Moritanya'da reform girişimi

Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Vild el-Gazvani.
Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Vild el-Gazvani.
TT

Moritanya'da reform girişimi

Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Vild el-Gazvani.
Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Vild el-Gazvani.

Moritanya Parlamentosu’ndan bir grup siyasi parti, siyasi ve sosyal reformlarla sonuçlanacak bir "cumhuriyetçi sözleşme” formüle etmeyi amaçlayan "kapsamlı bir ulusal istişare" düzenlemek için girişim başlattı. Söz konusu girişim çerçevesinde istişarelerin ülkedeki tüm siyasi partilerin katılımıyla gelecek nisan ayında düzenlenmesi bekleniyor. 
Muhalefetteki diğer önemli partilerin yanı sıra iktidardaki Cumhuriyet İçin Birlik Partisi de dahil olmak üzere girişime katılan 12 siyasi partiden şu açıklama yapıldı:
"Partiler ve siyasi aktörler de dahil olmak üzere genel olarak ulusal siyasi yelpazenin cumhuriyetçi bir sözleşme formüle etmek için istişarede bulunma zamanı geldi. Bu istişarenin Cumhurbaşkanı himayesinde gerçekleşmesi gerekiyor.”
İş birliği halindeki siyasi partiler, hükümetin Kovid-19 ile mücadele çabalarını desteklemek için bir yıl önce kurulan bir ekipte yer alıyorlar. Ancak söz konusu koordinasyon grubu son aylarda, iktidar ve muhalefet arasında bir diyalog düzenleme olasılığına ilişkin istişareler için siyasi bir çerçeveye dönüşmüş durumda. Atılan bu adım, Cumhurbaşkanı Muhammed Vild el-Gazvani'nin 2019 ortalarında iktidara gelmesinden bu yana türünün ilk örneği oldu.
Parlamentoda en fazla temsile sahip muhalefet partisi olmasına rağmen Müslüman Kardeşler'e bağlı  Reform ve Kalkınma İçin Ulusal Birlik Partisi (Tevasul), söz konusu koordinasyon içinde yer almıyor. İslamcı parti, koordinasyondaki siyasi tarafları, kendisini planlanan istişarelerin dışında tutmaya çalışmakla suçluyor. Ancak partiler bu iddiaları reddediyorlar. Partiler yaptıkları basın açıklamasında, “düzenlenmesi beklenen istişarenin adalet ve eşitlik ilkelerine dayalı bir cumhuriyetçi sözleşmeyi netleştirmeyi, bireysel ve toplumsal özgürlükleri korumayı ve sağlam ve köklü bir demokrasi kurmayı hedeflediğini” bildirdiler. Ayrıca istişarenin bir diğer amacının da “önyargılardan, ırkçılıktan, etnisiteden, kabilecilikten ve bölgecilikten uzak bir şekilde, toplumsal barışı korumak ve ulusal birliği güçlendirmek olduğu" ifade edildi.
Açıklama, siyasi arenanın şu an tanık olduğu açıklık atmosferi çerçevesinde, temel ulusal konularda geniş bir fikir birliği yaratmanın öneminin vurgulanmasıyla sonlandı. Ayrıca, planlanan istişarenin birkaç hafta içinde organize edilmesini sağlamak için oluşturulan bir "yol haritası" açıklandı. Bununla birlikte eski Moritanya Başbakanı ve şu anki parlamento üyesi Yahya Ould Ahmed el-Vakf’ın başkanlık ettiği, görevi tüm siyasi partiler ve bağımsız şahsiyetlerle iletişime geçerek ulusal istişareye hazırlık ve onları katılmaya davet eden bir "irtibat komitesi" oluşturulduğu kaydedildi.
Açıklamada, komitenin misyonunun söz konusu girişimin içeriği hakkında kendilerini bilgilendirmek, görüşlerini dinlemek ve diyalog için hazırlık komitesinin oluşturulmasına katılmaya davet etmek için tüm ulusal siyasi güçlerle iletişime geçmek” olduğu bildirildi. Söz konusu hazırlık komitesinin siyasi güçlerle temasın sona ermesinden sonra oluşturulacağı kaydedildi. Açıklamaya göre istişare masasında ele alınacak en önemli konulardan biri, anayasal ve diğer yasal reformları ve seçim sistemi reformunu içeren siyasi dosya olacak. Ancak istişarelerde ele alınacak reformların detayları hakkında bilgi verilmedi. Ulusal birlik ve askıya alınan ulusal insan hakları dosyaları, kölelik sorunu ve kalıntılarını ve son olarak yolsuzlukla mücadele üzerinden iyi yönetişimle ilgili başlıkları içeriyor. Ayrıca katılımcılar tarafından üzerinde anlaşmaya varılan konuları içeren "ulusal istişare" ile ilgili bir belge çıkarılması ve uygulanmasının sağlanması için de bir "fikir birliği mekanizması" oluşturulması bekleniyor. Moritanya hükümeti parlamentodaki partiler düzeyinde başlatılan Ulusal İstişare Girişimi ile ilgili şu ana kadar herhangi bir açıklamada bulunmadı. Ancak iktidar partisinin girişime imza atanlar arasında bulunması ve özellikle Cumhurbaşkanı Muhammed Vild Gazvani'nin son haftalarda muhalefet liderleriyle yaptığı görüşmelerde "ulusal istişarenin” önemi üzerine odaklanması hükümetin yeşil ışık yaktığı izlenimini veriyor. 
Gazvani, iktidara gelişinden bu yana ülkedeki siyasette sakinliği sağlamaya ve otorite ile muhalefet arasındaki ilişkiyi normalleştirmeye çalıştı. Muhalif liderlerle gerçekleştirdiği düzenli görüşmeler yoluyla bu konuda başarılı olan Gazvani, istişarelere sürekli hazır olduğunu belirtse de siyasi durum bunu gerektirmediği için herhangi bir ulusal diyalog girişimine karşı.



İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’da düzenlediği saldırılarda 5 Filistinli hayatını kaybetti

Filistin sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazelerini aramak için Han Yunus’taki bir evin enkazını kaldırıyor (EPA)
Filistin sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazelerini aramak için Han Yunus’taki bir evin enkazını kaldırıyor (EPA)
TT

İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’da düzenlediği saldırılarda 5 Filistinli hayatını kaybetti

Filistin sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazelerini aramak için Han Yunus’taki bir evin enkazını kaldırıyor (EPA)
Filistin sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenazelerini aramak için Han Yunus’taki bir evin enkazını kaldırıyor (EPA)

Gazze Şeridi’nin doğusundaki Şucaiyye Mahallesi’nde İsrail ordusunun bugün (pazar) sabah saatlerinde düzenlediği hava saldırısında üç Filistinli yaşamını yitirdi. Batı Şeria’da ise iki Filistinli, İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu öldürüldü.

Filistin resmi ajansı WAFA’nın sağlık kaynaklarına dayandırdığı habere göre Şucaiyye’de İsrail insansız hava aracının sivillerin bulunduğu bir topluluğu hedef alması sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Aynı kaynaklar, İsrail savaş uçaklarının Mansura Caddesi üzerindeki Şeva akaryakıt istasyonu yakınında iki sivili öldürdüğünü bildirdi.

Bu ölümlerle birlikte, 11 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasından bu yana can kaybı 404’e, yaralı sayısı ise 1108’e yükseldi.

Öte yandan İsrail ordusu, Batı Şeria’nın kuzeyinde yürütülen operasyonlarda iki Filistinliyi öldürdüğünü duyurdu.

Kuzeydeki Kabatiya bölgesinde bir Filistinli gencin askerlere taş attığını belirten ordu, askerlerin ateş açtığını ve gencin öldüğünü açıkladı. Ramallah’taki Filistin Sağlık Bakanlığı, hayatını kaybeden kişinin 16 yaşında olduğunu belirtti.

Diğer yandan Silat el-Harithiya bölgesinde bir Filistinlinin askerlere el yapımı patlayıcı attığı gerekçesiyle öldürüldüğü bildirildi. Filistin Sağlık Bakanlığı, 22 yaşındaki gencin göğsünden vurularak öldüğünü açıkladı.

Gazze Savaşı’nın Ekim 2023’te başlamasının ardından Batı Şeria’daki gerilim belirgin şekilde yükseldi. İsrail ordusu bu süreçte, bölgede faaliyet gösteren silahlı gruplara karşı operasyonlarını yoğunlaştırdı.

Filistin Sağlık Bakanlığı verilerine göre, son iki yılda Batı Şeria’da 1030 Filistinli öldürüldü; bunların 235’i yalnızca bu yıl içinde gerçekleşti.


Iraklı gruplar, silahların devletin elinde sınırlandırılması çağrısına katıldı

Bağdat'taki Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) unsurları tarafından düzenlenen bir tören (DPA)
Bağdat'taki Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) unsurları tarafından düzenlenen bir tören (DPA)
TT

Iraklı gruplar, silahların devletin elinde sınırlandırılması çağrısına katıldı

Bağdat'taki Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) unsurları tarafından düzenlenen bir tören (DPA)
Bağdat'taki Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) unsurları tarafından düzenlenen bir tören (DPA)

Iraklı milis gruplarının liderleri son günlerde silahların devletin elinde sınırlandırılması çağrısı yapmaya başladı. Bu gelişme, yerel düzeyde sürpriz, soru işaretleri ve eleştirileri beraberinde getirdi. Zira söz konusu isimler, kısa süre öncesine kadar direniş eksenine mensup oldukları gerekçesiyle silahlarını açıkça sergiliyor, devlete meydan okuyor; ABD karşıtlığını vurgulayarak Amerikan güçlerinin Irak’tan çekilmesini talep ediyordu.

Yerel analizlerde bu olgu, Irak’taki Amerikan baskıları, olası bölgesel dönüşümler ve bu grupların yeni parlamentoda sandalye kazanmalarının ardından siyasi alana yönelme arayışlarıyla ilişkilendiriliyor.

Diğer yandan Ulusal Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim’in çağrısına ek olarak, son iki gün içinde ABD’nin yaptırım ve terör listesinde yer alan, fraksiyonlarla bağlantılı üç tanınmış isimden de silahların devletin elinde sınırlandırılması yönünde çağrılar geldi.

Üç grup

Bu isimlerin başında, yaklaşık 27 sandalyeyle parlamentoda güçlü bir varlık elde eden Asaib Ehli’l Hak Hareketi Genel Sekreteri Kays el-Hazali geliyor. Hazali cuma günü yaptığı açıklamada, “Silahların devletin elinde sınırlandırılmasına inanıyoruz ve bunu gerçekçi adımlarla hayata geçirmek için çalışacağız” dedi. Aynı yönde açıklamalar, Ensarullah el-Evfiya Hareketi Genel Sekreteri Haydar el-Garavi ile İmam Ali Tugayları lideri Şibl ez-Zeydi’den de geldi.

Üç grubun liderlerini ortak paydada buluşturan unsurlar, Şii Koordinasyon Çerçevesi güçleri çatısı altında yer almaları ve ABD’nin terör listesinde bulunmaları olarak öne çıkıyor. Bu durum, söz konusu isimlerin, silahlı gruplara mensup unsurların yeni kurulacak hükümette yer almasına karşı çıkan Washington’a yönelik siyasi manevra arayışında oldukları yorumlarını güçlendiriyor.

Irak’ta en yüksek yargı organının başkanı dün yaptığı açıklamada, silahların devletin elinde sınırlandırılması konusunda silahlı grupların liderlerinin iş birliğine onay verdiğini duyurdu.

Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan, yayımladığı açıklamada, ‘hukukun üstünlüğünün sağlanması, silahların devletin elinde sınırlandırılması ve askeri çalışmaya duyulan ulusal ihtiyacın ortadan kalkmasının ardından siyasi faaliyete geçilmesi’ yönündeki tavsiyesine olumlu yanıt verdikleri için ‘kardeş fraksiyon liderlerine’ teşekkür etti.

Washington'ın ciddiyeti

İslamcı gruplar üzerine çalışan araştırmacı Nizar Haydar, fraksiyon liderlerinin silahların devletin elinde sınırlandırılmasına yönelik çağrılarının, ‘Şii güçler ve tüm fraksiyonların, fraksiyonları içeren yeni bir hükümetle anlaşmayı reddeden Amerikan tutumunun ciddiyetini hissetmeye başlamasından’ kaynaklandığına inanıyor.

Haydar, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Fraksiyonlar, ABD’nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya’nın Bağdat’a gelmesinden önce Washington’a iyi niyetlerini kanıtlamak için şu sıralar zamanla yarışıyor” ifadesini kullandı.

Haydar, silahlı fraksiyonları iki gruba ayırıyor. İlk grup, siyasi ve seçim sürecine çeşitli aşamalarda dahil olan, son olarak da son parlamento seçimlerine katılan ve geçmiş hükümetlerde bir ya da daha fazla bakanla temsil edilen fraksiyonlardan oluşuyor. Bu gruplar, devlet otoritesi dışında silahlı bir güç olmaktan çıkarak, güvenlik başta olmak üzere devlet kurumlarının bir parçası haline gelmeyi hedefliyor.

Haydar’a göre bu ilk grup, ‘uluslararası ve bölgesel toplum nezdinde, özellikle de ABD’de kabul görmek amacıyla bugün silahların devlet elinde sınırlandırılmasını savunan kesim’ olarak öne çıkıyor.

İkinci grup ise son parlamento seçimlerine katılmış olmalarına rağmen kendilerini hâlâ siyasi sürecin içinde görmeyen, ‘direniş’ söylemini kullanmaya devam eden ve devlete tam entegrasyonunu ilan etmeden önce mümkün olan en büyük siyasi, mali ve güvenlik kazanımlarını elde etmeye çalışan fraksiyonlardan oluşuyor.

Aşamalı taktik

Siyasi Düşünce Merkezi Başkanı İhsan eş-Şemmeri de ABD’nin fraksiyonlar üzerindeki baskısının önem ve etkisi konusunda aynı görüşü paylaşıyor ve bu baskının, söz konusu grupları devlet çerçevesi dışında silah taşımaktan vazgeçtiklerini açıklamaya zorladığını belirtiyor.

Şemmeri, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Silahsızlanma çağrıları; ABD’nin silahların dağıtılması ve devlet ile silahlı kuvvetler başkomutanının denetimi altında toplanması yönündeki şartlarıyla ve Savaya’nın Irak’a gelişinin yaklaşmasıyla eşzamanlı olması bakımından ele alınmalı” dedi.

Bu çağrıların aynı zamanda yeni hükümetin kurulmasına yönelik müzakerelerin zamanlamasıyla da bağlantılı olduğunu ifade eden Şemmeri, “Bu gruplar, ABD’nin bu yöndeki itirazlarının boyutunu bilerek yeni hükümete dahil olmayı hedefliyor” değerlendirmesinde bulundu.

defrt
Ketaib Hizbullah üyeleri, Eylül 2024'te Bağdat'ta düzenlenen bir geçit töreninde (Reuters)

Şemmeri, söz konusu çıkışların, ‘ABD’nin bu tür çağrılara vereceği tepkiyi ölçmeyi amaçlayan geçici ve taktiksel bir bağlamda’ gündeme gelmiş olabileceğini, aynı zamanda bu fraksiyonların Washington ile doğrudan müzakerelere girmesi için bir kapı aralayabileceğini de dile getirdi.

Iraklı fraksiyonların çağrılarının, Hizbullah’ın söyleminden bağımsız ele alınamayacağını vurgulayan Şemmeri, bu tutumun Hizbullah’ın silahsızlanmaya ilişkin şartlarıyla örtüştüğünü belirterek, “Amaç, silahsızlanma sürecinin ABD ve dış baskıların sonucu değil, yerel ve iç düzenlemelerin bir parçası gibi görünmesini sağlamak” dedi.


Trump intikam alıyor: Suriye'de DEAŞ'a ait 70 hedef vuruldu

ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)
ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)
TT

Trump intikam alıyor: Suriye'de DEAŞ'a ait 70 hedef vuruldu

ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)
ABD askerleri, cuma günü Suriye'deki DEAŞ hedeflerine saldırmak üzere havalanmadan önce bir F-15E savaş uçağına mühimmat yüklüyor (AFP)

Başkan Donald Trump, geçen cumartesi günü Suriye çölündeki Palmira'da bir aşırılıkçı tarafından düzenlenen saldırıda üç Amerikalının (iki asker ve bir tercüman) öldürülmesinin ardından DEAŞ'a karşı misilleme tehdidini yerine getirdi. ABD hava saldırıları, cuma sabahı erken saatlerde Deyrizor, Hums ve Rakka çöllerindeki 70 DEAŞ mevzisini hedef aldı. Yaklaşık beş saat süren baskınlara uçaklar, helikopterler ve HIMARS roketatarları katıldı. Ürdün de uçaklarının saldırıya katıldığını açıkladı.

Trump cuma günü “çok güçlü bir misilleme saldırısı”ndan bahsederken, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, “ABD güçleri, DEAŞ savaşçılarını, altyapısını ve silah depolarını ortadan kaldırmak için Suriye'de Hawkeye Operasyonuna başladı” diyerek, operasyonu üç Amerikalının ölümüne yol açan Palmira saldırısının ardından “misilleme ilanı” olarak nitelendirdi.

Şarku’kul Avsat’ın görüştüğü Şam'daki Suriye Savunma Bakanlığına yakın kaynaklar, ABD saldırılarının süresiz olabileceğini ve günlerce devam edebileceğini söyledi.