İngiltere’den zengin ülkelere aşı bağışı çağrısı

Aşı yaptıranların yüzde 45’i G7 ülkelerinde

Kolombiya’daki aşı merkezlerinden birinde hemşire aşıyı hazırlıyor (AFP)
Kolombiya’daki aşı merkezlerinden birinde hemşire aşıyı hazırlıyor (AFP)
TT

İngiltere’den zengin ülkelere aşı bağışı çağrısı

Kolombiya’daki aşı merkezlerinden birinde hemşire aşıyı hazırlıyor (AFP)
Kolombiya’daki aşı merkezlerinden birinde hemşire aşıyı hazırlıyor (AFP)

İngiltere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) zengin ülkelerin ihtiyaç fazlası Kovid-19 aşısı dozlarını, yoksul ve düşük gelirli ülkelere bağışlama çağrısında bulunan bir karar taslağı sundu. Londra'nın Güvenlik Konsey’indeki 14 katılımcıya sunduğu karar taslağı, “Dayanışma, adalet ve verimlilik ihtiyacını vurguluyor ve gelişmiş ülkelere, düşük ve orta gelirli ülkelere ve ihtiyaç duyan diğer ülkelere aşı bağışlama çağrısında bulunuyor.”
İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab tarafından Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında açıklanan karar taslağı metninde, “Silahlı çatışmanın durdurulması da dahil olmak üzere, Kovid-19 aşılarına adil erişimi kolaylaştırmak için ulusal ve çok taraflı yaklaşımın ve uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi” çağrısında bulunuluyor. Dünya genelinde 160 milyon insanın çatışmaların gölgesinde yaşadığı veya istikrarsızlıktan kaçtığı ve aşıya erişememe riski altında oldukları tahmin ediliyor.
Karar taslağı ayrıca “silahlı çatışma alanlarında Kovid-19’a karşı aşılama imkanının verilmesi için "silahlı çatışmanın tüm taraflarını derhal ve sürekli bir insani ateşkese girmeye" çağırıyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres “Silahlı çatışma ve insani acil durumların yaşandığı ülkelerdeki aşılama programları da dahil olmak üzere, Kovid-19 ile mücadeleyi engelleyen tüm engellerin kapsamlı ve düzenli bir değerlendirmesinin” yapılması çağrısında bulunuyor.
Londra, taslağın önümüzdeki haftalarda onaylanmasını umuyor ancak geçtiğimiz günlerde aşı konusunun Güvenlik Konsey’i yetkisi dahilinde olmadığına yönelik açıklamalarının ardından Rusya’yı, ikna etmek zor olabilir.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi oturumunda Kovid-19 salgını ile mücadelede kimsenin geride kalmaması için G20 ülkelerine “küresel aşılama planı” uygulama çağrısında bulundu. Guterres “Dünyanın umutsuz bir şekilde, bilimsel deneyim, üretim imkanları ve mali gerekliliklerin hepsini bir araya getiren küresel bir aşı planına ihtiyacı var” değerlendirmesinde bulundu.
Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesi arasında en büyük aşı üreticisi ülkeler: ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Hindistan bulunuyor.
Diğer yandan, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Kovid-19 aşılarının yoksul ülkelere teslimatında acele edilmesi çağrısında bulundu. WTO Genel Direktörü Ngozi Okonjo Iweala, dün BBC’ye yaptığı açıklamalarda:
“Diğer insanların aşılanması için ek aşıları beklememiz gerektiğini sanmıyorum ve bağışın şimdi yapılması gerektiğini düşünüyorum. Sebebi çok basit, aşılara eşit erişimin sağlanması, yoksul ülkelerin çıkarına olduğu kadar, kesin bir şekilde zengin ülkelerin de çıkarına” ifadelerini kullandı.
Cuma günü düzenlenen G7 zirvesinde, G7 liderleri yoksul ülkelerin koronavirüs aşılarına daha adil bir şekilde ulaşmalarını sağlamaya yönelik kurulan COVAX mekanizmasına yapılan yatırımları artırmayı onayladı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da zengin ülkelerin mümkün olan en kısa sürede aşı dozlarının yüzde 4 ila yüzde 5’ini yoksul ülkelere vermeleri için çaba sarf etti. Macon zirvenin ardından, Afrika sağlık ekiplerinin aşılanması için Avrupalıların ve ABD’lilerin en kısa sürede 13 milyon doz aşı tedarik etmelerini önerdi.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson cuma günü, ülkesinin ihtiyaç fazlası aşılarını gelişmekte olan ülkelere bağışlayacağını duyurdu. Johnson’ın bu adımını Fransa Cumhurbaşkanı Macron da izledi. Bloomberg haber ajansının aktardığına göre, Almanya Başbakanı Angela Merkel, ölümcül virüs salgınına karşı küresel mücadeleyi desteklemek için ülkesinin aşı ihtiyaçlarının bir kısmını karşılamak istediğini açıkladı. Ancak İngiltere Başbakanı Johnson, İngiltereliler aşılanmadan bu aşıların diğer ülkelere verilmeyeceğini belirtti.
Diğer yandan, resmi kaynaklardan elde edilen verilere göre hazırlanan bir bilançoda, dünyanın en az 107 ülke ve bölgesinde 200 milyondan fazla koronavirüs aşısı yapıldı. Bu sayı gerçekte olduğundan daha az bir miktara işaret ediyor çünkü Çin ve Rusya yaklaşık on gündür aşılama çalışmalarına yönelik yeni veri göndermiyor. Söz konusu aşılama rakamının yüzde 45’i, dünya nüfusunun yüzde 10’undan fazlasını temsil etmeyen G7 ülkelerinde gerçekleşti. G7 ülkeleri (ABD, Kanada, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve Japonya) cuma günü sanal ortamda düzenlenen zirvede, Birleşmiş Milletler’in, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yönetilen COVAX mekanizması ile, yoksul ülkelere karşı kolektif desteğini iki katına çıkararak 7,5 milyar dolara yükseltme taahhüdü verdi.
Şu ana kadar, aşıların 10’da 9’u (yüzde 92) yüksek ve orta gelirli ülkelerde (Dünya Bankası tarafından belirtildiği üzere, dünya nüfusunun yüzde 53’ünden fazlasını içeren) uygulandı. Düşük gelirli olan 29 ülkeden, sadece Gine ve Ruanda aşılamaya başladı.
İsrail, nüfusunun neredeyse yarısını (yüzde 49) en az bir doz ile aşılamasının ardından bu alanda en çok gelişme kaydeden ülke oldu. Nüfusun yüzde 10’undan fazlasını en az bir dozla aşılayan diğer ülkeler arasında, İngiltere, Bahreyn, ABD, Şili, Seyşeller ve Maldivler yer alıyor. En çok aşı dozu kullan ülkelerde ise, ABD 59,6 milyon doz kullanması ile, 40,5 milyon doz kullanan Çin’in önünde geliyor.



Gizli belge uyarıyor: Çin, Tayvan'da bir çatışma çıkması halinde ABD ordusunu geride bırakabilir

2017 yılında düzenlenen bir etkinlikte Devlet Başkanı Şi Cinping'i Hong Kong'da karşılamaya hazırlanan Çin askerleri (Reuters)
2017 yılında düzenlenen bir etkinlikte Devlet Başkanı Şi Cinping'i Hong Kong'da karşılamaya hazırlanan Çin askerleri (Reuters)
TT

Gizli belge uyarıyor: Çin, Tayvan'da bir çatışma çıkması halinde ABD ordusunu geride bırakabilir

2017 yılında düzenlenen bir etkinlikte Devlet Başkanı Şi Cinping'i Hong Kong'da karşılamaya hazırlanan Çin askerleri (Reuters)
2017 yılında düzenlenen bir etkinlikte Devlet Başkanı Şi Cinping'i Hong Kong'da karşılamaya hazırlanan Çin askerleri (Reuters)

Son derece gizli bir ABD hükümeti değerlendirmesi, Çin'in Tayvan üzerindeki bir savaşta ABD ordusundan daha üstün olacağını ortaya koydu.

Gizlilik derecesi yüksek olan ‘Askeri Üstünlük’ raporu, ABD’nin, pahalı ve ileri teknoloji silahlara olan bağımlılığı nedeniyle, Çin’in çok daha ucuz sistemleri büyük miktarlarda üretebilme kapasitesine karşı savunmasız hale geldiği konusunda uyardı.

New York Times, eski Başkan Joe Biden döneminde ulusal güvenlikten sorumlu bir yetkilinin raporu incelediğinde, Pekin’in ‘akla gelebilecek her taktiğe karşı sayısız alternatife’ sahip olduğunu fark edince şaşkına döndüğünü aktardı.

Tayvan’ın kaybı, ABD’nin Batı Pasifik’te Çin’in etkisine karşı en önemli kalesi olarak stratejik ve sembolik bir darbe anlamına gelecek.

Rapor, ABD’nin en gelişmiş uçak gemisi USS Gerald R. Ford’un, Başkan Donald Trump’ın uyuşturucu kaçakçılarına karşı Karayipler’de yürüttüğü operasyon çerçevesinde bölgeye gönderilmesine rağmen, imha edilebileceğini öngörüyor.

7u
USS Gerald R. Ford (CVN 78) uçak gemisi, ABD Virjin Adaları'nın St. Thomas limanına ulaştı. (AFP)

13 milyar dolarlık (9,75 milyar sterlin) ve 2022’de hizmete giren USS Gerald R. Ford uçak gemisi, dizel-elektrik tahrikli denizaltılar ve Çin’in yaklaşık 600 hipersonik füzeden oluşan cephaneliği karşısında risk altında. Bu füzeler, ses hızının 5 katına kadar hızlara ulaşabiliyor.

Pekin, eylül ayında düzenlenen bir askeri geçitte, gemilere yönelik yıkıcı YJ-17 füzelerini sergiledi; bu füzelerin hızı ses hızının 8 katı olarak tahmin ediliyor.

Buna rağmen ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Ford sınıfından dokuz ek uçak gemisi inşa etmeyi planlıyor; ABD’de şu ana kadar hiçbir hipersonik füze geliştirilmiş değil.

Tayvan Güvenlik İzleme Merkezi’nden araştırmacı Eric Gomez, olası bir Tayvan çatışmasını simüle eden bir savaş tatbikatına katıldığında nihai sonucun net olmadığını söyledi, ancak ABD’nin ağır kayıplar verdiğini belirtti.

Gomez, Telegraph gazetesine verdiği demeçte, “ABD bu operasyon sırasında çok sayıda gemi kaybediyor. F-35’ler ve diğer taktik uçaklar da operasyon sahasında hızla hasar görüyor” dedi.

Gomez, “Operasyon sonrası özetleri hazırladığımızda maliyetin gerçekten şok edici olduğunu fark ettik. 100’den fazla beşinci nesil uçak, birkaç muhrip, iki denizaltı ve iki uçak gemisini kaybettiniz” ifadelerini kullandı.

sdefrgt
Çin'in ilk uçak gemisi Liaoning, Hong Kong'a doğru yola çıktı. (AP)

Çin, ABD uçak gemilerini ‘dakikalar içinde’ imha etme kapasitesine sahip

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth geçen yıl, Pentagon’un Çin’e karşı düzenlediği savaş tatbikatlarında ‘her seferinde kaybettiğini’ açıkladı. Hegseth, Çin’in hipersonik füzelerinin uçak gemilerini dakikalar içinde imha edebileceğini öngördü.

Çin, kısa, orta ve uzun menzilli füze cephaneliğini büyük ölçüde genişletti; bu durum, ABD’nin gelişmiş silahlarının Tayvan’a ulaşmadan önce yok edilebileceği anlamına geliyor.

Öte yandan, New York Times’a göre, 1990’larda sayıları 10 kat fazla iken şimdi azalan savunma sanayii şirketleri, hâlâ ABD hükümetine daha pahalı gemi, uçak ve füzelerin üst versiyonlarını satmaya devam ediyor.

Savunma Bakanlığı yetkilileri, ABD’nin bu gelişmiş silahları büyük miktarlarda üretmesinin neredeyse imkânsız olduğunu fark etti. Özellikle Ukrayna-Rusya savaşı gibi son çatışmalar, nispeten ucuz silahların, örneğin insansız hava araçlarının (İHA) yıkıcı etkisini gösterdi.

Kongre, önümüzdeki iki yıl içinde 340 bin küçük İHA üretimi için yaklaşık 1 milyar dolar (750 milyon sterlin) ayırdı.

Başkan Donald Trump, Dan Driscoll’u İHA’lardan sorumlu kılarak, Amerikan teknolojisini güncelleme ve rakiplerin bu alandaki çalışmalarına karşı koyma görevini verdi.

Buna rağmen ABD hâlâ rakiplerinin gerisinde bulunuyor. Telegraph’a konuşan uzmanlar, ABD’nin, Çin gibi düşük işçilik maliyeti ve daha az sıkı düzenlemeye sahip ülkelerle rekabet edemediğini belirtti.

Herhangi bir köklü Amerikan savunma politikasının değişikliği büyük yatırımlar gerektirecek; ancak savunma harcamaları yaklaşık 80 yılın en düşük seviyesinde, GSYİH’nin yalnızca yüzde 3,4’üne denk geliyor.

Eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ABD’nin Çin ile olası bir savaşta temel mühimmat, örneğin top mermilerinin hızla tükeneceği uyarısında bulundu.

Pentagon içi değerlendirmeler, Çin’in ABD’ye kıyasla çoğu seyir ve balistik füze türünde sayıca üstün olduğunu gösteriyor. Her iki süper güç yaklaşık 400 kıtalararası balistik füze stokuna sahip.


Trump Gazze'de yeni aşamayı planlıyor: ABD’li bir general uluslararası gücü yönetecek

Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde yıkılmış binaların arasında yürüyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (EPA)
Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde yıkılmış binaların arasında yürüyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (EPA)
TT

Trump Gazze'de yeni aşamayı planlıyor: ABD’li bir general uluslararası gücü yönetecek

Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde yıkılmış binaların arasında yürüyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (EPA)
Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde yıkılmış binaların arasında yürüyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump, iki ay önce imzalanan ateşkes anlaşması kapsamında Gazze’de oluşturulması planlanan uluslararası istikrar gücünün başına bir ABD’li generali atamayı planlıyor.

Buna karşın Beyaz Saray yetkilileri, Gazze Şeridi’nde hiçbir Amerikan askerinin sahada bulunmayacağını vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Axios’tan aktardığına göre Trump yönetimi, savaşa geri dönüşü önlemek ve kırılgan ateşkesi korumak amacıyla Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçmeyi hedefliyor. Ekim ayında yürürlüğe giren ateşkesten bu yana İsrail saldırılarında 383 Filistinli hayatını kaybetti. Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre açıklanan bu rakamın yanında, Hamas savaşçılarının düzenlediği bazı saldırılarda da İsrail askerleri öldü.

Anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail’in Gazze Şeridi’nin bazı bölgelerinden çekilmesini, uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılmasını ve Trump liderliğinde Barış Konseyi’ni içeren yeni yönetim yapısının hayata geçirilmesini kapsıyor.

Planlanan uluslararası güç, şu anda İsrail ordusunun kontrolünde bulunan bölgede konuşlanacak. ABD’li yetkililer, bu adımın İsrail’in söz konusu bölgelerden geri çekilmesini mümkün kılacağını belirtti.

ABD’li yetkililer pazartesi günü Tel Aviv’de Avrupalı diplomatlara yaptıkları bir bilgilendirmede, ülkelerinin uluslararası istikrar gücüne asker göndermemesi ya da bu güce katılan ülkelere destek vermemesi durumunda İsrail ordusunun Gazze’den çekilmeyeceğini açıkça ifade etti.

Bilgilendirmeye hâkim bir Avrupalı diplomat şu ifadeyi kullandı: “Verilen mesaj şuydu: Eğer Gazze’ye gitmeye hazır değilseniz, İsrail ordusunun orada kalmasından şikâyet etmeyin.”


Bolivya'nın eski cumhurbaşkanı yolsuzluk davasında tutuklandı

Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)
Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)
TT

Bolivya'nın eski cumhurbaşkanı yolsuzluk davasında tutuklandı

Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)
Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)

Bolivya hükümetinin açıklamasına göre, eski Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce, ekonomi bakanı olduğu dönemdeki yolsuzluk iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında dün La Paz'da tutuklandı.

62 yaşındaki Arce, ağustos ayındaki seçimlerde yeniden aday olmamıştı.

Eski devlet başkanı Jaime Paz Zamora'nın (1989-1993) oğlu 58 yaşındaki Rodrigo Paz, başkanlığı kazandı.

Paz'ın cumhurbaşkanlığı seçimindeki zaferi, ülkedeki büyük bir siyasi değişimi yansıttı. Bu zafer, 26 yıl boyunca Evo Morales (2006-2019) tarafından kurulan ve yönetilen Sosyalizm Hareketi (MAS) partisinin yirmi yıllık egemenliğine son verdi; Arce ise Morales'in mirasını sürdürdü.

Arce'nin cumhurbaşkanlığı, özellikle yakıt ve döviz kıtlığı gibi ciddi krizlerle gölgelendi ve bu durum protestolara yol açtı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre yolsuzluk soruşturması, Arce'nin Morales döneminde ekonomi bakanı olduğu zamana kadar uzanıyor.

Arce, kamu hazinesinden siyasi liderlerin kişisel hesaplarına para transferine izin vermekle suçlanıyor. Bu transferlerden faydalandığı şüphelenilenler arasında, geçen hafta aynı davada yaklaşık 100 bin dolar domates yetiştirme projesi için aldığı şüphesiyle tutuklanan eski solcu milletvekili Lydia Paty de bulunuyor.