25 yıl sonra bir ilk: Amerikan savaş gemisi Port Sudan’a demirledi

ABD’nin Hartum Büyükelçiliği, Amerikan savaş gemisinin Port Sudan’a gelişini, Sudan ordusuyla ‘yenilenmiş ortaklığın’ güçlendirilmesi olarak niteledi

25 yıl sonra bir ilk: Amerikan savaş gemisi Port Sudan’a demirledi
TT

25 yıl sonra bir ilk: Amerikan savaş gemisi Port Sudan’a demirledi

25 yıl sonra bir ilk: Amerikan savaş gemisi Port Sudan’a demirledi

ABD Donanması’ndan bir savaş gemisi, 25 yıllık aranın ardından ilk kez Kızıldeniz kıyısındaki Port Sudan Limanı’na demirledi. Böylece iki ülke arasında onlarca yıldır askeri alanda yaşanan mesafeli duruş sona ermiş oldu.
ABD’nin Hartum Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada, Amerikan savaş gemisinin Port Sudan’a gelişi, iki ülkenin, orduları arasında kurmaya çalıştıkları stratejik bir ortaklığın tamamlanmasının bir sonucu olduğu belirtilirken Sudan tarafından geminin gelişiyle ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Dün ABD Hartum Büyükelçiliği’nin resmi Facebook sayfasından yapılan açıklamada, Port Sudan’a demirleyen ABD Donanması'na ait geminin, 'USNS Carson City' isimli yüksek hızlı transfer gemisi olduğu belirtildi. Böylece ABD ve Sudan orduları arasındaki yaklaşık 30 yıldır süren mesafeli duruşun ardından ilk kez bir Amerikan askeri gemisi Port Sudan'a demir atmış oldu.
Sudan Savunma veya Dışişleri Bakanlığı, geminin ziyareti hakkında yorum yapmazken ve gemiyle ilgili haberler basında yer alıncaya kadar geminin görevine dair ayrıntılarla ilgili bilgi verilmedi. Sudanlı yetkililer genellikle bu tür haberler hakkında yorum yapmaktan kaçınırken uluslararası basında çıkan haberleri veya sızan bilgileri kabul etmek zorunda kalıyorlar.
Büyükelçilik, savaş gemisinin Port Sudan’a yaptığı ziyaretin amacının, ABD ordusunun Sudan ordusuyla arasındaki ‘yenilenmiş ortaklığı’ güçlendirmesi ve deniz güvenliğini artırmaya hazır olduklarının teyidi olduğu belirtildi. Büyükelçilik açıklamasında ayrıca ABD Donanması Avrupa ve Afrika Acil Durum Askeri Komutanı ve Görev Gücü 63 Komutanı Kaptan Frank Okata’nın “Deniz güvenliğini artırmak için Sudanlı ortaklarımızla çalışmaktan onur duyuyoruz” şeklindeki sözleri yer aldı.
USNS Carson City gemisinin Port Sudan’a gelişini, ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) Komutan Yardımcısı Andrew Young ve AFRICOM İstihbarat Direktörü Tuğamiral Heidi Berg’in geçtiğimiz Ocak ayında Sudan'a yaptığı ziyaretin bir sonucu olduğu belirtilen açıklamada, ayrıca Sudan ile ABD arasındaki ortak eylem ve askeri iş birliğinin kapsamının genişletilmesinin hedeflendiği belirtildi.
AFRICOM Komutan Yardımcısı Young, yüksek rütbeli askerlerden oluşan bir heyetle 25 Ocak’ta Sudan’a birkaç gün süren bir ziyaret gerçekleştirmişti. Sudan resmi haber ajansı SUNA o dönem yayınladığı bir haberde, Sudan ordusunun ABD’li askeri yetkililerin onuruna bir resepsiyon verdiğini ve heyetin, Sudan Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral İsam Muhammed Hasan ve Sudan Savunma Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Dairesi Başkanı Tümgeneral Abdusselam Abdulhamid tarafından Hartum Askeri Hava Üssü’nde ağırlandığını aktardı.
Young, ziyaret sırasında Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ve Başbakan Abdullah Hamduk'un da aralarında bulunduğu bir dizi askeri ve siyasi liderle görüşmelerde bulundu.
ABD’li askeri yetkili, Sudanlı yetkililere, ülkesinin Hartum ile güçlü ilişkiler kurma, Sudan’ın tanık olduğu tarihi değişimi destekleme ve iki ülke arasındaki ilişkileri özellikle askeri iş birliği alanında ‘stratejik’ bir düzeye getirme taahhütlerini bildirdi.
Young ayrıca ABD’nin Sudan’daki geçiş sürecini desteklemek, ilişkileri güçlendirmek, gelecekteki olası fırsatları keşfetmek, diyaloga ve karşılıklı güvene dayalı bir ilişki kurmak ve özellikle Sudan'ın Terörü Destekleyen Ülkeler Listesi’nden çıkarılmasının ardından uluslararası camiaya dönmesinin ardından uluslararası güvenlik ortamını ve istikrarı sürdürmek için ortak eylemde bulunmak için iş birliği yapma konusundaki kararlılığının altını çizdi.
Şarku’l Avsat, 4 Şubat’ta, AFRICOM Sözcüsü Albay Chris Karns’ın “ABD, Sudan’ı Terörü Destekleyen Ülkeler Listesi’nden çıkardıktan sonra aralarındaki ortaklığı yenilemeye çalışıyor” şeklindeki sözlerini aktarmıştı.
Amerikalıların Sudanlılarla güvenlik iş birliğini güçlendirmek istediğini söyleyen Albay Karns, ayrıca ABD’nin Sudan’a ordusunu daha profesyonel hale getirme çabalarında yardımcı olmak ve Sudan ordusunun, sivil hükümet ve Sudan halkı önünde şeffaflığını ve sorumluluğunu garantilemek istediğini vurguladı.
ABD’nin Afrika kıtasının DEAŞ için ‘güvenli bir sığınak olmasına’ izin vermeyeceğinin altını çizen Albay Karns, ayrıca Washington’ın, Rus güvenlik şirketi Wagner'e bağlı paralı askerlerin Afrika'daki faaliyetlerinden duyduğu endişeyi dile getirdi.
Afrika’daki faaliyetlerine Ekim 2008’de başlayan ve ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) yönetimindeki muharebe güçlerinden oluşan AFRICOM, geçtiğimiz yıl ABD Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Avrupa Kuvvetleri (EUCOM) ile tek komutanlık altında birleştirildi. AFRICOM, CENTCOM’un askeri operasyonlarını ve Mısır hariç 53 Afrika ülkesiyle askeri ilişkilerini denetliyor.
USNS Carson City gemisinin Port Sudan ziyareti, Sudan'ın Terörü Destekleyen ülkeler Listesi’nden çıkarılmasından ve Washington'ın ‘İsrail’ bölgesindeki stratejik müttefiki ile ilişkisinin normalleşmesinden aylar sonra gerçekleşti.
Sudan’ın Kızıldeniz kıyılarının, özellikle Rusya’nın Rus savaş gemileri için lojistik askeri üs kurma isteğini bir kez daha yinelemesinin ardından uluslararası güçler arasında askeri ve güvenlik açıdan öneminin artması bekleniyor.



Sudan'da savaş, çocuk yaşta evlilik olgusunu derinleştiriyor

Sudan ordusu ile "hızlı destek" güçleri arasında silahlı çatışmaların patlak vermesinden bu yana 2 bin 800'den fazla kişi öldü ve yaklaşık üç milyon kişi de yerinden edildi / Fotoğraf: Reuters
Sudan ordusu ile "hızlı destek" güçleri arasında silahlı çatışmaların patlak vermesinden bu yana 2 bin 800'den fazla kişi öldü ve yaklaşık üç milyon kişi de yerinden edildi / Fotoğraf: Reuters
TT

Sudan'da savaş, çocuk yaşta evlilik olgusunu derinleştiriyor

Sudan ordusu ile "hızlı destek" güçleri arasında silahlı çatışmaların patlak vermesinden bu yana 2 bin 800'den fazla kişi öldü ve yaklaşık üç milyon kişi de yerinden edildi / Fotoğraf: Reuters
Sudan ordusu ile "hızlı destek" güçleri arasında silahlı çatışmaların patlak vermesinden bu yana 2 bin 800'den fazla kişi öldü ve yaklaşık üç milyon kişi de yerinden edildi / Fotoğraf: Reuters

Reşit olmayanların evlenmesi Sudan'ın bazı kırsal kesimlerinde yaygın bir olgu olsa da, savaş, geride bıraktığı feci koşullar nedeniyle yaygınlığını iki katına çıkardı ve bu, muhafazakar bir toplumsal yapıya sahip ailelerin kompozisyonunda bir değişikliğe yol açabilir.

Kız çocuklarını silahlı çatışmayla bağlantılı cinsel şiddetten koruma ihtiyacı, bazı ailelerin kızlarını evlendirmesine ve bu kızların kendi seçmedikleri yaşam koşullarının genç kurbanları haline gelmesine neden oldu.

15 Nisan'da Sudan ordusu ile Hızlı Destek Güçleri arasında silahlı çatışmaların patlak vermesinden bu yana 2 bin 800'den fazla insan öldü ve yaklaşık üç milyon kişi de yerinden edildi.

Özellikle en şiddetli çatışmaların yaşandığı iki bölge olan başkent Hartum ve Darfur bölgesinde çok sayıda cinsel saldırı ihbarı alındı.

Yeni deneyim

Erken evlilik, birden çok sosyal saikle, savaş nedeniyle artıyor ya da babanın kızını gerilim yaşanan bölgelerde kaçırılmaktan korumak için kızını evlendirmeye başvurması şeklinde kendini gösteriyor.

Mevcut savaş nedeniyle erken yaşta evlendirilenlerden biri olan Safiye, yaşadığı üzüntüyü şöyle anlattı:

Babam beni 13 yaşındayken aileye yakın biriyle evlenmem için teşvik etti. Haziran başında nikah kıydı. Hartum'dan uzak bir eyalete taşındım ve gelecekte ortaya çıkabilecek korkunç sonuçlardan çekiniyorum.

Ailesi, onu şu anda koşulların zor olduğuna ikna etti ve tüm taraflar için çözümün, silahlı çatışmayla ilgili artan şiddet olgusu ve savaş nedeniyle başkentteki günlük işini kaybettikten sonra, babasının onun eğitimini tamamlamasına yardım edememesi sebebiyle kendisini koruyacak bir erkekle evlenmek olduğuna ikna etti.

Safiye, "kocasının sevgisiyle çevrili, mutlu bir şekilde yaşamayı ve ailevi yükümlülüklerin onun eğitimini tamamlamasını engellememesini" umuyor.

Hedefleme ve saldırı

Ayrıca Save the Children (Çocukları Kurtarın Vakfı), yaptığı açıklamada silahlı savaşçıların genç kızlara "endişe verici sayıda" cinsel saldırı ve tecavüz ettiğini söylerken, Birleşmiş Milletler cinsiyete dayalı şiddette "gözle görülür bir artış" olduğunu bildirdi.

Sudan'daki Save the Children'ın direktörü Arif Nur, "Resmi rakamların buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu biliyoruz. 12 yaşındaki kız çocukları cinsiyetleri, ırkları veya savunmasızlıkları nedeniyle hedef alınıyor" dedi. Nur, "Bazı ebeveynler, kızlarını tacizden korumak için küçük yaşta evlendiriyor" diye ekledi.

Kızların günlerce gözaltında tutulduğu, cinsel saldırıya uğradığı ve kadınlara ve kız çocuklarına yönelik toplu tecavüz vakalarına dair haberler vardı.

Birleşmiş Milletler kuruluşları bu hafta yaptıkları ortak açıklamada, "Sağlık hizmeti sağlayıcıları, sosyal hizmet uzmanları, danışmanlar ve toplum koruma ağları, ülke genelinde çatışmalar devam ederken cinsiyete dayalı şiddet raporlarında belirgin bir artış olduğu konusunda" uyarıda bulundu.

İnsanlık suçu

Sudan'da yüzlerce kız çocuğu erken evlilik nedeniyle okulu bırakmakta, sağlıklarına verdiği zararın yanı sıra, kapasitelerini aşan büyük bir yükün altına girmekte ve bir kısmı çeşitli biçimlerde şiddete maruz kalıyor.

Sosyal araştırmacı Sarah Süleyman, bu olguyu şöyle tanımladı:

Reşit olmayanların evlenmesi, tüm insani, yasal ve sosyal standartlara göre bir suç. Savaşların etkileri, özellikle çatışmaların yaşandığı şehirlerde ve sonuçları ne olursa olsun ailelerin kentsel alanlardan yerinden edilmiş kamplara taşınmasında genç yaşta evlilik oranlarının artmasına katkıda bulundu. Aslında, kırsal topluluklarda küçüklerin evlenmesi, onların sosyal gelenek ve göreneklerinin bir parçası.

Süleyman, "binlerce kız çocuğunun eğitim ve hayat arkadaşı seçme hakkından mahrum bırakıldığı" konusunda uyardı.

Süleyman ayrıca, bu evliliklerin çoğunun mahkemeler dışında ve sadece yasal bir görevli tarafından onaylanan bir evlilik akdi ile gerçekleştiğini ve bu nedenle çoğunun boşanma davasına dönüştüğünü belirtti.

Sosyal araştırmacı, genç yaşta evliliğin Sudan toplumunun sorunlarını çoğalttığı çünkü genç kadınların evlilik hayatının yüklerini taşıyamadığı ve aileye ve zaman zaman ortaya çıkan çatışmalara uyum sağlayamadığı değerlendirmesinde bulundu.

Süleyman, "Evli kadınların çoğu fakir ailelerden geliyor. Ayrıca bunlar genellikle eğitimsiz veya yetim kızlar oluyor. Hali vakti yerinde bir ailede yaşarken bu yaşta evlenen birine nadiren rastlanır" ifadelerini kullandı.

Bozuk koruma

Sudan hükümetinin Kadına Yönelik Şiddet Birimi, rakamların toplam sayının yalnızca yüzde ikisini temsil ettiğini tahmin ediyor.

Birim başkanı Salime İshak, "Başkent Hartum'da kadınlara yönelik belgelenmiş 51 cinsel şiddet vakası varken, Darfur bölgesinde 46 vaka kaydedildi" dedi.

İshak, konuyla ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Koruma mekanizmaları çarpıtılmış ve kızları çatışma kaynaklı şiddetten koruyamıyor çünkü aileler tecavüz korkusuyla veya ülkenin bilinmeyen geleceği sebebiyle, özellikle yer değiştirme döneminde, yeni bir hayatı güvence altına almak için erken evliliğe başvuruyor.

İshak, çatışma bölgelerinde kız çocuklarının, özellikle de reşit olmayanların kaçırılma vakalarının artmasından duyduğu endişeyi dile getirdi.

Savaş ülkenin bazı bölgelerine sıçradığı için İshak, "Sudan'daki tüm kadınların cinsel şiddete karşı savunmasız olduğuna" dikkat çekti.

Sağlık sorunları

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Tağrid Ömer, reşit olmayan yaşta evlilik mağdurlarının sağlık üzerindeki etkilerine açıklık getirmek için, "Genç yaşları nedeniyle aile sorunlarına katlanamama sonucu intihar eden bazı evli kadınlar var. Erken yaşlarda evlenenlerde rahim ağzı kanseri görülme sıklığının yüksek olmasının yanı sıra evlilik ilişkisinin başlangıcında üreme sisteminin kaybına ek olarak cerrahi müdahale gerektirecek kanamalar da oluşabiliyor" dedi.

Ömer, konuyla ilgili açıklamalarına şöyle devam etti:

Hamilelik gerçekleştiğinde, küçük kız çocuğu, rahim tam olarak gelişmediği için ve kadın hormonlarındaki dengesizlik nedeniyle 36. haftadan önce düşük ve erken doğum insidansındaki artışla kendini gösteren birçok sağlık sorununa maruz kalıyor.

Ömer ayrıca, "Sezaryen ile doğum oranlarındaki artışın yanı sıra ergen kızların gebelik komplikasyonları nedeniyle doğum sırasında ölme olasılıklarının daha yüksek olduğunu" kaydetti.

Reşit olmadan yapılan evliliklerin psikolojik etkileri ise "histerik durumlar, korku, kaygı ve depresyon" şeklinde kendini gösterebilmekte ve zamanla obsesif-kompulsif bozukluk ve şizofreniye dönüşebiliyor.

Bu da ancak birkaç kızın intihar ederek hayatlarını sonlandırmaması veya bazılarının uyuşturucu maddelere başvurarak bağımlı olmamasına bağlı.

Independent Arabia, Independent Türkçe