Beyrut’ta elektrik kesintisine karşı düzenlenen gösterilerde kapatılan yollar yeniden açıldı

Beyrut’ta elektrik kesintisine karşı düzenlenen gösterilerde kapatılan yollar yeniden açıldı
TT

Beyrut’ta elektrik kesintisine karşı düzenlenen gösterilerde kapatılan yollar yeniden açıldı

Beyrut’ta elektrik kesintisine karşı düzenlenen gösterilerde kapatılan yollar yeniden açıldı

Lübnan’da güvenlik güçleri, son günlerde başkent Beyrut ve diğer bölgelerde yaşanan elektrik kesintisi nedeniyle düzenlenen protestolarda kapatılan yolları yeniden açtı.
Protestocular son günlerde akaryakıt kıtlığı nedeniyle büyük artış gösteren elektrik kesintilerini protesto etmek için Lübnan’ın başkentindeki bazı yolları kapattı.
Müstakbel Hareketi Milletvekili Rola Al-Tabash Lübnan’ın tüm bölgelerinde olduğu gibi başkent Beyrut’ta da yaşanan elektrik kesintisini konusuna değindi. Tabash açıklamasında,  “10 yıldan fazla süredir Özgür Yurtsever Hareketi tarafından temsil edilen Enerji Bakanlığı’nın reform sürecini kesintiye uğrattığını belirterek, altın oluklarının mafyaya, kahır mahzenlerinin ise halka layık görüldüğünü” dile getirdi.
Tabash evlerdeki karanlığın sorumlusu olan yetkililere çağrıda bulunurken, ‘kaderlerinin karanlık bir zindan’ olduğu uyarısında bulundu.



Esad, 15 Temmuz'da parlamento seçimlerinin yapılması için bir kararname yayınladı

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad (AP)
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad (AP)
TT

Esad, 15 Temmuz'da parlamento seçimlerinin yapılması için bir kararname yayınladı

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad (AP)
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad (AP)

Arap Dünyası Haber Ajansı'nın (AWP)haberine  göre Suriye Cumhurbaşkanlığı bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Devlet Başkanı Beşar Esad'ın 15 Temmuz'da parlamento seçimlerinin yapılmasına ilişkin bir kararname yayınladığını duyurdu.

Cumhurbaşkanlığı kararnamesine göre seçimlerin yapılacağı dördüncü yasama dönemi için Halk Meclisi'ndeki sandalye sayısı: 127'si köylüler ve işçiler, 123'ü de diğer gruplar için olmak üzere 250 olacak.


İsrail ordusu: Refah'ın doğusundan 300 bin kişi yerinden edildi

Eşyalarıyla birlikte Refah'ın doğusundan ayrılan Filistinliler (Reuters)
Eşyalarıyla birlikte Refah'ın doğusundan ayrılan Filistinliler (Reuters)
TT

İsrail ordusu: Refah'ın doğusundan 300 bin kişi yerinden edildi

Eşyalarıyla birlikte Refah'ın doğusundan ayrılan Filistinliler (Reuters)
Eşyalarıyla birlikte Refah'ın doğusundan ayrılan Filistinliler (Reuters)

İsrail ordusu bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, kara operasyonlarına başladığı 6 Mayıs'tan bu yana Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinin doğu mahallelerinden yaklaşık 300 bin kişinin tahliye edildiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, “Şu ana kadar yaklaşık 300 bin kişi, İsrail ile Hamas arasındaki savaşın başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana çoğu başka bölgelerden gelen yaklaşık 1,4 milyon Filistinlinin yaşadığı Refah'ın kuzeybatısında bulunan el-Mevasi'deki insani bölgeye yerleştirildi” denildi.

İsrail ordusu bugün, Refah'ın çeşitli bölgelerinde yaşayanlara ‘el-Mevasi'deki genişletilmiş insani bölgeye gitmeleri’ için bir bildiri yayınladı. Bu, ordunun Refah'a kara saldırısı başlatma planlarında ilerleme kaydettiğinin bir başka göstergesi olarak yorumlandı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee X platformunda yaptığı paylaşımda, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de ve Gazze Şeridi'ndeki 11 mahallede yaşayanlardan ve yerinden edilmiş kişilerden derhal Gazze’nin batısındaki sığınaklara gitmelerini istedi. Adraee söz konusu paylaşımında, “Cibaliye bölgesi ve es-Selam, en-Nur, Tel ez-Zater, Beyt Lahiya, Cibaliye Mülteci Kampı, Ezbet Melin, er-Ravza, en-Nuzhe, el-Cern, en-Nahda ve ez-Zuhur mahallelerindeki tüm sakinlere ve yerinden edilmiş kişilere çağrı: Derhal Gazze’nin batısındaki sığınaklara gidin!” ifadesini kullandı.


Ürdün Dışişleri Bakanı: İsrail dışlanmış bir devlettir

İsrail'in bugün (cumartesi) Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Balah'ta bulunan Aksa Şehitleri Hastanesi'ne düzenlediği saldırılar sonucu yaralanan Filistinli çocuklar (AFP)
İsrail'in bugün (cumartesi) Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Balah'ta bulunan Aksa Şehitleri Hastanesi'ne düzenlediği saldırılar sonucu yaralanan Filistinli çocuklar (AFP)
TT

Ürdün Dışişleri Bakanı: İsrail dışlanmış bir devlettir

İsrail'in bugün (cumartesi) Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Balah'ta bulunan Aksa Şehitleri Hastanesi'ne düzenlediği saldırılar sonucu yaralanan Filistinli çocuklar (AFP)
İsrail'in bugün (cumartesi) Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Balah'ta bulunan Aksa Şehitleri Hastanesi'ne düzenlediği saldırılar sonucu yaralanan Filistinli çocuklar (AFP)

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda Filistin Devleti'nin tam üyeliği lehine yapılan oylamanın “İsrail'in dışlanmış bir devlet haline geldiğini kanıtladığını” söyledi.

Safedi dün gece (Cuma) X platformunda yaptığı açıklamada, “İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki 2,3 milyon Filistinliye yönelik barbarca saldırısı devam ederken, dünyanın çoğunluğu bugün adaletten yana tavır aldı ve İsrail'in dışlanmış bir devlet haline geldiğini daha da kanıtlayan bir kararla Filistin'in BM üyeliğini destekledi. Bu duruşu sergileyen herkese teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, kararın, ‘Filistin Devleti'nin BM'ye tam üyelik hakkı konusunda uluslararası bir mutabakatı yansıttığı’ belirtildi. Ayrıca, BM Güvenlik Konseyi'ne ‘Filistin'in üyelik başvurusunu gecikmeksizin yeniden değerlendirmesi’ çağrısında bulunuldu.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından sunulan ve dün 143 lehte, 9 aleyhte ve 25 çekimser oyla kabul edilen karar tasarısında, “Filistin'in BM Anlaşması'nın 4’üncü maddesi uyarınca BM üyeliğine uygun olduğu ve bu nedenle BM üyesi olarak kabul edilmesi gerektiği” belirtildi.

Karar İsrail'i kızdırırken, Filistin Yönetimi ve aralarında Suudi Arabistan ile Katar'ın da bulunduğu Arap ülkeleri tarafından memnuniyetle karşılandı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre, Gazze Şeridi'nde yedi ayı aşkın bir süredir devam eden savaş karşısında Filistinliler, nisan ayı başında, Filistin'in halen üye olmayan gözlemci devlet statüsünde bulunduğu BM'ye tam üye olması için 2011 yılında yaptıkları talebi yineledi.

Tam üyelik için BM Güvenlik Konseyi'nin olumlu tavsiyesinin ardından BM Genel Kurulu'nda üçte iki çoğunluğun oyu gerekiyor. Ancak ABD 18 Nisan'da karar taslağını veto etti.

Washington dün yaptığı açıklamada, konunun tekrar BM Güvenlik Konseyi'ne gelmesi halinde ‘Nisan ayındakine benzer bir sonuç’  uyarısında bulundu.


ABD ve İtalya'nın hamleleri ortasında Libya'nın ‘Rus nüfuzu’ konusunda endişesi artıyor

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı Yunus-Bek Yevkurov'u kabul etti, Ocak 2024. (LUO Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı Yunus-Bek Yevkurov'u kabul etti, Ocak 2024. (LUO Genel Komutanlığı)
TT

ABD ve İtalya'nın hamleleri ortasında Libya'nın ‘Rus nüfuzu’ konusunda endişesi artıyor

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı Yunus-Bek Yevkurov'u kabul etti, Ocak 2024. (LUO Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı Yunus-Bek Yevkurov'u kabul etti, Ocak 2024. (LUO Genel Komutanlığı)

Libya'daki siyasi bölünmüşlük, uluslararası güçlerin ülkenin içişlerine karışması için geniş bir kapı açtı. Politikacılara ve akademisyenlere göre söz konusu tarafların başında Rusya geliyor. Rusya, ‘Afrika Kolordusu’ olarak bilinen yapıyla ‘nüfuzunu genişleterek’ Libya'daki varlığını pekiştirdi.

Rus güçlerinin Libya'daki varlığından söz edilmesi yeni değil, ancak Moskova'nın birkaç ay önce ülkenin doğusundaki bölgelere asker ve askeri teçhizat sevk ettikten sonra bu varlığı güçlendirme eğilimine girmesi, sadece yerel değil, Amerika ve Avrupa dahil uluslararası güçler arasında da endişe ve uyarıların artmasına neden oldu.

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, Eylül 2023'te Moskova'yı ziyaret etti. (LUO Genel Komutanlığı)Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, Eylül 2023'te Moskova'yı ziyaret etti. (LUO Genel Komutanlığı)

Şarku’l Avsat'a konuşan Libyalılar her zamanki gibi, ‘Rusya'nın nüfuzunu güçlendirmek ve bazı Afrika ülkelerine yayılmak için Libya topraklarını sömürmesini eleştirenler’ ve ‘Moskova ile Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO) Genel Komutanlığı arasındaki iş birliğine işaret eden haberlere yanıt olarak bunu küçümseyenler’ arasında keskin bir şekilde bölünmüş durumda.

Afrika Kolordusu olarak bilinen yeni Rus askeri oluşumu, 2024 yılının başlarında tanıtıldı. Raporlar, Moskova'nın ‘Rusya'nın Afrika kıtasındaki çıkarlarını desteklemek’ amacıyla Libya kapısı üzerinden Afrika ülkelerine açılmayı hedeflediğini belirtiyor.

Afrika Kolordusu’ndan söz edilmesi, Libyalıların kendi topraklarında herhangi bir uluslararası gücün varlığını reddetmeleri çerçevesinde gerçekleşiyor ki bu durum, yazar ve akademisyen Mustafa el-Fituri tarafından ‘Libya'daki Rus varlığının, diğer tüm varlıklar gibi, ülkenin egemenliğine zarar verdiği’ şeklinde dile getirilmişti.

Libya'daki çeşitli uluslararası hareketlerle birlikte, bu kolordunun güç, ekipman ve bölge açısından özellikleri şekillendi. Raporlar, söz konusu Rus gücünün beş ülke (Libya, Burkina Faso, Mali, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Nijer) arasında dağıtılacağını gösteriyor. Çad ve Senegal ise şu anda değerlendirme aşamasında. Fituri, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Libyalıların çoğunun korktuğu şeyin ülkelerinin Rusya'nın Sahra altı Afrika'ya yayılmasının bir ayağına dönüşmesi ve bu varlığın Rusya ile Batı arasındaki nüfuz alanları çatışması içinde devam etmesi olduğunu, bunun ise Rus varlığını uzun süreli hale getirebileceğini söyledi.

Nisan ayı sonunda Libya'daki Barak eş-Şati Üssü’ne ve Tobruk Limanı’na Rus olduğu bildirilen kargo uçakları ve gemilerinin geldiğine tanık olunmasının ardından Libyalıların korkuları artmaya başlamış ve bu durum LUO Genel Komutanlığı’na yakın kişiler tarafından yalanlanmıştı.

Ancak Afrika'daki askeri meselelerle ilgilenen bir platform olan Military Africa, Afrika Kolordusu'nun ekipmanlarının Alexander Otrakovsky ve Ivan Green çıkarma gemileriyle Libya'ya ulaştığını bildirdi.

Platform, askeri teçhizatın türüne açıklık getirerek, ağır ve hafif zırhlıların yanı sıra ZU-23-2 uçaksavar topları ve Kamaz araçlarından oluştuğunu belirtti.

Rus Vedomosti gazetesi daha önce Rus yetkililere dayandırdığı haberinde, Afrika Kolordusu’nun ağırlıklı olarak Wagner Grubu savaşçılarından oluştuğunu, ancak bu kez finansman ve emirleri doğrudan Savunma Bakanlığı tarafından temsil edilen Rus makamlarından alacaklarını belirtmişti.

Olayların kızışmasıyla birlikte Rusya'nın Libya'daki hamlelerini reddeden Wagner, Hafter ile Rusya arasında iki ülke yetkililerinin karşılıklı ziyaretleriyle temsil edilen güçlü ilişkilere atıfta bulundu. LUO'ya yakın bir siyasi lider bu bağlantıyı ‘siyaset dilinde normal’ olarak nitelendirerek reddetti.

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni arasında geçtiğimiz salı günü Bingazi'de yapılan görüşmeden. (EPA)Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni arasında geçtiğimiz salı günü Bingazi'de yapılan görüşmeden. (EPA)

LUO denetimindeki üs ve limanlara asker ve malzeme indirilmesi sorulduğunda, siyasi lider bu konuda bilgisi olduğunu reddederek, ordunun “ülkeyi yabancı planlardan korumak için çalıştığını ve bunun için büyük zorluklara katlandığını” söyledi.

Diğer yandan ‘Rusya'nın Libya'daki nüfuz alanını genişletmesine’ karşı çıkanlar, Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı Yunus-Bek Yevkurov'un zaman zaman Bingazi'ye gidip Hafter ve oğlu Halid'le görüştüğünü, bunun Wagner Grubu Komutanı Yevgeniy Prigojin'in öldürülmesinin ardından başladığını ve kolordu fikrinin, Prigojin'in LUO Genel Komutanlığı’na yaptığı ilk ziyaret sırasında oluştuğunu ifade ediyorlar.

Şarku’l Avsat’ın İtalyan haber ajansı ANSAmed'den aktardığı habere göre İtalya Başbakanı Giorgia Meloni Hafter'den ‘Libya'da başta Ruslar olmak üzere yabancı güçlerin varlığını en aza indirmesini’ istedi.

ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) Komutanı General Michael Langley, ABD’nin Libya Büyükelçisi ve Özel Temsilcisi Richard Norland'ın da hazır bulunduğu bir toplantıda, Hafter ile ‘Libya'daki Rus askeri varlığını’ görüştü.

Fituri, konu ister Rusya'yı ister başkalarını ilgilendirsin, Libya’nın ‘Afrika'ya doğru yeniden başlayan hummalı yarış ortamında halen herkes tarafından arzulandığını’ belirtti. Fituri, “Libya'nın; Akdeniz'deki konumu, uzun sahil şeridi ve Kuzey Afrika'ya açılan kapı olması, tüm büyük ülkelerin ya da Türkiye gibi yükselen bölgesel güçlerin hedefi olmaya devam edeceği anlamına geliyor” dedi.

“Bazı Libyalı taraflar, çıkarlarının her ne ad altında olursa olsun yabancılarla iş birliği yapmakta yattığına inanıyor” diyen Fituri, Libya halkının talebinin ‘tüm yabancı askeri güçlerin ülkeyi terk etmesi’ olduğunu hatırlatarak sözlerini tamamladı.


Gazze savaşının ekonomik ve sosyal yansımalarıyla yüzleşmek için Arap ‘acil durum’ planı

Riyad'da düzenlenen son Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirvesi'ne katılan liderlerin toplu fotoğrafı (SPA)
Riyad'da düzenlenen son Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirvesi'ne katılan liderlerin toplu fotoğrafı (SPA)
TT

Gazze savaşının ekonomik ve sosyal yansımalarıyla yüzleşmek için Arap ‘acil durum’ planı

Riyad'da düzenlenen son Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirvesi'ne katılan liderlerin toplu fotoğrafı (SPA)
Riyad'da düzenlenen son Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirvesi'ne katılan liderlerin toplu fotoğrafı (SPA)

Arap Birliği'nin zirve düzeyindeki 33’üncü olağan oturumunun ilk hazırlık toplantıları bugün (Cumartesi) Bahreyn'in başkenti Manama'da, Gazze savaşının yansımalarını ele alacak Arap ‘acil durum’ planının tartışılmasıyla başlayacak. Hazırlık toplantıları, önümüzdeki Perşembe günü yapılacak zirve toplantısının gündemini belirlemek amacıyla dört gün boyunca devam edecek.

Bahreyn ister olağan ister acil Arap zirveleri düzeyinde olsun, ilk kez bu tür bir toplantıya ev sahipliği yapıyor. Bahreyn Kralı Hamad bin İsa el-Halife, Manama'nın bu toplantıya ev sahipliği yapma isteğini geçen yıl Suudi Arabistan'da düzenlenen Cidde Zirvesi sırasında açıklamıştı.

Arap Birliği Konseyi bugün, aralarında aralık ayı sonunda Filistin Devleti daimî delegasyonunun memorandumuna dayanılarak gündeme alınan ‘İsrail'in Filistin'e yönelik saldırısının ekonomik ve sosyal yansımalarıyla başa çıkmak için acil müdahale planının’ da bulunduğu çeşitli maddeleri görüşmek üzere üst düzey yetkililer düzeyinde bir toplantı düzenleyecek.

Konsey’in gündeminde ayrıca, Arap Birliği Genel Sekreteri'nin ortak Arap kalkınma çalışmalarına ilişkin raporu, serbest ticaret anlaşmasında kaydedilen ilerleme, Gençlik, Barış ve Güvenlik için Arap Stratejisi, teknoloji ve inovasyon alanında Arap iş birliği ve Suudi Arabistan'ın sağlık sektöründeki başarılı deneyiminin gözden geçirilmesi de yer alıyor.

Konsey'in yarın (Pazar) üye ülkelerin maliye bakanlarının katılımıyla bakanlar düzeyinde bir toplantı gerçekleştirmesi planlanırken, Arap Birliği daimî delegeleri de pazartesi günü bir hazırlık toplantısı düzenleyerek, Arap liderlerine sunulmak üzere salı günü Arap Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi tarafından kabul edilecek olan zirve gündeminin siyasi maddelerini onaylayacak.

Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı ve Arap ve Ulusal Güvenlik İşleri Başkanı Halil ez-Zevadi Manama'da yaptığı basın açıklamasında, “Koşullar, Arap ülkeleri arasında mevcut zorluklarla ve bunların Arap, bölgesel ve uluslararası olmak üzere birçok düzeyde yarattığı yansımalarla yüzleşmenin yolları üzerine toplantı ve istişarelerin yoğunlaştırılmasını gerektiriyor” dedi. Zevadi, ‘İran ve Türkiye ile ilişkilerin yanı sıra, başta Filistin meselesi ve Gazze savaşının yansımaları olmak üzere bölgesel konuları görüşmek üzere çalışan bakanlık komiteleri olduğunu’ açıkladı.

azze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Reuters)

“Manama Zirvesi gündemi, Filistin meselesindeki gelişmeler ve İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırganlığı ve soykırımı gibi çetrefilli ve zor dosyalarla yüklü olacak” ifadesini kullanan Zevadi, “Manama Zirvesi'nin Filistin'in özgürlük sesini dünyaya duyurmak için bir fırsat olacağını” umduğunu belirtti. Zevadi, “Gazze savaşı, uluslararası toplumun gözleri önünde cereyan eden bu insanlık dışı trajediyi durdurmak için Arap düzeyinde sağlam ve güçlü bir duruş gerektiren büyük bir meydan okumadır. İsrail savaşını durdurmayı amaçlayan ortak bir tutum sergilemek ve ABD başta olmak üzere büyük ülkelere acılara son vermeleri, savaşı durdurmaları ve sivillere yeterli insani yardım ulaştırmaları için baskı yapmak üzere etkili bir hareket olması önemlidir” ifadelerini kullandı.

Filistinli eski bakan ve İsrail ile Oslo müzakere ekibinin üyesi olan Hasan Usfur ise Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “acil durum planının ekonomik ve yardım desteği içereceğini, ancak Gazze'nin siyasi desteğe ve ABD başta olmak üzere büyük ülkelerin pozisyonlarını etkileyecek bir Arap kararına ihtiyacı olduğunu” vurguladı.

Ekim ayında Gazze Şeridi'nde savaşın patlak vermesinden bu yana Arap Birliği, Gazze Şeridi'ndeki durumu görüşmek üzere delegeler ve dışişleri bakanları düzeyinde birçok toplantı gerçekleştirdi.

Riyad'da 11 Kasım'da düzenlenen Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirvesi'nde, ‘Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, Katar, Türkiye, Endonezya, Nijerya ve Filistin dışişleri bakanları ile Arap Birliği ve İİT genel sekreterlerinin, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşı durdurmak üzere uluslararası bir eylem geliştirmek için tüm üye devletler adına derhal harekete geçmeleri ve kabul edilen uluslararası referans şartlarına uygun olarak, kalıcı ve kapsamlı bir barışa ulaşmak üzere ciddi ve gerçek bir siyasi süreç başlatılması için baskı yapmaları’ kararı alındı.

 İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'a düzenlediği hava saldırıları sonucu yükselen dumanlar (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'a düzenlediği hava saldırıları sonucu yükselen dumanlar (AFP)

Zevadi, “Gazze Şeridi'ndeki durum, 2002 yılında Beyrut'taki Arap Birliği Zirvesi'nde başlatılan ve Arap-İsrail çatışmasını kesin olarak sona erdirmeyi amaçlayan yedi maddelik Arap Barış Girişimi kapsamında iki devletli bir çözüm için çaba sarf edilmesini gerektiriyor. Araplar, başkenti Kudüs olan Filistin devletinin uluslararası alanda resmen tanınmasını sağlamak amacıyla Manama'dan Birleşmiş Milletler (BM) koridorlarında siyasi, diplomatik ve hukuki bir mücadele yürütmeye hazırlanıyor” ifadelerini kullandı.

ABD geçtiğimiz ay, Filistin'e BM'de tam üyelik verilmesini öngören Cezayir destekli bir karar tasarısını veto etmişti. BM Güvenlik Konseyi oturumunda Filistin'e tam üyelik verilmesi yönünde oy kullanan ülke sayısı 12 olurken, İngiltere ve İsviçre çekimser kaldı. ABD ise tasarıya veto etti.

Usfur, Manama Zirvesi’ni, ‘başta Washington olmak üzere küresel karar alıcıları etkileyecek kararlar almaya’ çağırdı. “Arap ülkeleri büyük bir ekonomik güçtür ve İsrail ya da Batı mallarını boykot etmek için resmi bir karar alırlarsa, bunun dünya ülkeleri üzerinde büyük bir etkisi olacaktır” diyen Usfur, ‘halkın yaptığı boykotun yeterli olmadığını’ belirtti.

Kudüs Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Dr. Cihad el-Harazin, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Tüm gözler, özellikle Gazze Şeridi'ndeki savaşın ekonomik, sosyal ve siyasi yansımalarıyla birlikte Filistin meselesinin öncelikli olduğu Manama Zirvesi’ni dört gözle bekliyor. Bu da ortak bir Arap tutumu ve bölgedeki tüm ülkelere yayılan ve Rusya-Ukrayna savaşından zarar gören ekonomik durumu daha da kötüleştiren yansımalarla yüzleşebilecek bir karar gerektiriyor” şeklinde konuştu. Harazin, Arap liderlere “tarım ve sanayi sektörü ile Araplar arası ticareti geliştirecek mekanizmalar geliştirmenin yanı sıra, söz konusu ekonomik yansımalar ve artan fiyatlarla yüzleşmek için acil bir plan geliştirmeleri” çağrısında bulundu.

Aynı bağlamda Zevadi, “Arap halklarının isteklerini ve bölge ülkelerinin çıkarlarını yerine getirmek için istenen sonuçları elde etmek amacıyla, Bahreyn'in zirveye ev sahipliği yapmak üzere gerçekleştirdiği hazırlıklara” dikkat çekti. Zevadi, “Bahreyn, karmaşık siyasi koşullar altında tarihinde ilk kez zirveye ev sahipliği yapmak üzere tarihi bir gün yaşıyor” dedi.

33’üncü Zirve, ‘Arap dayanışmasının güçlendirilmesine katkıda bulunacak ve bölgede barış, güvenlik ve istikrarın tesis edilmesine yönelik çabaları destekleyecek yapıcı kararların alınmasını’ gerektiren koşullar ile güvenlik sorunları çerçevesinde uluslararası bir ivme kazanıyor.

Zirvenin logosunda Bahreyn Krallığı'nın amblemi olan altın kraliyet tacı ile Arap Birliği'nin logosu bir araya getirilmiş ve altında ‘Bahreyn Zirvesi’ ibaresi yer alıyor. Zirveye ev sahipliği yapacak Manama sokakları, Arap ülkelerinin pankart ve bayraklarıyla donatıldı. Arap Birliği Genel Sekreterliği heyeti, zirve hazırlıkları kapsamında perşembe günü Manama'ya geldi. Son dönemde Arap Birliği Genel Sekreterliği ile Bahreyn arasında zirveye hazırlık amacıyla çeşitli toplantılar gerçekleştirilmiş ve bu toplantılar sırasında Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Husam Zeki başkanlığında zirveye hazırlık amacıyla genel bir komite oluşturulmuştu.


İsrail ordusu Gazze'nin kuzeyindeki çatışmalarda en az 4 askerin öldüğünü açıkladı

 İsrail ordusunun 99'uncu Tümenin Gazze Şehri'nin Zeytun bölgesinde (AFP)
İsrail ordusunun 99'uncu Tümenin Gazze Şehri'nin Zeytun bölgesinde (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze'nin kuzeyindeki çatışmalarda en az 4 askerin öldüğünü açıkladı

 İsrail ordusunun 99'uncu Tümenin Gazze Şehri'nin Zeytun bölgesinde (AFP)
İsrail ordusunun 99'uncu Tümenin Gazze Şehri'nin Zeytun bölgesinde (AFP)

Alman Haber Ajsansı’nın (DPA) haberine göre İsrail ordusu dün (Cuma) Gazze Şeridi'nin kuzeyinde devam eden çatışmalarda en az dört İsrail askerinin öldürüldüğünü açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Radyosu’ndan aktardığına göre ölenlerin hepsi çavuş rütbesinde ve "Nahal Tugayı'nın 931. Taburuna mensup.

Radyo, aynı olayda taburdan iki savaşçının, 401. Tugay'a bağlı 9. Tabur'dan ise altı kişinin olmak üzere toplam sekiz kişinin ağır yaralandığını bildirdi.

İsrail radyosu olayın tam zamanı hakkında daha fazla ayrıntı vermedi.


Kuveyt Emiri, Ulusal Meclis’i feshetti ve anayasayı askıya aldı

Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, dün (Cuma) akşam Kuveyt televizyonunda yayınlanan konuşmasında (Şarku’l Avsat)
Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, dün (Cuma) akşam Kuveyt televizyonunda yayınlanan konuşmasında (Şarku’l Avsat)
TT

Kuveyt Emiri, Ulusal Meclis’i feshetti ve anayasayı askıya aldı

Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, dün (Cuma) akşam Kuveyt televizyonunda yayınlanan konuşmasında (Şarku’l Avsat)
Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, dün (Cuma) akşam Kuveyt televizyonunda yayınlanan konuşmasında (Şarku’l Avsat)

Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, yeni hükümet kurma girişimlerinin tıkanması üzerine dün akşam (Cuma), Ulusal Meclis’i feshetme ve anayasanın bazı maddelerini dört yıldan fazla olmamak üzere askıya alma talimatı verdi.

Şeyh Meşal dün Kuveyt televizyonu üzerinden yayınlanan konuşmasında, “Düşüşü durdurmak ve çöküş aşamasına gelinmesini önlemek için ‘Ulusal Meclis’i feshetme ve anayasanın bazı maddelerini dört yılı aşmayacak bir süre için askıya alma’ emrini verdik. Bu süre zarfında demokratik sürecin tüm yönleri incelenecek, çalışma ve incelemenin sonuçları uygun gördüğümüz önlemleri almamız için bize sunulacak” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Kuveyt televizyonundan aktardığına göre Kuveyt Emiri, “Ülke, geçtiğimiz dönemde her düzeyde yansımaları olan zor zamanlardan geçti. Bu süreçte anayasal gerçeklere aykırı davranış ve eylemler gördük. Tahammül edilemeyecek zorluklar ve engellerle karşılaştık” şeklinde konuştu.

Şeyh Meşal, “Ülkenin çıkarlarına zarar verenler var. Bazı milletvekilleri, Emir'in temel yetkilerine müdahale edecek kadar ileri gitti ve Veliaht Prens seçimine dahi müdahale etmek istedi” diyerek bunun kabul edilemeyeceğini ve hoş görülemeyeceğini vurguladı. Şeyh Meşal, “Ulusal Meclis'teki anayasaya aykırı ve kabul edilemez uygulamalara son vereceğiz” ifadelerini kullandı.

“Ülkenin önceki yıllarda yaşadığı sağlıksız atmosfer; güvenlik, ekonomi ve yargı kurumları da dahil olmak üzere çoğu devlet kurumuna ulaşan yolsuzluğun yayılmasını teşvik etti” değerlendirmesinde bulunan Şeyh Meşal, “hiç kimsenin yasaların üstünde olmadığını ve kamu parasından yararlanan her kim olursa olsun, makamı ya da mevkisi ne olursa olsun cezasını çekeceğini” vurguladı.

Kuveyt televizyonu, Ulusal Meclis'in yetkilerinin Emir ve Bakanlar Kurulu tarafından üstlenileceğini bildirdi.


Irak UNAMI’nin misyonuna yeni bir sayfa açıyor

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, (AP)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, (AP)
TT

Irak UNAMI’nin misyonuna yeni bir sayfa açıyor

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, (AP)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, (AP)

Irak hükümeti, Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu’nun (UNAMI), görevinin bitiş tarihi olarak Ocak 2025'i belirledi ve "artık siyasi rolüne ihtiyacı olmadığını" belirtti.

Irak Başbakanı Muhammed Şi'a es-Sudani dün (Cuma) BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e Irak'taki durumu değerlendirmek üzere "gayri resmi taraflarla iletişim kuran" uluslararası ekibe itirazları içeren bir mektup gönderdi.

Sudani, Irak'ın daha önce UNAMI'nin görev süresinin azaltılmasını talep ettiğini, ancak Güvenlik Konseyi'nin "UNAMI'nin devam etmesi gerektiğini göstermek için Stratejik İnceleme Grubu'nu kurduğunu" hatırlattı.

Sudani’nin mektubunda, "Ekibin istişareleri Irak hükümetiyle sınırlı kalmamış, 2003 yılında UNAMI kurulduğunda hiçbir rolü olmayan tarafları da kapsamıştır" ifadeleri kullanıldı.

Irak Başbakanı, "Irak'ta siyasi bir misyonun varlığına dair gerekçeler artık mevcut değil" dedi. Guterres, misyonun görev süresinin 31 Ocak 2025'ten önce sona erdirilmesi ve geri kalan dönemdeki rolünün "kalkınma, iklim ve ekonomik reform" ile sınırlı olması çağrısında bulundu.

Özel bir siyasi misyon olan UNAMI, merhum Devlet Başkanı Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesinin ardından Irak Hükümeti'nin talebi üzerine BM Güvenlik Konseyi'nin 1500 sayılı kararı uyarınca 2003 yılında kurulmuştur.


İsrail Refah'ta ‘kırmızı çizgiyi’ geçmeyecek

İsrail Refah'ta ‘kırmızı çizgiyi’ geçmeyecek
TT

İsrail Refah'ta ‘kırmızı çizgiyi’ geçmeyecek

İsrail Refah'ta ‘kırmızı çizgiyi’ geçmeyecek

İsrail güvenlik kabinesi, müzakerecilere ateşkes konusunda bir anlaşmaya varma çabalarını sürdürme talimatı vermesine rağmen, ordunun Refah'taki operasyonunun ‘ölçülü bir şekilde genişletilmesini’ onayladı.

Axios'un dün (cuma) ismi açıklanmayan iki kaynağa dayandırdığı haberine göre söz konusu genişleme, ABD Başkanı Joe Biden'ın belirlediği ‘kırmızı çizgiyi’ aşmayacak. Üçüncü bir kaynak ise operasyonun genişlemesinin İsrail'e bazı askeri yardımları askıya almış olan Biden'ın belirlediği çizginin aşılması olarak görülebileceğini söyledi.

Bu arada İsrail tankları Refah'ın doğu ve batı yarısını ayıran ana yolun kontrolünü ele geçirerek, şehrin doğu yakasındaki ‘kırmızı bölgeyi’ tamamen kuşattı.

Öte yandan Hamas'a yakın Filistinli bir kaynak Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada Gazze Şeridi'ndeki çatışmaların bir ‘yıpratma savaşına’ dönüşebileceğini ima ederek, bunun “mümkün ve doğal olduğunu, çünkü direnişin bırakın Refah'ı, işgalin işgal edip yıktığı bölgelerde bile kendini yeniden konumlandırdığını ve bugün için kendini iyi hazırladığını” söyledi.

BM'de Filistin oylaması

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda ise 193 ülkeden 143'ünün oyuyla Filistin'e uluslararası örgütlerde yeni ‘haklar ve ayrıcalıklar’ tanıyan bir kararı ezici bir çoğunlukla kabul etti. Karar, BM Güvenlik Konseyi'ne Filistin'in küresel forumlarda 194’üncü devlet olması talebini yeniden gözden geçirme çağrısında bulunuyor.

Bu hamle ‘sembolik’ olmakla birlikte hem İsrail'i hem de ABD'yi kızdırdı. BM Genel Kurulu'nun 193 üyesinden sadece dokuzu itiraz ederken 25 ülke çekimser kaldı.


İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezini bombalaması sonucu 20 kişi öldü

İsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampına saldırısının ardından hayatta kalanları arayan Filistinliler (Arşiv- DPA)
İsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampına saldırısının ardından hayatta kalanları arayan Filistinliler (Arşiv- DPA)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezini bombalaması sonucu 20 kişi öldü

İsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampına saldırısının ardından hayatta kalanları arayan Filistinliler (Arşiv- DPA)
İsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampına saldırısının ardından hayatta kalanları arayan Filistinliler (Arşiv- DPA)

Filistin Enformasyon Merkezi (PIC) bugün (Cumartesi) İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimlerini hedef alan bombardımanında 20 kişinin öldüğünü bildirdi.

Merkez, Telegram hesabından yaptığı açıklamada ölenlerin cesetlerinin El Aksa Şehitleri Hastanesine nakledildiğini belirtti ancak daha fazla ayrıntı vermed.

Filistin Haber Ajansı (WAFA) daha önce, İsrail'in, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’na düzenlediği bombardımanda bir gazeteci, eşi ve oğlunun öldüğünü, birçok kişinin de yaralandığını bildirmişti.

WAFA, kimliği Baha Ukaşe olarak açıklanan gazetecinin Cibaliye’deki evlerini hedef alan bombardıman sırasında eşi ve oğluyla birlikte öldürüldüğünü belirtti.

Filistin Ajansı'nın kaynaklara dayandırdığı haberine göre İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Ez-Zevayide kasabasında bir evi bombalaması sonucu en az 10 kişi hayatını kaybetti.