Mısır, Trablus'taki büyükelçiliğini yeniden açacak

Serrac’ın akıbeti ve geri dönüş tarihi hususunda belirsizlik

UMH’ye bağlı Dışişleri Bakanı Muhammed Seyyale’nin, Trablus’u ziyaret eden Mısır heyetiyle görüştü.
UMH’ye bağlı Dışişleri Bakanı Muhammed Seyyale’nin, Trablus’u ziyaret eden Mısır heyetiyle görüştü.
TT

Mısır, Trablus'taki büyükelçiliğini yeniden açacak

UMH’ye bağlı Dışişleri Bakanı Muhammed Seyyale’nin, Trablus’u ziyaret eden Mısır heyetiyle görüştü.
UMH’ye bağlı Dışişleri Bakanı Muhammed Seyyale’nin, Trablus’u ziyaret eden Mısır heyetiyle görüştü.

Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanı Fayiz es-Serrac’ın akıbeti konusunda belirsizlik sürerken, 15 Şubat’ta Mısır’ın, Libya’nın başkenti Trablus’taki büyükelçiliğini yaklaşık 7 yıl süren bir kapanışın ardından kısmen yeniden açmak üzere olduğu ortaya çıktı.
Mısır’ın Libya’nın batı bölgesine yönelik artan açılımı bağlamında Mısır’dan bir güvenlik ve diplomatik heyet, Mısır büyükelçiliğinin yeniden açılmasına hazırlık olarak 15 Şubat’ta birkaç günlük bir ziyaret için Trablus’a geldi. Ziyaret, iki aydan kısa bir süre içerisinde ikinci ziyaret oldu.
Mısır’daki resmi ‘Şarku’l Avsat’ haber ajansına göre bilgi sahibi bir Mısırlı kaynak, heyetin Trablus’a gelişinin ‘Mısır’ın Libya’daki diplomatik varlığının gelecek dönemde yeniden başlaması için teknik hazırlıklar çerçevesinde olduğunu’ belirtti. Kaynak, “Ziyaret, bu varlığa hazırlık sürecinde özel lojistik prosedürler ve düzenlemeler ve Trablus’taki Mısır büyükelçiliği ve Bingazi’deki Mısır konsolosluğunun faaliyete yeniden başlama zamanlamasına ilişkin çalışmalar ile ilgilidir” dedi.
UMH’ye Bağlı Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Muhammed el-Kablavi, diplomatlardan ve güvenlik personellerinden oluşan heyetin ‘konsolosluk işleri için çalışmalara başlayacağını’ açıkladı. Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin Ofis Müdürü Büyükelçi Muhammed Servet’in başkanlığındaki Mısır Dışişleri Heyeti Trablus’ta bir araya geldiği UMH’ye bağlı Dışişleri Bakanı Muhammed Seyyale, yaptığı açıklamada “Toplantıda, Mısır büyükelçiliğinin yeniden açılması için düzenlemeler ve iki kardeş ülke arasındaki ilişkileri harekete geçirmeye yönelik çeşitli konular ele alındı” dedi.
Heyet üyeleri de ziyaretin ‘Mısır büyükelçiliğinin yeniden açılması için pratik adımların başlatılmasıyla’ ilgili olduğunu söylerken, özellikle de her iki ülkedeki vatandaşlara konsolosluk hizmetleri sağlanması alanında iki kardeş ülke arasındaki mevcut ilişkilerin güçlendirilmesine katkıda bulunacağını vurguladı. Seyyale, büyükelçiliğin yeniden açılması için Mısır heyetine gerekli tüm kolaylıkları sağlama konusundaki kararlılığını dile getirdi. Libyalı yetkili ayrıca, Libya tarafındaki uzmanlara verdiği talimatların, faaliyete başlamak için tüm ihtiyaçlar hususunda kardeşleriyle tam iş birliği yapmaya odaklandığını belirtti.
Mısır heyeti ayrıca, yeni yürütme otoritesinin seçilmesinden dolayı tebriklerini dile getirdi. Kahire’nin, Libya’nın güvenliği ve istikrarına desteğini belirten heyet, yeni hükümete de 24 Aralık’ta yapılması planlanan seçimlerin düzenlendiği tarihe kadar, bu aşamanın gereklerini yerine getirmede başarılar diledi.
Mısır’ın Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Sameh Şukri ise, geçen hafta Kahire’deki son toplantıları sırasında Seyyale’ye, ‘iki ülke arasındaki ikili iş birliği mekanizmalarını harekete geçirmek ve ilişkileri ilerletmeye katkıda bulunmak’ için Trablus’taki Kahire büyükelçiliğinin yakın bir zamanda açılacağı hakkında bilgi vermişti.
Öte yandan Serrac’ın, yurt dışında belirtmediği bir bölgeye ziyareti öncesinde yetkilerini sürpriz bir şekilde yardımcısı Ahmed Muaytik’e devretmesi hususunda belirsizlik 15 Şubat’ta da devam etti.
2015 yılında sonunda göreve başladığından bu yana Serrac, ilk kez böyle bir karar aldı. Muaytik, bu karar hakkında yorum yapmadı. UMH de kararı görmezden gelirken, Serrac’ın bulunduğu bölgeyi açıklamayı da reddetti. Serrac’a yakın taraflar, kendisinin İtalya’da bir hastanede ameliyat olduğunu belirtirken, yönetimi Başkanlık Konseyi’nin yeni başkanı Muhammed el-Menfi’ye devretme vaktinin yaklaşmasıyla birlikte tekrar geri dönecek mi ya da yurtdışında mı kalacağına ilişkin sorular cevapsız kaldı.
Serrac, beklenenlerin aksine Menfi ya da hükümeti kurmakla görevli yetkili Abdulhamid Dibeybe ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmezken, son Cenevre görüşmelerinde iki yetkilinin seçilmesinden dolayı memnuniyetini dile getirdiği bir açıklama yapmakla yetindi.  



İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
TT

İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan-ı Müslimin), ‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemleri’ konulu bir belgesel çekerek bir kez daha varlık sahnesine çıkmaya çalışıyor. 14 Ağustos 2013'te İhvan’ın gerçekleştirdiği oturma eyleminin dağılmasının 10. yıldönümüne denk geliyor. Belgeselin arka planındaki amaç, oturma eylemleri vasıtasıyla ‘İhvan anlatısını’ tanıtmak.

Basında çıkan haberlere göre şu anda İngiltere'nin başkenti Londra’daki gösterimi yapılan yeni belgesel filmin yapımcılığını, İhvan'a bağlı olduğu düşünülen bir şirket yaptı. Filmin pazarlaması da İhvan tarafından finanse edilen başka şirketler tarafından yapılıyor.

Filmin yapımcı şirketi, iki gün önce Londra'da İngiliz siyasetçilerin ve gazetecilerin katılımıyla bir sempozyum düzenledi. Sempozyum, İhvan’ın sahibi olduğu ‘Mekameleen’ ve ‘el-Hivar’ da dahil olmak üzere Müslüman Kardeşler kanallarında yayıncılık yapan Usame Gaviş tarafından yönetildi. Usame aynı zamanda filmin yapımcılığını üstlenen medya şirketinin editoryal platformunu da yönetiyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlara göre İhvan’ın, “Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin” 10. yıldönümünde bir hareket yaratma çabası, örgütün sürdürmeye çalıştığı ‘mazlumiyet’ propagandasınuı yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Söz konusu olayları yaşamamış genç nesiller üzerinde tesirli yeni vasıtaların kullanılmasının yanı sıra örgütün siyasi amaçlarına hizmet eden çalışmalar sunarak fon kaynaklarını korumak da bu çabalar dahilinde.

‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olayları, eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevden alınmasının hemen ardından Mursi yönetiminin lehine yapılan kitlesel halk gösterileri ve sonrasında yaşanan süreci anlatıyor.

Mısır Silahlı Kuvvetleri’nin taraf olduğu halk protestoları esnasında, örgüt liderlerinin talimatıyla İhvan eylemcileri, Mursi'nin tekrar iktidara gelmesi için baskı yapmak üzere Nasr şehrindeki Rabia meydanlarında, Nahda Hareketi’ne tabi olanlar da Kahire Üniversitesi yakınında bulunan Gize Valiliği önünde toplandı.

Mısır'daki Ulusal İnsan Hakları Konseyi'nin raporu da dahil olmak üzere birçok Mısır ve Arap insan hakları raporuna göre, oturma eylemine katılan protestocuların dağılmasını önlemek için bazı unsurlar tarafından silah kullanıldı. Karşılıklı ateş sonucu, hem oturma eylemine katılanlardan hem de oturma eylemini dağıtan Mısır güvenlik güçlerinden onlarca kişi öldü ve yaralandı.

2020 yılının Kasım ayında Mısır mahkemesi, Müslüman Kardeşler’in tutuklanan 59 üye ve liderini ‘bir toplanma ve oturma eylemi düzenlemeye katılmaktan’ suçlu bulduktan sonra 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. 7 sanığa da 5 yıl hapis cezası verildi. Haziran 2021'de Mısır Yargıtay Mahkemesi, nihai bir kararla, ‘Müslüman Kardeşler’in 12 üyesi ve liderinin idam edilmesi kararını’ onadı.

Müslüman Kardeşler örgütünün eski liderlerinden Mısırlı siyasi analist Muhtar Nuh, örgütün ‘Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin’ onuncu yıldönümünde bir belgesel film çekmesini “bir tür iflas” olarak değerlendirdi. Nuh, “örgütün şu anda mağduriyet propagandasını pekiştiren ve ona sadık olanlara halen hayatta olduğuna dair mesajlar gönderen şeylerden başka hiçbir şey sunmadığına” dikkat çekti.

Nuh, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamasında “örgütün Batı fonunu çekmek için tarihi bir yeteneğe sahip olduğunu” söyledi. Geçtiğimiz yıllarda Müslüman Kardeşler üyelerinin ‘Arap siyasi rejimlerine şantaj aracı’ olarak kullanılan insan hakları kurumlarında aktif olduklarını beyan eden Nuh, örgütün pek çok unsurunun artık finansman çeken işler ve içerikler üretmede aktif olan, aynı zamanda kardeşlik anlatısı ve olayları gibi örgütün hedeflerine hizmet eden medya ve prodüksiyon platformları kurma eğiliminde olduklarını açıkladı.

Mısır'daki radikal örgütler uzmanı, araştırmacı ve Müslüman Kardeşler örgütünün Arap ve uluslararası kamuoyunu etkilemek için kullandığı modern araçları ele alan ‘Kılavuzun Şifresi’ kitabının yazarı Mahmud Basyoni, kardeşlik anlatısındaki merkezi olaylarla ilgili belgesellerin yapımının ‘yeni bir şey olmadığını’ düşünüyor. Basyoni, Müslüman Kardeşler’in sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği ‘mazlumiyet’ fikrinin inşasında Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olaylarının merkezi önemini vurguladı.

Basyoni, Şarku'l Avsat'a, şu anda örgütte “aşırı derecede tehlikeli” olarak tanımladığı, teknolojiyi ve yeni etkileşim araçlarını kullanmada yetenekli olan gençlerin hâkim olduğu bir eğilimin varlığından bahsetti. Basyoni, “Örneğin bu gençler, sosyal medya platformlarında görsel içerik üretip tanıtmanın yanı sıra uluslararası insan hakları ve medya kuruluşlarının çalışma mekanizmalarını anlamaya, yabancı dillere hâkim olup Arap olmayan unsurlara da ulaşmaya çalışıyorlar.  Böylece kurumlarla kolayca iletişim kurup birçok olayla ilgili ‘kardeşlik’ anlatısını yayabiliyorlar” ifadelerini kullandı.

Radikal örgütler uzmanı ve araştırmacısı Basyoni, Müslüman Kardeşler’in belgeseller gibi çekici içerikler kullanarak Z kuşağını hedef almaya çalıştığını belirterek “Zaten bu nesil okumayı sevmez. Gidip raporları derinlemesine inceleme uğraşına girmezler” dedi. Basyoni, Müslüman Kardeşler'in, yaptıkları çalışmaları tarafsız ve örgütle resmi bağı olmayan şirket ve platformlar aracılığıyla sunma isteğine dikkat çekerek, Müslüman Kardeşler’in bu şekilde halkın daha geniş kitlelerinden kabul görmesini sağladığını açıkladı.