İngiliz Bakan Cleverly Şarku’l Avsat’a konuştu: Husilerle doğrudan iletişim kurarak onları şiddeti reddetmeye çağırdık

İran'ın önünde bir ‘şansı’ olduğunu ifade eden Bakan Cleverly, İran’da bir İngiliz vatandaşının tutuklanmasını ise ‘keyfi’ olarak niteledi

İngiltere'nin Ortadoğu'dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly (Şarku’l Avsat)
İngiltere'nin Ortadoğu'dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly (Şarku’l Avsat)
TT

İngiliz Bakan Cleverly Şarku’l Avsat’a konuştu: Husilerle doğrudan iletişim kurarak onları şiddeti reddetmeye çağırdık

İngiltere'nin Ortadoğu'dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly (Şarku’l Avsat)
İngiltere'nin Ortadoğu'dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly (Şarku’l Avsat)

İngiltere'nin Ortadoğu'dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly, ülkesinin Husilerle doğrudan temas halinde olduğunu ve onları siyasi sürece katılmaya, şiddeti ve çatışmayı reddetmeye çağırdığını açıkladı.
İngiliz Bakan, Şarku’l Avsat’a video konferans aracılığıyla verdiği röportajda, Husilerin temsilcileriyle görüşmelerde bulunduğunu ve görüşmelerinde siyasi çözüme katılım, şiddetin reddedilmesi, 5 yıldır Hudeyde'nin kuzeyindeki Ras İsa Limanı'nda demirli halde duran Safer petrol tankeri ve Yemen'de tutuklu bulunan bir İngiliz vatandaşının serbest bırakılması gibi ana başlıkları ele aldığını söyledi. Bakan Cleverly ayrıca ülkesinin Suudi Arabistan ve Aden Havalimanı'nı hedef alan saldırılar sonrasında Husilerin saldırgan eylemlerine şiddetle karşı çıktığını da sözlerine ekledi.
İran’ın nükleer anlaşmanın şartlarına uyması koşuluyla uluslararası toplumla ilişkilerini yeniden kurması için bir ‘şansı’ olduğunu düşünen İngiliz Bakan, ayrıca Tahran'ın İran asıllı İngiliz vatandaşının tutuklanmasını ‘keyfi ve yasadışı’ olarak niteledi.
Brexit sonrası İngiltere ile Körfez ülkeleri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin geleceğine dair değerlendirmesinde ise Bakan Cleverly, Körfez ülkelerinin ekonomilerini çeşitlendirmeyi amaçlayan reformlara özel sektör ve kamu sektörü tarafından geniş bir ilgi olduğunu söyledi. Suudi Arabistan'ın G20 dönem başkanlığı sırasında temiz ve sürdürülebilir enerjilere yönelik kararlı tutumuna ise övgüde bulundu.
Cleverly, İngiltere’nin bu yıl G7 dönem başkanlığının, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası yeniden inşa çabalarına odaklanacağını kaydetti.
İşte Şarku’l Avsat’ın İngiltere'nin Ortadoğu'dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly ile yaptığı röportajın önemli noktaları:

-Husilerin, terör örgütleri listesine eklenmesi ve daha sonra çıkarılması
Yeni ABD yönetiminin, insani nedenlerden ötürü Husileri yabancı terör örgütleri listesinden çıkarmasından duydukları memnuniyetin yanı sıra grubun eylemlerine güçlü bir şekilde karşı çıktıklarını dile getiren İngiliz bakan, “Önceki ABD yönetiminin, Husileri terör örgütü olarak ilan etmesinden endişe duymuştuk. Bunun insani yardımların Yemen'e ulaşmasını zorlaştıracağından çok endişeliydik. Endişelerimizi hem Trump hem de Biden yönetimleriyle paylaştık. ABD’nin önceki yönetimiyle olduğu gibi yeni yönetimiyle de ilişkilerimiz çok iyi. İnsani nedenlerden ötürü Husilerin ABD’nin yabancı terör örgütleri listesinden çıkarılmasından mutlu oldum. Ama Aden Havaalanı’nı ve Suudi Arabistan'ı hedef alan saldırılarına tanık olduğumuz Husilerin düşmanca davranışlarına halen şiddetle karşı çıkıyoruz” ifadelerini kullandı.
İngiltere, geçtiğimiz çarşamba günü Fransa ve Almanya ile yaptığı ortak açıklamada, Abha Uluslararası Havalimanı'nı hedef alan saldırıyı şiddetle kınamıştı. Bu tür saldırıların uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendirildiği açıklamada,  Suudi Arabistan topraklarının güvenliği ve bütünlüğüne olan bağlılık bir kez daha teyit edildi.
Husilere şiddetten uzaklaşmaları gerektiği yönünde net bir mesaj verdiklerini söyleyen Bakan Cleverly, “(Husilerin) siyasi sürece dahil olmaları gerekiyor. Sürdürülebilir bir barış çözümü bulmak için (Birlemiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi) Martin Griffiths ve BM ile birlikte çalışmalılar.  Çatışma ve şiddetten uzaklaşmaları gerekiyor. (Yemen’deki) çatışma uzun yıllar sürdü. Hepimiz Yemen'deki insanların çektikleri acılara şahit olduk, oluyoruz. Kimsenin çatışmanın daha da tırmandığını görmek istediğini sanmıyorum.  Dolayısıyla siyasi bir çözüm aramalıyız” ifadelerini kullandı.
Husi saldırılarının geri teptiğini belirten Bakan Cleverly, uluslararası toplumun gerçekleştirdikleri saldırıların ardından Husileri kınadığının altını çizdi.

-Doğrudan iletişim
İngiltere'nin Yemen'de siyasi bir çözüme ulaşılmasına yönelik çabalarıyla ilgili olarak ise Cleverly, “Suudi Arabistan, Yemen hükümeti ve Husiler dahil olmak üzere Yemen ile ilgilenen tüm taraflarla doğrudan iletişim halindeyiz. Doğru yolun, müzakere edilmiş bir siyasi çözüm olduğu konusunda her zaman net bir tutum sergiledik. Ülkedeki çatışmanın askeri bir çözümü yok. Çözüm ancak müzakere yoluyla olabilir. Husileri hedefli müzakerelere katılmaya zorluyoruz” şeklinde konuştu.
Husilerin temsilcileriyle doğrudan görüşmelerde bulunduğunu açıklayan İngiliz Bakan, bu görüşmelerde şiddetten vazgeçmenin, siyasi barış sürecine girmenin, safer petrol tankerine güvenli bir şekilde erişimin sağlanmasının ve Yemen'de tutuklu bulunan İngiliz vatandaşının serbest bırakılmasının öneminin vurgulandığını kaydetti. Husiler ile doğrudan görüşmelerin gizliden değil, açıktan yapıldığını ifade eden Cleverly, “Onlarla açık ve dürüst bir şekilde görüşüyoruz. İngiltere'nin onlardan siyasi sürece girmelerini ve şiddetten vazgeçmelerini beklediğini açıkça belirttik. Çünkü uzun yıllardır devam eden bu çatışmaların askeri bir çözümü yok” değerlendirmesinde bulundu.

-“Tahran’ın önünde bir şans var”
İngiliz Bakan, İran ile dünya güçleri arasında yapılan nükleer anlaşma ile ilgili bir soruya, “İngiltere, Başkan Biden'ın Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP/nükleer anlaşma) güncellenmiş bir versiyonunu yürürlüğe koyma arzusunu ve girişimlerini memnuniyetle karşılar” yanıtını verdi. Ülkesinin İran’ın uranyum zenginleştirmeye yönelik taahhütlerini kendi rızasıyla yeniden yerine getirmeye başlamasına dair ‘net ve kararlı’ bir tutum içerisinde olduğunu vurgulayan Bakan Cleverly, “Tahran’a İran’ın uluslararası arenaya dönmesini istediğimizi açıkça ifade ettik. Tahran’ın önünde şimdi farklı ve daha iyi bir yol seçmek ve bizim gibi Avrupa ülkelerinin yanı sıra ABD ile ilişkilerini yeniden kurmak için gerçek bir fırsat duruyor. Ancak İran, bu olumlu fırsatı yakalayabilmek için anlaşmadaki taahhütlerini yeniden yerine getirmesi gerektiğini gerçekten anlamalı” dedi.
Bakan Clevery bu açıklamaları yaparken Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), Tahran'daki bir nükleer araştırma reaktöründe kullanmak üzere uranyum madeni üretmeye başladığını duyurdu. Bu da İran’ın nükleer anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerinin yeni bir ihlalidir.

-Keyfi tutuklama
İran'da tutuklu bulunan İran asıllı İngiliz vatandaşı Nazenin Zaghari-Ratcliffe’nin ailesi, 5 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra bir süre Tahran'daki Evin Hapishanesi’nde kalan ve daha sonra ev hapsine alınan Zaghari-Ratcliffe’nin tutukluluk süresinin 7 Mart’ta sona ermesini bekliyor. Ancak, İranlı yetkililerin daha önce yaptıkları açıklamalarda, ‘rejimi devirmeye çalışmakla’ suçlanan İran asıllı İngiliz vatandaşı aleyhinde yeni suçlamalarda bulunabileceklerini ve tutukluluk süresinin uzayabileceğini ima etmeleri, Zaghari-Ratcliffe’nin tutukluluğunun belirtilen tarihte sona ermeyeceğine dair endişelere neden oldu.
İngiliz Bakan Cleverly konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Nazenin Zaghari-Ratcliffe ve diğer İran asıllı İngiliz vatandaşlarının tutuklanması tamamen keyfi bir uygulamadır. Tutuklanmaları için herhangi bir gerekçe olmadığı konusunda hemfikir olmadığımızı İran'a açıkça ifade ettik. Bu, keyfi bir tutuklamadır. İran şimdi hepsini serbest bırakmalıdır. (Tutuklanmalarıyla ilgili) meşru bir açıklama yok. İran'ın doğru şeyi yapması gerektiğini anladığını ve İngiliz vatandaşlarını serbest bırakacağını umuyorum.”
Ülkesinin bu konuda durmaksızın çalıştığını vurgulayan Bakan Cleverly, bu konuda İngiltere Dışişleri Bakanı ile düzenli olarak görüştüğünü belirterek, “İranlı meslektaşlarımızla her görüşmemizde bu konuyu gündeme getiriyoruz. Bu tutuklamaların, hukuka aykırı ve keyfi olduğunu anlamaları gerekiyor” diye konuştu.

-Körfez ülkeleri ile ortaklar
İngiltere, özellikle Brexit (İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkışı) sonrası Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleriyle ekonomik, ticari ve yatırım ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor. İngiliz Bakan, ülkesi ve KİK ülkeleri arasındaki ticaret hacmini artırmanın yollarından biri olan ticaret ve yatırım ilişkilerinin ortak bir şekilde gözden geçirilmeye başlandığını açıkladı. Bakan Clevery, “Körfez ülkeleriyle her zaman çok iyi ilişkilerimiz oldu. Son KİK Zirvesi’nde yapılan açıklamalardan ve KİK üyelerinin yaptıkları yakın çalışmalardan çok memnunuz” ifadelerini kullandı. Clevery, ülkesinin hâlihazırda güçlü olan ticaret ilişkilerini daha da güçlendirmeye ve bu ortaklığı, geleneksel ekonomik işbirliği alanlarının yanı sıra Körfez'deki eğitim ve sağlık hizmetleri, yeşil enerji ve geleneksel ekonomik iş birliği alanlarını da kapsayacak şekilde genişletmeye istekli olduğunu da sözlerine ekledi.
Körfez ülkeleriyle uzun yıllardır sahip oldukları güçlü ilişkilerin kendilerine iyi hizmet ettiğini söyleyen İngiliz Bakan, ancak şimdi İngiltere AB’den ayrıldığı için daha güçlü ve sürdürülebilir ilişkiler kurmayı, hem İngiltere hem de Körfez ülkelerine daha uzun yıllar hizmet edecek iş fırsatları aramayı sabırsızlıkla beklediklerini ifade etti.

-Suudi Arabistan ve sürdürülebilir enerji
Suudi Arabistan'ın geçtiğimiz aylarda başlattığı mega projelere İngiliz özel sektörünün gösterdiği ilgiyle ilgili bir soruyu ise Bakan Cleverly şöyle yanıtladı:
“Özel sektör şirketleri Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleriyle ilişkilerine büyük bir istekle yaklaşıyor ve öncülük ediyor. Bu devam edecek. Bu da memnun edecek bir yaklaşımdır. Ancak aynı zamanda, hükümet düzeyinde, gelecekte daha yakından ortak çalışmaların yapılmasını teşvik etmek istiyoruz. Körfez'de, ekonomiyi çeşitlendirmeyi amaçlayan reformların yanı sıra hidrokarbon, petrol ve gazdan yeşil enerjiye kademeli olarak geçiş çerçevesinde bazı heyecan verici projeler var.”
Riyad’ın sürdürülebilir enerjilere olan bağlılığını akıllıca olduğunu söyleyerek bundan duyduğu memnuniyeti de dile getiren Bakan Cleverly, “Suudi Arabistan’ın G20 dönem başkanlığını yeşil enerji üretimine olan bağlılığıyla taçlandırılan kapanış açıklamasını görünce çok mutlu olduk. Körfez ülkelerini çok olumlu bir geleceğin beklediğini düşünüyorum. İngiltere - ve şirketleri - bu geleceğin bir parçası olmaya, ekonomimizdeki ve Körfez ülkelerinin ekonomilerindeki kalkınma ve devrime katkıda bulunmaya son derece istekli” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan, G20 dönem başkanlığı süresince daha temiz ve daha uzun süreli sürdürülebilir enerji sistemleri oluşturmak için emisyonların kontrol edilmesini amaçlayan düşük karbonlu bir döngüsel ekonomi yaklaşımı benimsedi.

-İngiltere’nin Kovid-19 aşısıyla ilgili yaklaşımı
İngiltere ve Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerin önemine dikkati çeken Cleverly, Körfez ülkelerinin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ilk haftalarında, İngiliz vatandaşlarının ülkelerine geri dönüşlerinde yardımcı olma ve sağlıklarını korumak için gerekli malzemeleri sağlama konusunda İngiltere'yle iyi birer müttefik ve dost ülke olarak sürdürdükleri çalışmaları dile getirdi. Cleverly, bunun için aralarındaki güçlü ilişkiye minnettar olduklarını vurguladı.
İngiliz Bakan sözlerini şöyle sürdürdü:
“İngiltere bugün, aşılama alanında başarılı olduktan sonra, aşı teknolojimizi ve genom araştırmalarımızla elde ettiğimiz bilimsel sonuçları dünya ile paylaşmaya kararlıdır. Gelişmekte olan ülkelere aşı satın almak için 8,8 milyar dolar toplanan Küresel Aşı Zirvesi'nin başarısından büyük gurur duyuyoruz. Aşıların dünyanın her yerine ulaşmasını sağlamak için Körfez'deki dostlarımız ve müttefiklerimizle yakından çalışmaya devam edeceğiz. Böylece normal hayata dönebilir ve ekonomilerimizi canlandırabiliriz.”
İngiltere'nin herkesin güvenliği sağlanana kadar kimsenin güvende olmadığına inandığını söyleyen Bakan Cleverly, “Kovid-19 karşı mücadelemiz küresel bir savaştır” dedi.

-G7 dönem başkanlığı
Ülkesinin bu yıl üstleneceği G7 dönem başkanlığının pandemi sonrası toparlanma ve ‘yeniden inşa’  konularına odaklanacağını açıklayan İngiliz Bakan, “Kovid-19 salgını, tüm dünyayı kendisine uyum sağlamaya ve değiştirmeye zorladı. İngiltere, tüm ülkeler arasında bir istisna değil, ancak pandemi sonrası daha iyi bir inşa sürecine girmeye kararlıyız. Bunu yapmak için, pandemi sonrası dönemi düşünürken, salgını ve etkilerini de ele almalıyız” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Cleverly konuyla ilgili şunları söyledi:
“Bu nedenle G7 dönem başkanlığımızı küresel ekonomilerin iyileşmesine yardımcı olmaya ve pandemi sırasında ihtiyaç duyduğumuz kamu hizmetlerini güçlendirmeye adamaya karar verdik.  Uzun vadeli hedefimiz ise gezegeni kurtarmakla ilgili. Bu da İngiltere’nin Kasım ayında Glasgow'da düzenleyeceği COP26 zirvesini daha da önemli yapıyor. İngiltere, evlerde bir enerji üretimi kaynağı olarak kömür kullanımından uzaklaşmış olmaktan gurur duyuyor. Ayrıca 2020 yılında yenilenebilir enerji üretiminde en yüksek yüzdeye ulaştık. Geleneksel olarak petrol ve gaz üreten ülkeler olan Körfez ülkeleri de dahil olmak üzere uluslararası ortaklarımızla yaptığımız görüşmeler, uluslararası toplumda daha yeşil bir dünya ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçme konusunda bir istek olduğunu gösterdi.”

-Londra'nın yumuşak gücü
Pandeminin İngiltere ekonomisi üzerinde etkisi büyüktü. Bu durum, dış yardımlara ayrılan payı gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 0,7'sinden yüzde 0,5'ine düşürmesine neden oldu.
Kovid-19 salgının ekonomik etkilerinin kendilerini insani yardımlara ayrılan bütçede geçici bir azaltma yapmak gibi bir takım zor kararlar almaya ittiğini ifade eden Cleverly, ancak hem Başbakan’ın hem de Hazine Bakanı’nın bunun geçici bir değişiklik olduğunu açıkça belirttiklerini hatırlatarak, “Ekonomik koşullar izin verir vermez, (GSYİH'nın) yüzde 0,7 oranındaki taahhüdümüze geri dönmeyi düşüneceğiz” şeklinde konuştu.
Ülkesinin diğer yumuşak güç mekanizmalarını ve diplomatik çabalarını kullanma konusundaki kararlılığına değinen Bakan Celeverly, “Böylece İngiltere'nin tüm dünyadaki nüfuzu, sadece sterlinle değil, aynı zamanda yaptığımız siyasi ve diplomatik çabalarla da ölçülebilecek. Örneğin, Küresel Aşı Zirvesi'ni düzenlerken buna başvurduk. Bu, tüm dünya için olduğu gibi İngiltere için de zor bir yıldı. Ancak, dünyada iyilik için bir güç ve gerçek bir küresel aktör olarak konumumuzu korumaya kararlıyız. Toplanan yardım parasını olabildiğince etkin bir şekilde harcamak için dostlarımız ve ortaklarımızla çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.



Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
TT

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

İsrail ve Hamas arasında iki yıldan uzun süredir devam eden kanlı savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere destek olmak için dün Paris'te binlerce kişi gösteri düzenledi.

Organizatörlerin yaklaşık 50 bin, Paris polisinin ise yaklaşık 8 bin 400 kişi olduğunu tahmin ettiği kalabalık, "Gazze, Gazze, Paris seninle" ve "Paris'ten Gazze'ye direniş!" gibi sloganlar atarak yürüdü. Filistin bayrakları ve "Filistin, sessiz kalmayacağız" ve "Soykırımı durdurun" yazılı pankartlar taşıdılar.

Yürüyüşe, başta Boyun Eğmeyen Fransa Partisi lideri Jean-Luc Mélenchon olmak üzere birçok sol görüşlü siyasi isim katıldı.

Fransa-Filistin Dayanışma Derneği Başkanı Anne Tuyon, ateşkesin 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden yedi hafta sonra AFP'ye yaptığı açıklamada, "Henüz hiçbir şeyin yolunda olmadığını unutmamalıyız" dedi. Dernek, gösteriye çağrıda bulunan 80 STK, siyasi parti ve sendikadan biri.

frgt
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

"Ateşkes sadece bir sis perdesi... İsrail bunu her gün ihlal ediyor, Gazze'ye insani yardımların girmesini engellemeye devam ediyor ve Gazze'deki altyapıyı ve evleri yıkmaya devam ediyor. Kalıcı bir ateşkes ve soykırımın sona ermesini talep ediyoruz."

ABD'nin arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasının şartları uyarınca, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nden "sarı hat"ın gerisine çekildi ve bu hat, İsrail'e bölgenin yüzde 50'sinden fazlasının kontrolünü hâlâ sağlıyor.

Ancak, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasının ardından patlak veren savaşta ateşkes son derece kırılgan olmaya devam ediyor.

Anne Tuyon, "İsrail'in uluslararası hukuka uymasını sağlamanın tek yolu yaptırımlar uygulanmasıdır" diyerek, işgal altındaki Batı Şeria'da yerleşimci şiddetinin "eşi benzeri görülmemiş boyutlara" ulaştığı "yerleşim faaliyetlerindeki şaşırtıcı hızlanma"yı kınadı.

Tam adını vermek istemeyen 72 yaşındaki Saliha, Gazze'deki "soykırıma" karşı düzenlenen bir yürüyüşe katılmak için geldiğini söyledi.

"Tüm insanlık çaresizce izliyor. Bu tam bir dokunulmazlık," diyerek, "İnsanların bunu görüp de hiçbir şey yapamaması son derece şok edici. Yapabileceğimiz tek şey seferber olmak" ifadelerini kullandı.

İsminin açıklanmasını istemeyen 42 yaşındaki Bertrand ise perşembe günü işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin'de İsrail polisi ve ordusunun ortak operasyonunda öldürülen iki adamın videolarının da kanıtladığı gibi, "katliam ve soykırımın devam ettiğini" söyledi. Birleşmiş Milletler, "bir başka yargısız infaz gibi görünen" olayın soruşturulması çağrısında bulundu.

Protestocular, ekonomik ve mali yaptırımların olmaması nedeniyle, "Sokaklarda ve seçilmiş yetkililer aracılığıyla baskı yapmaya devam etmeliyiz" diye düşünüyor.


İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
TT

İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalya'nın Riyad Büyükelçisi Carlo Baldocci, ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini derinleştirmeye hazır olduğunu ve bu hayati alanda yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedefleriyle tam uyum içinde olduğunu söyledi.

Büyükelçi Baldocci, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, şu an çeşitli İtalyan şirketlerin Suudi ortaklarıyla deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve gelişmiş gözetleme teknolojileri dahil olmak üzere çok çeşitli sistemler üzerinde iş birliği yaptığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin geçtiğimiz yıl el-Ula'da gerçekleştirdiği görüşme ve stratejik ortaklık anlaşmasının imzalanmasının enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma sektörlerinde iş birliğinin hızla genişlemesine yol açtığını açıkça ifade etti.

Büyükelçinin açıklamaları, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun salı günü başkent Riyad'da 500'den fazla İtalyan şirketin katılımıyla iki ülke arasında sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklar kurmak amacıyla başlamasına eşlik etti.

El-Ula toplantısının meyveleri

İtalya’nın Riyad Büyükelçisi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin katılımıyla el-Ula'da imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasının rekor sürede somut ilerlemeler sağladığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma alanlarında iş birliğinin hızla genişlediğini gördük. 10 milyar avronun üzerinde değere sahip anlaşmaların imzalanması, bu yeni aşamanın derinliğini ve ciddiyetini yansıtıyor. Daha da önemlisi, kurumlarımız arasındaki diyalog daha düzenli, yapılandırılmış ve ileriye dönük hale gelerek, uzun vadeli planlamaya imkan veren bir güven ortamı yarattı.”

cvf
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, İtalya Başbakanı'nı geçtiğimiz yıl el-Ula'da ağırladı (SPA)

Savunma iş birliğinin derinleştirilmesi

Ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini, yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedeflerine tam olarak uygun şekilde artırmaya hazır olduğunu vurgulayan İtalya Büyükelçisi Baldocci, İtalyan şirketlerinin, İtalya'nın uluslararası alanda tanınan uzmanlığa sahip olduğu çok çeşitli sistemlerde Suudi Arabistan’dan muadilleriyle ortaklık kurduğunu belirtti. Söz konusu sistemler arasında deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve ileri gözetleme teknolojileri yer alıyor.

Bu bağlamda, iki ülkenin savunma bakanlıklarının iş birliğiyle Riyad'da düzenlenen İtalyan Sanayi Günleri, İtalyan yeteneklerini sergilemek ve pratik iş birliği biçimlerini tartışmak için önemli bir platform sağlayan Büyükelçi Baldocci, “Bu etkinlik, İtalyan şirketlerinin Krallık'taki kurumlar ve endüstri ile doğrudan iletişim kurmasına ve yerelleştirme, ortak eğitim ve endüstriyel gelişme gibi alanlarda fırsatları keşfetmesine olanak tanıdı. Temeller sağlam ve her iki taraf da bu iş birliğini zaman içinde güçlendirmeye kararlı” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu

İki ülke arasındaki ortaklığın güçlendirilmesinde bir sonraki adımın bu iş birliğinin sürekliliğini sağlamak olduğunu vurgulayan Büyükelçi Baldocci, her iki tarafın da şu anda bakanlıklar, kurumlar ve özel sektör arasındaki koordinasyonu güçlendirmek için çalıştığını ve böylece büyük projelerin net yol haritaları ve ortak öncelikler doğrultusunda ilerlemesini sağlamak için çaba gösterdiğini belirtti.

sdfgt
Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu, İtalya’dan 500'den fazla şirketin katılımıyla önümüzdeki salı günü başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalyan Büyükelçiye göre, Riyad'da 25 ve 26 Kasım tarihlerinde 500'den fazla İtalyan şirketini bir araya getirecek olan Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu, stratejik ortaklık hedefini sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklara, ortak yatırımlara ve daha derin kurumsal diyaloga dönüştürmeye yardımcı olacak önemli bir dönüm noktası olacak. Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun özel oturumlar ve doğrudan iş toplantıları aracılığıyla bu sektörlerin çoğuna odaklanarak somut ortaklıkları keşfetmek için benzeri görülmemiş bir platform sağlayacağını belirtti.

Vizyon 2030 fırsatları

Suudi Arabistan Vizyon 2030 projesinin İtalya’nın endüstriyel güçleriyle son derece uyumlu bir yatırım ortamı yarattığını belirten Büyükelçi Baldocci, altyapı ve mobilitenin en cazip sektörler arasında yer almaya devam ettiğini, İtalyan şirketlerinin şu anda büyük ölçekli kentsel gelişim projelerine, sürdürülebilir ulaşım çözümlerine ve inşaat işlerine katkıda bulunduğunu ve Vizyon ile bağlantılı stratejik projelerde ek fırsatların ortaya çıkacağını ifade etti.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji sektöründe, İtalyan grupların yenilenebilir enerji, hidrojen, şebeke modernizasyonu ve enerji verimliliği teknolojileri alanlarında faaliyet göstermesi ile iş birliği hızla genişliyor. Bu alanlar, Suudi Arabistan’ın temiz enerji gündemini hızlandırması açısından öncelikli. Suudi Arabistan’ın yeşil hidrojen konusunda küresel bir merkez olma hedefi, özellikle Avrupa pazarlarına tedarik sağlamak açısından ortak yatırımlar için en umut verici alanlardan birini oluşturuyor.”

xscdfrg
Suudi Arabistan ve İtalya hükümetleri arasında Stratejik Ortaklık Konseyi'nin kurulmasına ilişkin imza töreninden bir kare (SPA)

Suudi Arabistan’ın yapay zeka, siber güvenlik, yarı iletkenler, veri merkezleri ve akıllı şehir uygulamalarına yoğun yatırım yaptığı ileri teknolojilerden de bahseden İtalyan Büyükelçi, ülkesinin endüstriyel otomasyon, özel yazılım, ileri üretim ve dijital çözümler alanlarında bu öncelikleri tamamlayan rekabetçi yeteneklere sahip olduğunu belirtti.

İki ülke arasındaki ticaret hacminin büyümesi

İki ülke arasındaki ticarette görülen güçlü artışın, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı kapsamında geçirdiği dönüşüm ile İtalya’nın sanayisinin kapasiteleri arasındaki yapısal uyumu yansıttığını ifade eden Büyükelçi Baldocci, “İtalya'nın ihracatı, altyapı, enerji dönüşümü ve ileri teknolojiler alanındaki büyük yatırım döngüsünün etkisiyle, makine, ilaç, elektrikli ekipman ve özel endüstriyel bileşenler gibi neredeyse tüm başlıca kalemlerde büyüme kaydetti” dedi.

İtalyan Büyükelçi, ikinci faktörün İtalya'nın Ulusal İhracat Planı’nda Suudi Arabistan’ın öncelikli ülkeler arasında yer alması ve bu sayede İtalyan şirketlerinin Suudi pazarına daha verimli bir şekilde girmesine yardımcı olan tanıtım programları, kurumsal destek araçları ve ticari düzenlemeler başlatması olduğunu söyledi. Büyükelçi Baldocci, İtalyan ihracatının yüzde 28 gibi dikkat çekici bir artışla 6,2 milyar euroya ulaştığını hatırlattı.

Üçüncü faktörün ise iki ülke arasındaki iş ortamının iyileşmesi olduğunu ifade eden Büyükelçi Baldocci, “Kurumsal misyonların yoğunluğu, yatırımı kolaylaştırmak için yeni kanalların etkinleştirilmesi ve ekonomik kurumlar arasındaki yakın diyalog, engellerin azaltılmasına ve ticaret alışverişinin hızlanmasına katkıda bulundu” diye ekledi.


Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.