Ürdün'de koronavirüs yasakları geri döndü

Cuma namazına gelenlerin, camiye girmeden önce ateşleri ölçülüyor (Reuters)
Cuma namazına gelenlerin, camiye girmeden önce ateşleri ölçülüyor (Reuters)
TT

Ürdün'de koronavirüs yasakları geri döndü

Cuma namazına gelenlerin, camiye girmeden önce ateşleri ölçülüyor (Reuters)
Cuma namazına gelenlerin, camiye girmeden önce ateşleri ölçülüyor (Reuters)

Ürdün'de, Mart ayı sonuna kadar zirveye ulaşması öngörülen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına bağlı olarak, daha önce görülmemiş sayılarda vaka ve ölümlerin kaydedilmesi sonucu ‘kontrolün kaybedilmesinden’ endişe edilerek, vatandaşların hareketini kısıtlayan, eğitimi aksatan ve sektörleri kapatan kapsamlı yasaklama kararlarına geri dönüldü.
Ürdün hükümeti, okullarda ve üniversitelerde yüz yüze eğitimi askıya almaya yönelik kararlar alırken, Ramazan ayı ve iftar saatlerinde yaygın olarak ihtiyati tedbirlerin gözlemlenecek olması ile işyerleri için 18.00’den, bireyler için 19.00’dan itibaren sokağa çıkma yasağının başlayacak şekilde yasak saatlerinin artırılacağını açıkladı. Yetkililer, hükümetin, toplu taşıma araçlarının koltuk kapasitesini azaltılması, cami ve kiliselerin kapatılması, kamu sektöründe çalışanların çalışma saatlerinin azaltılması gibi önlemler almaya da giderek yaklaştığını ifade etti.
Yetkililer, iki milyon aşı temin edilmesi sözü verilmesi ve tedarikçi şirketlerle sözleşme yapılmasının ardından, hükümetin Mart ayı süresince aşıların temin edilmesi konusunda sessizliğini garipsediler. Diğer yandan sağlık yetkilileri, aşı uygulama platformuna kaydolan vatandaşlarının sayılarının azlığı sebebiyle memnuniyetsizliklerini dile getirdiler. Resmi rakamlara göre, 500 bine yakın vatandaş ve sakin aşı yaptırmak üzere internet üzerinden yapılan devlet destekli platforma kayıt yaptırırken, bu kişilerden sadece 60 bini aşı oldu.
Kapsamlı yasak kararları, okulların ve üniversitelerin aksaması ve ekonomik sektörlerin kapatılmasından yaklaşık bir yıl sonra, hükümet, sağlık yönetiminde net bir şekilde görülen başarısızlık ve Sağlık Bakanı, Ulusal Epidemiyoloji Komitesi ve Salgın Durum Değerlendirme Kurulu’nun çelişkili açıklamaları sebebiyle katı kararlara geri döndü. Daha önce bu çelişkili açıklamalar sebebiyle, ekonomi sektörleri de şikâyetlerini dile getirmişlerdi.
Kısıtlamaların geri dönmesi ile milletvekili Halil Atiyye, Çarşamba günü gerçekleştirilen Ürdün Parlamentosu oturumunda, her hafta Cuma günü ele alınan kapsamlı yasakların ülkeye maliyetini gündeme getirdi.
Aynı oturumda, Ürdün Sağlık Bakanı Nazir Obeidat milletvekilleri tarafından soru yağmuruna tutuldu. Sağlık Bakanı aşı üreticilerinin koşullarına ilişkin cevaplar verdi ve Mart ve Nisan aylarında aşıların teslim alınacağı ihtimalini dile getirdi. Bakan, yaptığı diğer açıklamalarda, ihtiyati tedbirlere riayet edilmemesi, özel hastanelerin koronavirüs vakalarını kabul etmemesi gibi sorunların devam etmesi durumunda işlerin kontrolden çıkacağı konusunda uyarıda bulundu.
Öte yandan dün, Amman’da, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi ve Alman mevkidaşı Heiko Maas tarafından düzenlenen ortak basın konferansı sırasında, Safadi, Ürdün’ün toplamda 2 milyon doz aşı siparişi verdiğini belirterek, en geç Mayıs ayı sonuna kadar 240 bin doz aşı teslim alacağını açıkladı. Alman Bakan Maas ise, Ürdün’ün mültecilere aşı sağlama rolüne övgüde bulunarak şu ifadeleri kullandı:
“Ürdün, Suriyeli mültecileri aşılama kampanyasına dahil eden ilk ülkelerden biri, diğer ülkelerin de bunu yapmasını temenni ediyoruz.”
Ürdün, dün koronavirüsten 60 kişinin daha öldüğünü, 6 bin 649 yeni vaka kaydedildiğini açıkladı. Ülkede yapılan 44 bin 530 yeni test sonucunda alınan pozitif vaka oranı da yüzde 14,93’e düştü. Ülkede Pazartesi ve Salı günlerinde toplam 15 bine yakın yeni vaka kaydedilmişti.



ABD Başkanı ve Ürdün Kralı’nın önünde duran Filistin meseleleri

Doğu Kudüs’te Filistinlilere hizmet veren Makasid Hastanesi (Fotoğraf: Hastane kaynakları)
Doğu Kudüs’te Filistinlilere hizmet veren Makasid Hastanesi (Fotoğraf: Hastane kaynakları)
TT

ABD Başkanı ve Ürdün Kralı’nın önünde duran Filistin meseleleri

Doğu Kudüs’te Filistinlilere hizmet veren Makasid Hastanesi (Fotoğraf: Hastane kaynakları)
Doğu Kudüs’te Filistinlilere hizmet veren Makasid Hastanesi (Fotoğraf: Hastane kaynakları)

Beyaz Saray, ABD Başkanı Joe Biden'ın Cuma günü Beyaz Saray'da Ürdün Kralı 2. Abdullah, eşi Kraliçe Rania ve oğlu Veliaht Prens Hüseyin bin Abdullah'ı kabul edeceğini duyurdu. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada görüşmenin amacının, ABD ile Ürdün arasındaki dostluğu ve yakın ortaklığı güçlendirmeyi amaçlayan istişarelerde bulunulması olduğu belirtildi.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Başkan Biden'ın Kral 2. Abdullah ve Veliaht Prens Hüseyin'i kabul etmekten memnuniyet duyacağını belirttiği bildirildi. Ürdün Kralı 2. Abdullah geçtiğimiz yıl Temmuz ayında da Beyaz Sarayı ziyaret etmişti. Böylece Ürdün Kralı, bu ziyareti ABD Başkanı Biden’ın Beyaz Saray’a gelişinden bu yana ikinci kez gerçekleştirmiş olacak. Beyaz Saray’ın açıklamasında, Biden yönetiminin Ürdün'ü Ortadoğu'da istikrar için önemli bir güç, ABD'nin stratejik ortağı ve müttefiki olarak gördüğü vurgulandı.
Ziyaret, kutsal bölgelerde İsrailliler ve Filistinliler arasında patlak veren ve onlarca kişinin ölümüne yol açan çatışmaların ardından Kudüs'te yeni gerilimlerin yaşandığı bir dönemde gerçekleşecek. Beyaz Saray'daki kaynaklar, liderlerin bölgesel sorunlar, ikili ilişkiler ve Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın Ortadoğu ülkeleri üzerindeki etkisinin yanı sıra Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya erişimin ve durumu sakinleştirmenin yollarını ele alacaklarını belirttiler. Ürdün Kralı 2. Abdullah ve ABD Başkanı Biden, Mescid-i Aksa'da çıkan çatışmaların ardından gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinde sakinliğin korunması ve tansiyonun düşürülmesi gerektiğini vurguladılar. Kral Abdullah, İsrail'in Mescid-i Aksa'yı sürekli olarak işgal etme tehdidine karşı uyararak bunun öfkenin artmasına neden olabileceğini vurguladı. ABD yönetiminden yetkililer de Filistinli ve İsrailli taraflar ve diğer taraflarla temaslarda bulundular. ABD’li yetkililer, Mescid-i Aksa’nın tarihi statüsünün korunması ve İsrail’in kutsal mekanlardaki provokasyonlarının durdurulması çağrısında bulundular.
Filistin Yönetimi, Kral Abdullah'ın ABD ziyareti sırasında Washington DC’de bazı ABD’li senatör ve temsilcilerle görüşeceğini, Biden yönetimini Filistin-İsrail çatışmasına daha köklü bir şekilde müdahale etmeye ikna edeceğini ve böylece İsrail işgaline bir son verilmesinin ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurulmasının önünün açılacağını düşünüyor.
Öte yandan Başkan Biden’ın önümüzdeki ayın sonlarında İsrail'i ziyaret etmesi ve bu sırada İsrailli ve Filistinli yetkililerle bir araya gelmesi planlanıyor. Beyaz Saray, İsrail Başbakanı Naftali Bennett'e İsrail hükümetinin Batı Şeria’da Yahudi yerleşim birimleri inşasına ilişkin yeni açıklamalarda bulunmamasını şart koştu. Beyaz Saray, herhangi bir Yahudi yerleşim projesinin onaylanmasının ziyareti tehlikeye atacağı ve Washington'ın bunu Biden yönetimine karşı atılmış bir adım olarak göreceğini vurguladı.
Sızdırılan bazı bilgilere göre Başkan Biden'ın Doğu Kudüs’te Filistinlilere hizmet veren en büyük tıp merkezi olan Makasid Hastanesi’ni ziyaret edebilir. Biden’ın eski ABD Başkanı Donald Trump'ın kapatarak faaliyetlerini Batı Kudüs'teki ABD Büyükelçiliği binasına taşıdığı, Filistinlilere hizmet veren Doğu Kudüs'teki ABD Konsolosluğunu da açması bekleniyor. Biden yönetimi, Gazze Şeridi'nin ve Batı Şeria’nın gelişimine destek sağlayan Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’nın (UNRWA) programlarını yaklaşık 150 milyon dolarlık fon yardımı ile yeniden finanse etmeye başladığını ve iki devletli çözümü desteklediğini duyurarak Filistin davasına yönelik olumlu adımlar attı.
İsrail’in muhalefet kanadındaki sağcı partilerden kaynaklar, ABD Başkanı Joe Biden'ın bölgeye yapacağı ziyaret sırasında Filistinlilere yönelik bir iyi niyet jesti olarak işgal altındaki Doğu Kudüs'te Makasid Hastanesi’ni ziyaret etmeyi planladığını söylediler. Ancak, Naftali Bennett hükümetine yakın kaynaklar, böyle bir ziyarete karşı olduklarını açıklamakta gecikmediler.
Tel Aviv'deki üst düzey kaynaklara göre ABD’li bir heyet, Başkan Biden’ın ziyaretinin detaylarını düzenlemek üzere İsrail'e geldi. Heyetin görüşmeleri sırasında ziyaretin, 26 - 28 Haziran tarihlerinde iki gün sürmesi ve İsrail, Filistin Yönetimi, Ürdün ve muhtemelen Mısır ve diğer ülkeleri kapsaması kararlaştırıldı.
Başkan Biden’ın Beytullahim şehrini ziyaret etmesi ve orada Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmesinin yanı sıra, Filistin'in en büyük tıp merkezi olan Makasid Hastanesi gibi Doğu Kudüs'te Filistinlilere hizmet veren tesislerden birine alışılmışın dışında bir ziyarette bulunması planlanıyor. Kaynaklar, hastane ziyaretinin bir takım ipuçları taşıdığını söylediler. Çünkü eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimi daha önce ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak adlandırılan planı reddettiği için Filistin Yönetimi'ni cezalandırmak amacıyla bu hastane dahil Filistinlilere hizmet veren birkaç tesise yapılan mali yardımları kesme kararı almıştı.
Kaynaklara göre ABD heyeti, Başkan Biden’ın İsrail'in Doğu Kudüs'ü ilhak etme ve egemenliğini dayatma kararlarını tanımadığı ve bunu İsrail-Filistin çatışmasının bir parçası olarak gördüğü için İsrailli yetkililerin böyle bir ziyaretten hoşlanmayacağını vurguladı. Biden yönetiminin bu adımları, İsrail’in Kudüs’ü ilhakını ve onu İsrail'in başkenti olarak tanıyan Trump yönetiminin adımlarıyla tamamen ters düşüyor.
Naftali Bennett liderliğindeki İsrail hükümeti, Biden'ın ziyaretini eski Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki muhalefetle siyasi mücadelesinde bir destek olarak görse de Doğu Kudüs'ü bu şekilde ziyaret etmesini bu desteğin etkisizleştirilmesi olarak değerlendiriyor. Bu yüzden böyle bir ziyaretin Netanyahu'nun Bennett'e karşı savaşına yardımcı olacağını düşünüyor.
ABD heyetindeki yetkililer, bu özel durumda Özellikle Kudüs'te Filistinlilerin ABD’nin iyi bir jest yapmasına ihtiyaç duyduklarını açıklamaya çalıştılar. Başkan Biden’ın ABD’nin Doğu Kudüs'teki Kkonsolosluğunu Filistinlilere hizmet etmesi için yeniden açma sözünü yerine getirmek istediğini, ancak İsrail tarafının bunun İsrail’in egemenliğini baltaladığını söyleyerek buna karşı çıktıklarını vurguladılar. ABD’li yetkililer, hastane ziyareti ile ilgili önerinin siyasi değil, sembolik bir çözüm olduğunu belirttiler. Ancak Bennett'in yardımcıları, bu meselede Netanyahu’nun, kendilerine karşı bir düşmanlık kaynağı olarak ortaya çıkacağına işaret ettiler.
ABD'nin Biden'ın ziyaretinin tarihini ve programını henüz resmi olarak açıklamaması dikkati çekerken geçtiğimiz hafta Tel Aviv'e gelen ABD heyeti de çalışmalarını sessizce sürdürmeye ve medyanın ilgisinden tamamen uzak tutmaya gayret gösterdi.