Ürdün Başbakanı: Hükümet hastanedeki trajedinin siyasi sorumluluğunu taşıyor

Salt Devlet Hastanesi önündeki güvenlik güçleri (Reuters)
Salt Devlet Hastanesi önündeki güvenlik güçleri (Reuters)
TT

Ürdün Başbakanı: Hükümet hastanedeki trajedinin siyasi sorumluluğunu taşıyor

Salt Devlet Hastanesi önündeki güvenlik güçleri (Reuters)
Salt Devlet Hastanesi önündeki güvenlik güçleri (Reuters)

Ürdün Başbakanı Dr. Beşir el-Hasavne, hükümetin Salt şehrindeki devlet hastanesinde merkezi oksijen sistemindeki kesinti nedeniyle 7 hastanın hayatını kaybetmesindeki siyasi sorumluluğu kabul ettiğini söyledi.
Ürdün resmi haber ajansı Petra’ya göre Başbakan, hastanede yaşanan trajedi hakkında bugün mecliste yapılan acil oturumda, “Hükümet, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ışığında hastanelerde temel hizmet eksikliğinden veya bunun sorumluluğundan kaçmayacaktır” dedi.
Hükümetin, Yargı Konseyi’nden bağımsız bir adli soruşturma yürütmesini talep ettiğini dile getiren Başbakan, vatandaşın güvenini yeniden tesis etmek için siyasi sorumluluk taşıdıklarını söyledi.
İçişleri ve Sağlık Bakanlığı da, hastanede yaşanan olayla ilgili açıklama yaptı. Buna göre, yoğun bakım odalarındaki oksijen yetersizliği ile ilgili sabah saat 07:12’de bir rapor alındı. Sivil Savunma ekipleri bundan 18 dakika sonra hastaneye geldi. Ancak bu süreye kadar 7 kişi hayatını kaybetti.
Petra’ya göre, Silahlı Kuvvetler tarafından üç hafta içinde 600 tüp, Nisan ayında ise 10 ton üretebilecek oksijen fabrikası kurulmasına karar verildi.
Amman Başsavcısı Hasan Abdellat da, Salt Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybeden 8. kişiye yapılan otopsi sonucunda, ölümünün oksijen eksikliği nedeniyle değil, koronavirüs komplikasyonu sebebiyle yaşandığının ortaya çıktığını bildirdi.
Salt Başsavcısı, yaşanan olayın ardından hastane müdürü de dahil 5 görevlinin ‘ölüme sebebiyet verme’ suçlamasıyla gözaltına alınmasına karar verdi. Sağlık Bakanı da istifa etti.
Olayın hemen ardından Ürdün Kralı 2. Abdullah hastaneyi ziyaret etti.



Ürdün'den Bennett'in Kudüs ve Mescid-i Aksa'yla ilgili açıklamasına tepki

İsrail Başbakanı Naftali Bennett (AA)
İsrail Başbakanı Naftali Bennett (AA)
TT

Ürdün'den Bennett'in Kudüs ve Mescid-i Aksa'yla ilgili açıklamasına tepki

İsrail Başbakanı Naftali Bennett (AA)
İsrail Başbakanı Naftali Bennett (AA)

Ürdün Parlamentosu Filistin Komisyonu Başkanı Muhammed ez-Zahravi, "İsrail, kutsal kentte hiçbir kanuni, tarihi ve dini meşruiyete sahip değildir." dedi.
Komisyon Başkanı Muhammed ez-Zahravi tarafından okunan yazılı açıklamada, İsrail Başbakanı Naftali Bennett'in "Kudüs ve Mescid-i Aksa'yla ilgili tüm kararların İsrail tarafından alınacağına" ilişkin açıklamasına tepki gösterdi.
Zahravi, bu türden açıklamaların tüm bölgede dini savaşlar çıkarmak için ateşlendiğine dikkati çekerek, Bennett'e iki milyar Müslüman'ın sabrını denemeyi bırakması çağrısı yaptı. Zahravi, açıklamaları, "Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın dini ve tarihi realitisine karşı yapılmış bir darbedir" şeklinde değerlendirdi.
- İsrail Kudüs konusunda hiçbir hukuki ve tarihi meşruiyete sahip değil
Zahravi, İsrail'in bir sömürü işgal gücü olarak terör uyguladığını ve silahsız Filistin halkına karşı suç işlediğini ifade ederek, "İsrail, kutsal kentte hiçbir kanuni, tarihi ve dini meşruiyete sahip değildir." dedi.

- 144 dönüm alanlık Mescid-i Aksa yalnızca Müslümanlara aittir
Zahravi, Mescid-i Aksa'nın Ürdün Haşimi Krallığı vesayetinde olduğunu, ülkesinin buranın zamansal ve mekansal olarak bölünmesine kati olarak karşı çıktığını vurgulayarak, "144 dönümlük alana sahip Mescid-i Aksa yalnızca Müslümanların hakkıdır." dedi.
Dolaylı ya da direkt yürütülen tüm baskılara karşı koyduklarını dile getiren Zahravi, sözlerini "Kudüs, Filistin'in ebedi başkenti olarak kalacaktır." ifadesiyle sonlandırdı.
İsrail Başbakanlık ofisinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Başbakan Naftali Bennett, dün "Kudüs ve Mescid-i Aksa'yla ilgili tüm kararların dış etkenlere bakılmaksızın şehrin hakimi olan İsrail tarafından alınacağını" belirtmişti.

- Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor ancak Yahudiler, 2003'ten bu yana İdarenin izni olmadan İsrail'in tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabede giriyor.
Bu girişleri baskın olarak nitelendiren Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiğini belirtiyor.