Nahda Barajı müzakerelerinde Mısır’dan Sudan’a destek

Nahda Barajı krizinde ABD, BM, AB ve AfB’yi içeren ‘uluslararası dörtlü’ önerisi yapıldı.

Kongo heyeti, Kahire’de ‘Nahda Barajı’ müzakerelerinin yeniden başlamasını tartışıyor (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Kongo heyeti, Kahire’de ‘Nahda Barajı’ müzakerelerinin yeniden başlamasını tartışıyor (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Nahda Barajı müzakerelerinde Mısır’dan Sudan’a destek

Kongo heyeti, Kahire’de ‘Nahda Barajı’ müzakerelerinin yeniden başlamasını tartışıyor (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Kongo heyeti, Kahire’de ‘Nahda Barajı’ müzakerelerinin yeniden başlamasını tartışıyor (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır, Etiyopya’nın Nil üzerinde inşa ettiği Nahda barajı müzakerelerinin arabulucularını genişletmek için’ Sudan’ın önerisine destek verdi.
Mısır, 24 Şubat’ta Etiyopya’nın ‘Nahda (Rönesans) Barajı’ müzakerelerinde uluslararası arabuluculuk çemberini genişletme hususundaki Sudan önerisine destek verdi. Çemberin, Afrika Birliği’nin (AfB) yanı sıra ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler’i (BM) içeren bir ‘uluslararası dörtlü’ oluşturulması yoluyla genişletilmesi öneriliyor.
Sudan, uluslararası tarafları konuya ilişkin arabuluculuk yapmaya dahil ederek müzakereler için yeni bir mekanizma önermişti. Güney Afrika başkanlığında, geçen Temmuz ayından bu yana müzakerelere sponsorluk yapan AfB, baraj konusunda daha önce uzlaşma sağlayamadı.
Kahire ve Hartum, aşağı havza ülkelerine zarar vermeden, talep edilen Etiyopya kalkınmasını sağlayacak şekilde, barajın doldurulması ve işletilmesi için bağlayıcı bir yasal anlaşma çağrısında bulunuyor. Etiyopya ise, kendisini ‘kuraklığı hafifletmek üzere belirli uygulamalara’ bağlayan her türlü anlaşmayı reddediyor.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, 24 Şubat’ta Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin dönem başkanlığını yaptığı Afrika Birliği Eylem Hücresi Koordinatörü Alphonse Ntumba’yı başkent Kahire’de kabul etti.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Güney Afrika başkanlığının sona ermesinin ardından Şubat ayında AfB’nin yıllık başkanlığını devraldı. Mısır, AfB başkanlığındaki değişikliğin, durgun müzakerelere ivme kazandıracağını umuyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Ahmed Hafız’a göre Mısırlı Bakan, ülkesinin ‘AfB’nin müzakere sürecine sponsorluğu dikkate alınarak, Nahda Barajı meselesine ve farklı boyutlarına dair en son gelişmeler çerçevesinde Kongo tarafının, bu ziyareti zamanında gerçekleştirme arzusunu’ takdir ettiğini vurguladı.
Şukri, ülkesinin, Kongo’nun bu konuya ilişkin çabalarından dolayı minnettar olduğunu söylerken, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin oynayabileceği önemli rol dolayısıyla da memnuniyetini dile getirdi. Samih Şukri, bu rolün, ‘üç ülkenin çıkarlarını dikkate alarak’, Nahda Barajı’nın doldurulmasına ve işletilmesine ilişkin kurallar hususunda, bağlayıcı bir yasal anlaşmaya yardımcı olacağını vurguladı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ise, Bakan Şukri’nin Kongo heyeti ile Sudan tarafından sunulan öneriyi ele aldığını belirtti. Ahmed Hafız ayrıca, Mısır’ın, ‘AfB, ABD, AB ve BM himayesinde ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Felix Tshisekedi gözetiminde müzakerelere arabuluculuk yapmak için uluslararası bir dörtlü oluşturarak’, Nahda Barajı müzakere mekanizmasının geliştirilmesini desteklediğini kaydetti. Hafız’a göre Mısır, bu durumun ‘müzakere yolunu ilerleteceğini ve üç ülkeye mümkün olan en erken fırsatta anlaşmaya varmakta yardımcı olacağını’ dile getirdi.
ABD ve AB’nin arabulucu olarak dahil edilmesi, eğer gerçekleşirse, yalnızca yetkilerinin genişletilmesiyle ilgili. Bu iki ülke, zaten AfB liderliğindeki müzakerelere gözlemci olarak katılıyor. Daha önce ise ABD Hazine Bakanlığı, Dünya Bankası ile ortaklaşa şekilde, 2019 sonunda üç ülke arasında arabuluculuğa öncülük etmişti. Ancak Etiyopya, eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimini ‘Mısır’ın tarafında olmak’ ile suçlayarak, Şubat 2020’de Washington belgesini imzalamamış ve bu arabuluculuk sona ermişti.
Addis Ababa, barajı 2011 yılından bu yana Nil’in ana kolu üzerine inşa ediyor. Etiyopya Su, Sulama ve Enerji Bakanlığı’na göre barajın inşa edilme oranı yüzde 78,3’e ulaştı. Mısır, barajın, yaklaşık 55,5 milyar metreküp su payını azaltmakla tehdit ettiğini ve suyun, temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını savunuyor.
Son olarak Etiyopya hükümeti, bu yılın ortasında baraj rezervuarını yaklaşık 13,5 milyar metreküp ile doldurma faaliyetinin ikinci aşamasına başlayacaklarını açıkladı. İlk aşama, geçen Temmuz ayında yaklaşık 5 milyar metreküp ile tamamlamıştı.
Mısır ve Sudan, Etiyopya’nın bu eylemlerini protesto ediyor.



Tunus’un Safakes kentindeki bir plajda 10 göçmenin cesedi bulundu

Tunus’un Safakes kentindeki bir plajda 10 göçmenin cesedi bulundu
TT

Tunus’un Safakes kentindeki bir plajda 10 göçmenin cesedi bulundu

Tunus’un Safakes kentindeki bir plajda 10 göçmenin cesedi bulundu

Tunuslu yetkililer dün yaptığı açıklamada, Avrupa’ya göçün ana çıkış noktası olan Safakes kentindeki bir plajda Sahra Altı Afrika uyruklu 10 göçmenin cesedinin bulunduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’In edindiği bilgilere göre Tunus Ulusal Muhafızlar tarafından yapılan açıklamada, “Sahil güvenlik birimleri tarafından, Safakes’in kuzeyindeki Louata kıyısında son 48 saat içinde 10 ceset bulundu” ifadelerine yer verildi.

Safakes Mahkemesi Sözcüsü Fevzi Masmudi, AFP’ye verdiği demeçte, “Tamamı Sahra Altı Afrikalı uyruklu olduğu tahmin edilen cesetlere rastlandı. Kimliklerini belirlemek için analizler ve örnekler alınıyor” dedi.

Masmudi, teknenin cuma veya cumartesi günleri şiddetli fırtına nedeniyle batmış olabileceğini kaydetti. Yetkililerin, Safakes açıklarında bir teknenin battığına dair herhangi bir açıklama yapmadığını kaydetti.

Masmudi göçmenlerin Safakes’in güneyindeki başka bir yerden, Mehdiye’den veya Zarzis’ten yola çıkmış olabileceğini de sözlerine ekledi.

Bu yılın başından 20 Temmuz’a kadar, çoğu Sahra Altı Afrika vatandaşı olan 901 göçmen cesedi bulundu. Aynı dönemde 34 bin 290 göçmen kurtarıldı.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (BMMYK) göre yıl başından bu yana, en yakın kıyısı Tunus’a 150 kilometre uzaklıktaki İtalya’ya yaklaşık 90 bin göçmen geldi.

BMMYK’ya göre söz konusu göçmenlerin çoğu Tunus’tan, bir kısmı ise Libya’dan yola çıktı.

Uluslararası Göç Örgütü’ne (IOM) göre Orta Akdeniz bölgesi, 2014’ten bu yana 20 binden fazla ölüm kaydıyla dünyanın en tehlikeli göç yolu haline geldi.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in 21 Şubat’ta yaptığı ve Tunus’un demografik yapısını değiştirmeyi amaçlayan suç planının bir parçası olarak göçmenlerin gelişini kınadığı konuşmasının ardından mart ve nisan aylarında Sahra Altı Afrikalıların göç manevrası hız kazandı.

Said’in açıklamasının ardından yüzlerce düzensiz göçmen işini kaybetti. Evlerinden tahliye edildi ve ülkede onlara yönelik onlarca saldırı kaydedildi.