Suudi Arabistan ve BAE aşı kampanyalarını hızlandırdı

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığına bağlı Sağlık Hizmetleri aşı sağlamaya devam ediyor. (SPA) / Dubai’deki aşı merkezlerinden biri. (AFP)
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığına bağlı Sağlık Hizmetleri aşı sağlamaya devam ediyor. (SPA) / Dubai’deki aşı merkezlerinden biri. (AFP)
TT

Suudi Arabistan ve BAE aşı kampanyalarını hızlandırdı

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığına bağlı Sağlık Hizmetleri aşı sağlamaya devam ediyor. (SPA) / Dubai’deki aşı merkezlerinden biri. (AFP)
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığına bağlı Sağlık Hizmetleri aşı sağlamaya devam ediyor. (SPA) / Dubai’deki aşı merkezlerinden biri. (AFP)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dün (Pazar), Kovid-19’a karşı yapılan aşı kampanyalarının, 16 yaş ve üzeri tüm vatandaşlar ve bölge sakinlerini kapsayacak şekilde genişletileceğini duyurdu. Söz konusu açıklama, Körfez ülkelerinin salgını kontrol etme çalışmalarını hızlandırdığı bir zamanda geldi.
Riyad, Sağlık Bakanlığı’nın 16 yaş ve üzeri kişilere Pfizer, 18 yaş ve üzeri kişilere ise AstraZeneca aşısı yapılacağını bildirdi.
Suudi Bakanlar Kurulu Cumartesi günü yapılan açıklamada, yaklaşık 3 milyon aşı dozunun 500 aşı merkezine dağıtıldığını söyledi.
Sağlık Bakanlığı vatandaşları Sehhaty uygulaması üzerinden aşı olmak için kayıt yaptırmaya çağırdı.
Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı dün, Kovid-19 kaynaklı yeni 7 ölümün kaydedildiğini bildirdi. Böylece Krallık’taki toplam ölüm sayısının 6 bin 609’a ulaştı.
Bakanlık yaptığı açıklamada, 367 yeni vakanın olduğunu belirterek, toplam vaka sayısının 385 bin 20’ye çıktığını söyledi. Ayrıca 277 kişinin hastalığı yenerek sağlığına kavuştuğu bildirilirken, hastalıktan iyileşen toplam kişi sayı 374 bin 412 olarak açıklandı.

BAE’de aşı kampanyalarına hız verildi
BAE her 100 kişiye düşen doz sayısı bakımından, dünyada İsrail’in ardından 2. sırada geliyor.
Cumartesi akşamı geç saatlerde yapılan açıklamada, BAE Sağlık Bakanlığı 16 yaş dahil olmak üzere tüm vatandaşları ve bölge sakinlerini Pazar gününden itibaren aşı olmak için kayıt yaptırmaya çağırdı. Yapılan açıklamada bu adımın, BAE’nin bölge sakinleri arasında kronik rahatsızlıkları bulunan kişilerin yüzde 73’ünü aşılamasının ardından geldiği bildirildi.
BAE vatandaşlarına ve sakinlerine 4 aşıyı ücretsiz olarak sağlıyor.
BAE’de Eylül ayında 600’lerde olan günlük vaka sayıları, Dubai’nin kışın, turizm sezonunda kapılarını ziyaretçilere açmasının ardından Ocak ayı sonlarında 4 binlere yükseldi.
Yetkililer halka açık alanlarda kısıtlamaları arttırdıkça söz konusu oran giderek azaldı. Ülkede bazı kısıtlamalarda esnemeler olduysa da, halka açık alanlarda maske takmak ve sosyal mesafe kurallarına uymak gibi kurallar hala zorunlu.
7 emirliğin ölüm ve vaka sayılarına ilişkin ayrıntılı bilgi vermeyen BAE, Cumartesi günü 2 bin 13 yeni Kovid-19 vakası kaydetti. Böylece BAE’deki toplam vaka sayısı 438 bin 638’e çıktı. Ölüm sayısının ise bin 433’e ulaştığı bildirildi.
BAE Sağlık ve Toplum Koruma Bakanlığı, Pazar gününden itibaren herkese aşı randevusu alma noktasında çağrıda bulundu. Söz konusu çağrı, en savunmasız grupların aşılanmaları noktasında öncelik verilen 6 haftalık zaman diliminin sona ermesinin ardından geldi.
BAE Haber Ajansı WAM, Bakanlığın 16 yaş dahil olmak üzere BAE vatandaşları ve bölge sakinlerinin, ülke genelindeki 205 aşı merkezinin herhangi birinde aşıyı ücretsiz olarak yaptırabileceklerini bildirdiğini aktardı. Aşı olmak için randevu almanın zorunlu olduğu açıklanırken, aşının komplikasyon riski en fazla olan grupları öncelemeye devam edeceği bildirildi.
Sağlık yetkilileri aşı kampanyalarında geçtiğimiz 6 hafta boyunca, vatandaşlar ve bölge sakinleri arasından kalp, şeker ve solunum yolu hastalığı gibi kronik rahatsızlığı bulunanlar dahil olmak üzere yaşlılara öncelik verilmesi noktasında çağrıda bulunmuştu.
Sağlık ve Toplum Koruma Bakanı Abdurrahman bin Muhammed el-Uveys söz konusu öncelikli grubun yüzde 72,89’unun aşılandığını açıkladı.
BAE acil kullanım için Sinopharma, Pfizer-BioNTech, Sputnik V ve AstraZeneca olmak üzere 4 aşıyı onayladı.
BAE şuana kadar her 100 kişiye 72,61 oranla, toplam 2,7 milyon doz aşı uyguladı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.