Nesli tükenmekte olan kara ayaklı gelincik başarıyla klonlandı

Kara ayaklı gelincik Elizabeth Ann (Reuters)
Kara ayaklı gelincik Elizabeth Ann (Reuters)
TT

Nesli tükenmekte olan kara ayaklı gelincik başarıyla klonlandı

Kara ayaklı gelincik Elizabeth Ann (Reuters)
Kara ayaklı gelincik Elizabeth Ann (Reuters)

Amerikalı bilim adamları, nesli tükenmekte olan kara ayaklı gelinciği onlarca yıl önce ölen bir hayvandan alınan genlerle klonlamayı başardı. Bu, ABD'de nesli tükenme riski olan bir türün ilk klonlanmasıdır.
ABD Balık ve Vahşi Yaşam Servisi Pete Gober yaptığı açıklamada, 10 Aralık'ta Elizabeth Ann isimli bir kara ayaklı gelinciğin 30 yıl önce ölen Willa adlı bir başka kara ayaklı gelinciğin dondurulmuş hücrelerinden klonlandığını ifade etti.
Reuters haber ajansının aktardığına göre vakfın Dağ ve Çöl Bölge Direktörü Noreen Walsh, “Bu araştırma başlangıç niteliğinde olmakla birlikte; Kuzey Amerika'da nesli tükenmekte olan bir türün ilk klonlanması ve kara ayaklı gelinciklerin korunmasına devam eden çabalar için umut verici bir yol sağlıyor” açıklamalarında bulundu.
Bu tür, Kuzey Amerika'ya özgü tek gelinciktir ve neslinin tükendiği sanılıyordu, ancak Wyoming'deki bir çiftçi 1981'de arazisinde bu türden az sayıda keşfettiğinde neslinin tükenmediği ortaya çıktı.
Elizabeth Ann, 1980'lerde ölen ve nesli tükenen Willa'nın genetik bir kopyasıdır.
Wyoming yetkilileri, Willa'nın genlerini korumak ve doku örneklerini 1988'de San Diego'daki donmuş hayvanat bahçesine göndermek konusunda ihtiyatlı davrandılar. Yıllar sonra, bu örnekler klonlama projesi için uygun hücre ortamları oluşturdu.



Bilim insanları Güneş'i karartmaya hazırlanıyor

Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
TT

Bilim insanları Güneş'i karartmaya hazırlanıyor

Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)

Rebecca Whittaker 

Britanyalı bilim insanları, hükümetin 50 milyon sterlinlik (yaklaşık 2,5 milyar TL) bir fonla desteklediği program kapsamında küresel ısınmayla mücadelede güneş ışığını engelleme tekniklerini deneyebilir.

Birkaç hafta içinde onaylanacak jeomühendislik projesinde bilim insanları, ışığı yansıtan parçacık bulutlarını atmosfere fırlatmak veya deniz suyu spreyleri kullanarak bulutları daha parlak hale getirmek gibi teknikleri inceleyebilir.

Başka bir yöntemse, ısıyı hapseden bir battaniye görevi gören doğal sirüs bulutlarını inceltmeyi içeriyor.

Projenin başarılı olması halinde Dünya yüzeyine daha az güneş ışığı ulaşacak ve böylece yeryüzü geçici olarak soğuyacak.

Bu, gezegeni soğutmanın nispeten ucuz bir yolu olarak düşünülse de yöntemi eleştirenler, hava örüntülerinde felaketlere yol açabileceği ve hatta yağmurları, gıda üretiminde hayati önem taşıyan bölgelerden başka yerlere kaydırabileceği uyarısında bulunuyor.

Diğer bilim insanlarıysa jeomühendisliğin, iklim değişikliğinin temel nedeni olan fosil yakıtların kullanımını durdurma çabalarını azaltabileceğini söylüyor.

Proje, ARIA diye bilinen İleri Araştırma ve Buluş Ajansı tarafından finanse ediliyor.

Birleşik Krallık hükümeti tartışmalı deneye 50 milyon sterlin ayırdı ancak gelecek 4 yıl boyunca kullanmak üzere, vergi mükelleflerinin parasından verilen toplam miktar 800 milyon sterlin (yaklaşık 41 milyar TL).

Jeomühendislik projesini yöneten ARIA Program Direktörü Profesör Mark Symes "Karbonsuzlaşma hayati önem taşıyor ancak mevcut gidişatımız, sıcaklık kaynaklı çok sayıda iklim devrilme noktasını tetikleme riski taşıyor" diyor.

Bu program, iklim felaketini önlemek için gereken zaman diliminde Dünya'yı güvenli ve sorumlu bir şekilde nasıl soğutabileceğimiz (veya soğutup soğutmamamız gerektiği) konusunda kritik ve cevapsız soruları araştıracak.

ARIA'nın geçen yıl yayımladığı bir belgede Symes bu tür devrilme noktalarına örnek vermişti. Bunlar arasında Arktik kış deniz buzlarının erimesi, Amazon yağmur ormanlarının yok olması ve bunun sonucunda ekosistem kaybı, karadaki büyük buz örtülerinin çökmesi ve bunun küresel deniz seviyesinin kayda değer derecede yükselmesine yol açması yer alıyordu.

Symes, çözümün fosil yakıtların yakılmasının durdurulması ve sera gazlarındaki fazlalıkların ortadan kaldırılması olduğunu ancak bunun, devrilme noktalarının başlangıcını önleyecek kadar hızlı gerçekleşmeyebileceğini söylüyor.

Bunun yerine bu projenin "karbonsuzlaşma için zaman kazanmamıza" katkı sağlayacağını umuyor.

Profesör Symes, projede zehirli maddeler kullanılmayacağını, açık hava deneyleri öncesinde çevresel etki değerlendirmesi yayımlanacağını ve bölgedeki topluluklara danışılacağını ifade ediyor.

Projelerin detaylarının gelecek haftalarda yayımlanması bekleniyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news