Doğal limon suyunun vücut için en önemli faydaları

Doğal limon suyunun vücut için en önemli faydaları
TT

Doğal limon suyunun vücut için en önemli faydaları

Doğal limon suyunun vücut için en önemli faydaları

İngiltere merkezli Express internet sitesi, doğal limon suyunun sağlığa faydaları ile C vitamini, potasyum ve folat içerdiği için yüzlerce yıldır doğal bir ilaç olarak kullanıldığını vurgulayan bir haber yayınladı.
Habere göre, limon suyu, sindirime önemli ölçüde fayda sağladığından dolayı sindirim sürecini iyileştirmek için tüketilebilir. Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne (UPMC) göre, limon suyu vücuttaki istenmeyen atıklardan kurtulmak için enzim üretimini teşvik eden bir tür lif içerir. Limon özü ve kabuğun birleştirilmesi kabızlık riskini azaltabilir.
Diyete daha fazla limon suyu eklemek böbrek taşı riskini azaltmanın yanı sıra, böbrek taşlarına yol açabilecek kalsiyum birikimini de engeller. Ayrıca UPMC'ye göre, idrardaki sitrik asit (sitrik asit) seviyelerini yükselterek bunların önlenmesine ve sitrat kalsiyuma bağlanarak böbrek taşlarını önlemeye yardımcı olur.
Limon suyunun en önemli faydalarından biri de pektin içerdiği için kilo verdirmesidir, bu da daha uzun süre tokluk hissini arttırır ve günün ilerleyen saatlerinde atıştırma istediğini azaltarak diyette daha fazla kalori yakar. Limonun yüksek lif içeriği, kilo vermeye ve yağın azalmasına da neden olur.
Cildin pul pul dökülmesine ve siyah noktalardan kurtulmaya yardımcı olan anti bakteriyel olması da bu limon suyunun faydaları arasında. Limon suyu, C vitamini açısından zengin kolajen sentezini artırarak cilde yeni bir koruma katmanı sağlıyor.
Bununla birlikte, doğal limon suyunun en önemli faydası, kan şekeri seviyelerini kontrol etmeye yardımcı olan lif bakımından zengin olduğu için diyabet olasılığını azaltmaktır.



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe