İngiltere’den zengin ülkelere aşı bağışı çağrısı

Aşı yaptıranların yüzde 45’i G7 ülkelerinde

Kolombiya’daki aşı merkezlerinden birinde hemşire aşıyı hazırlıyor (AFP)
Kolombiya’daki aşı merkezlerinden birinde hemşire aşıyı hazırlıyor (AFP)
TT

İngiltere’den zengin ülkelere aşı bağışı çağrısı

Kolombiya’daki aşı merkezlerinden birinde hemşire aşıyı hazırlıyor (AFP)
Kolombiya’daki aşı merkezlerinden birinde hemşire aşıyı hazırlıyor (AFP)

İngiltere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) zengin ülkelerin ihtiyaç fazlası Kovid-19 aşısı dozlarını, yoksul ve düşük gelirli ülkelere bağışlama çağrısında bulunan bir karar taslağı sundu. Londra'nın Güvenlik Konsey’indeki 14 katılımcıya sunduğu karar taslağı, “Dayanışma, adalet ve verimlilik ihtiyacını vurguluyor ve gelişmiş ülkelere, düşük ve orta gelirli ülkelere ve ihtiyaç duyan diğer ülkelere aşı bağışlama çağrısında bulunuyor.”
İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab tarafından Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında açıklanan karar taslağı metninde, “Silahlı çatışmanın durdurulması da dahil olmak üzere, Kovid-19 aşılarına adil erişimi kolaylaştırmak için ulusal ve çok taraflı yaklaşımın ve uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi” çağrısında bulunuluyor. Dünya genelinde 160 milyon insanın çatışmaların gölgesinde yaşadığı veya istikrarsızlıktan kaçtığı ve aşıya erişememe riski altında oldukları tahmin ediliyor.
Karar taslağı ayrıca “silahlı çatışma alanlarında Kovid-19’a karşı aşılama imkanının verilmesi için "silahlı çatışmanın tüm taraflarını derhal ve sürekli bir insani ateşkese girmeye" çağırıyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres “Silahlı çatışma ve insani acil durumların yaşandığı ülkelerdeki aşılama programları da dahil olmak üzere, Kovid-19 ile mücadeleyi engelleyen tüm engellerin kapsamlı ve düzenli bir değerlendirmesinin” yapılması çağrısında bulunuyor.
Londra, taslağın önümüzdeki haftalarda onaylanmasını umuyor ancak geçtiğimiz günlerde aşı konusunun Güvenlik Konsey’i yetkisi dahilinde olmadığına yönelik açıklamalarının ardından Rusya’yı, ikna etmek zor olabilir.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi oturumunda Kovid-19 salgını ile mücadelede kimsenin geride kalmaması için G20 ülkelerine “küresel aşılama planı” uygulama çağrısında bulundu. Guterres “Dünyanın umutsuz bir şekilde, bilimsel deneyim, üretim imkanları ve mali gerekliliklerin hepsini bir araya getiren küresel bir aşı planına ihtiyacı var” değerlendirmesinde bulundu.
Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesi arasında en büyük aşı üreticisi ülkeler: ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Hindistan bulunuyor.
Diğer yandan, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Kovid-19 aşılarının yoksul ülkelere teslimatında acele edilmesi çağrısında bulundu. WTO Genel Direktörü Ngozi Okonjo Iweala, dün BBC’ye yaptığı açıklamalarda:
“Diğer insanların aşılanması için ek aşıları beklememiz gerektiğini sanmıyorum ve bağışın şimdi yapılması gerektiğini düşünüyorum. Sebebi çok basit, aşılara eşit erişimin sağlanması, yoksul ülkelerin çıkarına olduğu kadar, kesin bir şekilde zengin ülkelerin de çıkarına” ifadelerini kullandı.
Cuma günü düzenlenen G7 zirvesinde, G7 liderleri yoksul ülkelerin koronavirüs aşılarına daha adil bir şekilde ulaşmalarını sağlamaya yönelik kurulan COVAX mekanizmasına yapılan yatırımları artırmayı onayladı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da zengin ülkelerin mümkün olan en kısa sürede aşı dozlarının yüzde 4 ila yüzde 5’ini yoksul ülkelere vermeleri için çaba sarf etti. Macon zirvenin ardından, Afrika sağlık ekiplerinin aşılanması için Avrupalıların ve ABD’lilerin en kısa sürede 13 milyon doz aşı tedarik etmelerini önerdi.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson cuma günü, ülkesinin ihtiyaç fazlası aşılarını gelişmekte olan ülkelere bağışlayacağını duyurdu. Johnson’ın bu adımını Fransa Cumhurbaşkanı Macron da izledi. Bloomberg haber ajansının aktardığına göre, Almanya Başbakanı Angela Merkel, ölümcül virüs salgınına karşı küresel mücadeleyi desteklemek için ülkesinin aşı ihtiyaçlarının bir kısmını karşılamak istediğini açıkladı. Ancak İngiltere Başbakanı Johnson, İngiltereliler aşılanmadan bu aşıların diğer ülkelere verilmeyeceğini belirtti.
Diğer yandan, resmi kaynaklardan elde edilen verilere göre hazırlanan bir bilançoda, dünyanın en az 107 ülke ve bölgesinde 200 milyondan fazla koronavirüs aşısı yapıldı. Bu sayı gerçekte olduğundan daha az bir miktara işaret ediyor çünkü Çin ve Rusya yaklaşık on gündür aşılama çalışmalarına yönelik yeni veri göndermiyor. Söz konusu aşılama rakamının yüzde 45’i, dünya nüfusunun yüzde 10’undan fazlasını temsil etmeyen G7 ülkelerinde gerçekleşti. G7 ülkeleri (ABD, Kanada, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve Japonya) cuma günü sanal ortamda düzenlenen zirvede, Birleşmiş Milletler’in, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yönetilen COVAX mekanizması ile, yoksul ülkelere karşı kolektif desteğini iki katına çıkararak 7,5 milyar dolara yükseltme taahhüdü verdi.
Şu ana kadar, aşıların 10’da 9’u (yüzde 92) yüksek ve orta gelirli ülkelerde (Dünya Bankası tarafından belirtildiği üzere, dünya nüfusunun yüzde 53’ünden fazlasını içeren) uygulandı. Düşük gelirli olan 29 ülkeden, sadece Gine ve Ruanda aşılamaya başladı.
İsrail, nüfusunun neredeyse yarısını (yüzde 49) en az bir doz ile aşılamasının ardından bu alanda en çok gelişme kaydeden ülke oldu. Nüfusun yüzde 10’undan fazlasını en az bir dozla aşılayan diğer ülkeler arasında, İngiltere, Bahreyn, ABD, Şili, Seyşeller ve Maldivler yer alıyor. En çok aşı dozu kullan ülkelerde ise, ABD 59,6 milyon doz kullanması ile, 40,5 milyon doz kullanan Çin’in önünde geliyor.



ABD'nin Columbia Üniversitesinde süren Gazze protestoları diğer okullara da yayılıyor

Polisler ABD'nin Atlanta eyaletindeki Emory Üniversitesi'nde Filistin yanlısı protesto sırasında bir göstericiyi gözaltına aldı (AFP)
Polisler ABD'nin Atlanta eyaletindeki Emory Üniversitesi'nde Filistin yanlısı protesto sırasında bir göstericiyi gözaltına aldı (AFP)
TT

ABD'nin Columbia Üniversitesinde süren Gazze protestoları diğer okullara da yayılıyor

Polisler ABD'nin Atlanta eyaletindeki Emory Üniversitesi'nde Filistin yanlısı protesto sırasında bir göstericiyi gözaltına aldı (AFP)
Polisler ABD'nin Atlanta eyaletindeki Emory Üniversitesi'nde Filistin yanlısı protesto sırasında bir göstericiyi gözaltına aldı (AFP)

ABD'nin New York kentindeki Columbia Üniversitesi yönetimi ile öğrenciler arasında geçen hafta başlayan Gazze protestosu gerginliği devam ederken, İsrail’in saldırılarına karşı öğrenci protestoları, diğer üniversitelerde de yayılmaya devam ediyor. The City College of New York öğrencileri de Gazze'deki saldırılarına karşı çıkmak ve Columbia'daki öğrencilere destek olmak amacıyla kampüste Gazze Dayanışma Kampı kurdu.


İsrail Refah işgali ile esir anlaşması arasında tereddütte

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta İsrail bombardımanında vurulan bir binanın enkazında gezinen Filistinli çocuklar (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta İsrail bombardımanında vurulan bir binanın enkazında gezinen Filistinli çocuklar (AFP)
TT

İsrail Refah işgali ile esir anlaşması arasında tereddütte

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta İsrail bombardımanında vurulan bir binanın enkazında gezinen Filistinli çocuklar (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta İsrail bombardımanında vurulan bir binanın enkazında gezinen Filistinli çocuklar (AFP)

İsrail, önündeki iki seçenekten hangisini tercih edeceği konusunda tereddüt yaşıyor. Bu seçeneklerden ilki, esir değişimi anlaşmasını kabul etmesi için Hamas üzerindeki baskıyı arttırmak. Diğeri ise Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine geniş çaplı bir askeri operasyon düzenlemek. Bu seçenek de iki risk taşıyor. Birincisi ABD, Mısır ve diğer birçok ülkeyle gerilimin artması, ikincisi ise Hamas'ın bu tür baskılara hiçbir şekilde yanıt vermemesi.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, Bakanlar Kurulu'nun Hamas ile yeni müzakerelerin temelini oluşturması beklenen geniş ana hatların taslağını hazırlamaya başladığını bildirdi.

Müzakereler hakkında bilgi sahibi iki kaynak, bakanların Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve Şin-Bet Başkanı Ronen Bar'ın Kahire'de Mısır İstihbarat Şefi Abbas Kâmil ile yaptıkları görüşmeler hakkında bilgi aldıklarını belirtti.

İsrail ve Arap medyası, Mısır'ın Halevi ve Bar'a, esir değişimi anlaşmasına varılması amacıyla müzakerelerin canlandırılması karşılığında Refah kentinin işgalinin dondurulmasını öngören bir girişim önerdiğini belirtti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre bu girişim, Paris Anlaşması temelinde yeni bir anlaşmanın yürürlüğe konmasını içeriyordu. Refah'ın olası bir işgalinden önce gelen Mısır müdahalesi, Hamas'ın saldırganlığı durdurma taahhüdünü ve savaşı durdurmak ve bir Filistin devletinin kurulmasına yol açacak siyasi süreci başlatmak için kapsamlı bir anlaşmanın parçası olarak uzun bir ateşkese hazır olduğunu ifade ettiği ve daha sonra silahlarını bırakıp siyasi bir parti olacağı sözünü verdiği bir zamanda geldi.

Bu arada aralarında ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya'nın da bulunduğu 18 ülke Hamas'a baskı yapmaya başladı ve ortak bir metinle ‘Gazze Şeridi'nde Hamas tarafından tutulan tüm esirlerin derhal serbest bırakılması’ çağrısında bulundu.

Beyaz Saray tarafından yayınlanan metinde şu ifadelere yer verildi: “Masadaki anlaşma, Gazze Şeridi'nde derhal ve uzun süreli bir ateşkese olanak sağlayacaktır… Söz konusu anlaşma, çatışmaların gerçek anlamda sona ermesine ve Gazze halkının evlerine ve topraklarına dönmesine yol açabilir.”


ABD Gazze'de iskele inşasına başladı

Gazze'deki deniz iskelesinin konumu (AP)
Gazze'deki deniz iskelesinin konumu (AP)
TT

ABD Gazze'de iskele inşasına başladı

Gazze'deki deniz iskelesinin konumu (AP)
Gazze'deki deniz iskelesinin konumu (AP)

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, ABD ordusunun beklenen bir hamleyle Gazze Şeridi'ne insani yardımların girmesini sağlayacak bir iskele inşa etmeye başladığını ve iskelenin Mayıs ayı başında faaliyete geçmesinin planlandığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre ABD Başkanı Joe Biden mart ayında, ABD ordusunun Gazze'nin Akdeniz kıyısında insani yardımların deniz yoluyla ulaştırılması için geçici bir iskele inşa edeceğini açıklamıştı.

İskele, İsrail'in bölgeyi harap eden ve 2,3 milyon kişiyi insani bir felakete sürükleyen savaşından altı ay sonra, Gazze Şeridi'nde kıtlığı önleme girişiminin bir parçası.

Sahada ABD askeri yok

Pentagon Sözcüsü Tümgeneral Patrick Ryder gazetecilere verdiği demeçte, “USNS Benavidez de dahil olmak üzere, ABD askeri gemilerinin denizdeki geçici iskelenin ilk aşamasının inşasına başladığını teyit edebilirim” dedi.

dfvgf
Gazze limanının uydu görüntüsü (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM), Gazze Şeridi'nin kıtlıkla karşı karşıya olduğu uyarısında bulunarak, Gazze Şeridi boyunca yardım erişiminin ve dağıtımının önündeki ‘büyük engellerden’ şikâyet etti.

Yardım kuruluşları ve Biden yönetimi, İsrail'e Gazze'ye yardım malzemelerinin ulaştırılmasını kolaylaştırması ve konvoylarına Gazze Şeridi içinde güvenli geçiş izni vermesi çağrısında bulundu.

Ryder, Pentagon'un Gazze'de iskele inşaat alanında küçük hasara neden olan bir tür havan topu saldırısını takip ettiğini söyledi. Ancak ABD güçlerinin henüz o bölgeye bir şey taşımaya başlamadığını ve sahada ABD askeri bulunmadığını da belirtti.

ABD'li yetkililer iskele çalışmasının, savaştan zarar görmüş Gazze Şeridi'nde ‘ordu güçlerinin karada konuşlanmasını’ içermediğini söyledi. Ancak ABD askerleri, İsrail güçleri tarafından denetlenecek olan iskelenin inşası sırasında Gazze Şeridi civarında bulunacak.

Pentagon'un daha önce yaptığı açıklamaya göre Gazze Şeridi'ne ulaşan yardımın dağıtımı muhtemelen sivil toplum örgütleri tarafından gerçekleştirilecek.

İsrail'in onayı

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee dün yaptığı açıklamada, ordunun, Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini genişletmeye yönelik yeni ABD girişimini onayladığını ve buna katılacağını söyledi.

Adraee, X platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun girişime güvenlik ve lojistik destek sağlanacağını belirtti.

Adraee, ordunun bu girişime katılmasının, Gazze Şeridi'ndeki sivil halka insani yardım ulaştırılması için uluslararası kuruluşlarla ortaklaşa yürütülen çalışmaları onayladığına dikkat çekti.


ABD'li Senatör Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt, Gazze gösterilerine destek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD'li Senatör Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt, Gazze gösterilerine destek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD'li Senatör Sanders, Gazze eylemlerini "antisemitik" olmakla suçlayan Netanyahu'ya sert sözlerle yüklenerek,"Hayır Bay Netanyahu, sizin hükümetinizin 34 binden fazla Filistinliyi öldürmesine dikkat çekmek antisemitizm değildir." dedi.

ABD Senatosundaki önemli Yahudi isimlerden biri olan bağımsız Vermont Senatörü Bernie Sanders, X hesabından yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze'deki politikalarını eleştirdi.

Sanders, Amerikan üniversite kampüslerinde yayılan Gazze'ye destek ve İsrail'e tepki gösterilerini "antisemitik" olmakla suçlayan Netanyahu'ya, "Hayır Bay Netanyahu, 6 aydan daha kısa bir zamanda sizin aşırılıkçı hükümetinizin, yüzde 70'i kadın ve çocuk 34 binden fazla Filistinliyi öldürmesine ve 78 binden fazlasını yaralamasına dikkat çekmek antisemitizm ya da Hamas yanlısı olmak değildir." diye seslendi.

Sanders, Netanyahu yönetiminin Gazze'deki 221 binden fazla evi yerle bir ettiğini ve 1 milyondan fazla kişiyi evsiz bıraktığını kaydederek, bu saldırılarda Gazze'nin elektrik, su ve kanalizasyon altyapısının tamamen yok edildiğine dikkati çekti.

"Eylemlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmak antisemitizm değildir"
Yahudi karşıtlığının çok kötü bir bağnazlık olduğunu ve milyonlarca kişiye zarar verdiğini hatırlatan Sanders, açıklamasına şu sözlerle devam etti:

"Ancak lütfen aşırılıkçı ve ırkçı hükümetinizin ahlaksız ve yasa dışı savaş politikalarından dikkatimizi başka yere çekmeye çalışarak Amerikan halkının zekasıyla alay etmeyin. İsrail mahkemelerinde karşılaştığını suçlamalardan dikkati kaydırmak için antisemitizmi kullanmayın. Eylemlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmak antisemitizm değildir."

ABD'li senatör, "Sizin hükümetinizin Gazze'deki sağlık sistemini yok ettiğini, 26 hastaneyi kullanılamaz hale getirdiğini ve 400'den fazla sağlık çalışanını öldürdüğünü söylemek antisemitizm değildir. Yönetiminizin Gazze'deki 12 üniversitenin ve 56 okulun tamamını yıkıma uğratmasını ve 625 bin öğrenciyi eğitimden mahrum bırakmasını kınamak antisemitizm değildir." ifadelerini kullandı ve İsrail'in uluslararası hukuku ve ABD hukukunu açıkça çiğnediğini söyledi.

İsrail Başbakanı Netanyahu, önceki gün yayınladığı bir video mesajda, Amerikan üniversitelerinde yayılan Gazze'ye destek gösterilerinin "Yahudi karşıtı gösteriler olduğunu" ve "Biden yönetiminin antisemitizme karşı gereken adımları atması gerektiğini" savunmuştu.

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi Mike Johnson da dün protestoların başladığı yer olan Columbia Üniversitesini ziyaret ederek burada bir konuşma yapmış ve "üniversitelerin antisemitik eylemlere izin vermemesi gerektiğini" savunmuştu.


Taliban'ın tutukladığı 6 İran sınır muhafızı serbest bırakıldı

Pakistan'ın kabile bölgelerindeki bir kontrol noktasını koruyan Taliban savaşçıları (Arşiv)
Pakistan'ın kabile bölgelerindeki bir kontrol noktasını koruyan Taliban savaşçıları (Arşiv)
TT

Taliban'ın tutukladığı 6 İran sınır muhafızı serbest bırakıldı

Pakistan'ın kabile bölgelerindeki bir kontrol noktasını koruyan Taliban savaşçıları (Arşiv)
Pakistan'ın kabile bölgelerindeki bir kontrol noktasını koruyan Taliban savaşçıları (Arşiv)

İran Mehr Ajansı, ülkenin doğusunda Afgan Talibanı tarafından tutuklanan altı İranlı sınır muhafızının dün (Perşembe) serbest bırakıldığını bildirdi.

Ajans, konu hakkında bilgi sahibi olduğunu belirttiği bir kaynağın ve Farah Eyaletindeki yerel kaynakların, Taliban'ın bu altı kişiyi Farah sınır bölgesinde tutukladığını belirttiğini aktardı.

Arap Dünyası Haber Ajansı'nın (AWP) haberine göre kaynaklar, sınır muhafızlarının "gerekli tedbirler alındıktan sonra" serbest bırakıldığını belirtti.


Moskova ve Tahran ittifakını güvenlik anlayışıyla güçlendiriyor

Petruşev ve Ahmadiyan güvenlik iş birliğine yönelik bir mutabakat zaptı imzaladı (Nournews)
Petruşev ve Ahmadiyan güvenlik iş birliğine yönelik bir mutabakat zaptı imzaladı (Nournews)
TT

Moskova ve Tahran ittifakını güvenlik anlayışıyla güçlendiriyor

Petruşev ve Ahmadiyan güvenlik iş birliğine yönelik bir mutabakat zaptı imzaladı (Nournews)
Petruşev ve Ahmadiyan güvenlik iş birliğine yönelik bir mutabakat zaptı imzaladı (Nournews)

Moskova ve Tahran, Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Ekber Ahmadiyan ve Rus mevkidaşı Nikolai Petruşev'in St. Petersburg'da düzenlenen güvenlik konferansının oturum aralarında yaptıkları görüşmelerin sonucunda bir güvenlik anlaşması imzalayarak ittifaklarını güçlendirdi.

Rusya, Tahran ile Tel Aviv arasındaki karşılıklı saldırıların arka planında İran-Batı çatışması da dahil olmak üzere son zamanlarda artan gerilimler karşısında bölgedeki hareketliliğini artırdı.

Rusya Güvenlik Konseyi'nden yapılan açıklamada, Petruşev ile İranlı mevkidaşının "Ortadoğu'daki durum hakkında görüş alışverişinde bulundukları ve gerilimin daha fazla tırmanmasını önleme konusundaki kararlılıklarını vurguladıkları" belirtildi.

Rusya-İran ittifakının çeşitli alanlarda güçlenmesi, güvenlik anlayışı sürecine yeni bir boyut kazandırıyor. Her iki taraf da toplantıda en büyük dikkatin "güvenlik alanında Rusya-İran pratik iş birliğinin geliştirilmesine ilişkin konulara" verildiğini vurguladı.

Bu gelişme yaşanırken ABD ve İngiltere dün (Perşembe), İranlı bireylere ve şirketlere, insansız hava aracı endüstrisini ve ihracatını hedef alan yeni bir yaptırım paketi uygulama kararını açıkladı.


İsrail ordusu, iki tanksavar füzesinin fırlatıldığının tespit edilmesinin ardından Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah altyapısını vurduğunu duyurdu

Güney Lübnan'daki İsrail bombardımanından (arşiv – el-Merkeziyye)
Güney Lübnan'daki İsrail bombardımanından (arşiv – el-Merkeziyye)
TT

İsrail ordusu, iki tanksavar füzesinin fırlatıldığının tespit edilmesinin ardından Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah altyapısını vurduğunu duyurdu

Güney Lübnan'daki İsrail bombardımanından (arşiv – el-Merkeziyye)
Güney Lübnan'daki İsrail bombardımanından (arşiv – el-Merkeziyye)

İsrail ordusu bugün (Cuma) yaptığı açıklamada, Hizbullah'ın aynı bölgede bir İsrail askeri konvoyunu hedef aldığını duyurmasının ardından, Lübnan'ın güneyindeki Kafr Şuba ve Markaba'da Hizbullah'a ait altyapıyı bombaladığını duyurdu.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine iki tanksavar füzesi fırlatılmasının ardından İsrail savaş uçaklarının Hizbullah'ın altyapısını bombaladığı belirtildi.

Açıklamanın devamında “Güney Lübnan'daki Şebaa bölgesindeki ateş kaynaklarına topçu ve tanklar karşılık verdi” denildi.

Hizbullah daha önce, perşembe gecesi Kafr Şuba tepelerindeki Ruveysat el-Alem mevzisi yakınlarında ‘karmaşık bir pusuda’ iki İsrail aracını imha ettiğini duyurmuştu.

Açıklamada Hizbullah savaşçılarının Ruveysat el-Alem yakınlarındaki bir konvoya güdümlü füzeler, topçu ve roket silahlarıyla karmaşık bir pusu kurdukları belirtildi.


Belçika'nın Gazze'deki kalkınma yardımı çalışmalarına katılan bir yardım görevlisi öldürüldü

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırıları sonucu dumanlar yükseliyor. (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırıları sonucu dumanlar yükseliyor. (Reuters)
TT

Belçika'nın Gazze'deki kalkınma yardımı çalışmalarına katılan bir yardım görevlisi öldürüldü

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırıları sonucu dumanlar yükseliyor. (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırıları sonucu dumanlar yükseliyor. (Reuters)

Reuters'in haberine göre Belçika Kalkınma İşbirliği Bakanı Caroline Gennez bugün (Perşembe) yaptığı açıklamada, Belçika'nın kalkınma yardımı çalışmalarına katılan bir yardım görevlisinin İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırısında yaşamını yitirdiğini bildirdi.

Gennez, “33 yaşındaki çalışma arkadaşımız Abdullah Nabhan ve yedi yaşındaki oğlu Cemal'in dün gece Refah kentinin doğu kesiminde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen bombardımanda hayatını kaybettiğini büyük bir üzüntü ve dehşetle öğrendik” ifadesini kullandı.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerini hedef almaya ve saldırılar düzenlemeye devam ederek Gazze Şeridi'ne yönelik 200 günü aşan savaşını sürdürüyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye yönelik savaşı sonucunda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısının 34 bin 305'e, yaralı sayısının ise 77 bin 293'e yükseldiğini duyurdu.


Refah'ta gerçekleştirilecek askeri operasyon sivillerin tahliyesiyle başlayacak ve 5 hafta sürecek

İsrail'in Refah'a düzenlediği hava saldırısında yıkılan bir evi inceleyen Filistinliler (DPA)
İsrail'in Refah'a düzenlediği hava saldırısında yıkılan bir evi inceleyen Filistinliler (DPA)
TT

Refah'ta gerçekleştirilecek askeri operasyon sivillerin tahliyesiyle başlayacak ve 5 hafta sürecek

İsrail'in Refah'a düzenlediği hava saldırısında yıkılan bir evi inceleyen Filistinliler (DPA)
İsrail'in Refah'a düzenlediği hava saldırısında yıkılan bir evi inceleyen Filistinliler (DPA)

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN'ın bugün (Perşembe) bildirdiğine göre, Refah'ta gerçekleştirilecek İsrail askeri operasyonu sivillerin tahliyesiyle başlayacak ve beş hafta sürecek.

Şarku’l Avsat’ın KAN'dan aktardığı habere göre kara operasyonunun ilk aşamasında Gazze Şeridi'nin güneyinde, Mısır sınırına yakın Refah'taki siviller daha güvenli yerlere taşınacak.

İsrail'in müttefikleri ve muhalifleri aylardır Başbakan Binyamin Netanyahu'ya çok sayıda sivilin hayatını kaybedeceği endişesiyle Refah'a girmemesi yönünde baskı yapıyordu.

Bir milyondan fazla Filistinli kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nin diğer bölgelerinden Refah'a göç etmek zorunda kaldı. Refah aynı zamanda Gazze Şeridi'ne yardım girişinin yapıldığı ana sınır kapısına da ev sahipliği yapıyor.

İsrail üzerindeki artan baskıya rağmen İsrail hükümeti, Hamas'ı yok etme hedefine ulaşmak için kara harekatına devam etmesi gerektiğini söylüyor.


HRW: Burkina Faso ordusu intikam saldırısında 56'sı çocuk 223 sivili kurşuna dizdi

HRW, 2020'deki bir olayda da Burkina Faso ordusunun 31 sivili infaz ettiğini duyurmuştu (Reuters)
HRW, 2020'deki bir olayda da Burkina Faso ordusunun 31 sivili infaz ettiğini duyurmuştu (Reuters)
TT

HRW: Burkina Faso ordusu intikam saldırısında 56'sı çocuk 223 sivili kurşuna dizdi

HRW, 2020'deki bir olayda da Burkina Faso ordusunun 31 sivili infaz ettiğini duyurmuştu (Reuters)
HRW, 2020'deki bir olayda da Burkina Faso ordusunun 31 sivili infaz ettiğini duyurmuştu (Reuters)

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Humans Right Watch / HRW) salı günü yaptığı açıklamada, bu yıl tek bir günde aralarında en az 56 çocuğun da bulunduğu 220'den fazla sivilin Burkina Faso ordusu tarafından katledildiğini açıkladı.

HRW tarafından yapılan araştırmaya göre, 25 Şubat'taki saldırılarda ordu Soro köyünde 179 kişiyi, yakındaki Nondin köyünde ise 44 kişiyi öldürdü.

HRW, toplu katliamı ülkede yaklaşık 10 yıldır yaşanan "en feci ordu istismarı" olayı diye nitelendirdi.

Toplu katliamın, köylülerin silahlı radikal İslamcı militanlara yardım ettiğini öne süren ordunun misillemesi olduğuna inanılıyor.

Görgü tanıkları ve hayatta kalanlar HRW'ye 25 Şubat'taki cinayetlerin, radikal İslamcı militanların eyalet başkenti Ouahigouya'ya yaklaşık 25 kilometre uzaklıktaki bir askeri kampa düzenlediği saldırıya misilleme olarak gerçekleştirildiğini düşündüklerini anlattı.

Saldırıdan kurtulan köylüler HRW'ye, militanların köyün yakınından geçmesinden yaklaşık 30 dakika sonra 100'den fazla askerin bulunduğu bir askeri konvoyun Nondin köyüne indiğini söyledi.

Rapor, tanık ve kurtulanların şu ifadelerine yer verdi:

Askerler kapı kapı dolaşarak köy sakinlerini evlerinden çıkardı. Daha sonra köylüleri gruplar halinde toplayarak üzerlerine ateş açtılar.

Hayatta kalan bir kişi, askerlerin katliamlardan önce köy sakinlerini radikal İslamcı militanların hareketlerini bildirmeyerek işbirliği yapmamakla suçladıklarını söyledi. Hayatta kalanlar, askerlerin bir saat sonra yaklaşık 5 km. uzaklıktaki Soro'ya vardıklarını ve burada da köylüleri toplayıp ateş açtıklarını ekledi. Görgü tanıkları, her iki köyde de askerlerin saklanmaya ya da kaçmaya çalışanlara da ateş ettiğini söyledi.

Burkina Faso hükümet sözcüsü raporla ilgili yorum taleplerine yanıt vermedi. Yetkililer daha önce sivilleri öldürdüklerini reddetmiş ve cihatçı savaşçıların genellikle asker kılığına girdiklerini ileri sürmüştü.

Bir zamanlar barış içinde yaşayan bu ülke, El Kaide ve İslam Devleti'yle (eski adıyla IŞİD) bağlantılı cihatçı militanlarla devlet destekli güçlerin çatışmaları nedeniyle harap olmuş durumda. Her iki taraf da arada kalan sivilleri hedef alıyor. 

Çatışmalar bugüne dek yarıdan fazlası çocuk olmak üzere en az 2 milyon kişiyi yerinden etti. Muhalif olarak algılanan kişileri susturan baskıcı bir rejim tarafından yönetilen ülkede saldırıların çoğu cezasız kalıyor ve rapor edilmiyor.

Associated Press, nisan başlarında yaptığı açıklamada ordunun 5 Kasım'da başka bir köye düzenlediği ve en az 70 kişinin ölümüne yol açan saldırıya ilişkin haberlerini yayımlamıştı. Ayrıntılar benzerdi: Ordu militanlarla işbirliği yapmakla suçladığı köylüleri, çocukları ve bebekleri dahil olmak üzere katletmişti.

ABD merkezli Silahlı Çatışma Yeri ve Olay Verileri Projesi'ne (Armed Conflict Location & Event Data Project /ACLED) göre El Kaide ve İslam Devleti grubuyla bağlantılı cihatçı şiddetin Batı Afrika ülkesini 9 yıl önce ilk kez vurmasından bu yana Burkina Faso'da 20 binden fazla kişi öldürüldü.

Burkina Faso 2022'de iki darbe yaşamıştı. Analistler, Eylül 2022'de iktidarı ele geçirmesinden bu yana, Yüzbaşı İbrahim Traoré liderliğindeki cuntanın militanları geri püskürtme sözü verdiğini ancak şiddetin daha da kötüleştiğini söylüyor. Burkina Faso topraklarının yaklaşık yarısı hükümet kontrolü dışında kalmaya devam ediyor.
Independent Türkçe, AP, BBC, HRW, ACLED