Gökte ararken yerde buldular: "Parçalanan gezegen, Dünya'nın kalbinde yaşıyor"

Theia'nın ismi, Yunan mitolojisindeki Ay Tanrıçası Selene'nin annesinin isminden geliyor. Zira bu gezegenin, Dünya'yla çarpışarak Ay'ı oluşturduğu düşünülüyor (NASA)
Theia'nın ismi, Yunan mitolojisindeki Ay Tanrıçası Selene'nin annesinin isminden geliyor. Zira bu gezegenin, Dünya'yla çarpışarak Ay'ı oluşturduğu düşünülüyor (NASA)
TT

Gökte ararken yerde buldular: "Parçalanan gezegen, Dünya'nın kalbinde yaşıyor"

Theia'nın ismi, Yunan mitolojisindeki Ay Tanrıçası Selene'nin annesinin isminden geliyor. Zira bu gezegenin, Dünya'yla çarpışarak Ay'ı oluşturduğu düşünülüyor (NASA)
Theia'nın ismi, Yunan mitolojisindeki Ay Tanrıçası Selene'nin annesinin isminden geliyor. Zira bu gezegenin, Dünya'yla çarpışarak Ay'ı oluşturduğu düşünülüyor (NASA)

Yeni bir araştırma, Dünya'nın merkezinde gizlenen kayaların, eski gezegen Theia'nın kalan son parçaları olabileceğini ortaya koydu.
Bilim insanları milyarlarca yıl önce Theia adlı Mars büyüklüğünde bir gezegenin Dünya'yla çarpıştığını ve Ay'ın bu şiddetli çarpışmadan doğduğunu düşünüyor.
Dünyanın derinliklerinde, "LLSVP" adı verilen bir dizi yoğun kaya bloğu bulunuyor. ABD'deki Arizona Eyalet Üniversitesi'nden bir ekip, bu devasa blokların Theia'nın parçaları olabileceğine inanıyor.
Bu kaya bloklarından biri Afrika'nın altında, bir diğeri de Pasifik Okyanusu'nun derinliklerinde gömülü. Uzmanlar bu iki büyük bloğun Dünya'nın manyetik alanının zayıflamasına sebebiyet verdiğini ifade ediyor.

Yeni araştırmanın başyazarı Qian Yuan, Dünya'nın çekirdeğini saran bu blokların çevredeki diğer kayalardan kimyasal açıdan farklı ve daha yoğun olduğunu öne sürdü.
Yuan, Theia'nın mantosunun Dünya'nınkinden daha yoğun olduğunu ve bu nedenle çarpışma sırasında bazı parçalarının Dünya'nın mantosunun derinliklerine battığını söyledi.
Dünyanın çekirdeği ve dış kabuğu arasında yer alan mantonun kalınlığı, yaklaşık 2 bin 860 kilometreye ulaşıyor. Bu katman, Dünya'nın toplam hacminin yüzde 84'ünü oluşturuyor.
Yuan ve ekibinin oluşturduğu model, Theia'ya atfedilen kayaların Dünya'nın mantosunda bulunanlardan yüzde 3,5 oranında daha yoğun olduğunu ve bu sayede mantonun derinlerine batmış olabileceğini ortaya çıkardı.
Bulgularını 15 ve 19 Mart arasında sanal ortamda düzenlenen 52. Ay ve Gezegen Bilimi Konferansı'nda (Lunar and Planetary Science Conference) sunan Yuan, "Theia'nın örtüsünün Dünya'nınkinden daha yoğun olabileceğini gösterdik" dedi.
Yuan'a göre bu kayalar zamanla çekirdeğin yakınlarına ilerledi ve bugün bilim insanlarının sismik faaliyetlerle gözlemleyebildiği LLSVP'lerin bulunduğu konuma ulaştı. Yuan bunu şöyle açıkladı:
"Theia mantosundan gelen malzemeler, Dünya mantosunun en alt kısımlarına battı. Ve burada birikerek sismik faaliyetlerde gözlemlenen LLSVP'leri ortaya çıkaran termokimyasal yığınları oluşturdu."
Araştırmanın ardındaki ekibe göre "Büyük Çarpışma" teorisi, Dünya-Ay sisteminin fiziksel özellikleriyle uyumlu. Ancak şimdiye dek Theia'nın varlığını kanıtlayan herhangi bir keşif yapılmadı.
Bu çarpışmanın yaklaşık 4,5 milyar yıl önce, Güneş Sistemi'nin oluşmaya başlamasından 20 ila 100 milyon yıl sonra meydana geldiği tahmin ediliyor.
Teoriyi destekleyen uzmanlar bu çarpışmayla iki gezegenin çekirdeğinin kaynaştığını ve muhtemelen yaşamın ortaya çıkışı için gerekli kimyasalları serbest bıraktığını öne sürüyor.
 
Indepedent Türkçe, Science Alert, Daily Mail



Yapay zekaya yöneltilince çevreye en çok zarar veren sorular belirlendi

Tablet ekranında ChatGPT ve DeepSeek sohbet botlarının logoları görülüyor (AFP)
Tablet ekranında ChatGPT ve DeepSeek sohbet botlarının logoları görülüyor (AFP)
TT

Yapay zekaya yöneltilince çevreye en çok zarar veren sorular belirlendi

Tablet ekranında ChatGPT ve DeepSeek sohbet botlarının logoları görülüyor (AFP)
Tablet ekranında ChatGPT ve DeepSeek sohbet botlarının logoları görülüyor (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre OpenAI'ın ChatGPT'si gibi yapay zeka sohbet botlarının mantıklı düşünmesini ve akıl yürütmesini gerektiren sorgular, diğer soru türlerine göre daha fazla karbon salımına yol açıyor.

ChatGPT gibi geniş dil modellerine (GDM) yazılan her sorgu enerji gerektiriyor ve karbondioksit salımına yol açıyor. Almanya'daki Münih Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nden araştırmacılar bu emisyon seviyelerinin sohbet botuna, kullanıcıya ve konuya bağlı olarak değiştiğini söylüyor.

Hakemli dergi Frontiers'ta yayımlanan araştırma, 14 yapay zeka modelini karşılaştırarak karmaşık akıl yürütme gerektiren cevapların, basit cevaplara göre daha fazla karbon salımı yaptığını ortaya koydu.

Soyut cebir veya felsefe gibi uzun uzun muhakeme gerektiren sorgular, lise tarih dersi gibi daha dolambaçsız konulara göre 6 kat daha fazla emisyon üretiyor.

Araştırmacılar yapay zeka sohbet botlarını sık kullananların, karbon emisyonlarını sınırlamak için sordukları soruların türünü ayarlamasını öneriyor.

Çalışma, farklı konularda bin standart soru üzerinden 14 GDM'yi değerlendirerek karbon salımlarını karşılaştırdı.

Çalışmanın yazarı Maximilian Dauner, "Eğitimli GDM'lere sorulan soruların çevresel etkisi, bunların muhakeme yaklaşımına büyük ölçüde bağlı ve doğrudan akıl yürütme süreçleri, enerji tüketimini ve karbon salımlarını önemli ölçüde artırıyor" diyor.

Akıl yürütme özelliğine sahip modellerin, yalın yanıt veren modellere kıyasla 50 kata kadar daha fazla karbondioksit salımına yol açtığını gördük.

Bir kullanıcı yapay zeka sohbet botuna soru sorduğunda, sorgudaki kelimeler veya kelime parçaları bir dizi sayıya dönüştürülerek model tarafından işleniyor. Bu dönüştürme ve yapay zekanın diğer hesaplama süreçleri karbon salımlarına neden oluyor.

Çalışma muhakeme becerisine sahip modellerin soru başına ortalama 543,5 jeton (token) oluştururken, yalın modellerin sadece 40 jeton gerektirdiğini belirtiyor.

Makalede "Daha yüksek jeton ayak izi, her zaman daha yüksek CO2 emisyonu anlamına gelir" ifadeleri kullanılıyor.

Örneğin yaklaşık yüze 85 doğruluk oranına ulaşan Cogito, en isabetli modellerden biri. Yalın cevaplar veren benzer boyutlardaki modellere göre üç kat daha fazla karbon emisyonu üretiyor.

Dr. Dauner, "Şu anda GDM teknolojilerinin doğasında, doğruluk ve sürdürülebilirlik arasında bir taviz verme ilişkisi görüyoruz" diyor. 

Emisyonları 500 gram karbondioksit eşdeğerinin altında tutan modellerin hiçbiri, bin soruyu doğru cevaplamada yüzde 80'in üzerinde doğruluk oranına ulaşamadı.

Karbondioksit eşdeğeri, çeşitli sera gazlarının iklim değişikliği üzerindeki etkisini ölçmek için kullanılan bir birim.

Araştırmacılar yeni bulguların, insanların yapay zeka kullanımı hakkında daha bilinçli kararlar almasını sağlayacağını umuyor.

Araştırmacılar bir örnek vererek DeepSeek R1 sohbet botundan 600 bin soruyu yanıtlamasını isteyen sorguların, Londra'dan New York'a gidiş-dönüş uçuşuna eşdeğer karbon emisyonu yaratabileceğini söylüyor.

Buna karşılık Alibaba Cloud'ın Qwen 2.5'i, benzer doğruluk oranlarıyla üç kat daha fazla soruya cevap verirken aynı emisyon seviyelerine ulaşıyor.

Dr. Dauner, "Kullanıcılar, yapay zekadan yalın cevaplar vermesini isteyerek veya yüksek kapasiteli modellerin kullanımını, gerçekten bu gücü gerektiren görevlerle sınırlayarak emisyonları önemli ölçüde azaltabilir" diyor.

Independent Türkçe