Lübnan, Suriye’den ‘oksijen bağışı’ ile Caesar Yasası’nı ihlal mi ediyor?

Eski Başbakan Yardımcısı Gassan Hasbani
Eski Başbakan Yardımcısı Gassan Hasbani
TT

Lübnan, Suriye’den ‘oksijen bağışı’ ile Caesar Yasası’nı ihlal mi ediyor?

Eski Başbakan Yardımcısı Gassan Hasbani
Eski Başbakan Yardımcısı Gassan Hasbani

Lübnan Sağlık Bakanı Hamad Hasan’ın Şam’ı ziyaret ederek, Suriye’den 75 ton oksijen bağışını kabul etmesinin ardından Lübnan Kuvvetleri Partisi, Suriye rejimiyle bakanlık düzeyinde iş yapmanın, Lübnan’ı Caesar (Sezar) Yasası gibi ABD yaptırımlarına maruz bırakabileceği konusunda uyardı.
Geçtiğimi Çarşamba günü Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, 75 tonun bir parçası olarak Lübnan’a öncelikle 25 ton oksijen gönderilmesi talimatı verdi. Suriye resmi haber ajansı SANA’ya göre Suriye makamları, Çarşamba günü Şam’ı ziyaret eden Lübnan Sağlık Bakanı Hamad Hasan’a oksijen stok durumları tükenmekte olan Lübnan’a oksijen sağlanacağını bildirdi.
Eski Başbakan Yardımcısı Gassan Hasbani, “Eğer Lübnan ihtiyaç duyulduğunda birden fazla ülkeden oksijen ithal ediyorsa, Suriye hükümetinden oksijen sağlama veya bir hediyeyi kabul etme anlaşmasının sağlık açısından bir değeri çok azdır” dedi. Hasbani, özel sektör olarak bu ihtiyacı karşılayan bir Lübnan- Suriye fabrikası olduğunu aktardı. Suriye’den gelen tankerlerin aniden durduğuna dikkati çeken Hasbani, bunların Lübnan topraklarına girmesinin engellendiğini de belirtti.
Gassan Hasbani, “Özel sektörden ithalat bir şey ve bakanlar düzeyinde iş yapmak başka bir şeydir. Bu ilişki, iki ülke arasında ilaçlar ve aşılar gibi mali veya aynı karşılıkla devam eder ve gelişirse bu da Lübnan’ı Caesar (Sezar) Yasası gibi ABD yaptırımlarına resmen maruz bırakabilir” dedi.
Sürpriz ziyaret kapsamında Şam’a gelen Hasan, gazetecilere şu açıklamalarda bulundu:
“Yoğun bakım odalarında solunum cihazlarıyla tedavi gören yaklaşık bin hastamız var. Allah korusun stokun tükenmesi durumunda -ki stoklar sadece bugüne kadar yeterliydi- binlerce kişi yaşamını yitirebilir.”
Bakan ayrıca, kötü hava koşullarının özellikle gemilerle yapılan sevkiyatların durumunu etkilediğini söyledi.
Bu bağlamda Hasbani, Lübnan Kuvvetleri internet sitesi üzerinde yayınlanan bir röportajında, bu tür bir anlaşmanın, uluslararası bir antlaşma olması dolayısıyla Bakanlar Kurulu kararına ve anayasal olarak Cumhurbaşkanının kararına tabi olduğunu belirtti. “Anlaşma, anayasanın 52. maddesine göre Cumhurbaşkanının yetkilerinden biridir” diyen Gassan Hasbani, mevcut koşullarda Cumhurbaşkanının bu yetkiyi başbakanla koordineli olarak kullanmasının mümkün olduğunu kaydetti. Hasbani, “Diğer ülkelerdeki bakanlıklarla iş birliği için mutabakat zaptı imzalandığında bu, konular arasında en az önemlisi oluyordu” dedi.
Lübnan Kuvvetleri, ziyaretin siyasi olduğuna inanıyor. Öyle ki Güçlü Cumhuriyet Bloğu üyesi olan Milletvekili Fadi Saad, “Çok açık ki iktidar, Suriye’den hastalar için değil, siyasi oksijene ihtiyacı olduğunu görene kadar büyük bir ikilemdeydi. Ancak bu iktidar, Suriye oksijeni zamanının geçtiğini unuttu” dedi.



Lübnan parlamentosu Joseph Avn'ı Cumhurbaşkanı olarak seçti

Lübnan parlamentosu Joseph Avn'ı Cumhurbaşkanı olarak seçti
TT

Lübnan parlamentosu Joseph Avn'ı Cumhurbaşkanı olarak seçti

Lübnan parlamentosu Joseph Avn'ı Cumhurbaşkanı olarak seçti

Lübnan parlamentosu, ilk turda gerekli oyu alamayan Ordu Komutanı Joseph Avn'ı ikinci turda 99 oyla yeni Cumhurbaşkanı olarak seçti.

Ülkenin 14’üncü cumhurbaşkanı seçilen Avn, Lübnan tarihinde cumhurbaşkanlığı makamına oturan beşinci ve üst üste dördüncü ordu komutanı oldu.

Yarın (Cuma) 61’inci yaş gününü kutlayacak olan Avn, başta ABD olmak üzere birçok ülkenin dış desteğine sahip. Ordu Komutanı’nın cumhurbaşkanlığı şansı, İsrail ile Hizbullah arasında bir yıl süren çatışmaların ardından varılan ateşkes anlaşması sonrası yükseldi.

2017'den bu yana orduya liderlik eden Avn, Ocak 2024'te emekli olacaktı. Ancak Lübnan'ın yıllardır tanık olduğu siyasi ve güvenlik krizlerinin ortasında, askeri otoritede bir boşluk oluşmasını önlemek için görev süresi iki kez uzatıldı.

Seçim oturumu, kilit bir oyuncu olan Hizbullah'ı zayıflatan yıkıcı bir savaşın ve komşu Suriye'de Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından yapıldı.