Pandemide buzdolabı kapağını defalarca açanlar! Yalnız değilsiniz… Online diyetlere talep artışı yüzde 100'ü geçti

Pandemide buzdolabı kapağını defalarca açanlar! Yalnız değilsiniz… Online diyetlere talep artışı yüzde 100'ü geçti
TT

Pandemide buzdolabı kapağını defalarca açanlar! Yalnız değilsiniz… Online diyetlere talep artışı yüzde 100'ü geçti

Pandemide buzdolabı kapağını defalarca açanlar! Yalnız değilsiniz… Online diyetlere talep artışı yüzde 100'ü geçti

ABD'nin Louisiana eyaletinde yer alan Pennington Biyomedikal Araştırma Merkezi'nin 50 ülkede 8 bin yetişkin üzerinde yaptığı araştırmaya göre pandemi ve karantinalar süresince sağlıklı beslenmekten uzaklaşmak hemen her coğrafyada görülen bir sorun oldu. 
Yani tok olmamıza rağmen bir şeyler yemek isterken, 10 dakika önce kapısını açtığımız buzdolabının kendi kendine sufle yapmasını ümit ederken, pandemi stresini yemeklerden çıkarırken yalnız değiliz. 
Ankete katılan kişilerin yüzde 27'si kilo aldığını söylerken, her 100 kişiden 17'si ise kilo kaybettiğini dile getirdi. 
Ankete göre pandemi boyunca uyku düzeni bozulanların oranı yüzde 44.
Endişe kontrolü yaşamakta zorlananlar ise yüzde 20 olarak ölçüldü.

"Eve depolanan hazır gıdalar, besin değil" 
Independent Türkçe'ye konuşan Diyetisyen Emre Uzun'a göre pandemi boyunca en fazla artan şikayet de duygusal yeme bozukluğu. 
Evde kalan, canı sıkılan, psikolojik olarak kendini kötü hisseden, strese giren, yoksulluk duygusuna giren, korkan kişilerini kendini yemeğe verdiğini söyleyen Uzun, marketlerin erken kapanıyor olmasının da kişiyi depolamaya yönelttiğini belirtti.  
"Evde depolanan hazır gıdalara besin denmez" diyen Emre Uzun, "Besin, bizim için fayda sağlayan, içinde vitamin ve mineraller barındıran gıdalardır. İngilizcede "Junk Food" dediğimiz atıştırmalıkları da besin olarak değerlendirmek de doğru değil. Ancak evin içindeki stres arttıkça bunları tüketim arttı. Fizikselden ziyade duygusal yeme bozukluklarıyla karşı karşıya kalmaya başladık" ifadelerini kullandı. 
Kişilerin hobi edinmesinin, gerekiyorsa bir psikologla görüşmesinin, açık havada yürüyüşlerin önemli olduğunu söyleyen Uzun, evlere alınan kalorili ürünlerin de kişinin sinirli ya da kötü anında ilk tüketilen gıda olduğunu hatırlattı. 

"Eskiden yüzde 70 oranında olan birebir görüşmeler, yüzde 20'ye kadar geriledi" 
Pandemide evden çıkamayan ancak daha fazla kilo alımının da önüne geçmek isteyen kişilerin başvurduğu ilk adres ise online diyetisyenlik hizmetleri. 
Özellikle pandeminin ilk aylarında oluşan "yokluk psikolojisi" ile insanların ekmek, makarna, pirinç, bulgur gibi bozulmayan ve kalorisi yüksek gıdaları depolamaya başladığını söyleyen Uzun'a göre bu dönemde online diyet taleplerinde de bir patlama oldu: 
"Pandemiden önce benim online seanslarım yüzde 30, yüz yüze seanlarım yüzde 70 civarındaydı. Pandemiyle birlikte bu tam tersine döndü. Hatta birebir görüşmeler yüzde 20'ye kadar indi. 
Çok az insan evden çıkma konusunda rahattı. Birebir görüşmeleri haftada bir gün ile sınırlı tutuyordum. 
Mart, nisan, mayıs aylarında böyle devam etti. Haziranda sokağa çıkma yasaklarının kalkmasıyla birlikte insanlar tatile gidince bizim işlerimiz bir miktar düştü. 
Hem insanlar evde durmaktan sıkılmıştı hem de tatilde oldukları için diyete devam etmediler. Hükümetin başlattığı tatil için kredi verilmesi kampanyası da etkili oldu. 
Online diyetler de bir tık azaldı ama devam etti. Sonrasında ise birebir görüşmeler yeniden artmaya başladı. Gelinen noktada yüz yüze görüşmeler yüzde 60- yüzde 70 oranında. Online yüzde 30-40. Evde kalan sayısı çok çok azaldı. 
İstanbul'da olup online danışanım iki elin parmaklarını geçmeyecek vaziyette. Şehir dışından ve yurt dışından online diyetlerimiz ise devam ediyor."
"Orta sınıfın giderek kaybolduğu sistemde biz de o sınıftaki müşterilerimizi kaybediyoruz" 
Pandemiyle birlikte online diyet taleplerinin yüzde 100'e yakın arttığını söyleyen Diyetisyen Emre Uzun'a göre diyetisyenlik, her zaman halkın refah seviyesine göre değişim gösteren bir sektör oldu. 
"Kişinin refah seviyesi yüksek olmalı ki kendine ve sağlığına dikkat etsin" diyen Uzun, ekonomik sıkıntısı yüksek olanın "ben kendi başıma yaparım" düşüncesinde olduğunu söylüyor ve ekliyor: 
"Zenginin daha çok zenginleştiği, yoksulun daha fazla yoksullaştığı ve orta sınıfın kaybolduğu bir sistem var. Makas giderek açılıyor. Üst tabaka çok etkilenmedi ama biz orta seviyedeki müşterilerimizi kaybediyoruz. Kendine dikkat etmek isteyen beyaz yakalıları kaybediyoruz."
 
Dövizin yükselmesiyle online ve yüz yüze diyetisyenlik ücretleri eşitlendi 
Haftalık seanslarda danışanlarıyla ayda dört kez görüşen Emre Uzun'un aktardığına göre pandemi öncesi online ve yüz yüze görüşmelerde fiyat farklılığı oluşuyordu. 
Ancak pandemiyle birlikte hem fiyat artırımına hem de fiyat eşitlemesine gidilmek zorunda kalındı. Zira, dövizin yükselmesi, ofisin kira masrafının devam etmesi gibi nedenlerle hem online hem de birebir diyetisyenlik hizmeti 1500 liraya kadar çıktı. 
Kendisinin genel diyetisyen ücretleri ortalamasını yansıtmadığını kabul eden Uzun, online diyetlerde yağ-kas ölçümünün nasıl yapıldığını sorduğumuzda ise şu yanıtı verdi: 
"Online diyetisyenlik hizmetlerinde yağ-kas ölçümü için kişiler dilerse bu ölçümleri yapan tartıları alabilir. Ya da bir eczane ya da spor salonunda bu ölçümü yapabiliri. Ancak online olunca yağ-kas ölçümü çok güvenilir olmuyor. Hele ki ucuz tartıların yağ ölçümüne hiç güven olmuyor. O nedenle biz kilo kaybını takip ediyoruz. Benim uyguladığım diyetler, kişiye özgü ve sağlıklı diyetler olduğu için çoğunlukla yağdan kaybettiren cinsten. Basen, bel gibi yerler mezura ile ölçüldüğünde ya da kan tahlillerinde de bu kendini gösteriyor zaten."

"Son üç ayda, marttaki psikolojiye geri dönüldü"
Diyetisyen Seçil Kenar da online diyetisyenliği, sokağa çıkma yasaklarının başladığı ilk günden bu yana devam ettiren beslenme uzmanlarından. 
Ofisinin de bir süre kapalı kaldığı o günlerdeki belirsizliğin medyadaki felaket senaryolarıyla daha da tetiklendiğini, insanların korkarak daha çok evde kaldığını hatırlatan Kenar, "Mart, nisan, mayıs aylarında herkes inanılmaz kilo aldı. Psikolojik yemeler çok başladı" diye konuştu. 
Kenar'ın aktardığına göre normalleşme sürecinin başladığı hazirandan ekime kadarki süreçte insanların psikolojisi biraz olsun toparlayınca danışan sayısı da arttı. 
Son üç ayda ise vakaların artmasıyla korkunun yeniden mart dönemine benzemeye başladığını söyleyen Seçil Kenar, "Son üç aydır insanlarda çok ciddi bunalım var. Umutsuzluk, sıkılmışlık… Dışarı çıkamamanın ve sosyalleşememenin verdiği yeme bozukluklarını görüyoruz. Psikolojik yeme bozuklukları çok arttı. Elbette danışanlar devam ediyor diyetisyene ancak diyete devam etme direnci çok düştü" dedi ve ekledi: 
"İnsanlar üç aşağı beş yukarı gün içerisinde idare edebiliyorlar. Çocuklarıyla ilgileniyorlar, ofise gidenler var… Ancak burada problem hafta sonları ve akşamları. Sürekli oturuyoruz, sürekli bir şeyler izliyoruz, sürekli hareketsiziz. İnsanlarda ciddi kas kayıpları ve aşırı yağlanma problemleri var. Gece atıştırmaları çok arttı." 

Kötü psikolojiyle mücadele için: Sağlıklı tarifler, hobi edinme, diyet yapan grupları 
Seçil Kenar'ın da bu soruna farklı çözümleri var. 
Bunlardan biri pandemiyle birlikte mutfakta daha fazla zaman geçirenlere sağlıklı yemek tarifi önerileri. 
Canı börek çekene, yufkasız kabak böreği, paket paket çikolata almak isteyen hurmalı tatlı tarifleri, bu önerilerin arasında. 
Danışanlarına pandemi sürecinin geçici olduğunu ve yemek yerine konulabilecek bir terapi sistemi bulunması gerektiğini her seferin hatırlatan Seçil Kenar, insanları farklı hobilere de yönlendirdiğini söylüyor. 
Online yoga, pilates, zumba gibi dersler evdeki stresi azaltırken, birbiriyle bağlantılı birkaç danışanın kurduğu Whatsapp grupları da grubun üyelerinin motive olması için önemli bir araç haline geliyor. 

"Yüzde 70 kapasiteyle çalışıyordum, yüzde 110'a çıktı" 
Seçil Kenar ise en "ben online sistemde yapamam" diyen danışan bile çevirimiçi hizmet almaya başladıklarını aktardı. 
Beş günün 2 buçuk gününde online, kalan yarısında da yüz yüze danışmanlık hizmeti veren Kenar, 2-3 yıl içerisinde de sektörün tamamen online olacağını öngördü. 
Emre Uzun gibi online diyetisyenlikte danışanlarının kas-yağ ölçümünü hassas tartılar, mezura, spor salonu ya da eczanelerde ölçüm ile yürüten Seçil Kenar, 2019'da yüzde 70, şimdi ise yüzde 110 kapasite ile çalıştığını belirtiyor. 
"Online diyeti 100 liraya yapan da var 500 liraya yapan da" diyen Kenar şöyle konuştu: 
"Online diyetlerin maliyeti daha düşük çünkü çoğu diyetisyen ofisini kapattı. Benim ofisin maliyeti ayda 10 bin lira. Giderlerle 12 bin lirayı buluyor. Benim giderim azalmadı. Alet kullanılmıyor, geç kalma problemi yok.. Her şey tıkır tıkır işliyor online'da. En az 100-150 TL kadar düşük seans başı." 
"Gelecekte beslenme problemleriyle ilgili bizi ne gibi hastalıklar bekliyor?" sorusuna Seçik Kenar, şu yanıtı verdi:
"Hareketsizlik çok ciddi problem. Hareketsizliğimizin bize ağır bir bedeli olacak. Kaslarımızda çok ciddi problemler çıkmaya başladı. Kas, kemik, sırt, eklem problemleri olacak. 
Hareket etmek her yerden kesildi. Spor salonuna gidilemediği gibi insanlar arkadaşının yanına bile gidemiyor. 
Bu tür hastalıklar çok öne geçecek. "

Online hizmet de Youtube kanalı da pandemide başladı
Özel bir tıp merkezinde diyetisyen olarak görev yapan Melek Sona ise mart ayında salgının başlaması ve yüz yüze randevuların birer birer iptal edilmesiyle öncelikle ücretsiz izne çıkmak durumunda kaldı. 
Ancak karamsarlığa düşmeyen Sona için pandemi bir nevi "fırsat" oldu. Çünkü kendisinin anlatımıyla çok istediği ama bir türlü cesaret edemediği online diyetisyenliğe nisan ayında başladı.
Mayıs ve haziran aylarını, danışanlarıyla internet ortamında görüşerek geçiren Sona, haziranda ise işine tekrar geri döndü. 
Sona için pandemiyle gelen bir yenilik daha vardı: YouTube kanalı 
"Hızlı yaşam bizi içine hapsetmişken odaklanamadığım YouTube işine sonunda girişmiştim" diyen Melek Sona bu durumdan hayli memnun. 
Zira Sona, hiç tanımadığı evlere girip hiç tanımadığı insanlara dokunabilmenin kendisini çok motive ettiğini söylüyor: Beni YouTube'dan görerek online diyete başlamak isteyen birçok kişi ile tanıştım. Bu benim yaptığım işin doğru kişilere ulaştığını gösteriyor. Çok minnettarım.
Sona'nın açıklamasına göre online diyetisyen görüşmelerine başlamak ilk başlarda, kendisi kadar danışanları için de bir belirsizlik taşıyordu. 
"Online diyet nedir? Ben bile tanımını doğru düzgün yapamazken insanların online diyete sıcak bakması beklenilemezdi ama bir ihtiyaçtan doğduğu için artık sıkça tercih edilen bir alan haline geldi" diyen Sona için artık online seansların yüz yüze seanslardan hiçbir farkı yok. 

Online diyetin avantajları
Hatta online diyetin evden çıkmamak, hastaneye gitmemek, trafiğe takılmamak, arabayı park etmekle uğraşmamak gibi avantajları olduğunu söylen Sona, kilo takiplerini ise evdeki tartıla ve mezura ile yapıyor. 
Bel ve kalçanın mezura ile ölçümlenmesiyle kilonun yağdan gidip gitmediğini anladıklarını söyleyen Sona'nın anlattığına göre çalıştığı tıp merkezinde seans ücretleri de uygun: 
"Yüz yüze hizmet alan danışanlarıma genellikle iki haftada bir gelmelerini öneriyorum. Ancak online da danışanlarımla sürekli iletişim halindeyiz. O yüzden online seanslarımın ücreti, yüz yüze seanslarıma göre biraz daha fazla diyebilirim. Online diyet yapan danışanlarımı bir miktar daha avantajlı görüyorum. Çünkü kendileri ile hemen her gün birebir iletişimdeyim. Sağlıklı beslenmeyi ilk ağızdan kişisel olarak göstermeye çalışıyorum." 
Görüştüğümüz diğer diyetisyenler gibi Melek Sona da pandemi sürecinde en sık rastlanan problemin duygusal yeme bozukluğu olduğunu söylüyor. 
Sona, "Çoğu kişi duygularını kontrol edemediği için bunu yemek yeme ile kapatmaya çalışıyor. Yemekten aldığı haz ile duygusal açıklarını kapatmak istiyor. Bu da doğru orantılı olarak kilo artışına sebep oluyor" değerlendirmesini yaptı. 
Pandemi psikolojisi ile mücadele etmenin bazı kişiler için daha zor olabileceğinin altını çizen Sona, başından beri koronavirüsle mücadele için sıraladığı tavsiyeleri, Independent Türkçe için yineliyor: 
"- Sağlıklı beslenelim, 
- Yeteri kadar uykumuzu alalım, 
- Bol su içelim,
- Hareketimizi artıralım.
Bunların sonucunda bağışıklığımızın kuvvetlenmesi kaçınılmaz.  Böyle bir durumda da koronavirüs bizden korkmalı, biz ondan değil."

Independent Türkçe

 



Scarlett Johansson, The Batman 2 için anlaşma aşamasında

Scarlett Johansson, son olarak bu yaz 800 milyon doların üzerinde hasılat yaparak büyük bir başarıya imza atan Jurassic World: Yeniden Doğuş'ta rol aldı (AP)
Scarlett Johansson, son olarak bu yaz 800 milyon doların üzerinde hasılat yaparak büyük bir başarıya imza atan Jurassic World: Yeniden Doğuş'ta rol aldı (AP)
TT

Scarlett Johansson, The Batman 2 için anlaşma aşamasında

Scarlett Johansson, son olarak bu yaz 800 milyon doların üzerinde hasılat yaparak büyük bir başarıya imza atan Jurassic World: Yeniden Doğuş'ta rol aldı (AP)
Scarlett Johansson, son olarak bu yaz 800 milyon doların üzerinde hasılat yaparak büyük bir başarıya imza atan Jurassic World: Yeniden Doğuş'ta rol aldı (AP)

Marvel Sinematik Evreni'nden ayrılışının üzerinden 4 yıl geçtikten sonra Scarlett Johansson bu kez DC'nin Gotham evrenine adım atmaya hazırlanıyor.

Kaynaklara göre oyuncu, The Batman Part II için son görüşme aşamasına geldi. Anlaşma sağlanırsa Johansson'un filme katılımı, uzun süredir geliştirme sürecindeki projeye yeniden hız kazandıracak.

Johansson önce geçen hafta kadrosuna dahil olduğu Şeytan (The Exorcist) filmini çekecek, ardından Batman setine geçecek. İki Oscar adaylığı bulunan oyuncunun hangi karakteri canlandıracağı ise gizli tutuluyor. 

Johansson, Hollywood'un en büyük gişe yıldızlarından biri. Black Widow/Natasha Romanoff karakteriyle Marvel Sinematik Evreni'ndeki başarıların yanı sıra temmuzda vizyona giren Jurassic World: Yeniden Doğuş'la (Jurassic World: Rebirth) büyük bir hasılat elde etti. Ayrıca kısa süre önce June Squibb'in başrolünde olduğu ve Cannes Film Festivali'nde prömiyer yapan ilk uzun metraj yönetmenlik denemesi Eleanor the Great'e imza attı.

Yılan hikayesine dönmüştü

The Batman'in devam filmi epey uzun bir yolculuğun ardından şekillenmeye başladı. Warner Bros., projeyi ilk kez Nisan 2022'de CinemaCon'da duyurmuştu. DC Stüdyoları eş başkanları James Gunn ve Peter Safran, filmin Ekim 2025'te gösterime gireceğini açıklamıştı ancak vizyon tarihi önce 2 Ekim 2026'ya, ardından 1 Ekim 2027'ye ertelendi.

Robert Pattinson, Batman/Bruce Wayne rolüne geri dönüyor. Senaryoyu Mattson Tomlin'le birlikte kaleme alan Matt Reeves filmi yönetecek. 

Mart 2022'de vizyona giren ilk film, 770,3 milyon dolarlık gişesiyle güçlü bir performans sergilemiş; Colin Farrell'ın başrolünde yer aldığı dizi The Penguin'in de yolunu açmıştı. Kadroda Zoë Kravitz, Jeffrey Wright, Paul Dano, Andy Serkis ve Barry Keoghan yer alıyordu.

"Senaryoyu özel şifreli bir çantada sakladık"

Reeves, eylülde Variety'ye yaptığı açıklamada uzun geliştirme sürecine rağmen heyecanını koruduğunu söylemişti:

Gerçekten inanılmaz bir yolculuktu ama çok heyecanlıyım. Mattson'la yazdığımız senaryoyla gurur duyuyorum. Senaryoyu özel şifreli bir çantada sakladık. Robert Pattinson o sırada New York'taydı ve güvenlik seviyesi gerçekten çok yüksekti.
 

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter


Beklenen romantik komedi, fragmanıyla gözyaşlarına boğdu

Tatilde Tanıştığımız İnsanlar, özgür ruhlu Poppy ve düzen meraklısı Alex'in birbirleri için ideal sevgili olup olmadığını sorgulayan romantik bir hikaye anlatıyor (Netflix)
Tatilde Tanıştığımız İnsanlar, özgür ruhlu Poppy ve düzen meraklısı Alex'in birbirleri için ideal sevgili olup olmadığını sorgulayan romantik bir hikaye anlatıyor (Netflix)
TT

Beklenen romantik komedi, fragmanıyla gözyaşlarına boğdu

Tatilde Tanıştığımız İnsanlar, özgür ruhlu Poppy ve düzen meraklısı Alex'in birbirleri için ideal sevgili olup olmadığını sorgulayan romantik bir hikaye anlatıyor (Netflix)
Tatilde Tanıştığımız İnsanlar, özgür ruhlu Poppy ve düzen meraklısı Alex'in birbirleri için ideal sevgili olup olmadığını sorgulayan romantik bir hikaye anlatıyor (Netflix)

Tatilde Tanıştığımız İnsanlar'ın (People We Meet on Vacation) ilk fragmanının yayımlanmasının ardından izleyiciler duygusal bir fırtınaya kapılmış durumda.

Netflix'in ocak ayında yayımlayacağı film, bazı izleyiciler tarafından hem romantik komedi türünün hem de 2026'nın "kurtarıcısı" ilan edildi.

Emily Henry'nin çok satan romanından uyarlanan yapım, karakter olarak taban tabana zıt iki yakın arkadaşı merkezine alıyor. Filmde ikiliyi Emily Bader ve Tom Blyth canlandırıyor. 

10 yılı aşkın süredir arkadaş olan ikili, farklı şehirlerde yaşamalarına rağmen her yaz birlikte tatile çıkıyor. Ancak yıllardır korudukları hassas denge, herkesin çoktan gördüğü bir gerçeği sorgulamaya başlamalarıyla sarsılıyor: Acaba onlar aslında birbirleri için mükemmel bir eş olabilir mi?

Fragmanın ardından sosyal medyada coşku hızla yükseldi. Bir YouTube kullanıcısı, "2026'mın şimdiden en büyük olayı!" derken; bir diğeri "Gözlerim doldu, resmen ağlıyorum" yorumunu yaptı.

Benzer duyguları paylaşan çok sayıda izleyici de yorumlarda buluştu. Onlardan biri, "Sadece fragmanı izlerken bile gözlerim doldu, seni seviyorum Emily Henry!" diye yazdı. 

Başka bir hayran ise heyecanını açıkça dile getirdi: 

Neden hıçkıra hıçkıra ağlıyorum? Poppy rolü bundan daha iyi olamazdı!

Fragman X'te de büyük heyecan yarattı. Bir izleyici, "Gerçek romantik komedilerin yokluğu sona erdi! Geri döndük, hem de hiç olmadığımız kadar güçlü!" diye kutlama yaparken bir başkası, herkesi "romantik komedi türünü kurtardığı için Emily Henry'ye teşekkür etmeye" çağırdı.

Bir diğer izleyici "Romantik komedilerin geri dönüşü için çok heyecanlıyım!" derken bir başkası şöyle yazdı: 

Bu film bize yeniden yaşadığımızı hissettirecek. Romantik komedi türünü kurtardığınız için teşekkürler.

Bir uyarlama daha yolda

Emily Henry'nin romanları son yıllarda hem edebiyat dünyasında hem de Hollywood'da büyük bir etki yaratıyor.

Tatilde Tanıştığımız İnsanlar'ın senaryosunu kaleme alan Yulin Kuang, Beach Read uyarlamasını yazıp yönetmek için de görevlendirildi. 

Filmin kadrosunda ayrıca Lukas Gage, Jameela Jamil, Lucien Laviscount, Alan Ruck ve Molly Shannon yer alıyor.

Merakla beklenen Tatilde Tanıştığımız İnsanlar, 9 Ocak 2026'da Netflix'te izleyiciyle buluşacak.

Independent Türkçe, Variety, Metro


Tarantino, 21. yüzyılın en iyi filmini açıkladı: Başyapıt

BM Barış Gücü'nün parçası olarak Somali'ye gönderilen bir grup Amerikan askerinin hikayesini anlatan Kara Şahin Düştü'de Josh Hartnett, Çavuş Matt Eversmann'ı canlandırmıştı (Sony Pictures Releasing)
BM Barış Gücü'nün parçası olarak Somali'ye gönderilen bir grup Amerikan askerinin hikayesini anlatan Kara Şahin Düştü'de Josh Hartnett, Çavuş Matt Eversmann'ı canlandırmıştı (Sony Pictures Releasing)
TT

Tarantino, 21. yüzyılın en iyi filmini açıkladı: Başyapıt

BM Barış Gücü'nün parçası olarak Somali'ye gönderilen bir grup Amerikan askerinin hikayesini anlatan Kara Şahin Düştü'de Josh Hartnett, Çavuş Matt Eversmann'ı canlandırmıştı (Sony Pictures Releasing)
BM Barış Gücü'nün parçası olarak Somali'ye gönderilen bir grup Amerikan askerinin hikayesini anlatan Kara Şahin Düştü'de Josh Hartnett, Çavuş Matt Eversmann'ı canlandırmıştı (Sony Pictures Releasing)

Oscar ödüllü yönetmen Quentin Tarantino, Ridley Scott'ın Kara Şahin Düştü (Black Hawk Down) filmini 21. yüzyılın en iyi yapımı ilan etti. 

Tarantino, The Bret Easton Ellis podcast'te verdiği röportajda Scott'ın filmdeki yönetmenlik başarısının "olağanüstülüğün ötesinde" olduğunu söyledi.

Tarantino'nun listesinde ikinci sırada Lee Unkrich imzalı Oyuncak Hikayesi 3 (Toy Story 3) yer alırken onu Sofia Coppola'nın Bir Konuşabilse'si (Lost in Translation) ve Christopher Nolan'ın Dunkirk'ü izliyor.

Yönetmen 5. sırada Paul Thomas Anderson'ın Kan Dökülecek (There Will Be Blood) filmini sayıyor.  

David Fincher'ın 2007 tarihli filmi Zodiac, kendine 6. sırada yer bulurken Tarantino, 7. basamağa Tony Scott imzalı Durdurulamaz'ı (Unstoppable) koyuyor. 

Onu George Miller'ın Mad Max: Fury Road'u, Edgar Wright'ın 2004'te çektiği Zombilerin Şafağı (Shaun Of The Dead) ve Woody Allen'ın Paris'te Gece Yarısı (Midnight in Paris) filmi takip ediyor.

"Yönetmenlik düzeyi akıl almaz"

62 yaşındaki Tarantino, Kara Şahin Düştü'yü birinci seçme nedenini şöyle açıkladı:

İlk izlediğimde de sevmiştim ama işin aslı fazla yoğun olduğunu düşündüm ve bende çalışmadı dolayısıyla zihnimde tam olarak yer edinememişti. Sonradan birkaç kez tekrar izledim ve bunun bir başyapıt olduğunu düşünüyorum. Film, Kıyamet (Apocalypse Now) düzeyinde bir amaç, görsel etki ve duygu yakalamaya gerçekten cesaret eden tek yapım ve bence bunu başarıyor. Yaklaşık 2 saat 45 dakika boyunca film temposunu hiç düşürmüyor. Yakın zamanda tekrar izlediğimde kalbim filmin tüm süresi boyunca yerinden çıkacak gibiydi; beni tamamen içine aldı ve hiç bırakmadı. Yönetmenlik düzeyi akıl almaz.

İkinci sıraya koyduğu Oyuncak Hikayesi 3 için ise "neredeyse kusursuz bir film" yorumunu yapan Tarantino, "Son 5 dakikası kalbimi yerinden söktü. Finali tarif etmeye kalksam boğazım düğümlenir... Olağanüstü bir film" dedi.

"Ne izlediğimi anlamamıştım"

Tarantino'nun dikkat çeken açıklamalarından biri de Dunkirk hakkındaydı. Yönetmen, filmi ilk izlediğinde aslında pek sevmediğini söyledi ancak zamanla fikri tamamen değişmiş:

Şimdi filmde gerçek bir ustalık görüyorum. Yeniden ve yeniden izledikçe içime işledi. İlk seferinde beni soğutan bir şey yoktu ama o kadar sersemleticiydi ki ne izlediğimi anlamamıştım. İkinci izleyişimde daha çok kavradım, üçüncü ve 4. izleyişimdeyse beni tamamen büyüledi.

Tarantino yıllar içinde en sevdiği filmlere dair farklı listeler paylaşmıştı. 2020'de, David Fincher imzalı Sosyal Ağ'ı (The Social Network) 2010'ların en iyi filmi seçmiş, Premiere dergisine verdiği röportajda "Rakipsiz. Bir numara çünkü açık ara en iyisi. Tüm rakiplerini eziyor" demişti.

Tarantino'ya göre 21. yüzyılın en iyi 10 filmi:

1- Kara Şahin Düştü (2001)
2- Oyuncak Hikayesi 3 (2010)
3- Bir Konuşabilse (2003)
4- Dunkirk (2017)
5- Kan Dökülecek (2007)
6- Zodiac (2007)
7- Durdurulamaz (2010)
8- Mad Max: Fury Road (2015)
9- Zombilerin Şafağı (2004)
10- Paris'te Gece Yarısı (2011)

Independent Türkçe, Variety, World of Reel