Avrupa, pandeminin üçüncü dalgasıyla karşı karşıya

İrlanda AstraZeneca aşısının kullanımını askıya alıyor

Romalılar bugün başlayan kapanma önlemleri öncesi restoranların keyfini çıkarırken (EPA)
Romalılar bugün başlayan kapanma önlemleri öncesi restoranların keyfini çıkarırken (EPA)
TT

Avrupa, pandeminin üçüncü dalgasıyla karşı karşıya

Romalılar bugün başlayan kapanma önlemleri öncesi restoranların keyfini çıkarırken (EPA)
Romalılar bugün başlayan kapanma önlemleri öncesi restoranların keyfini çıkarırken (EPA)

Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) üçüncü dalgasının bazı Avrupa devletlerini ele geçirmesi, İtalya’nın sert kapanma kısıtlamaları uygulamasına, Almanya’daki üst düzey bir sağlık görevlisinin ise, virüsün üçüncü dalgasının başlamasına yönelik uyarıda bulunmasına neden oldu. Diğer yandan, Çek Cumhuriyeti’ndeki hastaneler, salgının hızla yayılması sonucu çok büyük bir baskı altında olmaları sebebiyle Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden yardım talebinde bulundu.
Çoğu Avrupa ülkesi, şimdiye kadar 23 milyondan fazla insanı koronavirüse karşı aşılayan İngiltere ile karşılaştırıldığında, 3 ila 7 milyon arasında değişen aşılama sayıları ile aşı kampanyalarının yavaş ilerlemesinin ardından kampanyalarını hızlandırmaya çalışıyorlar. AB’deki sağlık yetkilileri, iki hafta önce vaka sayısının sabitlendiğini ancak bazı ülkelerde restoranlar, mağazalar ve sosyal aktivitelerin yeniden açılması dahil olmak üzere kısıtlama önlemlerinin hafifletilmesinin ardından vaka sayılarında tekrar bir artış gözlemlendiğini bildirdi.
Dünya ülkeleri, koronavirüse karşı aşılama kampanyalarını yoğunlaştırmaya çalıştığı bir zamanda, İrlanda dün (Pazar) kan pıhtılasmasına sebep olmasına yönelik endişeler nedeniyle AstraZeneca aşısının kullanımını askıya alan son ülke oldu. Danimarka, Norveç ve Bulgaristan da dahil olmak üzere çok sayıda ülke geçtiğimiz hafta kan pıhtılarına sebep olduğuna yönelik endişeler nedeniyle İsveç-İngiliz ilaç devi AstraZeneca tarafından üretilen aşıların kullanımını dondurdu.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise aşının uygulanması ile kan pıhtılaşması arasında nedensel bir ilişki bulunduğunun doğrulanmadığını vurguladı. Üretici şirket ve Avrupa İlaç Ajansı (EMA) da AstraZeneca aşısının güvenli olduğu konusunda ısrar ettiler. AstraZeneca sözcüsü, uygulanan 17 milyondan fazla aşı dozu arasından kaydedilen vakalarla ilişkin güvenlik verileri analizinin, aşının kan pıhtılarının oluşma riskini arttığına dair herhangi bir kanıt elde edilemediğini belirtti. Sözcü, “Aslında, Kovid-19’a karşı AstraZeneca aşısına yönelik bu tür olaylar için ifade edilen sayılar, aşılan olmamış nüfuslarda doğal sebeplerle kaydedilen sayıdan daha az” olduğunu söyledi.
AstraZeneca aşısı, aşıların dünya çapında adil dağılımını sağlamayı amaçlayan ve WHO tarafından desteklenen Covax girişimi kapsamında, dünyanın en yoksul ülkelerine ulaştırılan aşıların en ucuzu ve en büyük miktarını temsil ediyor. Geniş çaplı aşılama çalışmaları, dünya çapında 2,6 milyondan fazla insanın ölümüne neden olan salgını sona erdirmek için son derece önemli.
İrlanda AstraZeneca aşısı uygulamayı durdurdu
İrlanda Sağlık Bakanlığı Sözcüsü, Fransız haber ajansı AFP’ye yaptığı açıklamalarda, “Kovid-19’a karşı AstraZeneca aşısı ile aşılama sürecinin, 14 Mart Pazar sabahından itibaren geçici olarak ertelendiğini” belirtti. Bu adım, İrlanda Ulusal Aşılama Danışma Komitesi’nin (NIAC) “Norveç İlaç Ajansı’ndan, AstraZeneca aşısının uygulanmasının ardından 4 yetişkinde kan pıhtılaşması oluştuğuna dair yeni raporların ardından” önlem olarak aşının kullanımının askıya alınması tavsiyesinin ardından geldi.
İrlanda Sağlık Direktörü Yardımcısı Dr. Ronan Glynn, “AstraZeneca aşısı ile bu vakalar arasında herhangi bir bağlantı olduğunun henüz doğrulanmadığını, bu adımın, daha fazla bilgi alınması beklenirken atıldığını” belirtti. Hükümet tarafından çarşamba günü güncellenen verilere göre İrlanda’da şu ana kadar yaklaşık 570 bin doz koronavirüs aşısı uygulandı. Bu aşıların 109 bini AstraZeneca tarafından üretilen aşılardı.
İrlanda, ocak ayı başlarında dünyadaki en yüksek enfeksiyon yayılımını kaydeden ülke olarak, vaka sayılarında yükselmenin gözlemlenmesinin ardından şu anda üçüncü bir karantina dönemini uyguluyor.
Sağlık yetkililerinin bildirdiğine göre, İtalya’nın Piyemonte bölgesi, aşı olan bir öğretmenin cumartesi günü hayatını kaybetmesinin ardından pazar günü AstraZeneca aşısının kullanımını askıya aldı. Yaşı bildirilmeyen kadın, Torino’nun kuzeyinde bulunan Biella kentinde yaşamını yitirdi. Piyemonte Bölgesi Sağlık Danışmanı Luigi Genesio Icardi, “Bu adım, aşının uygulanması ile ölüm vakaları arasında nedensel bir ilişki olup olmadığı öğrenilmesi beklenirken atılan ihtiyati bir adımdır” ifadelerini kullandı.
İtalya perşembe gününden bu yana, aşının pıhtılaşmaya neden olmasına yönelik endişeler nedeniyle AstraZeneca aşılarının bir partisinin kullanımını askıya almaya karar verdi.
Norveçli yetkililer, aşıların uygulanmasının ardından “Deri altı kanama geçiren ileri yaşlarda olmayan kişilere ilişkin hoş olmayan birkaç rapor alındığını” belirttiler. Yetkililer ayrıca “AstraZeneca aşısı yaptıran, ileri yaşlarda olmayan kişilerde, kan pıhtılaşması veya beyin kanamasına ilişkin üç rapor daha aldığını” açıkladı.
AstraZeneca’nın itibarı, cumartesi günü AB’ye yapılan sevkiyatlarda bir teslimat sıkıntısı olduğunu duyurması ile bir darbe daha aldı. Bu duyuru, salgının şiddetli bir şekilde vurduğu kıtada, aşılama kampanyalarının aksamalar ile başlaması nedeniyle eleştirilere maruz kalan AB liderleri için de bir başka darbe oldu.
Almanya’nın Bavyera Eyaleti yerel Sağlık Bakanı Klaus Holetschek, üretici firma tarafından AstraZeneca aşılarının sevkiyatlarının azaltılmasına eleştirde bulundu. Holetschek, haftalık BILD am Sonntag gazetesinin pazar günkü sayısında bunun “Asla kabul edilemez” olduğunu ve güveni büyük ölçüde zedelediğini söyledi. Holetschek, İngiliz-İsveç ilaç firmasının aşı ihracatı kısıtlamaları ile bu adımını gerekçelendirdiğini ancak “İhracat kısıtlamalarının, insanların hayatları pahasına olmasının mümkün olmadığını” belirtti.
Bavyera Eyaleti, özellikle sınır bölgelerinde aile hekimleri tarafından 1 Nisan itibariyle aşılamaya başlamayı planlıyor. Sağlık Bakanı açıklamalarında “Nisan ayı başında geleceği duyurulan aşının tedarik edilmesi ve her seviyede hızlı bir şekilde dağıtılması önemli” dedi. AstraZeneca şirketi cuma günü, geçtiğimiz günlerde AB ülkelerine 220 milyon doz yerine sadece 100 milyon doz aşı tedarik edebileceğini açıklamıştı.
Diğer yandan Fransız hükümeti dün yaptığı açıklamada, hastaneler vaka sayılarındaki artışla mücadele etmekte zorlanırken, bu hafta Paris bölgesinde yoğun bakım ünitelerindeki 100’e yakın hastanın başka hastanelere sevk edilmelerinin planladığını belirtti. Yetkililer, yavaş bir başlangıca tanık olan aşılama kampanyasını hızlandırmak için çalışırken, başkent ve çevresinde yaklaşık 12 milyon insanı etkileyen yeni bir kapanma önlemleri uygulamaktan kaçınmayı umuyorlar.
İtalya Sağlık Bakanı Sağlık Bakanı Roberto Speranza dün yaptığı açıklamada, hükümetin ülkenin dörtte üçüne uygulayacağı yeni kısıtlamalarının, ilkbaharın ikinci yarısında hafifletilmesine izin vermeyi umduğunu söyledi. Speranza’nın açıklamaları, bugün (Pazartesi) itibari ile yürürlüğe girerek, 6 Nisan’a kadar devam edecek olan ve Paskalya tatilini de kapsayan kısıtlamaların öncesinde geldi.



Trump'ın Ortadoğu ziyaretine dahil edilmeyen İsrail üzgün ama sessiz

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump'ın Ortadoğu ziyaretine dahil edilmeyen İsrail üzgün ama sessiz

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD Başkanı Donald Trump, İsraillilerin ülkelerinin en önemli müttefikiyle olan ilişkilerine dair varsayımlarını sarsan açıklamalar yaparken, İsrail'in aşırı sağcı hükümeti bu hafta diplomatik açıdan sessizliğini korudu.

Trump'ın Ortadoğu ziyareti sırasında İsrail'i es geçme kararı alması, yönetiminin İsrailli yetkililerin uzun süredir Hamas'a yardım etmekle suçladığı Katar da dahil olmak üzere Körfez ülkeleriyle iş anlaşmalarına giderek daha fazla odaklanmasının bir işareti olarak görülüyor.

İsrail, Trump’ın Ortadoğu ziyareti öncesinde de ABD'nin ezeli düşmanı İran'la yaptığı görüşmeler ve Trump'ın, İsrail'e yönelik füze saldırılarını sürdürme kararlılığına rağmen, Yemen'deki İran destekli Husileri bombalamayı durdurma kararı alması nedeniyle gergindi.

ABD, Gazze'deki son ABD vatandaşı İsrailli rehine Edan Alexander'ı eve getirmek için Hamas'la bir anlaşma müzakere ederken, İsrailli yetkililer bu duruma seyirci kaldı.

İsrailli yetkililer kendilerini Trump’ın Suriye’ye yönelik yaptırımların sona erdirileceğini duyurmasını ve İsrail'in gerçek yüzünü zar zor gizleyen tekfirci bir rejim olarak gördüğü Şam’daki yeni hükümetle ilişkilerin normalleştirilmesi çağrısını dinlerken buldular.

ABD Başkanı salı günü Riyad'da konuşurken Husilerle yapılan ateşkesten övgüyle söz ediyordu. İsrail basını, Yemen'den atılan bir füzenin kendilerine doğru yönelmesi nedeniyle Kudüs ve Tel Aviv başta olmak üzere İsrail'in çeşitli bölgelerinde siren seslerinin duyulduğunu bildirdi.

Trump da İsrail ile herhangi bir kopuş imasında bulunmaktan kaçınırken Körfez'de kendisine eşlik eden gazetecilere yaptığı açıklamada, ziyaretinin şimdiye kadar sadık destekçisi olduğu bir ülkeye nihayetinde fayda sağlayacağını söyledi.

Trump, “Ortadoğu'daki bu ülkelerle ve tüm ülkelerle böyle bir ilişkiye sahip olmak İsrail için iyi bir olur” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu şimdiye kadar Edan Alexander'ın serbest bırakılmasına yardımcı olduğu için Trump'a teşekkür etmek dışında bir yorumda bulunmadı.

Ancak Gazze Şeridi’nde sürdürdüğü savaş nedeniyle zaten uluslararası baskı altında olan ve Suudi Arabistan'la ilişkilerini normalleştirme umutlarını sekteye uğratan İsrail kamuoyu başta olmak üzere İsrail'in geride bırakıldığına dair kamuoyun yaygın bir algı hâkim.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığı habere göre İsrail’in sağ eğilimli Israel Hayom gazetesinin yorumcularından Yoav Limor, “Ortadoğu gözlerimizin önünde çok sayıda anlaşma ve toplantı ile yeniden şekillenirken, İsrail (en iyi ihtimalle) seyirci konumunda” diye yazdı.

Netanyahu, bazı ağır silahların sevkiyatlarını durduran ve radikal İsrailli yerleşimci gruplara yaptırımlar uygulayan eski ABD Başkanı Joe Biden yerine Trump'ı tercih ettiğini gizlememişti.

Gazze Şeridi’ndeki savaşı Hamas kesin bir yenilgiye uğratılana kadar sürdürmekte ısrar eden hükümetindeki dinci-milliyetçi aşırı sağcıların yanında yer alan Netanyahu, 18 aydır süren çatışmalardan artık bıkmış olan İsraillilerin baskısıyla karşı karşıya.

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) eski Ortadoğu İşleri Direktör Yardımcısı Jonathan Panikoff, son iki haftada yaşanan olayların 'önceliklerde açıkça bir farklılaşma olduğuna’ ve İsrail'in geleneksel olarak ABD yönetimlerinden gördüğü özel muamelenin artık var olmayabileceğine işaret ettiği değerlendirmesinde bulundu.

Şu anda Washington merkezli Atlantik Konseyi Ortadoğu Programı'ndaki Scowcroft Ortadoğu Güvenlik Girişimi Direktörü olarak çalışan Panikoff, “Trump'ın anlaşmalar, ticaret ve yatırım odaklı bir öncelikler listesiyle ilerlemeye kararlı olduğu açık” ifadelerini kullandı.

Panikoff, sözlerini şöyle sürdürdü:

“ABD ve İsrail'in sıklıkla yakın iş birliği içinde olduğu geleneksel siyasi ya da güvenlik konuları Trump'ın önceliklerine uymuyorsa, Trump yine de bu konularda ilerleme kaydedecektir.”

Trump yönetimi yetkilileri, ABD-İsrail ilişkilerinin hala güçlü olduğunu vurguluyorlar, ancak Trump'ın seçim kampanyasında verdiği Gazze ve Ukrayna'daki savaşları hızla sona erdirme sözünü yerine getirmeye çalıştığı bir dönemde, özel toplantılarda Netanyahu'ya yönelik hayal kırıklıklarını zaman zaman dile getiriyorlar.

Yetkililer Netanyahu'nun ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması için Hamas ile bir anlaşmaya varmak üzere daha fazla çalışmasını isterken, ABD, diplomatik bir çözüm arıyor ve İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurmasına çok az destek veriyor.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü James Hewitt, ABD yönetiminin Gazze'de halen tutulan 58 rehinenin serbest bırakılması ve Ortadoğu'da bölgesel güvenliğin güçlendirilmesi için İsrail'le birlikte çalışmaya devam ettiğini söyledi. Hewitt, “İsrail'in tarihinde Başkan Trump'tan daha iyi bir dostu olamaz” ifadesini kullandı.

İsrail hükümetindeki aşırı sağcılar, Trump'ın Gazze'yi Filistinlilerden arındırma ve Gazze’yi bir tatil beldesine dönüştürme planını açıklamasının ardından daha fazla sessiz kalmayı tercih ederken İsrailli yetkililer, ABD yönetimine yönelik herhangi bir eleştiriden kaçınmaya özen gösteriyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü bu hafta ABD vatandaşlığına sahip İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasında İsrail'in saf dışı bırakıldığı yönündeki endişelere ilişkin bir soruya “ABD egemen bir devlettir” yanıtını verdi. Sözcü, İsrail ile ABD arasındaki ‘dostane ilişkilerin medya aracılığıyla değil, doğrudan olduğunu’ ifade etti.

İsrail, Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff tarafından koordine edilen ateşkes görüşmeleri için Katar’ın başkenti Doha'ya bir heyet gönderdi, ancak İsrail ordusu, Gazze'ye yönelik saldırılarını yoğunlaştırarak dün onlarca Filistinliyi daha öldürdü.

Dün yaptığı açıklamada ‘İsrail'in durmayacağını ve teslim olmayacağını’ yineleyen Netanyahu, “Bu ayın başlarında Gazze'deki askeri operasyonlarını yoğunlaştıracağını açıklayan İsrail, Hamas'ın askeri yeteneklerinin yanı sıra yönetim kabiliyetinin de ortadan kaldırılmasını içeren savaş hedeflerine sadık kalmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.