Tahran yönetimi Washington’ın önerisini inceliyor

Fransa, Almanya ve İngiltere dışişleri bakanları Paris’te bir araya geldiler. (Almanya Dışişleri Bakanlığı)
Fransa, Almanya ve İngiltere dışişleri bakanları Paris’te bir araya geldiler. (Almanya Dışişleri Bakanlığı)
TT

Tahran yönetimi Washington’ın önerisini inceliyor

Fransa, Almanya ve İngiltere dışişleri bakanları Paris’te bir araya geldiler. (Almanya Dışişleri Bakanlığı)
Fransa, Almanya ve İngiltere dışişleri bakanları Paris’te bir araya geldiler. (Almanya Dışişleri Bakanlığı)

Paris’teki Avrupalı kaynaklar, İran nükleer dosyasına ilişkin dört Batı ülkesinin dışişleri bakanlarının düzenlediği doğrudan toplantı hakkındaki söylentilerin, Tahran ve nükleer anlaşmayı imzalayan diğer ülkeler arasındaki ‘kriz duvarına bir delik açtığını’ aktardı. Söz konusu söylentiler arasında, ‘Washington’ın 5+1 grubu çerçevesinde İran tarafıyla görüşmelere başlama girişimi, Birleşmiş Milletler’deki (BM) İranlı diplomatlara uygulanan yaptırımların kaldırılması ve ABD’nin geçen eylül ayında uygulamaya çalıştığı uluslararası yaptırımlardan vazgeçmek üzere atılan iki ek sembolik adım’ var. Kaynaklar, İran’ın çıkarının, ‘Batı’ya (ve uluslararasına) yanıt vermek, pazarlığı ve Ek Protokol’ün uygulanmasını durdurma hususundaki şantaj ve korkutma eylemlerini durdurmak’ doğrultusunda olduğunu belirtti. Tahran, 21 Şubat’tan itibaren Ek Protokol’ün uygulanmasını durdurmakla tehdit ediyor.
Reuters’ın Fransız bir diplomatik kaynaktan aktardığına göre İran, uluslararası müfettişlerin istedikleri bölgeleri ziyaretlerine izin veren bu protokolü askıya almaya devam ederse verilen tepki oldukça sert olacak. Ancak bu tepkinin doğasına ilişkin ayrıntıya yer verilmedi. Aynı şekilde dört ülkenin dışişleri bakanlarının toplantısının sona ermesinin ardından geçen perşembe akşamı yayınlanan ‘ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya’ dörtlü ortak bildirisinde İran, tehlikeli bir yola girmemesi konusunda uyarıldı.
Avrupalı kaynaklar, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Grossi’nin bu zorlu sorun için bir çıkış yolu bulmaya çalışmak amacıyla bugün Tahran’a gerçekleştireceği ziyarete büyük bir önem verildiğini aktardılar.
Bununla birlikte Batı’da, ABD yaptırımlarının hedefindeki Tahran’ın müzakere masasına geri dönmenin yolunu aradığına dair iddialar mevcut. Ancak diğer taraftan İranlı yetkililer, 2015 anlaşmasında öngörülen nükleer yükümlülüklere yönelik ihlallerden vazgeçmek için Washington’ın tüm yaptırımlardan geri adım atmasını istiyor. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif 19 Şubat’ta, ABD yaptırımlarının kaldırılması sonrasında ülkesinin, aldığı iyileştirici önlemlerden geri adım atmaya hazır olduğunu söyledi. Zarif, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “ABD, koşulsuz ve etkili olacak şekilde Trump tarafından uygulanan tüm yaptırımları kaldırmalıdır” ifadelerine yer verdi. Zarif’in açıklaması, görüşmeleri yeniden canlandırmak üzere Washington’dan gelen ilkeli öneriye ılımlı bir yanıt oldu.
Bununla birlikte üst düzey bir İranlı yetkili Reuters’a yaptığı açıklamada, Tahran’ın Washington’ın ‘görüşmeler yürütme’ önerisini değerlendirdiğini aktardı. Ancak öncelikle ABD’nin anlaşmaya geri dönmesi gerektiğini vurgulayan yetkili açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Asla nükleer silah peşinde koşmadık. Bu, savunma doktrinimizin bir parçası değil. Mesajımız çok açık: Yaptırımları kaldırın ve diplomasinin önünü açın.”
Diğer yandan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade de “Artık 5+1 yok. Şu an İran ve yalnızca 4+1 var” dedi. Hatibzade sözlerinin devamında “Süreç tamam. Ancak 5+1’i yeniden canlandırmak için ABD harekete geçmeli ve yaptırımları kaldırmalıdır” ifadesini kullandı.
İran Dini Lideri Ali Hamaney’in ofisi, ABD hamlesine ilişkin tavrını Instagram uygulamasından dile getirdi. Hamaney’in sözleri, iki hafta önce yaptığı açıklamadan da alıntılar içeriyordu. Açıklamada “Tüm yaptırımların kapsamlı bir şekilde kaldırılması ve bunların doğrulanması, İslam Cumhuriyeti’nin nükleer anlaşmaya geri dönmesinin şartıdır” denildi.
Avrupa Birliği de 19 Şubat’ta,  5+1 grubu ve İran arasında müzakerelerin yeniden başlaması ile ilgili görüşlerini bildirdi. AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell​, İran-BM Ortak Komitesi Başkanı olarak anlaşmaya ilişkin anlaşmazlıkları çözmek için özel bir sorumluluğa sahip. Bu nedenle ofisindeki yetkililer bakanlık değil üst düzey ‘danışma’ olarak tanımlanabilecek ve resmi olmayan bir toplantı düzenlemek için çalışmalara başladılar.
AB’den üst düzey bir yetkili de konuya dair çalışmaların sürdüğünü ancak ‘bunun için bir zaman çizelgesi belirlenmediğini’ aktardı. Yetkili, çizelgenin gelişmelere bağlı olduğunu belirtirken İran’ın Batı önerisine ve Grossi’nin Tahran ziyaretinin sonuçlarına dikkat çekti.
Yetkiliye göre bir tarih belirlenmesi ve ‘muhtemelen Viyana ya da Cenevre olacak’ yerin duyurulması için biraz zaman gerektiriyor.
Diğer yandan Moskova, ABD yönetiminin nükleer anlaşmaya geri dönme hususunda İran’a yönelik yeni girişimlerini memnuniyetle karşıladı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, “Yaptırım uygulamaktan vazgeçmek olumlu bir adımdır” dedi. Peskov, Joe Biden yönetiminin eski ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘İran’a karşı uluslararası yaptırımları yeniden uygulamaya ilişkin’ tek taraflı kararını iptal etmesine dikkat çekti.
Paris’teki diplomatik kaynaklar, bugün diplomasiyi engelleyen temel durumun, Tahran ve Washington’ın eski anlaşma maddelerine uymasına olanak tanımayan adımlar olduğunu kaydetti. Kaynaklar gerekli olanın ‘iki taraf arasındaki güveni yeniden tesis edecek ve diplomatik sürecin işletilmesini sağlayacak ön adımlar atılması’ olduğunu vurguladı. Batı kaynaklarına göre Tahran halen konuya ilişkin olarak hareketsiz kalırken Washington ise sınırlı da olsa adım attı.
İran tarafı açısından en büyük sınav, ilk aşamada ‘müfettişlerin çalışmalarını kısıtlama adımından vazgeçme’ ve ‘Şura Konseyi tarafından 2 Aralık’ta çıkarılan, ardından müzakere masasına oturmayı öngören yasanın ardındaki belirsizliği kaldırma’ yeteneğinin ölçüsü olacak.
Avrupalılar İran’ın son tehdidini ‘Biden yönetimine karşı baskı kartının olası müzakerelerde kullanılması’ çerçevesinde değerlendiriyorlar. Ancak buna rağmen Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, İranlı yetkilileri ‘ateşle oynamaya’ devam etmemeleri konusunda uyardı. Bu durum, İran’ın nükleer silahlar elde etmesini engelleme hususundaki katı taahhüdünü teyit eden Batı dörtlüsünün bildirisinde de dile getiriliyor. Fransız bir kaynağa göre müfettişlerin denetimlerinin engellenmesi, İran açısından nükleer sürprizlerin kapısını açabilir. Paris, İran tarafının geçmişte ‘kasıtlı olarak nükleer faaliyetlerinin çoğunu gizlediğini, bazılarının üstünü örtmeye çalıştığını ve askeri nükleer testlerden geçtiğine inanılan diğer alanlarda denetimlere izin vermeyi ertelediğini’ belirtti.
Nükleer dosyayı takip eden kaynaklara göre zorluk, İran’ın anlaşmaya yönelik birçok ihlalinden geri adım atması sonrasında da ABD’nin Avrupa gibi ‘bölgeye müdahalenin durdurulmasını, 2025 yılı sonrasında nükleer programın ve balistik füze programının boyutunun ele alınmasını istemesinden’ kaynaklanıyor.
Batı dörtlüsü ortak açıklamalarının altıncı paragrafında, İran’ın füze programları ve bölgedeki faaliyetleriyle ilgili daha geniş güvenlik endişelerine yanıt verdi. Açıklamada, bölge ülkeleri ve tüm uluslararası toplumla istişare içinde nükleer anlaşmanın güçlendirilmesi meselesinin ‘ileriki bir vakitte’ ele alınmasına dikkat çekildi. Söz konusu paragraf, Avrupalılar ve ABD’nin ‘bu hedeflere ulaşmak için birlikte çalışmaya kararlı oldukları’ teyidiyle sona eriyor.
Son zamanlarda yaşananların uzun bir yolun henüz ilk adımı adımı olduğu doğru. Birçok nokta ise İran’ın uluslararası alandan gelen taleplere tepkisine ve Batı ‘birleşik cephesi’ ile başa çıkma konusundaki pragmatizmine bağlı. Diplomasinin kapısı açıldı. Ancak asıl soru şu: Peki, Tahran’ın bu kapıyı kapatmak için acelesi var mı?



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.