Japon bilim insanları kelliğe çare buldu

(AFP)
(AFP)
TT

Japon bilim insanları kelliğe çare buldu

(AFP)
(AFP)

Dünya genelinde birçok insanın mustarip olduğu kellik, bireylerin fiziksel sağlığını etkilemiyor ama duygusal açıdan yıpratıcı olabiliyor. Uzmanlar kelliği çeşitli yöntemlerle telafi etmeye çalışsa da süreci tersine çevirecek gerçek bir tedavi mevcut değil. Ancak şimdi Japonya'daki bir araştırma ekibi, dökülen saçların eski haline gelmesini sağlayacak bir çözüm bulduklarını söylüyor.
Saç dökülmesinin normal olduğu durumlarda saç köklerinden, dökülen saçların yerine yenileri çıkıyor. Bu doğal, döngüsel süreci kellerde de işletmek isteyen RIKEN Biyosistem Dinamikleri Araştırma Merkezi'nden bilim insanları, dökülen saçları yeniden uzatabilecek saç kökleri oluşturmak için kök hücreleri kullandı.
Projenin lideri Takashi Tsuji, "Saç köklerinin, kök hücreler sayesinde döngüsel olarak yenilenmesi için bir yöntem oluşturduk" dedi ve ekledi:
"Bu yöntem, yakın gelecekte saç köklerini yenileme tedavisi fikrini gerçeğe dönüştürmemizi sağlayacak."
Saygın bilim yayını Nature'da yayımlanan çalışmada araştırmacılar, farelerden aldıkları kürk ve bıyık hücrelerini laboratuvar ortamında başka biyolojik bileşenlerle birleştirdi.
Çalışmada 220 farklı kombinasyonu deneyen araştırmacılar, bir kolajen türünü “NFFSE medyası” ismi verilen 5 faktörle birleştirmenin en iyi sonucu verdiğini keşfetti.
Medya, hücrenin büyümesi için gerekli besinleri, büyüme faktörlerini ve tutunmaları için hücreler-arası proteinleri içeren sıvıya deniyor. İşte araştırmacılar, bu NFFSE medyasıyla oluşturulan formülün, en kısa sürede en yüksek kök hücre çoğalma oranını verdiğini tespit etti.
Yenilenen saçı üç hafta boyunca gözlemleyen bilim insanları, NFFSE medyasının, saç köklerinin normal saç üretimi döngüsünün en az üçünde hayatta kalmasını sağladığını saptadı. 
Bu yeni medyada yetiştirilen kök hücrelerden türetilen saç köklerinin çoğu (yaklaşık yüzde 81'i) üç veya daha fazla saç döngüsünden sağ çıkmayı başardı. Bunun epey verimli bir formül olduğu ifade edildi. Zira denenen bir diğer medyada, saç köklerinin yüzde 79'unun yalnızca bir saç döngüsüne yetebildiği görülmüştü.
Öte yandan bu kellik tedavisinin insanların kullanımına sunulmasından, yani piyasaya çıkmasından önce klinik denemelerden geçmesi gerekiyor.
Şimdiye kadar RIKEN araştırmacıları, kök hücre tedavisini klinik öncesi laboratuvar testlerinde kanıtlamış oldu.
Tsuji, enstitünün yeni saç büyüme teknolojisi için klinik testler yapmak istediğini ve bu nedenle başka kurumlarla işbirliği kurmaya çalıştığını ifade etti.
"RIKEN, öncelikle temel araştırma yapan bir kurumdur. Klinik denemeler genellikle dışarıdan ortaklar gerektirir. Bu nedenle klinik uygulamaların geliştirilmesine yardımcı olacak ve Ar-Ge masraflarını karşılayacak bir şirket arıyoruz."
 
Independent Türkçe, BGR, RIKEN



Bebeğin cinsiyetini belirleyen faktörler tespit edildi

Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)
Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)
TT

Bebeğin cinsiyetini belirleyen faktörler tespit edildi

Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)
Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)

Rachel Dobkin 

Cinsiyet açıklama partileri, yeni çocuklarının kız mı erkek mi olacağını merakla bekleyen aileler arasında giderek daha popüler hale geliyor. Ancak popüler inanışlara karşı çıkan yeni bir araştırmaya göre, bebeklerin cinsiyeti yazı tura sonucu gibi şansla belirlenmiyor.

Hakemli dergi Science Advances'ta cuma günü yayımlanan bir çalışma, ailelerin erkek ya da kız çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğınu ve bazı faktörlerin bu ihtimali etkilediğini tespit etti.

1956-2015'te iki ya da daha fazla sefer birer bebek doğuran en az 58 bin kadını analiz eden araştırmacılar, aynı cinsiyetten en az üç çocuk yapan annelerin, sonraki bebeklerinin yine aynı cinsiyetten olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu saptadı.

Kız ya da erkek çocuk sahibi olma ihtimali bu kişilerde yüzde 50-50 değil: Üç kız çocuk sahibi ailelerin başka bir kız çocuğu olma ihtimali yüzde 58, üç erkek çocuğu olan ailelerin bir erkek çocuk daha dünyaya getirme ihtimaliyse yüzde 61.

Peki neden böyle oluyor?

Araştırmacılar, annenin doğum yaptığı yaşa ve genetiğe işaret ediyor.

Çocuk doğurmaya 28 yaşından sonra başlayan kadınların aynı cinsiyetten çocuk sahibi olma ihtimali biraz daha yüksek çıktı. Çalışmada sadece erkek ya da sadece kız çocuk doğurmakla ilişkili iki gen de tespit edildi.

Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'nda beslenme ve epidemiyoloji alanında öğretim üyesi olan Jorge Chavarro, kıdemli yazarı olduğu çalışma hakında Washington Post'a "Bu genlerin neden doğumda cinsiyetle ilişkili olduğunu bilmiyoruz ancak öyleler ve bu da yeni sorular doğuruyor" dedi.

Çalışmanın, babalarla ilgili veri bulunmaması gibi bazı sınırlılıkları var.

Ayrıca çalışmada yer almayan bir uzman, araştırmanın genetik analizi hakkında uyarılarda bulunuyor.

Pennsylvania Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi'nde genetik alanında öğretim üyesi olan Iain Mathieson, Washington Post'a yaptığı açıklamada analizin nispeten küçük bir örnekleme dayandığını ve diğer faktörlerden etkilenebileceğini söyledi.

Çalışmadaki araştırmacılar sözkonusu faktörlerin, bazı ailelerin aynı cinsiyetten çocuk sahibi olma olasılığının neden daha yüksek olduğunu ne ölçüde açıkladığını incelemek üzere daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu sonucuna vardı.

Yazarlar şu ifadeleri kullanıyor: 

O zamana kadar, aynı cinsiyetten iki ya da üç çocuğu olan ve farklı cinsiyetlerden çocuk sahibi olmak isteyen aileler, bir sonraki çocuklarını yaparken muhtemelen iki yüzü aynı bir madeni parayla yazı tura attıklarının farkında olmalı.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news