 65 yaş üzerindeki kişilerde etkinliği konusunda daha net sonuçlar beklediğini, ancak “binlerce insan ölürken” beklemenin “uygun olmadığını” ifade etti. Bu açıklamalara rağmen Güney Afrika birinci faz aşı çalışmalarına, “AstaZenaca” aşılarının yerine “Johnson&Johnson” aşılarıyla başlanacağını açıkladı.
Avrupa İlaç Ajansı (EMA), Çarşamba günü yaptığı açıklamada, aşı geliştiren tüm şirketlerin, virüsün mutasyona uğramış varyantına karşı etkisini ölçme noktasında, değerlendirme talebini duyurdu.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen yaptığı açıklamada, “Siparişlerimizin zamanında teslim edileceğinden fazlaca emindik” dedi.
Öte yandan Almanya Başbakanı Angela Merkel dün akşam, ülkesindeki kısıtlamaların çoğunun, 7 Mart’a kadar devam edeceğini duyurdu.
Alman yetkililer, dün (Perşembe) virüsün mutasyona uğramış varyantının yayılması nedeniyle, Avusturya ve Çek Cumhuriyeti gibi komşu ülkelerle sınırları kapatma ihtimali uyarısında bulundu.
Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder, “Hem Avusturya hem de Çekya’nın riskli bölge ilan edilmesi muhtemel” açıklamasını yaptı.
Yunanistan ise başkent ve çevresinde, sıkı tedbirler almaya başladı. Atina’daki kısıtlamaları protesto eden göstericilerden birinin elinde bulunan pankarttaki “Boğuluyoruz” yazısı dikkat çekti.
İrlanda’da kısıtlamaların, Nisan ayı başındaki Paskalya tatiline kadar uzatılacağı açıklandı.
ABD’de Joe Biden’ın küçük ve orta ölçekli işletmelere ve muhtaç ailelere yönelik 1,9 milyar dolarlık acil yardım paketi tartışmaları hala devam ediyor.
Amerikalılar Perşembe gününden itibaren ülkede bulunan eczanelerden aşı satın alabilecek. New York’taki büyük oditoryum ve stadyumlar neredeyse 1 yılın ardından, 23 Şubat’ta kapılarını kısmi olarak açıyor.
Önümüzdeki yaz Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapacak olan Japonya’da aşı kampanyasının önümüzdeki haftadan itibaren başlayacağı bildirildi.
Rusya’da yaklaşık 1,7 milyon kişi aşılandı. Çarşamba günü itibariyle ülke, 4 milyon vaka sayısı sınırını geçti.
AFP’nin haberine göre, Ortadoğu’da Kovid-19 salgını nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 100 bin eşiğini aştı.



Trump'ın fiyat söylemlerine Cumhuriyetçiler de inanmıyor

Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
TT

Trump'ın fiyat söylemlerine Cumhuriyetçiler de inanmıyor

Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)

Hafta sonu yayımlanan iki yeni anket, Amerikalıların tatil sezonuna girerken hayat pahalılığı konusunda hâlâ ciddi sıkıntı içinde olduğunu ve ABD Başkanı Donald Trump'ın bu konuda yeterli çaba göstermediğini düşündüğünü ortaya koydu.

CBS News/YouGov'un yaptığı ankete göre, Amerikalıların yüzde 60'ı, Trump'ın fiyatları ve enflasyonu olduğundan daha iyi gösterdiğine inanıyor. Buna karşılık, yüzde 27'si Trump'ın enflasyonu ve günlük tüketim mallarının maliyetlerini olduğu gibi, yüzde 13'ü ise enflasyon ve fiyatlar hakkındaki haberleri olduğundan daha kötü gösterdiğini söylüyor.

Ancak ankete katılan 10 Cumhuriyetçiden 4'ü, başkanın alım gücünü olduğundan daha iyi gösterdiğini söylüyor. Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 25'i Trump'ın enflasyonla başa çıkma biçimini onaylamıyor ve yüzde 29'u fiyatların arttığını söylüyor.

Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 32'si Trump yönetiminin politikalarının gıda ve market alışverişi için ödedikleri fiyatları artırdığını söylüyor. Aynı oranda Cumhuriyetçiyse bu politikaların gıda ve market alışverişi fiyatlarını düşürdüğünü söylüyor.

Ağırlıklı olarak alım gücü ve hayat pahalılığından bahseden Demokratlar, bu ay Kaliforniya'dan Georgia'ya, New Jersey ve Virginia'ya kadar ülke genelinde seçimleri silip süpürdü.

Bu mesaj, özellikle 2024'te Trump'a oy veren Latin kökenli seçmenler de dahil beyaz olmayan seçmenler arasında yankı buldu. Anket, Hispaniklerin yüzde 70'inin Trump'ın politikalarının gıda ve market fiyatlarının artmasına neden olduğunu, yüzde 68'inin mal ve hizmet fiyatlarının arttığını ve yüzde 60'ının Trump'ın fiyatları ve enflasyonu olduğundan daha iyi gösterdiğini söylediğini ortaya koydu.

ABD Başkanı alım gücünü tekrar tekrar "yeni bir kelime" ve "Demokratların bir kandırmacası" diye niteliyor. Ancak cuma günü, çoğunlukla kira maliyetlerine odaklanan ve otobüsleri ücretsiz, çocuk bakımınıysa evrensel hale getirme sözü veren, bu ay belediye başkanlığında diğer Demokratları geride bırakarak New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani'yi Oval Ofis'te ağırladı.

Birdenbire anlayış gösteren Trump, Mamdani'nin yanında, "İlginç bir sohbet ettik ve fikirlerinden bazıları gerçekten de benim fikirlerimle aynı" dedi.

G
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, 2025'te kendisine ve 2024'te ABD Başkanı Donald Trump'a oy veren birçok kişinin enflasyon ve hayat pahalığını dile getirdiğini söyledi (AP)

Politico tarafından yapılan bir başka anket, en çok hangi maliyetlerin Amerikalıların endişelendirdiğini ortaya koydu. Anket, Amerikalıların yüzde 45'inin karşılanması en zor yaşam maliyetinin market alışverişi olduğunu, yüzde 38'inin konut, yüzde 34'ünün sağlık hizmetleri ve yüzde 31'inin de elektrik faturaları olduğunu gösterdi.

Mamdani, görüşmeleri sırasında Trump'la birlikte hayat pahalılığına odaklanarak kendi seçimlerini kazandıklarını söyledi.

Mamdani, "Başkan'a, kampanyamızın odağının büyük ölçüde yaşam maliyeti krizi olduğunu ve başkana oy veren New Yorklulara sorduğumuzda, New York'ta oylarında bir artış gördüğümüzde, aynı konuya geri döndüklerini söyledim: Yaşam maliyeti, yaşam maliyeti, yaşam maliyeti" dedi. Buna karşılık Trump, New York'un enerji şirketi Con Edison'ın fiyatları düşürmesini sağlamaktan bahsetti.

Ancak yaşam maliyeti sadece sol görüşlü Demokratlara kazandırmadı. New Jersey'de ılımlı görüşlü Mikie Sherrill, elektrik zamlarının dondurulması çağrısında bulunarak valilik yarışını kazandı.

Independent Türkçe


Rusya, ABD’yle Meksika’nın arasını açmak istiyor

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
TT

Rusya, ABD’yle Meksika’nın arasını açmak istiyor

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)

Rusya, ABD'yle arasını bozmak istediği Meksika'daki dezenformasyon çalışmalarını yoğunlaştırdı.

New York Times'ın (NYT) haberinde, Rusya'nın Latin Amerika'daki dezenformasyon faaliyetlerini son iki yılda artırdığı belirtiliyor. Moskova yönetiminin ABD'yle bölgedeki müttefikleri arasında anlaşmazlık yaratmayı hedeflediği savunuluyor. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla NYT'ye konuşan kaynaklar, dezenformasyon kampanyasının Sputnik ve RT gibi Kremlin'e ait medya kuruluşları tarafından yürütüldüğünü ileri sürüyor. Özellikle ABD'nin en büyük ticaret ortağı olan Meksika'nın hedef alındığı aktarılıyor. 

NYT'nin incelediği "Meksika: RT'nin İstilası" başlıklı iç yazışmada, Meksika'nın başkenti Meksiko'daki Amerikan diplomatların, RT'nin ülkedeki "ani ve hızlı genişlemesi" hakkında uyarılarda bulunduğu görülüyor. 

Nisan 2024 tarihli yazışmada şu ifadelere yer veriliyor: 

RT'nin Meksika'daki agresif yatırımı, güvenilirliğini artırma ve ABD'yi zayıflatma stratejisi, halkın mevcut algısını değiştirme tehdidi yaratıyor. Meksika misyonunun, RT'nin iyi finanse edilen çabalarına karşı koymak için daha fazla kaynağa ihtiyacı var.

Meksiko'daki ABD Büyükelçiliği'nden gönderilen mesajda, RT en Español'un X'te çevrimiçi izlenme sayısının 2022'de 191 binden bir yıl sonra 715 milyona fırladığı aktarılıyor. 

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'daki varlığını artırdığı, potansiyel izleyici sayısının 670 milyona ulaştığı belirtiliyor.

RT'nin Meksika'da bu kadar yaygınlaşmasında, eski Devlet Başkanı López Obrador döneminde görev yapan ve Rusya yanlısı olmakla eleştirilen bazı yetkililerin etkili olduğu savunuluyor. Obrador'un devlet başkanlığı geçen yıl ekimde sonlanmış, yerine seçimleri kazanan Claudia Sheinbaum gelmişti. Sheinbaum da Obrador'un kurduğu iktidardaki Ulusal Yenilenme Hareketi (Morena) partisinden.

NYT, Obrador veya Morena yetkililerinin yorum taleplerine yanıt vermediğini aktarıyor.  

Meksiko'daki Rus Büyükelçiliği ise iddiaları reddederek Sputnik ve RT'yi Amerikan medyasına tarafsız alternatifler diye niteledi. 

Bazı uzmanlar Donald Trump yönetiminin dezenformasyona karşı mücadele de geride kaldığını söylüyor. Washington merkezli düşünce kuruluşu Alman Marshall Fonu'ndan Bret Schafer şu değerlendirmeyi yapıyor: 

ABD küresel bilgi alanından çekiliyor ve yerine Rusya giriyor. Rusya'nın ABD'nin kendi arka bahçesinde ABD'ye karşı harekete geçmesi bir bakıma Soğuk Savaş anlayışının bir ürünü. Ruslar nüfuz artırmak için Latin Amerika'yı uzun zamandır bir öncelik olarak görüyor.

2022'de başlayan Ukrayna savaşının ardından ABD, Kanada, Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği, RT'yi ve kuruluşun üst düzey isimlerini yaptırım listesine almıştı.

Independent Türkçe, New York Times, BBC


Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
TT

Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)

Afrika'nın güneyindeki Namibya'da seçim heyecanı yaşanıyor.

Çarşamba yapılacak oylamada kazanması beklenenlerden biri de Adolf Hitler Uunona.

59 yaşındaki siyasetçinin 2004, 2015 ve 2020'deki seçimlerden sonra olduğu gibi, bir kere daha Oshana Bölgesi'ndeki Ompundja'nın yerel meclisine girmeye hak kazanacağı öngörülüyor.

Güneybatı Afrika Halk Örgütü (SWAPO) üyesi, son seçimlerde oyların yüzde 85'ini almıştı. 

SWAPO, Namibya'nın 1990'da Güney Afrika'dan bağımsızlığını kazanmasından beri iktidar partisi konumunda. Sol görüşlere yakın parti, geçmişte sömürge yönetimine karşı mücadelesiyle dikkat çekmişti.

Uunona, 5 yıl önce Alman gazetesi Bild'e verdiği röportajda "Babam, Adolf Hitler'in hangi değerleri sembolize ettiğini bilmiyordu. Çocukken adım bana da çok normal geliyordu. Bu adamın tüm dünyayı fethetmeye çalıştığını büyüyünce anladım. Benim bu tür şeylerin hiçbiriyle işim yok" demişti. 

Arkadaşlarının kendisine Hitler demeden Adolf diye seslendiğini söyleyen Uunona, adını değiştirmeyeceğini belirtmişti:

Tüm resmi belgelerde bu şekilde yazıyor. Artık bunun için çok geç.

Uunona, ülkesinin The Namibian gazetesine verdiği röportajda da "Ben Hitler gibi değilim" ifadesini kullanmıştı.

2020'de Uunona'nın memleketinde görülen ve arka camında “Adolf Hitler” yazısı ve gamalı haç simgesi yer alan bir otomobil dikkat çekmişti.

Ancak Uunona bu aracın kendisiyle hiçbir ilgisi olmadığını ifade etmişti. 

1884 - 1915'te Alman sömürge yönetimi altında kalan Namibya’da Alman kökenli isimler bugün de yaygın olarak kullanılıyor.

1904 - 1908'de ülkedeki Ovaherero ve Nama halklarına yönelik bir soykırım kampanyası yürüten Alman İmparatorluğu, 70 bine yakın kişiyi öldürmüştü. 

Koloni dönemi sonrasında da Alman nüfuzu sürerken II. Dünya Savaşı'nın ardından bazı Naziler, Namibya'ya kaçmıştı.

1976'da New York Times'ta yayımlanan bir haber, Alman kökenli Namibyalıların birbirlerini hâlâ "Heil Hitler" diye selamladığını bildirmişti. 

Almanya'nın Afrika'da gerçekleştirdiği bu soykırımı resmen tanıması 2021'i buldu. Namibya liderleri hâlâ istedikleri tazminatı alamadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Post