Bilim insanları 20 bin yıl önce yapılan bir "ölüm ritüeli"ni ortaya çıkardı

Kadının kalıntılarının bulunduğu kulübenin ritüel için özel olarak inşa edilmiş olabileceği düşünülüyor (Ezrak Projesinde Epipaleolitik Toplayıcılar / EFAP)
Kadının kalıntılarının bulunduğu kulübenin ritüel için özel olarak inşa edilmiş olabileceği düşünülüyor (Ezrak Projesinde Epipaleolitik Toplayıcılar / EFAP)
TT

Bilim insanları 20 bin yıl önce yapılan bir "ölüm ritüeli"ni ortaya çıkardı

Kadının kalıntılarının bulunduğu kulübenin ritüel için özel olarak inşa edilmiş olabileceği düşünülüyor (Ezrak Projesinde Epipaleolitik Toplayıcılar / EFAP)
Kadının kalıntılarının bulunduğu kulübenin ritüel için özel olarak inşa edilmiş olabileceği düşünülüyor (Ezrak Projesinde Epipaleolitik Toplayıcılar / EFAP)

Ürdün'deki tarihi bir avcı kampında bir kadının yanmış kalıntıları keşfedildi ve yaklaşık 20 bin yıl öncesine tarihlendi. Anlaşılamayan bir ölüm ritüelinde kısmen yakılan bir bedenin bulunduğu bu keşif, ölüme dair inançların şu anda düşünülenden çok daha eskiye uzandığını gösteriyor.

Ölüm ritüelleri düşünüldüğünden çok daha eski
Şimdiye kadar Ortadoğu'da ölülerin gömülmesinin veya yakılmasının planlı bir şekilde gerçekleştirilmesinin yaklaşık 10 bin yıl önce, Neolitik Çağ'dan daha eski olmayan bir zamanda başladığı düşünülüyordu.
Ancak mevsimlik, geçici bir barınakta keşfedilen kömürleşmiş kalıntılar, Ortadoğulu avcı toplayıcıların ölüm üzerine yeni bakış açılarına yaklaşık 20 bin yıl önce ulaştığı bilgisini verdi.
Söz konusu kalıntılar, Batı Asya'nın en büyük Epipaleolitik sahalardan biri olan ve Ürdün'ün doğusundaki bozkırlarda bulunan kazı alanı Kharaneh IV'de 2016'da keşfedilmişti.
Kadının yanmış bedeni 20 bin yaşındaki bir kulübenin içinde bulunmuştu. Keşif ölüm ve insan yapımı yapılar arasındaki en eski bağlantılardan birine işaret etmişti.
Arkeolog ekibinin başında Kaliforniya Üniversitesi Berkeley'den Lisa Maher ve Tulsa Üniversitesi'nden Danielle Macdonald'ın yer almıştı.
Ekibin hakemli bilim dergisi Journal of Anthropological Archaeology'de yayımlanan yeni makalesinde ise kömürleşmiş kalıntıların incelendiği ifade edildi. Bulgulara göre ölülere yönelik uygulamalar, "avcı toplayıcıların kökleri her yıl Ürdün'ün doğusundaki avlanma ve ticaret sahalarında konakladıkları zamanlara uzanan ve uzun süre devam eden uygulamalara dayanıyor".
Bulgular, ateş yakıldıktan sonra kadının bedeninin yana yatırıldığı ve dizlerinin büküldüğünü gösteriyor. Kadının bedeni bunun ardından, çalılardan oluşan barınak alev alev yanarak nihayetinde duvarları içine çökmeden önce, dikkatlice barınağın içine yerleştirilmişti.
Ancient Origins'in aktardığına göre bu yeni bulgular, insanların ölümle belirli yapılar arasında düşünülenden çok daha önce bağlantı kurmaya başladığına işaret ediyor. Bu uygulamaların "ritüeller sayesinde ölümün yaşama yakın kalacağı inancını" yansıttığı belirtiliyor.

"Ateş yaşam ve ölüm döngüsünü işaret ediyor olabilir"
Kharaneh IV'de en az üç başka kulübenin daha kalıntıları bulundu ancak bahsi geçen kulübenin 19 bin 400 yıl öncesine tarihlenmesi onu daha ilgi çekici kıldı. Dahası, araştırmacılara göre bu, “bir kişinin ölümüyle bir yapının cenaze törenin parçası olarak yıkılmasını ilişkilendiren” tek yapı oldu.
Söz konusu kulübenin kadının ailesiyle birlikte yaşadığı yer olabileceği düşünülüyor. Ancak özel olarak kadının ölüm ritüeli için inşa edilmiş de olabilir.
Her iki ihtimalde de bulgular, kadının yaşadığı topluluğun, ölünün bedeni için ebedi istiharatgahını oluşturmak amacıyla büyük bir çabaya girdiğini gösteriyor.
Kharaneh IV'deki avcıların bir kulübede yanan kadın için düzenlediği ritüelin anlamı ve önemi belki de hiçbir zaman bilinemeyecek. Zamanda belirli bir anla bağlantılı inançlar şüphesiz ulaşılmaz bir gizem olarak kalmayı sürdürecek.
Yeni araştırmaya katılmamış olan Leiden Üniversitesi'nden Peter Akkermans, bulguları şöyle yorumladı:
"Ateş kullanımına dair bu kanıt bir tür dönüşüm, yeniden doğum, arınma veya yaşam ölüm döngüsünü ifade ediyor olabilir."
Eski zamanlarda ateşin bir kişiyi bu dünyaya ve diğer dünyalara götüren tetikleyici unsur olarak görüldüğü biliniyor. Ve belki de en büyüleyici şey 20 bin yıl önce de çevresindekilerin sevdiklerini tıpkı bugünkü gibi seremonik ritüellerle uğurluyor olması.

Independent Türkçe/Ancient Origins



Batılı teknoloji devleri, Çin üretimi yapay zekaya yöneliyor

Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)
Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)
TT

Batılı teknoloji devleri, Çin üretimi yapay zekaya yöneliyor

Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)
Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)

Batılı ülkelerdeki büyük firmalar, Çin üretimi yapay zeka modellerini kullanmaya yöneliyor.

Wall Street Journal’ın (WSJ) analizinde, Amazon Web Services, Microsoft ve Google gibi Amerikan devlerinin, müşterilerine DeepSeek’i bir seçenek olarak sunmaya başladığını yazıyor.

Bu durumun, ABD hükümetinin veri güvenliği nedeniyle Çinli DeepSeek firmasının bazı uygulamalarını devlet cihazlarında yasaklamasına rağmen gerçekleştiğine işaret ediliyor.

Analiz firması Sensor Tower’ın verilerine göre, ABD’li OpenAI firmasının ürettiği ChatGPT en popüler yapay zeka destekli sohbet botu olma özelliğini koruyor. Küresel çapta uygulamanın 910 milyon kez indirildiği belirtiliyor. Çinli mühendislerin tasarladığı DeepSeek ise 125 milyon kez indirildi.

Harvard Üniversitesi’nin haziranda yayımladığı bir çalışmada, Çin’in yapay zekada öne çıkmasını sağlayan iki temel unsurun veri zenginliği ve insan sermayesi olduğu belirtilmişti.

WSJ’nin analizine göre de Amerikan şirketleri daha çok “yapay genel zeka” (AGI) gibi devrimsel ilerlemelere yoğunlaşırken, Çinli firmalar pratik uygulamalarla günlük sorunları çözmeye odaklanıyor. Çinli şirketler aynı zamanda modellerini açık kaynak olarak sunuyor. Bu sayede kullanıcılar modelleri kendi ihtiyaçlarına göre uyarlayabiliyor.

Alibaba’nın “Qwen” adlı açık kaynak modelinin dünya genelinde 100 binden fazla türevi geliştirildi. Haberde, Japonya Ekonomi Bakanlığı için özel yazılımlar geliştiren Tokyo merkezli Abeja şirketinin Google ve Meta yerine Qwen’i tercih ettiğine dikkat çekiliyor.

DeepSeek, diğer yapay zeka şirketlerine kıyasla düşük maliyetle ve az sayıda çip kullanarak geliştirdiği açık kaynaklı yeni modeli DeepSeek-R1'i, 20 Ocak'ta piyasaya sürmüştü. ABD’li şirketlerle yarışan modelleri daha ucuza geliştirip sattığını öne süren DeepSeek, Nvidia'dan Microsoft'a kadar teknoloji devlerinin yüzlerce milyar dolar değer kaybetmesine neden olmuştu.

Batılı ülkeler, DeepSeek’in siber güvenliği ihlal ettiğini ve verilerin Pekin yönetimiyle paylaşılmasını sağladığını öne sürmüş, firmaysa iddiaları yalanlamıştı.

Güney Afrika’daki Witwatersrand Üniversitesi, DeepSeek’in diğer yapay zeka modellerine göre daha iyi veri güvenliği sağladığını savunuyor. Üniversite yetkililerinden Tarık Surtee, “Açık kaynaklı olması ve çevrimdışı kullanılabilmesi, verilerimizi koruyor” diyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, RT