Bingazi’de yaşanan cinayetlerin ardından güvenlik önlemleri arttırıldıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/2886241/bingazi%E2%80%99de-ya%C5%9Fanan-cinayetlerin-ard%C4%B1ndan-g%C3%BCvenlik-%C3%B6nlemleri-artt%C4%B1r%C4%B1ld%C4%B1
Bingazi’de yaşanan cinayetlerin ardından güvenlik önlemleri arttırıldı
Libyalı Binbaşı Mahmud el-Verfali (AFP)
Trablus/Şarku'l Avsat
TT
TT
Bingazi’de yaşanan cinayetlerin ardından güvenlik önlemleri arttırıldı
Libyalı Binbaşı Mahmud el-Verfali (AFP)
Libya makamları, kentte meydana gelen cinayetlerin ardından Bingazi'deki güvenlik önlemlerinin sıkılaştırıldığını duyurdu.
AFP’ye göre, güvenlik önlemlerine dair açıklama, 18 Mart'ta çok sayıda insanın öldürülmesinin ve Libya Ulusal Ordusu’a bağlı Yıldırım Kuvvetleri’nin komutanı Mahmud el-Verfali’nin öldürülmesinden birkaç gün sonra gün sonra yapıldı.
Büyük Güvenlik Komitesi Başkanı Tuğgeneral Abdulbasit Ehmida Boğris, düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Libya Ulusal Ordusu Başkomutanı Mareşal Hafter'in talimatları gereği, en geç Pazartesi gününe kadar tüm dükkanlara güvenlik kameraları takmak zorunlu hale getirildi. Ayrıca plakasız ve siyah camlı araç kullanımı kesinlikle yasaklandı.”
Gözaltı operasyonları sadece Cumhuriyet Savcılığının emri ile yapılacak ve içeri girecek kişinin yüzü açık ve üzerinde resmi üniforma olacak.
Askeri Savcılık Başkanı Albay Ali Madi, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından işkence ve ağır suçlar nedeniyle aranan Mahmud el-Verfali’nin öldürülmesi davasında, Kasım ayında Bingazi'de öldürülen avukat Hanan el-Barasi' nin kızı Hanin İdris el-Abda ve Muhammed Abdulcelil Saad adındaki iki kişinin şüpheli olduğuna dikkat çekti.
Libya partileri, BM himayesiyle ülkeyi 10 yıllık bir çatışma ve kaostan kurtarmaya çalışıyor.
Halkın geçim kaynağı olan Libya petrolü ‘politikacıların arzularının rehinesi’https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4437311-halk%C4%B1n-ge%C3%A7im-kayna%C4%9F%C4%B1-olan-libya-petrol%C3%BC-%E2%80%98politikac%C4%B1lar%C4%B1n-arzular%C4%B1n%C4%B1n-rehinesi%E2%80%99
Halkın geçim kaynağı olan Libya petrolü ‘politikacıların arzularının rehinesi’
Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
Libya'da zaman zaman tekrarlanan petrol sahalarının kapatılma süreci, ‘halkın tek geçim kaynağı’ olduğu için vatandaşlar arasında birçok soruyu gündeme getiriyor. İktidar mücadelesi veren iki hükümet arasındaki bölünmüşlük ışığında, adeta ‘politikacıların rehinesi haline gelen üretimi aksatmanın faturasını kimin ödeyeceği’ sorusunun cevabı ise merak ediliyor.
Libya'nın 2014 yılından beri bir bütün olarak yaşadığı siyasi bölünme, petrol zenginliğine ve gelirlerine, ülke siyasetçilerinin siyasi arenada ve bu zenginliğin yönetim mücadelesinin perde arkasında pazarlık ettiği bir ‘koz’ olarak yansıyor.
Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Petrol ve Doğalgaz Bakanı Muhammed Avn, Güney Libya’daki eş-Şerara ve el-Fil sahalarının üretimi durdurulduktan sonra geçtiğimiz Cuma günü üretimin yeniden başlatılmasıyla ilgili ilk yorumunda “Kayıp 340 bin varil olarak gerçekleşti” ifadesini kullandı.
Cumartesi akşamı yerel basında yer alan açıklamalarında Avn, bir grup vatandaşın el-İntisar 103 sahasını ve Zuytine petrol limanını birbirine bağlayan hattaki 108 noktasının vanasını kapatmakla tehdit ettiğini söyledi. Avn, “Bu olsaydı, bir felaket yaşanırdı. O zaman onu ham petrol taşımak için kullanmak imkânsız olabilirdi” dedi.
Avn, “Petrol sahalarının ve tesislerinin tekrar tekrar kapanması durumunda bundan yalnızca halk etkilenecek” diyerek bunun ‘baskı için bir koz olarak kullanılmaması’ çağrısında bulundu.
Petrol alanındaki politikacılar ve uzmanlar, Libya'daki petrol üretiminin ‘büyük mali getirileriyle ilgili amaçlar için genellikle politikacılar tarafından pazarlığa tabi olduğuna, Libya'nın üç bölgesi arasında eşit olarak dağıtılmadığına ve Trablus’un en büyük payı denetimsiz olarak aldığına’ inanıyor.
Temsilciler Meclisi'ndeki (TM) Enerji Komitesi'nin bir üyesi, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada ‘petrol sahaları ve limanlarının kapatılmasının tehlikeli bir mesele olduğu ve bunun ülkenin geçimini tehlikeye atarak aslında herkesi riske attığını’ ifade etti.
Eski Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Maliye Bakanı Farac Bumtari'nin de mensubu olduğu ez-Zaviye aşiretinin bazı mensupları, üç petrol sahasını kapatmalarının ardından Cumartesi akşamı serbest bırakılmadan önce, Libya Merkez Bankası Başkanı es-Sıddık el-Kebir'i Trablus'ta ‘Farac Bumtari'nin kaçırılmasının bilgisine sahip olmakla’ suçladı.
Libya'daki limanlar ve petrol sahaları, Libyalı siyasetçiler arasında ‘kaynakların dağılımında adaletsizlik’ gibi nedenlerle yaşanan anlaşmazlıklar dolayısıyla geçtiğimiz yıllarda birden fazla kez kapatıldı.
Geçtiğimiz yıllarda, Libya'daki bazı petrol tesisleri, kendileri ve aileleri için mali yardım talep eden protestocular tarafından ‘rehin’ alındı. Petrol Bakanlığı ve Libya Ulusal Petrol Kurumu’na göre, söz konusu protesto eylemleri, ‘günlük üretim oranlarında birkaç kez düşüşe neden olan’ bazı petrol tesislerindeki çalışmaları kasıtlı olarak kesintiye uğrattı.
Avn, daha önce petrol sahaların kapatılması sürecinin ardından ‘bunun sonucunda kamu gelirinin etkileneceği’ uyarısında bulunmuş ve bunu ‘Libya tarafının el-Fil ve eş-Şerara sahalarındaki payının yüzde 88'i geçmesine’ bağlamıştı.
Ez-Zaviye kabilesinden ve Ubari şehrinden bir grup vatandaş, eş-Şerara, el-Fil ve 108 petrol sahalarını kapattı.
Kızgın gençler ‘108’ petrol sahasını kapattı. (Libya’nın güneydoğusundaki Petrol Tesisleri Muhafızları)
Başkent Trablus'un 750 km güneybatısında yer alan el-Fil petrol sahası günlük 70 bin varil üretim hacmine sahip. Saha, siyasi krizler nedeniyle geçtiğimiz yıllarda birden fazla kez kapatıldı. Eş-Şerara sahası ise günde yaklaşık 240 bin varil üretimle Libya'daki en büyük petrol sahalarından biri.
Denetim Bürosu Başkanı Halid Şakşak, TM üyeleriyle birlikte kamu harcamalarını takip etmek, mali kaynakların adil dağılımını sağlamak ve bunun sonuçlarını kavramsallaştırmak için bir ‘yüksek komite’ oluşturma kararının uygulanma olasılığını vurguladı.
Trablus şehrinde gerçekleştirilen toplantıda, Denetim Bürosu'nun önceki özelleştirme prosedürlerini takip etme deneyimi, harcamaları takip etme ve ‘dağıtımda adalet’ kriterlerinin mevcudiyetini doğrulama konusundaki istekliliği gözden geçirildi. Mekânsal kalkınma programlarına önem verilmesinin, tüm bölgelere hizmet eden stratejik programlara yönelmenin ve dağıtımda adaletin sağlanmasının önemine işaret edildi.
TM üyeleri, kamu harcamalarının denetimini artırmak için gözlemlerini ve tavsiyelerini dile getirdiler. Sürekli takip toplantıları düzenlemenin, ekonomik kaynakların dağılımı için adil kriterlerin mevcudiyetinin doğrulanmasının ve harcama için gerekli prosedürlerin bütünlüğünün sağlanmasının önemini vurguladılar.